..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > seyfullah ÇALIÞKAN




10 Mayýs 2004
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým  
seyfullah ÇALIÞKAN
Önümüzdeki hafta yeni bir kitaba baþlayacaðým. Ýçinde bahçe bitkilerinin bakýmý hakkýnda deðerli bilgiler bulabilirsiniz. ÇEKÝRGENÝN AYAÐINDA NALÝNÝ. Birinci baskýsý tükenmeden sipariþ etmeyi sakýn unutmayýn..


:FHCI:
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým

Aðrýmayan diþe kerpeten vurdurmak, dertsiz baþýma dert almak konusunda uzmanýmdýr. Ýþ iþten geçtikten sonra boþ yere dövünüp durmak, salya sümük aðlamak konusunda da kimse benimle boy ölçüþemez. Bir iþte dikiþ tutturmayý, bir baltaya sap olmayý da beceremedim. Yaþýmý baþýmý aldým ama dersimi almadým. Hala aklým iki karýþ havada. Pazarlamacýlýktan taksi þoförlüðüne, gece bekçiliðinden pazarcýlýða kadar yapmadýðým iþ kalmadý. Þans bir kerecik bile olsa yüzüme gülmediyse benim suçum ne? Elimi neye attýysam kurudu. Allah “Yürü ya Erkan!” demedi. Can çýkmadan huy çýkmazmýþ. O kadar þamar yedik bir türlü uslanamadýk, durulamadýk. Ýlla her yere burnumu sokacaðým. Kambersiz düðün mü olur?
Arkadaþým Veli’yle birlikte emlak iþine soyunduk. Aha, bakýn þuraya yazýyorum, bu iþte kesin yýrtacaðýz. Köþeyi dönmemize çok az kaldý. Hele bir yaz gelsin. Emlak iþi þöyle iyice canlansýn. Eþek yüküyle para kaldýracaðýz.
Fakülte okulundan arkadaþým Veli ayarsýzýn biridir. Kýrþehir'in köylüðünden olduðuna bakmadan her türlü ortama girer çýkar. "Akþama bendensin. Gelip seni evden alýrým. Üstüne adam gibi bir þeyler giy."deyip telefonu trak diye kapattý. Bana bir yalan uyduracak kadar zaman tanýmadý. Gak guk edecek kadar, iþim var, misafir gelecek demeye bile fýrsat býrakmadan emri vaki olarak olaya son noktayý koydu. Keþke "Ben gelemiyorum." diyebilseydim. Hadi o ne halt isterse yesin. Bana ne oluyor? Madem ki biliyorum ...mün huyunu, niye içiyorum turþunun suyunu? Adýný aklýmda tutmayý hiçbir zaman beceremeyeceðim güzide bir kulübümüzün yaza veda partisi varmýþ. Oraya gidecekmiþiz.
     Sanki yaz gelirken bize mi sormuþ? Uðurlamasak, vedalaþmasak hürmette kusur mu edeceðiz? Oldu olacak minibüs duraðýna kadar geçirseydik bari. Tamam, Veli ile ben birer kazmayýz diyelim. Bu olayda yaza veda partisi veren kulübün hiç mi suçu yok? Kardeþim, her önüne gelene niye davetiye daðýtýyorsunuz? Biraz seçici olun. Davetiyenin altýna iki küçük cümlecik ekleseniz geberir misiniz? "Eli pantolon cebinden sürekli þeyini karýþtýran, dam budalalarý ve damý olmayanlar giremez." yazsanýz olay bitecek.
     Bizim kýrkayak söylediði gibi akþam üzeri gelip arabasýyla beni evden aldý. Kulübe vardýðýmýzda saat dokuza geliyordu. Kapýda karýnca gibi görevli kaynýyordu. Veli, kapýdaki oðlana bir beþlik toka edip arabanýn anahtarlarýný uzattý. Giriþte yedi sekiz kadar izbandut gibi korumalar vardý. Giriþin her iki yanýnda kocaman iki meþale isli dumanlar kusarak yanýyordu. Davetiyelerimizi kapýdaki Ýngiliz Lordu kýlýklý görevliye uzattýk. Saygýyla eðilip “Hoþ geldiniz efendim” diyerek bizi selamladý. Bahçedeki kalabalýða doðru yürüdük.
     Konuklar bahçedeki kocaman havuzun etrafýnda toplanmýþlardý. Havuzun etrafý bodur aðaçlar ve çiçeklerle süslenmiþti. Ahþap bir çardaðýn altýnda havuz boyunca uzanan bir yiyecek büfesi hazýrlamýþlardý. Büfenin hemen arkasýnda dört barmen konuklara içki servisi yapýyordu. Büfenin üzerinde küçük sandviçler, kanepeler, meze sayýlabilecek ve atýþtýrýlacak yiyecekler deðerli bir tablo gibi masalarý süslüyordu. “Ölmeden cennete düþmek bu olsa gerek.” diyerek soluðu büfenin önünde aldýk. Görünüþü ile ilgimi çeken her þeyin tadýna bakmaya baþladým. Adýný bile bilmediðim, daha önce hiç görmediðim yiyeceklerle birer birer ilgilendim.
Bodur aðaçlarýn üzerlerine, havuzun dibine ve binanýn duvarlarýna yerleþtirilmiþ lambalarla bahçede yumuþak bir aydýnlýk yaratýlmýþtý. Iþýklar ortamý boðmadýðý için gökyüzündeki yýldýzlar pýrýl pýrýl görünüyordu. Manzara gerçekten çok etkileyiciydi. Þýk giyimli beyefendiler, birbirinden güzel iki dirhem bir çekirdek kadýnlar havuzun etrafýnda birbirleriyle sohbet ediyordu.
     Veliyle birlikte kýtlýktan çýkmýþ gibi yiyeceklere ve içkilere saldýrdýk. O gece ilk kez adýný filmlerin bar sahnelerinden anýmsadýðým martini, malibu, blodymaryi (Çok sonra bir arkadaþým bana kanlý marynin bir bayan içkisi olduðunu söyledi.) bile denedim. Ýþin içinde para pul, hesap, kitap falan olmayýnca kendimi kaybetmiþ olmalýyým.
     “Veli!! Aslan arkadaþým. Seni yirmi yýldýr tanýrým. Ýlk defa kedi olalý bir sýçan tuttun. Ýtiraz istemem. Ýçimden geldi. Dur, vallahi öpçem.”deyip arkadaþýma sarýldým. Hafif þapýrtýlý ve alkol katkýlý bir içtenlikle onu öptüm.
Karným ve gözüm doyunca elimde þarap kadehi ile etrafý kolaçana çýktým. Karný tok her hemcinsim gibi diðer davetlileri özellikle de bayanlarý süzmeye baþladým. Beþ kiþilik bir davetli öbeði kendi aralarýnda keyifle sohbet ediyorlardý. Onlarýn yanýnda ama onlarla alakasý iðreti duran bir fýstýða gözüm iliþti. O konuþmuyordu, sadece dinliyor ve gülüyormuþ gibi yapýyordu. Arada bir gülme taklidini ustalýkla sürdürürken bakýþlarýný davetliler üzerinde gezdiriyordu. Belki de henüz gelmemiþ birini bekliyordu. Onu göz hapsine alýp, bu gece için çalýþma alaným olarak seçtim. Tanýþma giriþiminde bulunmadan önce biraz daha bekleyecektim. Eðer bir beklediði varsa ve yarým saat içinde gelirse ondan vazgeçecektim.
     Karný tok, hafif alkollü, giriþimciliði ve medeni cesareti tavan yapmýþ bir çapkýn olarak kendim için seçtiðim yeni hedefe kilitlendim. Fýstýðým esmer, orta boylu, balýk eti hoþ bir kadýndý. Kýsa kesilmiþ saçlarý boynuna kadar uzamýþ, erkeklerin yaptýðý gibi ön tarafý yana taranmýþtý. Yuvarlak yüzü, simsiyah gözleri, kalemle çizilmiþ kadar biçimli kaþlarý ve çok güzel dudaklarý vardý. Bir afet sayýlmasa da çekici ve güzel biriydi.
Bir süre bekledikten sonra artýk onunla tanýþmak için harekete geçmem gerektiðini düþündüm. Fazla gecikirsem bir baþkasý elini çabuk tutabilir, bana da sadece arkasýndan bakmak kalabilirdi. Kendi eserim olaný On Derste Manita Araklama Stratejileri kitabýmýn ilk dersini uygulamaya baþladým.

Ders 1: Gözünüze önceden kestirdiðiniz bayanla tanýþmak için çok aceleci davranmayýn. Yerden biter gibi karþýsýna çýkmak bayanlar tarafýndan itici bulunmaktadýr. Bir süre göz hapsine alýp davranýþlarýný gözleyin. Yanýna gitmek için uygun zamaný seçin. Örneðin tuvalete giden bir bayanýn önünü keserek onunla tanýþamazsýnýz. Çünkü acil durum gereði size ayýracak zamaný olmayabilir. Tanýþmak için bayanýn yanýna gittiðinizde sakýn heyecanlanmayýn. Heyecanlansanýz bile belli etmeyin. Yapýlan bilimsel araþtýrmalar, tanýþma aþamasýnda yapýlan giriþimlerin yüzde doksan oranýnda baþarýsýzlýkla sonuçlandýðýný gösteriyor. Ölmüþ eþek kurttan korkmaz. Eðer yüzde onluk dilimdeki þanslý erkeklerden biri olmak istiyorsanýz kendinize güvenin. Uzun ve anlaþýlmasý zor cümleler seçmeyin. Esperili ve doðal olun. Tanýþmaya çok hevesli gibi davranmayýn. Çünkü kadýnlar çok hevesli olduðunu hissettiren erkeklerin iþini özellikle zorlaþtýrýrlar. “Nasýlsa bu kolay vazgeçmez; biraz eðleneyim, tadýný çýkarayým” diye düþünürler. Özellikle içten ve açýk sözlü olun. Herkes açýk sözlü insanlara karþý hoþgörülüdür. Ucuz esprilere gülün. Küçük aksiliklerin keyfinizi kaçýrmasýna izin vermeyin.

Yanýna gidip elimi uzattým.
- Ýyi akþamlar, benim adým Erkan.
- Memnun oldum. Benimki de Songül…
- Bana yazýk ama, bir saattir sizi kesiyordum.
- Zamanýnýzý boþa harcamýþsýnýz.
- Ne yani, benimle sohbet etmek istemiyor muzunuz?
- Buna mecbur muyum?
- Evet, çünkü benim iþim bu.
- Nasýl yani?
- Davetteki yalnýz kadýnlarla ilgilenmek için ücret alýyorum.
Güldü, gülerken elindeki kadehten yere biraz þarap döküldü. Kitabýn birinci dersini geçmiþtim.
Gülmesi bu iþini gizli þifresinin çözmek gibi kabul ediliyordu.
- Birazdan arkadaþým gelecek. Benimle fazla ilgilenmeniz gerekmiyor.
- Olsun, gelinceye kadar ben size arkadaþlýk ederim.
- Dudaðýnýzýn kýyýsýnda bir þey mi var?
- Vardýr. Biraz evvel masalarda ne var, ne yoksa hepsini silip süpürdüm.
- Çok mu açtýnýz.
- Hayýr, bedava diye yedim.
- Ýsterseniz sizin için de bir þeyler getirebilirim.
- Hayýr, rejimdeyim.
- Hadi caným, ne rejimi? Bence hiç ihtiyacýnýz yok.
Yalan söyledim. Ýnsanlarýn çoðu güzel yalanlara hemen hemen hiç itiraz etmezler..

Ders 2: Tanýþma eylemi gerçeklenmiþse baþarýnýzý ödüllendirin. Bayan için de mutlaka bir
þeyler yapýn. Örneðin bir partide tanýþmýþsanýz içki, yiyecek falan alýn. Orkestraya bahþiþ verip onun için bir þarký çalmalarýný saðlayýn. Hava serinse omuzlarýna atýlacak bir þal bulun. Yaðmurluysa þemsiyenizi onun üzerine tutun. Her zaman yapýlacak bir þey vardýr. Yaratýcýlýðýnýzý kullanýp bir çözüm yolu bulun. Cömert ve özverili biri olduðunuzu gösterin. Onun için bir þey yaparsanýz kendini size borçlu hissedecektir. En azýndan kolayca çekip gitmesini önlemiþ olursunuz. Hiçbir iyilik karþýlýksýz býrakýlamaz. Ona karþý ilginizi davranýþlarýnýza yansýtýn. Onun her davranýþýnda kendisine iliþkin ip uçlarý verdiðini unutmayýn. Onunla samimiyetinizi arttýrmak için muhabbeti iyi baðlamalýsýnýz. Konuþmanýzý karþýnýzdakinin ilgileri doðrultusunda sürdürün.
- Kendime bir içki alacaðým. Siz de ister misiniz?
- Bana da beyaz þarap alýn. Lütfen.
- Sevdiðiniz bir marka var mý?
- Yok, ne olursa olsun.
Gidip bardan iki kadeh beyaz þarap aldým. Büfeden büyükçe bir tabaða önüme gelen her
þeyden doldurdum. Çerez tabaðý ve þarap kadehlerini taþýrken çok salak göründüðümü biliyordum. Ona ilerideki boþ masaya doðru gelmesini baþýmla iþaret ettim. Hiç itiraz etmedi. Artýk yelkenler yavaþ yavaþ suya inmeye baþlamýþtý. Beklediðini söylediði o arkadaþ her kimse artýk geleceði yoktu. Hatta ben onun hiç gerçek olmadýðýný düþünüyordum. Bir yandan çerezlerden atýþtýrýp, bir yandan laflayarak þaraplarýmýzýn keyfini çýkarmaya baþladýk.
Ýlgisiz tavrýna raðmen beni ona çeken tanýmlanamaz bir sýcaklýk vardý. Ayrýca bu kendinden emin hali, burnu havada tavrý da hoþuma gitmeye baþlamýþtý. Onunla burçlarýmýzdan baþlayarak daldan dala atlayýp onlarca konudan konuþtuk.
Ders: 3 Ýliþkilerin çoðu ilk baþladýðý yerde ve kýsa bir zaman sonra bitmektedir. Ýyi bir sohbetin tadýyla mayýþýp kalmayýn. Ona ilerki zamanlar için güzel, hatta eðlenceli tekliflerde bulunun. Tekliflerinizi bir çiçek buketi gibi süslemeyi sakýn unutmayýn. “Yarýn Büyük Ada’ya gidelim mi?” gibi bir cümlelerden çok “ Büyük adayý hiç görmüþ müydünüz? Faytonlar insaný resmen ortaçað Avrupa’sýna, hoþ bir nostaljiye götürüyor. Bunu mutlaka denemelisiniz? Eðer düþünürseniz size eþlik etmekten mutluluk duyarým.”gibi bir tarz daha iyi sonuç verecektir. Bütün giriþimlerinize olumsuz yanýt veriyorsa iþiniz çok zor. Sakýn çok fazla ýsrarcý davranmayýn. Zor kýzlar evlenmek içindir. Amacýnýz sadece eðlenmekse zaten aradýðýnýz kýz tipi bu deðildir. Yenilgiyi kabul edip yarýn baþka biriyle yeniden deneyin.

Tanýþtýðým esmer bombanýn bir tek kusuru vardý. Çünkü o fazlaca uyanýk, her türden insanla karþýlaþmýþ, cin olup adam çarpacak türden biriydi. Kendi tanýmýyla o iþinin ehli bir güzellik uzmanýydý. Oysa benim cilt ve saç bakýmý, epilasyon veya maskeler, nemlendiriciler hakkýnda bütün bildiðim sadece televizyon reklamlarýmdan aklýmda kalanlardý. Ortak bir sohbet, yani paylaþým alaný yaratmak adýna ciddi bir sýkýntýyla karþý karþýya kalmýþtým. Ona “Yarýn görüþecek miyiz? Ortaköy’de buluþalým mý?” gibisinden kitapta önerilmeyen bir teklifte bulunmak yerine “ Uygun olduðunuz bir gün mekanýnýza uðramayý, bir çayýnýzý içmeyi isterim.” dedim. “Kesinlikle olmaz,” diye yanýtladý. Çünkü onun çalýþtýðý güzellik ve saðlýk merkezine sadece kadýnlar gelirmiþ. Baþka bir yere gitmeyi, geceyi Ukala Bar’da bitirmeyi önerdim ama kabul etmedi.

Lafý dönüp dolaþtýrýp telefonun günlük yaþamýmýzdaki yeri ve önemi konusuna getirdim. Telefon numarasýný da vermek istemiyordu. Bütün gece ona fýndýk fýstýk, kadeh kadeh þarap hatta þampanya taþýdým. Benim kýramadýðým inadý belki alkol yýkar diye çabaladým. Ýçkiye sandýðýmdan daha dayanýklý çýkmýþtý. Gece sona ererken insafa geldi. “Telefonun numarasýný söyle.” dedi. Numaramý kendi telefonunda tuþlayýp benimkini çaldýrdý. Arkasýnda güzel bir parfüm rüzgarý býrakýp gitti.

Gitmeden önce son kez gözlerine baktým. Yýldýzlar gibi karalýðýn içinden ýþýl ýþýl bakýyorlardý. Ýçimden “Bunlar göz deðil. Kýsrakdere Linyiti anasýný satayým.”diye söylendim. “Yalbýr yalbýr yanýyor.” Sohbetimiz sýrasýnda davranýþlarýnda afacan, söz dinlemez bir yan iyice belirginleþmeye, hissedilmeye baþlamýþtý. Böyleleri aslýnda çok tatlý ama çok da yorucudur. Peþinden koþamazsýnýz, koþsanýz bile yetiþemezsiniz. Jöleli ýslak görünümlü saçlarýna mor bir aydýnlýk düþüyordu. Keþke Güzellik Uzmaný deðil, ev hanýmý, memur falan olsaydý. Çünkü onlarý etkilemek, mutlu etmek böyle havalý biriyle baþ etmekten daha kolay olurdu.
Gece bittiðinde artýk sarhoþtum. Yýldýzlar, havuzun dibinden lacivert suyu aydýnlatan lambalar, arada bir çýnlayan kahkahalar da sarhoþtu. Veli gelip koluma girdi. Gitmeden önce büfeden yanýmýza biraz yiyecek alsak diye düþündüm. Veli’ye “Bir þiþe þarap istesek verirler mi?”diye sordum. Biz o kadar görmedik deðiliz oðlum” dedi. Artýk kapýdaki meþaleler yanmýyordu. Koruma kýlýklý herifler de iyice azalmýþtý. “Eve gitmeyelim. Sabaha kadar gidip bir yerde içelim. Caným içmek istiyor.”dedim. Veli aðzýnda bahaneler geveledi. Dükkan, iþ, geç oldu, devenin nalý falan gibi þeyler söyledi. Beni kapýnýn önünde arabadan indirip motor gürültüsü ile birlikte gecede kayboldu.

Ders: 4 Önceki aþamalarý büyük bir baþarý ile aþmýþ çapkýn ikinci buluþma için fazla aceleci davranmamalýdýr. Ýkinci karþýlaþma için en ideal þey doðal bir karþýlaþma yani tesadüfen yeniden karþýlaþmaktýr. Her gün karþýmýza hoþ tesadüfler çýkmayacaðý için en iyisi ikinci buluþmayý planlamaktýr. Bir çok uzman ikinci görüþme ile ilki arasýnda iki günlük bir sürenin geçmesini önermektedir. Zaten fýstýðýnýz sizin birinci gün arayacaðýnýzdan çok emin olarak beklemektedir. En azýndan onun tahminleri boþa çýkarmak gereklidir. Aranacaðýndan çok emin bir kadýn razý olmak için gönüllü bile olsa “ Bu gün görüþmeye uygun deðilim. Çok iþim var. Geç saate kadar çalýþmam gerek.”gibisinden yalanlar söyleyecektir. Ev hanýmý ve çalýþan kadýnlar üzerinde yapýlan bilimsel çalýþmalar her iki grubun da yüzde doksan iki ( %92) oranýnda böyle tepki verdiðini kanýtlamaktadýr. Ýkinci gün aranmak kadýnýn beklemediði, yani hazýrlýksýz ve biraz da savunmasýz yakalanmasýný saðlayacaktýr. Çünkü kadýnlar hemen ertesi gün aramadýðýnýz için artýk sizin bir daha aramayacaðýnýzý düþünürler. Ani ve hazýrlýksýz yakalanan kadýn yalanlar kurgulamakta, sizi baþýndan savmakta beceriksizce davranacaktýr. Böylece gelebilecek itirazlarý en aza indirmek mümkündür. Ýtiraz ederlerse bir daha aramayacaðýnýzý düþünürler. Çünkü, siz zaten tahminlerin adamý deðilsiniz. Ya oyuna katýlmak yada tamamen reddetmek zorunda kalýrlar. Hiç kimse eðlenceli bir oyuna kolay kolay sýrt çeviremez.

Ertesi gün öðleye doðru uyandým. Midem cayýr cayýr kavruluyor, en ufak kýpýrtýda baþýma balyozlar iniyordu. Duþa girmeden soda dolu bardaðýn içine kaynayarak eriyen o iri aspirinlerden bir tane attým. Kanepenin üzerine uzanýp aspirinli sodayý usul usul yudumladým. Bardaðýmý bitirdiðimde baþ aðrým da azalmýþtý. Ýlaç gerçekten bu kadar etkilimiydi, yoksa ben mi iyi olmaya þartlanmýþtým bilmiyorum. Duþ alýp iþ yerime vardýðýmda gün öðleni çoktan devirmiþti. Yardýmcý kýzýn söylediðine göre Veli büroya erken gelip bir müþteri ile dýþarý çýkmýþ. Mekan boþ kalmasýn diye akþama kadar büroda kaldým. Gelen müþterilere çay, kahve ýsmarlayýp iþ görüþmeleri yaptým. Telefonla evini kiraya vermek ve satmak isteyen müþterilerle görüþtüm. Dün gecenin etkisi tam anlamýyla hiç silinmedi. Geceden kalma sarhoþluðumun artçý baþ dönmeleri günümü zehir etmeyi baþardý. Sarhoþluk kalýntýlarý bir yana asýl sorun gün boyu Songül’ün zihnime yapýþmýþ görüntüleriydi. Bir çift iri siyah göz, gülümsemek için yanaklara doðru çekilmiþ iki dudak, hiç beklenmedik zamanlarda çatýlýveren iki kalem kaþ, belirgin ve yuvarlak yanaklar aklýmdan hiç çýkmadý. O gün akþama kadar onun yüzü her köþeden, bürodaki bütün eþyalardan, bilgisayar ekranýndan bana bakýp durdu.

Caddelere karanlýk çökünce iþ yerimden ayrýldým. Songül’ün aklýmý bu kadar meþgul etmesi yarýn için beni kaygýlandýrýyordu. Ýlgisiz hatta telefonda soðuk davranmasý ihtimali beni korkutuyordu. Sýcak davranmasý, akþam yemeðe çýkma teklifimi kabul etmesi ihtimali de benim için sýkýntýlýydý. Her þeyden önce onu nasýl bir lokantaya götürmeliydim? Salaþ bir balýkçý lokantasýna mý yoksa bir Fransýz lokantasýna mý götürsem daha hoþnut kalýrdý? Benim kendi tarzým balýk, roka ve rakýydý. Aslýnda her iki seçeneði birden düþünüp ikisi için de hazýrlýklý olmak gerekiyordu. Ayrýca bir de þu çiçek konusunda kararsýzdým. Bazý kadýnlarýn ne kadar çiçek sevdiðini hepimiz biliriz. Böyle tipler Pýrlantalar hediye etsen, altýnlara boðsan yine bir demet çiçeðin romantizmini seçerler. Aslýnda sorun çiçek almak falan deðil. Elimde çiçeklerle bir kadýnýn beklemek görüntüsünden nefret ediyorum.

Ders: 5 “Aþk ve savaþta her þey mübahtýr diyen sözlere hiç kulak asmayýn. Çapkýnlar hiçbir zaman gönül iþlerine girmemelidir. Romantik telefon mesajlarý, çiçek buketi arasýna sýkýþtýrýlmýþ þiirsel kartlarý yazmazlar. Çapkýn sadece bedensel hazlarýn kurbaný bir fanidir. Erkeklerin en sýk yaptýklarý hatalarýn baþýnda romantik yaklaþýmlar gelmektedir. Bir kadýna övgü dolu sözler söylemek iþinizi kolaylaþtýracaktýr. “Sizi görünce ayaklarým yerden kesildi. Aklým baþýmdan aldýnýz. Daha ilk görüþte size aþýk oldum. Yýldýrým aþký diye anlatýlan þey bu olmalý.” gibi saçmalýklardan uzak durunuz. Romantik edebiyat az zamanda uzun yol almanýzý saðlar. Ama baðlýlýk gibi, baðýmlýlýk yaratmak gibi bir sonucu da beraberinde getirir. Bir çapkýnýn baþýna gelebilecek en kötü þey bu aþk meþk saçmalýklarýnýn içine düþmektir. Bu yolu izleyen sersem çapkýnlar daha ne olup bittiðini bile anlamadan kendilerini nikah masasýnda bulurlar. Romantizm, þiirler ve duygusallýk ileri yaþtaki hastalara önerilen diyet listelerindeki üç beyaz kadar tehlikeli ve çapkýnlara yasaktýr.

O akþam her gece arkadaþlarla týkýldýðým kahveye gitmedim. Her akþam yaptýðýmýz gibi bir, iki el hoþkin oynayýp ardýndan sahildeki birahaneye gitmeyi, hafif tütsülü kafayla laf salatasý yapmayý da istemedim. Saatlerce sokaklarda yürüdüm. Sahildeki bar, kafe, lokanta türü mekanlarý dolaþtým. Ýyi de bu kýzý kafaya almak için lokanta, bar ve kafe tarzý mekanlardan daha fazlasý gerekiyordu. Ne konuþacaktým? Eðlenceli, ilginç bir sohbet ortamý oluþmazsa her þey boþa gidecekti. Ben de kendi yazdýðým çapkýnlýk kitabýnýn daha dördüncü dersinde sýnýfta kalacaktým. Keþke onun iþi hakkýnda metroseksüel geyiðinden daha fazla bir þeyler biliyor olsaydým. Çünkü bütün insanlar iþinden ve mesleðinde ne kadar baþarýlý olduðunu, mucizeler yaratýyormuþ gibi heyecanla anlatmaktan hoþlanýr. Onun iþinin cilt terapistliði yanýnda makyaj, moda, kozmetik hatta belki bir tarihi süreci bile vardý. O gece aklýmdan gecen, beynimi meþgul eden her þey Songül ve yarýn içindi. Eve geldiðimde saat gece yarýsýna yaklaþmýþtý. Kendimi “ Hele bir yarýn olsun, gün doðmadan neler doðar. Su akacaðý yeri bulur.”gibisinden cümlelerle teselli edip, yattým. Yataðýmdan kalktýðýmdan beri bana eziyet eden baþ aðrýsý ve mide yanmasý zaten bütün gün canýma okumuþtu. Songül üzerine yaptýðým hesaplarý, aklýmdaki belirsizliði, mide bulantýsý ve baþ aðrýsýný geçmiþte býrakmak, kurtulmak için kendimi uykunun kollarýna attým.
Rüyalarla dolu bir uykunun gecesinden geçerek sabaha ulaþtým. Rüyamda Songül’e telefon ediyordum ama o benimle görüþmek istemiyordu. Hatta birkaç kere telefonu hiç cevap vermeden Rüyamda onun çalýþtýðý yere bile gittim. Kapýdan gidince doktor muayenehanelerinin çoðunda olduðu gibi önce bir bekleme salonu vardý. Salon bir çok kapýyla baþka bölümlere açýlýyordu. Songül’ü görmek için kapýlardan birini rast gele açtým Yaþlarý hayli geçkince onlarca kadýn diþçi koltuðu benzeri bir þeyin üzerine yatmýþ güzelleþmeyi bekliyordu. Kimisinin baþýnda saç ýsýtýcýlarý vardý. Birkaç tanesinin yüzüne uçuk mavi ve pembe maskeler sürülmüþtü. Kimisinin de manikür pedikürü yapýlýyordu. Yaþý hayli geçkince bir kadýn koltuðun üzerinde beklemekten erimiþ gibi yatýyordu. Güçlü kuvvetli, gürbüz bir kaç bayan çalýþan gelip beni yaka paça dýþarý attýlar. Rüyamda çeþit çeþit spreyler, tonikler, yaðlar, jöleler, tüy dökücüler, pudralar, fondötenler, göz kalemleri, rujlar, ojeler, saç boyalarý ve kremler bile gördüm. Bütün vücutlarýna Çamur, yosun, ve çikolata maskesi uygulanan kadýnlarýn duvarlara asýlmýþ kocaman resimleri bile vardý.
Sabah rüyalarýmýn hepsini yorganýmýn kývrýmlarý arasýnda býrakýp yataðýmdan kalktým. Sinek kaydý bir týraþýn ardýndan burun kýllarýmý kontrol ettim. Makasla uzayanlarý kestim ve duþ aldým. Kendime gösterdiðim bu özen ve titizlik beni güldürdü. Bunu her zaman deðil kendimi birine beðendirmek için yapýyor olmak resmen ucuzluktu. Dolaptan en sevdiðim takým elbisemi seçip giydim. Kahvaltý hazýrlamaya üþendiðim için bir çorbacýya gitmeye karar verdim. Týraþ kolonyamý sürdüm. Cüzdanýmý ve anahtarlarýmý alýp ayakkabýlarýmý silip çýktým. Saat on bir gibi Songül’ü telefonla aramayý düþünüyordum. O zamana kadar büroda oyalanacaktým.
Oylanmak bir yana bir sürü iþle ilgilenmek zorunda kaldým. Son günlerde meðer iþlerimiz iyice artmýþ da ben farkýnda deðilmiþim. Ateþ gibi genç bir eleman aramaya baþlamanýn zamaný çoktan gelmiþti. Songül’ü bürodan aramak istemedim. Yanýmýzda çalýþan elemanýn ve Veli’nin kulaðýna giderse Songül konusu sürekli ucuz esprilere malzeme olacaktý. “Bu sabah kahvaltý etmedim. Çay, ,kahve midem alt üst oldu. Ben yemeðe çýkýyorum.”dedim. Bürodan çýkýp sokaðýn baþýndaki alýþ-veriþ merkezine kadar yürüdüm. Ýçimden ona kadar sayýp numarayý aradým.
- Alo ben Erkan. Kiminle görüþüyorum?
- Ben Songül. Kimi aramýþtýnýz.?
- Sizi aramýþtým, cumartesi gecesi birlikte þarap içtiðim güzel kadýný…
- Öyleyse yanlýþ numara. Ben öyle övgüler düzülecek kadar güzel birini tanýmýyorum.
- Eðer bana biraz zaman ayýrabilirseniz sizi tanýþtýrýrým.
- Bilmem, bu gün fazla yoðunuz.
- Lütfen… Beni hemen baþýndan savma.
- Seni baþýmdan savmak gibi bir derdim yok.
- Lütfen, kýrmayýn beni…
- Ýnanýn hiç zamaným yok.
- Ýlla bu gün olsun demiyorum. Baþka bir gün de olur.
- Çok mu önemli? Benimle niçin görüþmek istiyorsun?
- Ne bileyim iki laf ederiz. Çay, kahve, kola falan içeriz
- Bilmem ki?.......
- Söz veriyorum. Kolana ilaç falan koymayacaðým.
- Haaa ha ha haaaaa.
- Yeter ama. Hadi evet de. Daha fazla yalvartma beni.
- Tamam görüþelim. Akþama doðru bir saat kadar vaktim var.
- Saat kaç gibi örneðin?
- Beþ ile altý arasý.
- Bana uyar. Ýþ yerinin adresini verir misin? Gelip seni oradan alayým.
- Adresi boþ ver. Sen beni Kadýköy kavþaðýndan önceki minibüs duraðýnda bekle.
- Olur beklerim. Çýkarken beni telefonla arar mýsýn?
- Saat beþe gelirken ararým. Seni göremezsen çeker giderim. Darýlmaca yok.
- Tamam mutlaka seni orada bekleyeceðim.

Ders: 6 “ Kýzlarla buluþtuðunuzda kendinizi kasmayýn. Büyük adam havalarýna girmeyin. Kazancýnýzdan veya servetinizden söz etmeyin. Bayanlarýn bir çoðu bu tür görgüsüzlüklerden hoþlanmaz. Kadýnlarýn çok azý paralý erkekler ararlar. Eðer sorulmuþsa abartmadan ve havlara girmeden anlatabilirsiniz. Bütün kadýnlar ve erkekler aslýnda karþýsýndakinin en doðal ve yalýn halini merak eder. Her insan zaten tercihleri, davranýþlarý, beðenileri, düþünceleri yani kiþiliði ile ilginçtir. Bütün davranýþlarýnýz yavaþ, kararlý ve kesintisiz olmalý. Ýkircikli ve kararsýz, tedirgin görüntüsü vermekten özellikle uzak durun. Heyecanýnýz sizi bir beceriksize dönüþtürmesin. Yine de ruhsuz gibi, odun gibi bir görüntü vermemek için heyecanýnýzýn karþýnýzdaki insan için algýlanmasýný saðlayýn.
Ruh gibi, makine gibi davranan insanlar karþýsýndakinde buz gibi bir etki yaratýr. Özellikle iyi bir dinleyici olun. Hiç kimse iyi bir dinleyicinin salak olduðunu düþünmez. Ama gereksiz yere dur durak bilmeden bir þeyler anlatan, konudan konuya geçen insanlarýn salak olduðu düþünülür. Yada en azýndan sýkýcý bulunurlar. Karþýnýzdakine kendini anlatmasý için fýrsat verin. Meraklý olmanýn dozunu iyi ayarlayýp ona ölçülü sorular yöneltin. Sonuçta sizin onu, onun sizi merak etmesi son derece doðaldýr. Ona karþý ince, saygýlý ve düþünceli olun. Otururken sandalyesini çekerek yardým edin. Sigarasýný mutlaka yakýn. Masadan kalktýðýnda siz de ayaða kalkýn. Geri döndüðünde ayaða kalkarak oturmasýna yardým etmek için hazýr bekleyin. Özellikle birlikte bir þeyler yenilecekse görgü kurallarýna titizlikle uyun. Onun yanýnda garsonlara veya baþkalarýna kaba davranmak bir yana hatta telefonda konuþtuðunuz kiþilere bile sesinizi yükseltmeyin.

Saat beþe çeyrek kala minibüs duraðýna gidip onu beklemeye baþladým. Onun saati ile benimki arasýndaki olabilecek birkaç dakikalýk fark için buluþmayý riske atmak istemiyordum. Kadýnlarýn bir yerlere geç kalmak gibi yaygýn bir eðilimleri olduðunu bilmeme raðmen ben yine de erken gittim. Telefonumu aradýktan üç dört dakika sonra saat tam beþte lacivert bir arabayla çýkýp geldi. Korna çalmasa geldiðini fark etmeyecektim. Minibüs duraðý falan dediði için onun yürüyerek geleceðini umuyordum. Bu nedenle gelip geçen taþýtlara fazla dikkatli bakmýyordum. Çok yoðun bir akþam trafiði vardý. Ona arabadan inmemesini, beni takip etmesini söyledim. Ben önde o arkada birkaç sokak ileride arabalarýmýzý býrakacak kadar sakin bir yer buluncaya kadar gittik. Arabadan indikten sonra hoþ geldin, beþ gittin, nasýlsýn, geldiðin için teþekkür ederim seremonisini gerçekleþtirdim. Biraz ileride Cervantes Cafe diye daha çok gençlerin takýldýðý bir mekan vardý. Bir saat vaktim var dediði için onu yemeðe götürmeyi düþünmedim. Yine de aç olup olmadýðýný, eðer açsa yemek için baþka bir yere gidebileceðimizi söyledim. Zamaný olmadýðýný yineleyip teklifimi kibarca reddetti.
Her þeyiyle güzel bir akþamdý. Bana neden görüþmek konusunda bu kadar ýsrarcý olduðumu sordu. O gece kendisinden etkilendiðimi, bende çok sýcak ve hoþ bir etki yarattýðýný dilim döndüðünce anlatmaya çalýþtým. Yaþamýný fazlaca zorlaþtýrmadan, sorun çýkarmadan, zaman bulabildiðince görüþmeyi sürdürmek istediði söyledim. Haklý olarak bu görüþmeler sonunda ne olmasýný beklediðimi, ne umduðumu sordu. Geleceðe iliþkin bir planým olmadýðýný, her þeyi arkadaþlýðýmýzýn doðal akýþý içinde yaþamak istediðimi anlattým. Söylediklerim ona çok yanlýþ yada anlaþýlmaz gelmedi ama yine de evet diyemedi. Elbette ona “Sen hoþuma gidiyorsun. Seninle seviþmek istiyorum.” diyemezdim. Ýleride görüþüp görüþmemek konusunu fazlaca irdelemeden dereden tepeden konuþtuk. Bana iþinden, iþ yerindeki ufak tefek sorunlardan, müþterilerin bitmek bilmeyen isteklerinden, arabasýnýn sýk sýk sorun çýkarmasýndan falan söz etti. Bir saatten biraz fazla oturduk. O bir meyve suyu, ben iki kahve içtim. “Baþka bir zaman, birlikte güzel yemek yiyelim.”dedim. Teklifimi geri çevirmedi ama bu günlerde buna zamaný olmadýðýný söyledi. “Ben sana telefon ederim. Bunu o zaman kararlaþtýrýrýz.”dedi. Onu arabasýna kadar götürdüm. Arabasýna binmeden önce elimi sýktý ve yanaklarýmýzý birbirine deðdirerek öpüþmüþ gibi yaptýk. Parfümünün güzel kokusu sýcacýk boynundan burnuma kadar ulaþtý. Çekip gittiðinde sokak lambalarý soluk ýþýklarýyla yanmaya baþlamýþtý. Kente yavaþ yavaþ akþam iniyordu.
Songül benimle ilgili her konuda son sözü söylemeyi, ipleri elinde tutmayý istiyordu. Bunu her hareketinde hissettiriyor ve benim beklediðim yanýtlarý hep en son saniyede veriyordu. “Yine görüþeceðiz.”demeyi bile arabasýna bininceye kadar söylememiþti. Olan biteni çapkýnlýk açýsýndan deðerlendirecek olursam sýnýfta kalacak gibi görünüyordum
Ders : 7 Çoðu kez ikinci buluþmanýn sonunda çapkýnýn amacýna ulaþmasý, buluþmanýn yatakta sonlanmasý gerçekleþebilmektedir. Üçüncü dersten de anýmsayacaðýnýz gibi ikinci buluþma sonunda bir adým bile yaklaþamamýþsanýz çetin cevize çattýðýnýz net olarak ortaya çýkmýþtýr. Son bir hamle daha yapmaya hakkýnýz vardýr. Þu anda zaten çapkýnlýktan bütünlemeye kalmýþ durumdasýnýz. Dersinizi iyi çalýþýp üçüncü bir buluþma ayarlayabilirsiniz. Baþarýlý olma þansýnýzýn iyice azaldýðýný sakýn aklýnýzdan çýkarmayýn. Ne kadar güzel ve çekici olursa olsun çetin cevizlerle uðraþmayýn. Çapkýn adam evlenmek için eþ arayan erkeðe benzemez. En kýsa yoldan, çok az para, zaman ve emekle sonuca ulaþmalýdýr. Atalarýmýzýn da söylediði gibi her kuþun eti yenmez. Çapkýn Nirvana’ya ulaþmaya, ruhunu temizlemeye ve hayatýn anlamýný çözmeye çalýþan erkek deðildir. Her kadýnla biraz tazelenen, baþarý duygusunu yatakta ve yattýðý kadýn sayýsý ile pekiþtiren, aþýk olunan ama kendisi aþýk olmayan erkektir. Baðlý ve baðýmlý olmayan, ye, iç, sýç,yat felsefesi ile kaygýsýzca yaþayan erkektir. O zevklerin adamýdýr. Dünya ve yaþam tadýna varýlmasý gereken zevkler toplamýdýr. Çapkýn, boþ adam deðildir. Ýnsanlarla rahat iletiþim kurabilmesi için kitaplardan, gazete ve tv gündemlerinden, tiyatro ve sinemadan, müzikten ve diðer sanat dallarýndan haberden olmalýdýr. Moda gündemleri ve halkýn aðzýna sakýz olmuþ konularý bilmelidir.

Songül beni fazla bekletmeden arasýn diye bekledim. Hatta arabasýna binip gözden kaybolduðu akþam arasýn istedim. Fazla mý kaptýrdým kendimi? Öyle göreni olduðu yere mýhlayacak kadar güzel deðil ama hoþ kýz. Çok tatlý, tombalacýk, sýmsýcak bir þey iþte. Çok güzellere takýlmak zaten pek benim tarzým deðildir. Binlerce kez ne kadar güzel olduðu övgülerle kendilerine anlatýlmýþ kýzlar zamanla zaten tayyare olurlar. Onlarýn ayaklarý kolay kolay yere basmaz. Evrenin merkezine sürekli kendilerin koymak gibi bir eðilim geliþtirirler. Yüksek dozlu megolamanlýk gibi bir hastalýða yakalanýrlar. Sürekli ilgi, sürekli iltifat, sürekli abartýlý bir beðenilme beklentisi içine düþürler. Sarýlsanýz kýrýlacak, koklasanýz sanki solacakmýþ gibi bir narinlik hissi duyarsýnýz.. Songül her mevsime ve her iklime, her koþula ayak uydurabilecek güçlü tipte bir kýz Her türlü zorluðu göðüsleyebilecek , sýkýntýlara katlanacak, anne olacak tiplerden iþte. Nasýl olduðunu bilmiyorum ama bunu hissediyorsunuz. O bir kýr çiçeði. Kýraðýya bile eyvallah etmeyecek papatya, menekþe türünden bir þey. Serada yetiþtirilen göz alýcý ama kokusuz, dayanýksýz çiçeklerinden deðil. Bu kýzda beni etkileyen bir þey var. Ne olduðunu bilmediðim, anlayamadýðým, beni kendine çeken, bedenimi sarýveren, tarifi imkansýz bir sýcaklýk iþte.
Her gün umutlandým. “Bu gün belki arar.” diye bekledim. Ona mesaj yazýp “Benimle bir daha hiç görüþmeyecek misin?” diye sormak istedim. Telefonu elime alýp onlarca kez onu aramaya niyetlendim. “O aramýyorsa ben ararým.” Dedikten sonra hep son anda vazgeçtim. Ben üzerine düþtükçe naza çekmesinden, kendince bir anlam çýkarmasýndan, ürkmesinden çekindim. Ýnatla ve sabýrla bekledim. Bu güne kadar kitaptaki bütün basamaklarý eksiksiz uygulamýþtým. Þimdi sabýrsýzlýk gösterip kaþ yapayým derken göz çýkarmanýn anlamý da yoktu. Songül beni son buluþmamýzdan altý gün sonra aradý. Telefonda numarasýný görünce heyecandan az kalsýn telefon elimden düþecekti. Çapkýnlýðýn önemli bir kuralýný uygulayamadým. Heyecaným sesimden açýk açýk okunuyordu.
- Alo, ben Songül.
- Merhaba Songül. Nasýlsýn?
- Ýyiyim, kusura bakma. Seni aramaya zaman bulamadým.
- Önemli deðil. Sonuçta aradýn ya iþte. Bu yeter. Ama bir ara verdiðin sözü unuttuðunu sandým.
- Verdiðim sözü unutmuþ olsam arar mýydým?
- Unuttun demedim, unuttuðunu düþündüm dedim.
- Neyse bunu tartýþmanýn sýrasý deðil. Yarýn yemeðe çýkabiliriz. Tabii sen de uygunsan?
- Hiç söylemeyeceksin diye korkuyordum. Elbette uygunum.
- Akþam üzeri beni daha önce buluþtuðumuz yerden alabilirsin.
- Olur saat kaç gibi geleyim?
- Ayný saatte olabilir.
- Ayný saatte ayný yerde olacaðým. Aradýðýn için teþekkür ederim.
- Ýyi günler. Yarýn akþam görüþürüz..
- Ýyi günler, görüþürüz...

Bu kýzýn sesinde bile bir baþkalýk vardý. Telefon konuþmasý bittiði halde hala yüreðim küt küt atýyordu. “Oðlum Erkan, ben senin sonunu hiç iyi görmüyorum. Bu kýz senin burnumu yerlere sürtecek .” dedim. Bu kýzla tanýþmak için yanýna gittiðimde her þey son derece basit ve anlaþýlýrdý. Artýk sapla saman, taneyle týnaz birbirine karýþmaya baþladý. Ýlk kez bir kýza çiçek almam gerektiðini düþünmeye baþladým. Çarþýya çýkýp kendime yeni bir takým elbise almalýyým diye düþündüm. Gömlek, kravat hatta yeni ayakkabýlar almalýyým.

Ders : 8 Çapkýn karþýsýndakini etkilemek için hiçbir fýrsatý kaçýrmamalýdýr. Týraþý her zaman kaymak gibi, giysileri temiz ve ütülü olmalýdýr. Üniversiteli geçlerinki gibi daðýnýk, sanki on yýldýr su ve sabunla yolunuz hiç kesiþmemiþ gibi bir görüntü kesinlikle iþin özüne aykýrýdýr. Çünkü çapkýnýn hedef kitlesi yeni yetme ergen kýzlar deðildir. Çapkýn yaþamýna yeni heyecanlar katmaya çalýþan, deðiþiklik tatlar arayan, can sýkýntýsýndan patlayan kadýnlarla ilgilenir. Çapkýn giyimi ile davranýþlarýyla klas insan olmasýný bilendir. Çok abartýlý olmamakla birlikte göz doldurmalýdýr. Giysilerinin pahalý ve iyi marka olmasý partneri üzerinde olumlu etki býrakacaðý gibi, kendine güven duymasý için de en ideal olandýr. Ama tarzý mutlaka klasik olmalýdýr. Çünkü onu var eden Casanova ruhu romantizmin büyüsünden beslenir.
Çapkýn kullanacaðý mekanlarý çok iyi tanýmalýdýr. Siz hiç hesap ödemeye parasý yetmemiþ, mutfakta bulaþýða kalmýþ bir çapkýn duydunuz mu? Hatta bayanla birlikte takýlacaðý mekandaki çalýþanlarla tanýþ olmasý önemlidir. Yanýnýza fýstýðý alýp oraya gitmeden önce çalýþanlar ziyaret etmesi, onlara sakal atarak hepsinin kafaya almasý çapkýna stratejik bakýmdan üstünlük kazandýrýr.
Yanýnýzda bayan varken size yapýlacak küçük jestler bayanýn gözünde size büyük puanlar kazandýracaktýr. Örneðin ýþýklý meyve göndermeleri, sizin için þampanya patlatmalarý “þefimizin hediyesi efendim” diyerek kalkmadan önce nane likörü ile kahve ikram etmeleri hedef bayan üzerindeki baþarýnýzý arttýracaktýr. Kadýnlar itibar gören, saygý duyulan güçlü erkeklerin koruyucu þemsiyesi altýnda kendilerini daha rahat hissedeler.

O gün her þeyi Songül’e göre ayarladým. Önce berbere gittim. Saç sakal týraþý oldum. Yanaklarýmdaki, kulaklarýmdaki, burnumdaki ve boynumdaki hoþ görünmeyen kýllardan kurtuldum. Saçlarýmý yýkattýrýp hafif briyantinle tarattým. Eve gidip yeni giysilerimi giydim. On dakika kadar önceden onun geleceði minibüs duraðýna gittim. Songül bu kez buluþma yerimize arabasýyla gelmedi. Bu durum yemekten sonra onu evine benim býrakacaðým anlamýna geliyordu. Birlikte kahve içmek için beni evine davet edebilirdi. Kahve bir yana bu günlerdir aradýðým fýrsat olabilirdi. Onu arabadan inerek karþýladým. Arabaya bindikten sonra ona yemek için düþündüðüm seçenekleri saydým. Kebap, ýzgara, ev yemekleri, Fransýz Mutfaðý seçenekleri içinde en sona sahildeki güzel bir balýk lokantasýný sakladým. Çünkü kararýný “sen bilirsin” diyerek noktalamasýný, balýktan ve deniz ürünlerinden yana kullanmasýný istiyordum. Yanýtý beklediðim gibi“ Balýk ve rakýya hayýr diyemem.”oldu. Sevindim çünkü Songül’ü götürmeyi düþündüðüm balýk lokantasý iyi kötü benim mekaným sayýlýrdý.
Lokantaya gitmeden önce trafiðin sakin aktýðý sokaklarda biraz turlayarak akþamýn tadýný çýkardýk. Kente yavaþ yavaþ karanlýk çökerken lokantaya vardýk. Onunla þehrin bütün ýþýklarýnýn deniz üzerinde oynaþtýðý, boðazý gören cam kenarýnda bir masaya oturduk. Burasý hafta sonlarý dýþýnda hep sakin olurdu. Cuma ve Cumartesi geceleri genellikle canlý çalýnan Yunan ezgileri eþliðinde Sirtaki rüzgarý eser ve yer yerinden oynardý. Songül yakasý kürklü montunu çýkardý. Garson montu alýp vestiyere götürürken ona baktým. Siyah sentetik kumaþtan bedenini saran siyah bir pantolon ve yüksek topuklu sayýlacak siyah çizmeler giymiþti. Üzerinde ise buruþuk dokulu kumaþtan cývýl cývýl, omuzlarýnýn bir kýsmýný açýkta býrakan düðmesiz krinkýl bir bluz vardý. Görünüþünden makyajýný iþ yerinden çýkmadan az önce yaptýðýný ve bol bol parfüm sýktýðýný anlayabiliyordum. Kadýnlarýn çoðu gibi oda görüntüsüyle erkekleri etkilemek konusunda gerçekten bir uzmandý. Dudaðýndaki rujun oluþturduðu hafif parlaksý görünüm bende onu öpme isteði uyandýrýyordu.
Garson masamýza gelip menülerimizi kibarca önümüze býrakýp içki tercihlerimizi sordu. Caným raký içmek istemiyordu. Songül için küçük raký, kendim için beyaz þarap sipariþ ettim. Garson daha masadan uzaklaþmadan o da þarap istediðini söyledi. Garson biraz sonra aðzý açýlmýþ bir þiþe beyaz þarapla masamýza gelip kadehimin dibine bir yudum kadar içki koydu. Þarabýn tadýna bakmam için önce kadehi bana uzattý. Kararýmý söylemem için saygýya bekledi. Beðendiðimi baþýmla iþaret ettikten sonra Songül’ün kadehine de bir yudum þarap doldurup ona uzattý. Þarabý beðendiðimiz kesinleþince cebinden kaðýdýný kalemini çýkarýp yemek sipariþimizi sordu. Songül balýk seçimini de bana býraktý. Þefi ve lokantayý çok iyi tanýdýðým için “ Bize iki kiþilik karýþýk deniz mahsulleri tabaðý hazýrlamasýný ve tercihimi onun seçimine býraktýðýmý söyledim. Þef “Tamam efendim , hay hay.”gibisinden bir þeyler söyledi. Biz þaraplarýmýzý yudumlarken gece bütün kenti kapý kapý , sokak sokak karanlýk kollarýyla sarmaya baþlamýþtý. Þef biraz sonra karidesten kalamara, midyeden balýða kadar bütün deniz ürünlerinden hazýrlanmýþ iki tabaðý getirip masaya býraktý. Salatanýn yanýnda iki dilim tuzlanmýþ palamut bile vardý. Yemeðimizi þarap yudumlarýndan küçük molalarla yerken bir taraftan da aramýzda güzel bir sohbet baþlamýþtý.
Þarap önce çekingenliðimizi elimizden aldý. Sonrasýnda zýrhlarýmýz ve maskelerimiz de düþtü. Her yeni kadehte, her yudumda daha çok kendimize dönüþtük. Öykülerimiz tüm çýplaklýðý ile saklandýklarý yerden çýkýp geldiler. Songül evliydi ve bir çocuðu vardý. Eþi Haþmet Beyle boþanma aþamasýna gelmiþ, ittire kaktýra bile yürütemedikleri bir evlilikten söz etti. Haþmet Bey, ticari logosunu, adýný en küçük kasabalarýnda bile görebileceðimiz türden eski ve herkesin bildiði bir þirketin pazarlama müdürü olarak çalýþýyormuþ. Ýþinde yükseldikçe, kazancý arttýkça daha çok seyahat etmeye baþlamýþ. Zaten yeterince düzenli olmayan aile yaþantýsý iyice bozulmuþ. Bayi toplantýlarý, fuarlar derken iþin içine bir de yurt dýþý seyahatleri de karýþýnca eve neredeyse hiç gelmez olmuþ. Songül bir ara “Açýk deniz kaptaný olsa daha sýk eve uðrardý.”gibi bir yorum yaptý. Ýlk baþtan iþ için çýkýlan yolculuklar sonra ayarttýðý kýzlarla kaçamaklara dönüþmüþ. Arada bir aklý eserse çýkýp gelir, kýzýný ziyaret edip gidermiþ. Ýkisi de mahkeme kapýlarýna gidip dilekçelerle uðraþmaktansa kaðýt üzerinde hala süren bu evliliði kendi haline býrakmayý seçmiþler.
Yemeðin ve sohbetin ardýndan Songül’ün küçük kýzýný düþünüp fazla geç olmadan eve býrakmayý teklif ettim. Fýrsatçý gibi davranmayý, onun bu yaralý ve çaresiz halinden yararlanmayý istemedim. Kör kütük deðilse bile bayaðý sarhoþtu. Lokantadan çýkarken elini belime sarmýþ, sýmsýcak sokulmuþtu. Çapkýnlýðýn kitabý böyle bir yakýnlýk oluþtuðunda kesinlikle fýrsatýn kaçýrmamasý gerektiðini öðütlüyordu. Çünkü yarýn alkolün etkisi uçup gittiðinde herkes kendi kabuðunun içine dönecek ve bu yakýnlýðý yeniden yakalamak zaman alacaktý. Kapýsýný açýp onu arabaya bindirdiðimde zýr desem aðlayacak kadar içlenmiþti. Arabayý çalýþtýrýp geri geri park yerinden çýkarken “ Beni evime götürme. Bu gece duvarlarla konuþmak, yalnýz kalmak istemiyorum.” dedi. Arabayla biraz turladýktan sonra sahilde uygun bir yerde durdum. Boðazýn güzel manzarasýna, sularda kelebekler gibi oynaþan, durgun kýyýlarda iplik iplik uzayan renkli ýþýk çizgilerine dalýp birer sigara içtik. “Benim evimi görmek ister misin? Gel bize gidelim.”dedim. Elindeki izmariti yere atýp ayaðýnýn altýnda ezerken “olur” anlamýnda baþýný salladý.
Kapýdan içeri girince ona terlik verip kombinin ateþleme düðmesine bastým. Ýstersen þimdilik montun üzerinde kalsýn. Ýçerisi biraz soðuk.”dedim. Birlikte salona geçtik. Evde bira, çay, kahve ve meyve suyu vardý. O bira istedi. Ben kendim için kahve suyu koydum. “Evin bekar biri için epey derli toplu görünüyor. Temizliðe biri mi geliyor yoksa?” diye sordu. “ Evet, haftada bir gün ablam gelir. Derleyip, toparlayýp gider.”diye yanýt verdim. Songül birasýný yudumlarken mutfaða gidip sýcak suya kahve, biraz süt tozu karýþtýrýp fincanýmla geri döndüm. Onun oturduðu kanepeye oturup televizyonu açtým. “Bu kýz þarapla birayý karýþtýrýp kötü olmasa “diye düþündüm. Ama sen bira içmesen iyi olur da diyemedim. Ne de olsa o benim misafirimdi. Ýçerisi biraz ýsýnýnca montunu çýkarýp koltuðun üzerine býraktý.
Aklýmda ne kahve ne televizyon ne baþka bir þey vardý. Sadece onu öpmeyi düþünüyordum. Usulca sokulup öpmek ve nasýl tepki vereceðini görmek… Birasýndan bir yudum alýp bardaðýný sehpaya býrakýnca ona doðru sokulup yanaðýndan öptüm. “Kendimi tutamadým. Çok þekersin.”dedim. Yüzünü dönüp bunu bekliyordum der gibi bana baktý. Gözlerini kapatýp dudaklarýný aralayýp bana doðru uzandý. Onu usul usul bir çiçeði koklar gibi öptüm. Parmaklarýmýn altýnda ürkek bir kuþun nabzý atýyordu. O caným kuþun tüylerini okþar gibi, incitmeden onu sevdim. Daha sonra o divan bize yetmez oldu. Köpük köpük olmuþ denizler ulaþýp dalgalar arasýnda salýnýrken yerdeki halýnýn üzerine savrulduk. Küçük bir çocuk sanki karanlýktan korkup kaçmýþ da bana sýðýnýyordu. Sýmsýcak, sokulgan ve çaresizdi. Al bütün bedenim senin olsun, karanlýktan, ejderhalardan sakla beni der gibiydi. Songül hiç gitmediðim., görmediðim çok uzak bir ülkede dolaþýr gibi benimle seviþti. Beni bütün yaþadýklarýmdan, bütün bildik seviþmelerden, bu güne kadar yaþadýðým her þeyin dýþýnda bir yere götürdü.

Ders: 9 Üçüncü buluþmanýz da boþa gitmiþse, sonuca ulaþmakta güçlük çekiyorsanýz artýk o kadýnýn peþini býrakmanýn zamaný gelmiþtir. Baþarýsýzlýk bütün insanlarý hýrslandýrýr. Hýrsa ve inatla üzerine gideceðiz kadýnla giriþeceðiniz hiç bir mücadeleyi kazanamazsýnýz. Bazen yenilgiyi kabullenmek, savaþ alanýndan zamanýnda çekilmek yerle bir edilmekten daha iyidir. Çapkýn her ne pahasýna olursa olsun baþarýlý olmaya kendini adamýþ biri deðildir. Erkekliðin onda dokuzu kaçmak, biri de hiç ortalýkta görünmemektir.
Eðer baþarýlý olduysanýz karþýnýzdakine deðer verin ve ona iyi davranýn. Çapkýn asla ruhsuz biri deðildir. Bedeninin her zerresi ile ve karþýsýndakini hissederek seviþir. Makine gibi duygusuz ve ezbere seviþmeler çapkýnlýðýný raconuna terstir. Çapkýn yatakta usta bir aþýk, karþýsýndakinin davranýþlarýný önceden okuyan kaliteli bir partnerdir. Asýl dikkat edilmesi gereken konu seviþmelerin ardýndan hissedilen o çok güçlü sahip olma ve sahip çýkma duygusunun oluþmasýný engellemektir. Seviþtiðimiz kadýn bizim malýmýz olmamýþtýr. Onu sahiplenip bizim kalmasýný, parmaðýmýzý þaklattýðýmýzda koþa koþa bize gelmesini beklemek yanlýþtýr. Özellikle böyle gecelerin sonunda kiþiler duygusal yönden büyük bir zaaf içinde olabilmektedir. Deðerli ve anlamlý hediyeler vermek, baðlýlýk çaðrýþtýran sözler söylemekten özellikle uzak durulmalýdýr. Paylaþýlanlarý geleceðe iliþkin sözler vermeden, iþin içine duygularýnýzý katmadan belli aralýklarla tekrarlayabilirsiniz. Ne olursa olsun böyle gecelerin sonunda suçluk duygusu hissetmek gereksizdir. Bir erkek ve kadýn arasýnda dünyanýn en eski, en güzel, en vahþi, en heyecanlý ve en olaðan paylaþýmý yaþanmýþtýr. Güzel bir þarkýyý dinlemek, sulu bir meyveyi aðzýnýzda hissetmek gibi son derece sýradan bir sonuçtur. Bunu dallandýrýp, budaklandýrýp içinden çýkýlmaz, karmaþýk bir olaya dönüþtürmeyin.
Gecenin sabahýnda Songül’le birlikte güzel bir kahvaltý edip onu evine býraktým. Beþ gün veya bir hafta aralýklarla buluþup seviþtik. Hatta bir hafta sonunu Þile’de birlikte geçirdik. Çoðunlukla benim evime, bazen de ona gidiyorduk. Yaþadýklarým kitabýn söylediði kurallardan, anlattýðý konulardan uzaklaþmaya baþlamýþtý. Songül sürekli iliþkimizi sorguluyordu. “Ýyi ama nereye kadar? Eninde sonunda nasýlsa bitecek deðil mi?” diyordu. Bir yandan da bana gömlek, kravat, saat ve anahtarlýk gibi hediyeler alýyordu. “Bu gömleði geçerken vitrinde gördüm. Görünce tam senlik diye düþündüm. Sana mavi çok yakýþýyor. Kendimi tutamadým, aldým.”þeklinde ince davranýþlar sergiliyordu. Beni düþündüðünü hissettiriyordu. Beni kendince “Seni seviyorum” demeye, sözler vermeye zorluyordu. Bu konuda zaman zaman tartýþtýðýmýz bile oldu. “Sen kadýnlara karþý çok güvensizsin. Bana baðlanmaktan korkuyor musun? Oysa ben seninle birlikteyken ne kadar mutluyum. Görmüyor musun? Bunu senden sürekli istemeye hakkým yok mu?”diyordu.
Bunlar tartýþmak mý, konuþmak mý bilmiyorum. Kýrýldýðýný hissediyordum. Zaten uzunca bir süre aramadan, sormadan bekleyerek bunu hissettiriyordu. Bir keresinde böyle bir konuþmanýn üzerinden beni on beþ gün aramadý. Ben de aramayacaðým diye kendime söz veremem raðmen dayanamayýp onu aradým. Gelmeye razý olduðunda da zaten sadece sinemaya gidebildik. Benimle birlikte olmayý istemedi. Sürekli yaþamýndaki tek bir erkek olduðumu söylüyor ve bunu vurguluyordu. Ben niye ona uzak duruyormuþum? Ona hiç deðer vermiyormuþum. O da buna çok bozuluyormuþ. Oysa asýl zayýf olan bendim. Ben onun kadar sabýrlý ve inatçý olamýyordum. Her geçen gün onu daha çok özlüyor ve istiyordum. Yaþamýmda Songül’le birlikte baþlayan deðiþiklikler, alýþkanlýklar bile olmuþtu. Örneðin o seviyor diye evimde hep çikolata, tuzlu fýstýk bulunduruyordum. En son aldýðým bütün kasetler ve CD’ler onun sevdiði þarkýlardý. Cuma akþamlarý çýktýðýmýz için, yemeðe gittiðimiz için o gece hiç kimseye söz vermiyordum. O olsa da olmasa da Cuma gecelerimi mutlaka boþ tutuyordum.

Ders : 10 Baðýmlýlýk yapan, alýþkanlýk olan iliþkiler sevda illetinin ta kendisidir. Eðer birini düþünmeye, kýskanmaya, aramadýðý sormadýðý zaman uykularýnýz kaçacak denli kaygýlanmaya baþlamýþsanýz piliniz bitmiþ demektir. Bunlarý hissettiðinizde iþ iþten geçmeden iliþkiyi kesip atmalýsýnýz. Bir çapkýnýn her zaman ayný anda birkaç iliþkisi birden olmalýdýr. Böylece birine sýrtýnýzý dönüp gitmeniz çok kolay olacaktýr. Pavyonlardaki konsomatris kadýnlarýn sarhoþ erkeklere anlattýðý gibi her biri için de farklý öyküler yaratmalýsýnýz. Örneðin çapkýnlarýn çoðu evli olduklarýný söylerler. Evli bir erkeðin eþine dönmek gibi, eþiyle arasýnýn düzelmesi gibi bir seçeneði olur. Kadýnlarýn çoðu bu dokunaklý hikayeye karþý ilgisiz kalmazlar. Kendileri de yuvasý yýkýlan kadýn olmayý istemeyecekleri için baþkasýnýn yuvasýný yýkmaya, karý koca arasýna girmeye gönülleri razý olmaz. “ Seninle çok mutluyum ama evime ve çocuklarýma dönmeliyim.” dediðinizde size anlayýþlý davranacaklardýr. Sonrasýnda niye aramýyorsun, sormuyorsun gibi sitemleri de ortadan kalkacaktýr.
     Bütün tavsiyelere raðmen “Bu kadýn çok farklý. Þimdiye kadar tanýdýðým kadýnlarýn hiç birine benzemiyor. Kimse beni onun kadar mutlu edemez.”diyorsanýz sizin için yapýlacak bir þey yoktur. Buna çapkýnlýk lügatinde “ çapkýnýn kendini imhasý ya da ötenazi hakkýný kullanmasý” denir. Böyle bir çapkýný ancak evlilik paklar. Ancak son olarak söylenmesi gereken bir söz daha vardýr. Çapkýnlardan iyi bir koca veya baba olabilir. Yine de her zaman gözü çöplükte bir horoz olarak yaþayacaðýný unutmamak gerek. Gördüðü her güzel kadýn mutlaka aklýnýn birazýný çelecektir.
     
Benim Songül dýþýnda seçeneðim, sýðýnaðým, kaçacak yerim yoktu. Sevmek için, aþýk olmak için de eksik biriydi. Aradan aylar geçmesine raðmen onun hakkýnda çok az þey biliyordum. Bu kýz bende sadece seviþmelerimiz, buluþmalarýmýz kadardý. Ona sevgilim, karým yada her þeyi paylaþacaðým insan olarak bakmamýþtým. Bu nedenle meraklý davranmayý, daha çok tanýmayý da istememiþtim.
     Tutkuyla seviþtiðimiz bir gecenin sabahýnda yeniden tartýþtýk. “Benden bu kadar. Kendime daha akýllý bir yol çizmek istiyorum. Oradan oraya savrulmak istemiyorum. Beni hep sevecek, üzerime titreyecek, koruyacak hatta þýmartacak birini istiyorum.”dedi. Öfkeme yenilip “Böyle birini bulursan bana da haber ver. Bir dakika bile durma.”deyiverdim. Beni býrakamayacak kadar tutulduðundan, gitmeyeceðinden çok emindim. Yanýlmýþým… O sabahýn ardýndan beni haftalarca aramadý. Yazdýðým mesajlara bir kere bile yanýt vermedi. Yüzlerce kez telefon ettim. Ama hiç birine yanýt vermedi. Yüzüme kapattý. Ben kendimi mi kandýrmýþtým? Neden ondan kalan boþluk bu kadar çok canýmý acýtýyordu. Aklýmda sürekli Songül vardý. “Cehenneme kadar yolu var.”derken “Sen seviyorum. Salak þey…” diye baðýrmak istiyordum.
     Çalýþtýðý güzellik merkezinin önünde dolandým. Onu çok özlüyordum ve görmek istiyordum. Akþamlarý yolunu gözledim ama karþýlaþamadým. Çalýþtýðý yere gidip onu sormayý bile düþündüm.
Ýstemeden ona zarar verebilirdim. Her þeyi yüzüme, gözüme bulaþtýrmayayým, kýrýp dökmeyeyim diye vazgeçtim. Songül’ün sessizliði uzadýkça uykularým kaçmaya baþladý. Son günlerde iþleri tamamen Veli’nin sýrtýna yýkmýþtým. Çünkü benim için Songül dýþýndaki her þey deðerini ve önemini yitirmiþti..
     Ýþ yerinin bulunduðu sokakta akþamlarý nöbet tutmaya baþlamýþtým. Mutlaka görüþmek, konuþmak istiyordum. Ondan özür dileyecektim, beni af etmesini isteyecektim. Yeniden eskisi gibi görüþelim istiyordum. Bir akþam arabasýna binerken ona rastladým. Neyse ki çekip gitmedi. Hatta arabadan inip bana doðru yürüdü.
- Seninle konuþmak istiyorum.
- Yeterince konuþmadýk mý?
- Lütfen, seni kýrmak istemedim. Senden özür diliyorum.
- Ne için özür diliyorsun?
- Söylediklerim için elbette…
- Söylediklerinin bir önemi yok. Önemli olan tavrýn.
- Tavrýmýn nesi var? Sana hiçbir zaman kaba davranmadým.Saygýsýzlýk etmedim.
- Evet, haklýsýn saygýsýzlýk etmedin. Ama hep uzak kalmayý, mesafeli olmayý seçtin.
- Gel her þeye yeniden baþlayalým. Her þeyi yeniden konuþalým.
- Sen o fýrsatý kaçýrdýn. Sana ne istediðimi söyledim. Bir tek yalvarmadýðým kaldý.
- Songül bana bir fýrsat daha ver. Sana kendimi affettireceðim.
- Üzgünüm Erkan. Ben yeniden baþa dönmek istemiyorum.
- Songül. Yaþadýklarýmýzý bir çýrpýda silip atmak bu kadar kolay mý?
- Biz sadece seviþtik. Daha fazlasýný da istemeyen sendin.
- Þimdi istiyorum.
- Artýk çok geç. Seni istediðimden eskisi kadar emin deðilim.
- Deðiþen ne? Ben sana ne yaptým?
- Sen treni kaçýrdýn. Sözlerimi, Ýsteklerimi ciddiye almadýn.
- Sana git mi dedim?
- Erkan, artýk bizim aramýzda bir þey kalmadý. Bitti… Anlasana…
- Öyle olsun. Peki yaþadýklarýmýzýn hiç mi hatýrý yok. Biz düþman mý olduk.
- Hayýr düþman olmadýk. Ama sevgili de olamadýk.
- O zaman en azýndan arkadaþ kalalým.
- Eski sevgiliden arkadaþ olmaz.
- Ýyi valla. Sanki kanlý býçaklý olduk.
- Bunun kimseye yararý yok. Anlasana…
- Ben seninle görüþmek istiyorum.
- Benden eskisi gibi bir yakýnlýk bekleme.
- Nasýl istersen öyle davran. Ama mutlaka görüþelim, konuþalým.
- Bu meseleleri konuþmak istemiyorum.
- Nasýl istersen.
- Benim eve gitmem gerek. Sonra görüþelim olur mu?
- Ne olur görüþelim. Ben sana telefon ederim.
Bütün yaþamým boyunca böylesine amaçsýz, kendimi ifade etmekten yoksun bir konuþmayý
hiç kimseyle yapmamýþtým. Onun benden uzaklaþmasýný önlemek adýna her söylediðine evet demiþtim. Oysa ben onunla elbete yaþadýklarýmý konuþacaktým. Songül’le oturup enflasyonun makro ekonomiler üzerindeki yýkýcý etkilerinden söz edecek deðildim. Benim tek bir isteðim, tek bir amacým vardý. Ýliþkimiz kopmasýn, bozulmasýn, bitmesin ve yine sabahlara kadar seviþelim istiyordum. Zaten böyle ayak üstü, o abrasýna binip gitmeyi isterken ne konuþulabilirdi ki? O gün Songül’ün benden iyice uzaklaþtýðýný, artýk hiçbir þeyin eskisi gibi olmayacaðýný yüzündeki buz gibi ifadeden de hissettim.
     Sonraki günlerde bir iki kez telefonla görüþtük. Ýþ çýkýþý saatlerde birkaç kez buluþup çay, kahve içtik. Yeniden etkileyebilmek için ilk kez buluþtuðumuz Cervantes Kafe’ye götürdüm. Onu ne kadar sevdiðimi, onunla ne kadar mutlu olduðumu anlattým. Beni susturup, verdiðim sözü hatýrlattý. O gün kendimi çok çaresiz ve boðulur gibi hissettim. Songül’le yaþadýklarýmýn tamamen bittiðini, kendi gerçeðimi o akþam bütün açýklýðý ile gördüm..
     Songül benden sonra evli ve iki çocuklu, kendisinden en az on yaþ daha büyük bir veterinerle takýlmaya baþladý. Takýlmakla kalmayýp kendi evinde adamla birlikte yaþamaya baþladýlar. Onlarý bir kaç kez birlikte gördüm. Telefonla konuþtuðumuzda zaten kendisi de olan biteni anlatýyordu. Ne de olsa ben artýk eski bir arkadaþ ve iyi bir dosttum. Ýlk baþlarda o salak görünüþlü adamda ne bulduðunu, neden onu bana tercih ettiðini düþünüp kýzýyordum. Aslýnda her þey çok açýktý. Bu yaþta biri için Songül çýtýr sayýlýrdý. Adam genç biriyle kendini daha iyi hissediyor ve Songül’ün istediði sýðýnma duygusunu tatmin ediyor olmalýydý. Ben sütten aðzý yanmýþ biri olarak uzun bir süre yoðurdu bile üfleyerek yedim. Kulaðýna kar suyu kaçmýþ balýk gibi birkaç hafta yalpaladýktan sonra, suyun üzerinde sersem sersem yüzdükten sonra kendime gelip mahalledeki arkadaþ muhabbetlerine geri döndüm.

     Bir gece kan uykumda telefonumun sesiyle uyandým. Saat gecenin artýk sabaha döndüðü, þafak sökecek zamanlarýna yakýndý. Önce çok korktum. Genelde böyle zamansýz çalan telefonlar, sabahý beklemeye sabrý olmayan bir ölüm haberini verirler. Telefondaki ses hýçkýrýklarýn önüne kelimeler yuvarlayýp göz yaþlarýný durdurmaya çalýþan Songül’e aitti. Angut veterinerle akþam üzeri kavga etmiþler. Adam evdeki bir parça giysisini toparlayýp çekip gitmiþ. Telefonda da “Beni zýrt pýrt arayýp rahatsýz etme. ”demiþ. Bununla yetinmeyip küfrün, hakaretin bini bir para.. Aðzýna geleni sayýp dökmüþ.
Bizimki hala “Bunu bana nasýl yapar? Ben bunlarý hak edecek ne yaptým?” teranelerinde. “Oh iyi olmuþ. Canýma deðsin. Ýnþallah daha beter olursun. Sen beni dinlemeye bile tenezzül etmedin. Bunlar sana az bile.” demeliyim. Oysa ben onun için gerçekten üzülüyordum. Teselli edecek cümleler aradým. “Göreceksin bak yarýn hatasýný anlayacak. Süt dökmüþ kedi gibi çýkýp gelecek. Ayaklarýna kapanýp senden af dileyecek.” diyerek onu teselli etmeye çalýþtým. Veteriner hakkýnda söylediðim cümleler doðru çýkmadý. Bir daha Songül’e hiç uðramadý.

Çivi çiviyi söker diyenler de yalan söylüyorlar. Ben Songül’ün izlerini, Songül de veterinerin yüreðinde býraktýðý izleri silmek için yeni sevgililer bulduk. Her yeni sevgili baþka bir acýyý bedenimize çakýp gitti. Yüreklerimizdeki çiviler çoðaldý ama hiç biri diðerini sökmeyi baþaramadý. Çapkýnlýðýn kitabýný kaldýrýp ateþe attým. Önümüzdeki hafta yeni bir kitaba baþlayacaðým. Ýçinde bahçe bitkilerinin bakýmý hakkýnda deðerli bilgiler bulabilirsiniz. ÇEKÝRGENÝN AYAÐINDA NALÝNÝ. Birinci baskýsý tükenmeden sipariþ etmeyi sakýn unutmayýn..

Deniz Fenerinin Güncesi.
Seyfullah



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Yüreðimsin
Gönderen: ÖRSAN BAYDAR / ÝSTANBUL/Türkiye
27 Ekim 2004
Dostum..Adeta yüreðimsin.."Her yeni sevgili baþka bir acýyý bedenimize çakýp gitti. Yüreklerimizdeki çiviler çoðaldý ama hiç biri diðerini sökmeyi baþaramadý. "

:: mutlaka kýsaltýlmalý
Gönderen: EROL ÖZEL / Ankara/Türkiye
11 Temmuz 2004
yazýnýz hakkýnda þunu söyleyebilirim ki detaycý bir yazarsýznýz. iyi bir gözlemcisiniz ki bu da yazar için çok önmelidir. bunun yaný sýra yazýnýzda boðucu derecede betimlemeler ve tasvirler yapmýþsýnýz. derin, sýð bir duygu yoðunluðu görülüyor yazýnýzda. ayrýca çok hem de çok uzun bir öykü; kýsaltýrsanýz daha çok okuyucu çekeceðinizi düþünüyorum. mutlaka bu yazýyý olabildiðince kýsaltmalýsýnýz. kýsacasý bence vasat ve sýradan bir yazý. yazýnýzý vasat olarak deðerlendirmem, belki de benim belkenmedik sonuçlarla biten öykülere olan ilgimden kaynaklanýyordur ama her þeye raðmen yazmaya devam... size yazý hayatýnýzda baþarýlar dilerim...

:: Kitap Siparisi Hk.
Gönderen: Nuket Keles / Sydney/Avustralya
10 Temmuz 2004
Size hayran olmamaya hatta uzak durmaya bile calistim! Ne fayda? size hayran olmamak ve sevmemek imkansiz. Hmmm!!! Bahar da gecti. Neyse Birinci baskidan bir duzine rica ediyorum. Cevremde elindekinin degerini bilmeyen, anca bunu kaybettikten sonra anlayabilen aptallar var. Yeni yazilarinizi ozlemle bekliyorum. Saygilarimla

:: Tebrikler...
Gönderen: Kâmuran Esen / Mudurnu
13 Mayýs 2004
Merhaba Sevgili Seyfullah Çalýþkan; Çok uzun olmasýna raðmen, büyük bir keyifle okudum öykünüzü.Anlatýmýnýz o kadar yalýn ve o kadar akýcý ki.Okuyucuyu hiç yormuyor, aksine, -deyim yerindeyse- dürtüyor devam etmesi için. Tebrik ederim.Sevgiler..Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Acemi Çapkýn
Defolu Aþklar Sergisi - 2 -
Defolu Aþlar Sergisi - 1 -

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Raký Þiþesine Ejderha Olduk
Gökçeada 3
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Nataþa, Mavra ve Raký
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Güvercinli Yazý - 1
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Emekleye Emekleye Emekli

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.