Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Bu dinin mensuplarýnýn görüþleri ve sözleri tutarsýz ve mantýk dýþýdýr. Ýslam’a uymanýn öneminden söz eder ancak belli hükümlerin uygulanmasýný yeterli görürler. Çünkü bu sýð görüþlü kiþilere göre diðer hükümleri uygulamak aþýrýlýktýr. Hatta kendileri ’beðenmedikleri için’ Kur’an’ýn buyruklarýna uymadýklarý gibi, diðer insanlarýn da uygulamamasý yönünde tavýr alýrlar. Söz konusu kiþiler "Müslümaným" der ancak Ýslam’a göre yaþamayý istemezler. Bu kimseler açýkça dini inkar etmezler. Çýkarlarýna uygun olan kýsýmlarý kabul ederler ama kendi düþük akýllarýnca dinin bazý hükümlerinin deðiþtirilmesi gerektiðini düþünürler. Kur’an, Allah’ýn son hak kitabýdýr; eksiksiz, noksansýz ve kusursuzdur. Bu kiþilerin Kur’an’a dair söyledikleri bir anlamda inkârdýr. Kur’an bu yapýdaki kiþilerden þöyle söz eder: "... Yoksa siz, kitabýn bir bölümüne inanýp da bir bölümünü inkar mý ediyorsunuz? Artýk sizden böyle yapanlarýn dünya hayatýndaki cezasý aþaðýlýk olmaktan baþka deðildir; kýyamet gününde de azabýn en þiddetli olanýna uðratýlacaklardýr. Allah, yaptýklarýnýzdan gafil deðildir. (Bakara Suresi, 85) Dinden uzak sistemde Allah’ýn hayat rehberi olarak indirdiði Kur’an, genellikle cenaze evlerinde okunan bir kitap olarak insan yaþamýndan uzak tutulur. Atalardan kalma batýl kurallar ise din olarak benimsenir. Din de, yalnýzca miras aldýklarý kurallarýn bir parçasý olduðundan, bu sistemin mensuplarý içlerinde Allah’a karþý saygý dolu korku taþýmazlar. Namaz, oruç gibi ibadetleri yapar ancak bunlarý vicdani bir duyarlýlýkla yerine getirmezler. Allah’ýn gücünü gereði gibi takdir etmez, ahirete de kesin bilgiyle inanmazlar; kalpleri bomboþtur. Bu kimselerin dualarý da farklýdýr. Müminlerin dualarý imanda ve ilimde derinlik, Allah’ýn rýzasýný ve rahmetini kazanabilmek yönündeyken, onlarýn dualarý iþlerinin açýlmasý, daha iyi bir araba alabilmek, sevdikleri kiþi ile evlenebilmektir. Yetiþkin çocuklara sahip olan birer anne baba ise çocuklarýnýn bir an önce evlenmesi ve mürüvvetini görebilmek amacýyla Allah’a yakarýrlar. Oysa içinde rahmani merhamet duygusu taþýyan anne ya da baba, çocuklarýnýn ahiretini düþünür, dualarýnda öncelikli olarak onlarýn sonsuz yaþamdaki mutluluklarýný ister. Toplumdaki bir baþka sapkýn inanca göre Allah Yaratýcý olarak kabul edilir ancak yarattýklarý üzerindeki eþsiz kudreti -haþa- önemsenmez. Birçok insan doðumu ve ölümü Allah’ýn belirlediðine, insaný zorluktan kurtaranýn ya da hastalýk durumunda þifa verenin Allah olduðuna inanýrken, günlük hayatta yaþananlarýn Allah’tan baðýmsýz geliþtiðini düþünür. Oysa evrendeki küçük-büyük her detay, insan yaþamýndaki her an, her yeni olay Allah’ýn dilemesiyle, O’nun üstün aklýyla ve O’nun belirlediði þekilde meydana gelir. Bazý kimseler de kendilerince yeni bir Müslüman kavramý üretir, "fýrsatým olduðunda namazýmý kýlarým, kimse hakkýnda kötülük düþünmem, hýrsýzlýk yapmam, iyi bir insaným, neden cehenneme gideyim?" gibi din dýþý sözler söylerler. Oysa Müslümanlýk , ’insanlara kötülük yapmamak’tan ibaret deðildir, gerçek Müslümanlýk samimiyettir; ihlasla Allah’ýn sýnýrlarý içinde yaþama çabasýdýr. Kur’an’ýn bazý hükümleri konusunda, hayatlarýnýn çok yoðun tempolu olmasý yüzünden ibadete vakit bulamadýðýný söyleyen kesim ise kendilerince teviller ileri sürer. Bu kiþiler, gerçek bir ahiret inancýna sahip deðildirler. Dinin birçok hükmü gibi, ahirete iman konusunu da yalnýzca dilleriyle kabul eder; kalpten inanmazlar. Bediüzzaman bu yapýdaki kiþilerin durumu hakkýnda, imansýz Ýslâmiyet’in kurtuluþ sebebi olamayacaðýný söyler. Toplumdaki bir baþka grup da cehennemde günahlarýnýn cezasýný çektikten sonra cennete gireceklerini düþünür, dünyada harama girmeyi ve günah iþlemeyi kendilerine meþru görür. Oysa durum zannettikleri gibi deðildir: Hayýr; kim bir kötülük iþler de günahý kendisini kuþatýrsa, (artýk) onlar, ateþin halkýdýrlar, orada süresiz kalacaklardýr. (Bakara Suresi, 81) Parmaðýnýn ucu yandýðýnda bile acý duyarken insanýn, cehennem azabý konusunda bu denli çirkin cesaret sergilemesinin asýl nedeni ahirete kesin bilgiyle iman etmiyor olmasýdýr. Samimi ve kesin bilgiyle inanan insan, ahiret konusunda her an korku ve ümit içinde olur. Ve þöyle dua eder: "Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydýrma..." (Al-i Ýmran Suresi, 8) Dini yaþamayan kiþilerden "benim ailem çok dindardý", " dedem dini konularda çok bilgiliydi" gibi açýklamalarý çok sýk iþitiriz. Ya da birine yaptýklarý bir iyilikten zaman zaman söz eder, haklarýnda "ne iyi insan" denilsin isterler. Tüm bu davranýþlarla karþýlarýndaki insanlar üzerinde iyi bir izlenim býrakmaya çalýþýrlar. Toplum dini bireylerinden "çalýþmak ibadettir" sözünü sýk sýk duyarýz. Kuþkusuz inanan her insan temiz ve iyi bir ahlak göstererek çalýþýr. Ancak çalýþarak zaten ibadet edildiðini ve Kur’an’ýn hükümlerini yerine getirmeye gerek olmadýðýný düþünmek yanýlgýdýr. Ýbadet, Allah’a kulluktur; iþi gereði insanlara yardýmcý olmak ise yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðu amacýyla yapýlýrsa ibadettir. Gerçek anlamda kulluk, Kur’an hükümlerini eksiksiz olarak yerine getirmek için gayret etmek ve Allah’ýn beðendiði ahlaký yaþamaktýr. Dinden uzak yaþayan bazý kiþiler de rahat yaþamlarýnýn verdiði güvenle ’Allah’ýn sevgili kulu’ olduklarýný düþünür, "Allah beni sevmeseydi bu aileyi, evi, malý, mülkü, vermezdi" ya da "Allah her dileðimi kabul etti" diyerek doðru yolda olduklarýný ifade ederler. Oysa bunun bir ölçü olmadýðý Kur’an’daki "Onlar sanýyorlar mý ki, kendilerine verdiðimiz mal ve çocuklarla Biz onlarýn hayýrlarýna koþuyoruz (veya yardým ediyoruz)? Hayýr, onlar þuurunda deðiller. (Müminun Suresi, 55-56) ayetiyle haber verilir. Kur’an’da tarif edilen mümin modeli, Allah’ýn hoþnutluðunu ve sevgisini bütün kiþisel çýkarlarýn üzerinde tutan, ahireti için ciddi bir çaba içinde olan samimi ve dürüst insan karakteridir. Toplum genelinde ise "din belli bir yere kadar yaþanýr, aþýrýya kaçmamak gerekir" gibi din dýþý mantýk yerleþmiþtir. ’Aþýrý’ olarak görünen ise Allah yolunda çaba göstermek, inkarcý görüþlere karþý fikir mücadelesi içine girmektir. Müslüman kimliðiyle bilinen birçok insan, Rabb’ine olan sorumluluklarýný unutarak, dünya hayatýnýn yalnýzca dünyevi þeyler üzerine kurulu olduðu yanýlgýsýyla, din ahlakýný tebliðden ve Allah’ýn verdiklerini Allah yolunda kullanmaktan kaçýnýr. Bu kimselerin en büyük amaçlarý para kazanmak, çocuklarýna iþ kurmak, geleceklerini garantiye almak, onlarý evlendirmektir. Namaz kýlar, kurban keser, belirli ibadetleri yapar, vakit buldukça umreye giderler. Kur’an ahlakýnýn anlatýlmasý ve yaygýnlaþtýrýlmasý amacýyla yapýlan her türlü giriþimde ise hep geride kalýr, yaþananlarý uzaktan izlerler. Yaþamlarýnda ve iman anlayýþlarýnda akýlcý ve aktif bir yaklaþýmlarý yoktur. Oysa Kur’an ahlakýný anlatmak, iyiliði emredip kötülükten menetmek müminlerin en önemli sorumluluklarýndan biridir. Ancak söz konusu kiþiler bu konuda hiçbir çaba içinde olmaz, riske girmezler. Ýnsanýn islam’ý kabul edip yaþamasýnýn asýl nedeni, Allah’tan baþka ilah kabul etmemesi, Allah’a iman etmesi ve O’na teslim olmasýdýr. Mümin, Kur’an ahlakýný yaþamak, yaygýnlaþtýrmak ve Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak amacýyla yaþar. Din baþka bir amaçla yaþanýyorsa, bunun adý gerçek iman deðildir. Samimi inanan insan, asla diðer insanlara gösteriþ yapmayý, toplumda bir yer edinmeyi ya da çýkar saðlamayý hedeflemez. Ýman edenler hayata Kur’anî bakýþ açýsýyla bakarlar. Samimi Müslüman’ýn farklý bir ’hayat felsefesi’ yoktur; þeytanýn deðil Allah’ýn sistemine baðlýdýr. Tek doðru yol Allah’ýn bizler için seçtiði hak yol olan Ýslam’dýr. "Rabbimiz, günahlarýmýzý ve iþimizdeki aþýrýlýklarýmýzý baðýþla, ayaklarýmýzý (bastýklarý yerde) saðlamlaþtýr ve bize kafirler topluluðuna karþý yardým et."
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |