Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Konuyu biraz daha açacak olursak; insanlarýn büyük çoðunluðunun bu konuyu bir tehlike olarak görmediðini söyleyebiliriz. Ayrýca dine tamamen aykýrý bir ruh hali olduðu halde, insanlarýn çoðunun bu ruh halini bir yanýlgý olarak deðil, beðenilen bir özellik olarak gördüklerini de ekleyebiliriz. Bu tehlike, duygusallýk ya da romantizmdir. Duygusallýk, cahiliye toplumunda iyi insanlara has beðenilen bir özellik olarak görülür. Oysa duygusallýk, en önemli özelliklerden biri olan ’aklý’ tamamen devreden çýkarýr, kiþiyi tutkularýna, öfke ve zaaflarýna göre yaþamaya yönlendirir. Romantizm, milyarlarca insaný tutsak etmiþ bir cahiliye kültürüdür. Romantizmin tetikleyicisi gerçekte þeytandýr ve þeytan duygusallýk telkini vererek çok sayýda insaný Allah’ýn yolundan alýkoyar. Çünkü duygularýnýn tutsaðý olan insan aklýný kullanamadýðýndan, ne Yaratýcýsýný hakkýyla takdir edebilir, ne O’nun yarattýðý olaylar ve hikmetleri üzerinde düþünebilir, ne de dinini tam anlamýyla yaþayabilir. Çünkü Allah’ý bilen/kavrayan akýldýr ve akýl devre dýþý kaldýðýnda din gereðince yaþanmaz. Ve Kur’an, "ayetlerini, iyiden iyiye düþünsünler ve temiz akýl sahipleri öðüt alsýnlar diye" (Sad Suresi, 29) indirilmiþ kitaptýr; yalnýzca temiz akýl sahipleri öðüt alabilir. Romantizm adeta bir hastalýktýr ve tedavi edilmediði sürece kiþi dini gerçek anlamda yaþayamaz. Ýnanan insanýn namazý, ibadetleri, dirimi ve ölümü alemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr. (En’am Suresi, 162) Akýl tam kapasite kullanýlmadan da insanlarýn kendilerine yaptýklarý zulmün, acýnýn, hüzün, gözyaþý ve saldýrganlýðýn ortadan kalkmasý mümkün deðildir. Romantizm, çoðu zaman ’sevgi’ duygusu baþlýðý altýnda kiþiyi etki altýna alýr. Bu nedenle ’sevmek’ eylemi yanlýþ yönlendirildiði ve romantizmin kýskacýnda geliþtiðinde birçok insaný þirke bulaþtýrýr. Örneðin, romantik milliyetçiler, kendi milletlerini çok ’severler’; diðer milletlere karþý düþmanlýk duyar hatta kimi zaman saldýrganlaþýrlar. Yine bir gencin sevgilisine duyduðu romantik ’sevgi’, genç kýzý yaþamýnýn merkezi haline getirir, hatta genç onu canýna kýyacak kadar sever. Sevgi, kuþkusuz Allah’ýn insanýn kalbinde kýldýðý en güzel duygulardan biridir. Ancak bu sevginin kime, neden ve ne þekilde hissedildiði önemlidir. Romantizmin yönlendirdiði çarpýk sevgi anlayýþý ile Allah’ýn bize Kur’an’da tarif ettiði gerçek sevgi birbirinden oldukça farklýdýr. Kur’an, layýk olanlara sevgi duymamýz gerektiðini, layýk olmayanlarýn ise sevilmeyeceðini haber verir. Sevgiye layýk olanlar, Allah’ýn beðendiði ahlaký yaþayan ve yaþama çabasý içinde olan insanlardýr. Bu ahlaký yaþamayan ve yaþamaktan kaçýnanlar ise sevgiye layýk deðildirler. Allah’a karþý isyan içinde olanlara ve nankörlük edenlere sadece ’buðz’ edilir, yani kalben soðukluk duyulur. Söz edilen kimselere karþý sevgi duymak büyük bir yanýlgýdýr ve Allah Kur’an’da iman eden kullarýný bu konuda uyarýr. Ey iman edenler, Benim de düþmaným, sizin de düþmanýnýz olanlarý veliler edinmeyin. Siz onlara karþý sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmiþler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanýzdan dolayý elçiyi de, sizi de (yurtlarýnýzdan) sürüp-çýkarmýþlardýr... (Mümtehine Suresi, 1) Ýman edenler Allah’ýn buyruðuna uyarak inkarcýlara sevgi duymazlar. Ancak mümin, Allah’tan yüz çevirmiþ birine karþý bir sevgi duymasa da, o insanýn iman etmesi için elinden gelen çabayý gösterir. Ayette söz edilen, sevgi yöneltmemektir. Bu kuþkusuz, o kiþiye öfke duyma, onun kötülüðünü isteme anlamýna gelmez. Mümin tam aksine öðüt alabilecek olan insanlara dini teblið etmek, ölümü, ahireti, cennet ve cehennemi anlatmak, Kur’an’la uyarmakla yükümlüdür. Bu görevleri isteyerek ve þevkle yapar. Hatta tüm çabasýna raðmen iman etmeyen kiþiye, bozgunculuk çýkarmadýðý sürece adil ve hoþgörülü davranýr. Allah, sizinle din konusunda savaþmayan, sizi yurtlarýnýzdan sürüp-çýkarmayanlara iyilik yapmanýzdan ve onlara adaletli davranmanýzdan sizi sakýndýrmaz. Çünkü Allah, adalet yapanlarý sever... (Mümtehine Suresi, 8-9) Duygusallýk bataðýnda çýrpýnan birçok insanýn yaþamýnda, bu yanlýþ yönlendirmenin sonuçlarýna rastlayabiliriz. Nefsinin tutkularýna, nefret, kin ya da öfke gibi duygularýna yenilmiþ insanlar, yaptýklarý akýlsýzca iþlere gerekçe olarak "ne yapayým, seviyorum" ya da "ne yapayým, içimden böyle davranmak geliyor" gibi sözler söylerler. Oysa insanýn ’içinden gelen’ her þey doðru deðildir. Þeytanýn sözcüsü olan nefis insana sürekli kötülüðü emreder. O halde, çaresizce kendisini bu sözlerle savunmaya çalýþan kiþi, nefsinin tutkularýnýn esiri olmuþ, þeytanýn sisteminde yaþamaktadýr. Allah’ýn hoþnut olmayacaðý davranýþlar sergileyen insanlardan Kur’an þöyle söz eder: Þimdi sen, kendi hevasýný ilah edinen ve Allah’ýn bir ilim üzere kendisini saptýrdýðý, kulaðýný ve kalbini mühürlediði ve gözü üstüne bir perde çektiði kimseyi gördün mü? Artýk Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öðüt alýp-düþünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23) Kur’an ayetlerinde çok önemli rahmani bir bakýþ açýsý tarif edilir. Örneðin, “Ey iman edenler, adil þahidler olarak, Allah için, hakký ayakta tutun. Bir topluluða olan kininiz, sizi adaletten alýkoymasýn. Adalet yapýn. O, takvaya daha yakýndýr... (Maide Suresi, 8) ayetinde de olduðu gibi, insanýn duygularý deðil, aklý ve vicdaný yönlendirici olmalýdýr. Çünkü insanýn duygularý, aradan belli bir süre geçtikten sonra kendisinin de hayrete düþeceði davranýþlar sergilemesine sebep olur. Doðru noktaya ulaþabilmek için akýl ve irade yönlendirici olmalýdýr. Kýsacasý duygular akýl ve iradeyle terbiye edilmelidir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |