Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Oysa vicdanýnýn sesine ömrü boyunca hiç kulak vermemiþ, nefsinin tutkularýyla birlikte yaþamýþtýr. O an tarifsiz bir korkuya kapýlýr. Ýçinde bulunduðu bu zorlu durumda, kendisine yalnýzca Allah’ýn yardým edebileceðini anlar. Eðer Allah kendisini bu tehlikeli durumdan kurtaracak olursa, bu yaþadýklarýný kesinlikle unutmayacaðýna, yaþamýnýn geri kalanýný bu gerçeklere ve Kur’an ahlakýna uygun olarak düzenleyeceðine söz verir. O anki tehlikeden kurtulabilmek için yalvara yalvara Allah’a dua eder. Yeter ki Rabb’i onu kurtarsýn ve yaþamý devam etsin... Ancak, zorluk anýnda yalvararak Allah’a sýðýnan bu insan, tehlike üzerinden kalktýktan sonra, Allah’a verdiði sözü unutur ve eski yaþamýna geri döner. O an hissettiði korku ve piþmanlýk, yerini eski nankörlüðüne býrakýr. Ölümle yüz yüze geldiði o sýkýntý anýnda kurtulmak için Allah’a dua eden o deðilmiþ gibi Allah’tan yüz çevirir. Gaflet içindeki eski yaþamýna býraktýðý yerden devam eder; hemen yeryüzünde taþkýnlýða koyulur. Oysa taþkýnlýðý kendi aleyhinedir. Bir felaketi bir kez yaþayan insan, aynýsýyla hatta daha da zor bir durumla tekrar karþýlaþmayacaðýndan güvende midir? Karaya çýktýðýnda rahatlayan ve kendisini güvenlik içinde zanneden kimse, ayný tehlikeyi, "Kara tarafýnda sizi yerin dibine geçirmeyeceðinden veya üzerinize taþ yýðýnlarý yüklü bir kasýrga göndermeyeceðinden emin misiniz? (Ýsra Suresi, 68) ayetindeki gibi karada da yaþayabilir. Kuran’da verilen her örnek, insan için öðüt alabileceði birer ibrettir. Ýnsanýn zor bir durumla karþýlaþmamýþ olmasý, karþýlaþmayacaðý anlamýna gelmez. Ýnsan her an vicdanýnýn sesini dinlemeli ve kendisini geçici dünya hayatýna baðlayan nefsani tutkularýndan kurtulmak için çaba harcamalýdýr. Kiþi yaþamýndaki önceliklerini belirlemeli ve nelerden vazgeçmesi gerektiði konusunda vakit varken kesin karar vermelidir. Ýnsan belki yaþamýnýn sonuna kadar bir tehlike yaþamayacaktýr. Ancak yaþamdaki tek kesin gerçek olan ölümle karþýlaþtýðý anda, eðer Allah’ýn hoþnutluðunu gözeterek ve O’nun sýnýrlarýný koruyarak yaþamadýysa, kesinlikle piþmanlýk duyacaðý þeyler olacaktýr. Samimi piþmanlýk, insanda radikal deðiþiklikler meydana getiren bir duygudur. Ýçten piþmanlýk duyan kiþi, yaþamýnýn geri kalan bölümünün Allah’ýn kendisine verdiði bir fýrsat olduðunu düþünür ve eski hatalarýna geri dönmemeye gayret eder. Çünkü bu nankörlük onun aleyhine olacaktýr. Dünyadayken telafisi mümkün olabilen, ancak ahirette geri dönüþü bulunmayan piþmanlýðý yaþamamak için insanýn yapmasý gereken, Allah’a yönelmek, O’ndan korkup sakýnmak, O’nun Kuran’da bildirdiði emirlerini yerine getirmek, kýsacasý Kuran’a tabî ve Allah’a teslim olmaktýr. Ölümü uzak görmek büyük yanýlgýdýr, ölüm her insana ayný uzaklýktadýr ve çok yakýndýr. O halde insan sorumluluklarýný ertelememeli, aldýðý kararlarý içtenlikle ve sabýr göstererek yaþamýna geçirmelidir. Allah’a olan duasý, yakýnlýk ve teslimiyeti ise, tehlike anýnda hissedilen kadar içten olmalýdýr. Ýnsanýn gerçek yaratýlýþ amacý; Rabb’inin hoþnut olduðu bir kul olmaktýr. Bunun dýþýnda, sahip olduðu mallar, ailesi, çevresi, kariyeri bu amaca ulaþmak ve Allah’a yakýn olmak için birer araçtýr. Bu nimetlerle yalnýzca nefsinin bencil tutkularýný tatmin etmeyi amaçlayan, tüm bunlarýn Allah’a þükretmesi ve O’na yönelmesi için verildiðini unutan kiþilerin durumlarý Kur’an’da “yapýp-ettikleri boþa çýkmýþtýr, kýyamet gününde onlar için bir tartý tutmayacaðýz.” (Kehf Suresi, 105) ifadeleriyle bildirilir. Bu kimselerin dünya hayatýnda yaptýklarý her þey -Allah’ýn dilemesiyle- boþa çýkacak, dünyevi kazançlarý kendilerine ahirette hiçbir yarar saðlamayacaktýr. Allah’ýn hoþnutluðunu deðil nefislerinin fücurunu gözeten bu kiþiler, ölüm meleklerini karþýlarýnda gördükleri an artýk dönüþü olmayan korkunç hatalarýný fark edecek ve piþmanlýklarý sonsuza dek sürecektir. Der ki: "Keþke hayatým için, (önceden bir þeyler) takdim edebilseydim." (Fecr Suresi, 24)"... Keþke Rabbime hiç kimseyi ortak koþmasaydým." (Kehf Suresi, 42) "... Ah keþke, elçiyle birlikte bir yol edinmiþ olsaydým," (Furkan Suresi, 27)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |