Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Dua, bize can veren, akýl ve beden lütfeden, yeryüzünü yarattýklarý için yararlý ve elveriþli kýlan Yüce Allah’a gereði gibi yakýnlaþma yoludur. Yalnýzca sýkýntý ve zorluk zamanlarýnda deðil, sürekli yapmamýz gereken bir ibadettir. Dua, O’nun bize çok yakýn olduðunun, fýsýltýyla söylediðimiz hatta içimizden geçirdiðimiz her sözü iþittiðinin bilincine varmamýza vesile olur. Allah her þeyi sarýp kuþatandýr, insanýn yaþamýndaki en büyük dost ve yardýmcýdýr. "Çaðýrmak, yardým istemek" anlamýndaki dua ihtiyaç içindeki, güçsüz ve sonlu bir varlýk olan insanýn, hiçbir þeye ihtiyacý olmayan, tek büyük güç sahibi, sýnýrsýz ve sonsuz Rabb’ine çaðrýda bulunmasý, yardým dilemesi ve tüm benliðiyle O’na yönelmesidir. Samimi inanan insanlarýn yaþamlarýnýn ayrýlmaz doðal bir parçasý olan dua, birçok insanýn ise sadece zorluk zamanlarýnda; korku duyduðu ya da bir tehlikeyle karþý karþýya kaldýðýnda hatýrladýðý bir ibadettir. Oysa insan Yüce Allah karþýsýndaki aczinin þuurunda olarak hem rahatlýkta, hem de zorlukta Allah’tan yardým istemelidir. Dua etmenin önemi Kur’an’da, "... Sizin duanýz olmasaydý Rabbim size deðer verir miydi?" (Furkan Suresi, 77) ayetiyle haber verilir. Ýnsan kulluðunun þuurunda olduðu sürece Allah katýnda deðer kazanabilir. Bu nedenle Allah’a yönelmek, yapýlan hatalar konusunda Allah’a itirafta bulunmak ve yalnýzca Allah’tan yardým dilemek gerekir. Bundan farklý bir davranýþ Allah’a karþý büyüklenmektir. Dua, önceden ezberlenmiþ belli cümleleri –bazen anlamýný dahi bilmeden- tekrarlayýp durmak deðildir. Kur’an’da açýklanan dua bundan tamamen farklýdýr. Dua edilirken, Allah’ýn varlýðý, birliði, büyüklüðü, gücü, her kulunu sürekli olarak görüp-iþittiði gibi hayati konular düþünülmeli ve Allah’ýn en hayýrlý þekliyle icabet edeceðinin bilincinde olunmalýdýr. Duanýn, yaþamýn geneline yayýlmasý gerekir. Bütün insanlarýn duaya ihtiyacý vardýr. Yaþam koþullarý zor olan birinin zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacý olduðunu düþünmek, bu konuyu temelinden yanlýþ anlamaktýr. Yaþamýnda tüm isteklerine kavuþtuðunu düþünen kiþinin dahi duaya ihtiyacý vardýr. Ýnsanýn duaya ihtiyacý olmadýðýný düþünmesi, dua etmesinin tek nedeninin nefsani/dünyevi arzularýnýn tatmini olduðu anlamýna gelir. Oysa her insaný ahirette sonsuz mutluluk ya da sonsuz mutsuzluk beklemektedir. Bu nedenle dua, hem dünya hem de ahiret hayatýna yönelik edilmelidir. Ýnsanlarýn pek çoðu duayý yalnýzca darlýk ve sýkýntý anýnda elinden gelen her þeyi denedikten sonra Allah’a çaðrýda bulunmak þeklinde anlarlar. Bu kiþiler, yaþadýklarý sorun çözüldüðünde, yaþayacaklarý bir sonraki zorluk zamanýna kadar Allah’ý unutur, akýllarýna dahi getirmezler. Kur’an ayetlerinde, denizde fýrtýnaya yakalanarak çaresiz kalan ve o an Allah’a sýðýnan, ancak karaya çýktýklarýnda, "Size denizde bir sýkýntý (tehlike) dokunduðu zaman, O’nun dýþýnda taptýklarýnýz kaybolur-gider; fakat karaya (çýkarýp) sizi kurtarýnca (yine) sýrt çevirirsiniz. Ýnsan pek nankördür." (Ýsra Suresi, 67) þeklinde bildirildiði gibi, yaþadýklarý acizliði unutan kiþiler konu edilir. Yaþadýklarý sýkýntý anýnda Allah’tan baþka sýðýnacak güç olmadýðýný anladýklarý halde ders almayan bu kimseler, karaya çýktýklarýnda tekrar eski duyarsýz, Allah’tan uzak yaþamlarýna geri dönerler. Yaþadýklarý felaketi tamamen unutanlar, kendilerinden ne kadar emindirler… Oysa “Kara tarafýnda sizi yerin dibine geçirmeyeceðinden veya üzerinize taþ yýðýnlarý yüklü bir kasýrga göndermeyeceðinden emin misiniz? Sonra kendinize bir vekil bulamazsýnýz." (Ýsra Suresi, 68) ifadesiyle dikkat çekildiði üzere, Yüce Allah’ýn azabý insaný her yerde yakalayabilir. Dua eden insan, zor ya da kolay her türlü durumu ve olaylarý Rabb’inin takdirine býrakýr, tevekkül eder. Bütün yollarýn üstün kudret sahibi Allah’a dayandýðýný bilmek, yalnýzca O’ndan yardým dilemek insana ferahlýk ve güven verir. Dua, zaten bizi kaderimizde olana yönlendirir. Kaderimizi belirleyen de, bize duayý ettiren de Allah’týr. Ýmam Rabbani bu konuda þu sözleri söyler: "Bir þeyi istemek, ona nâil olmak (onu elde etmek) demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceði duayý kuluna ettirmez." Yüce Allah, insana þah damarýndan daha yakýn olan, insanýn içindekini bilen, iþitendir... Ýnsanýn içinde gizlediði tek bir düþünce bile Allah’tan gizli kalmaz. Ýnsanýn samimiyetle Allah’tan bir istekte bulunmasý için düþünmesi bile yetebilir. Allah’a dua edelim; O verecektir. Yeter ki içten isteyelim. Dua çok güçlüdür; istediðimiz þey konusunda olumsuz düþüncelerle oyalanýp kafa yormak yerine, Allah’a gönülden yönelip dua ettiðimizde, aðýrlýklar üzerimizden kalkacak, herþey kolaylaþacaktýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |