Ýnanan insanýn yaþamýný farklý kýlan, tüm iþlerini Allah’tan korkarak ve vicdanýný kullanarak yapmasýdýr. O, her an Allah ile birlikte olduðunu ve gerçekte hoþnut edilmesi gereken tek varlýðýn Allah olduðunu bilir. Tüm davranýþlarýný, yaþam tarzýný Allah’ýn rýzasýný kazanmak amacý ile planlar ve kesin bir bilgiyle ahirete iman eder. Dünya hayatýnýn yaþanýlacak asýl yer olmadýðýnýn, sonsuz ahiret hayatý ile kýyaslandýðýnda çok kýsa ve geçici bir süreç olduðunun bilincindedir.


Yaþanan mutsuzluklardan ve stresten, ancak Allah’ýn rahmeti ve kullarý üzerindeki lütfu iyice kavrandýðý ve din ahlaký yaþandýðýnda kurtulunabilir. Dünya hayatýndan ancak bu þekilde gerçek anlamda zevk alýnabilir, bu þekilde güzelliklerin deðeri tam olarak anlaþýlabilir.


Ýman edenler, yaþadýklarý imtihan ortamýnda zorluk gibi görünen olaylarýn, sadece dünya hayatýnýn bir parçasý olduðunu ve Allah tarafýndan kendileri için bir hikmetle yaratýldýðýný bilirler. Eðer dünya hayatlarýný Allah’ýn istediði gibi yaþarlarsa, sonsuz ahiret hayatýnda Rabbimizin hoþnutluðunu kazanmýþ olarak cennette olmayý umarlar. Bu da sonsuz zamanlar boyunca güzellikler, nimetler ve hepsinin üstünde Allah’ýn rýzasýný kazanmýþ olarak yaþamak anlamýna gelir.


Ýman edenlerin yaþadýklarý en büyük güzelliklerden biri de, Allah’ýn -büyük ya da küçük- her olayý kendileri için hayýrla yarattýðýna iman etmelerinden kaynaklanan kadere teslimiyetleridir. Önemli bir sýnavda veya yoðun trafikte birçok insan heyecanlanýr veya öfkelenirken, iman edenler Allah’a tevekkül etmenin derin rahatlýðýný yaþarlar. Baþlarýna her ne gelirse gelsin, bunun ’her iþi evirip çeviren’ Yüce Allah’tan olduðunu bilirler.


Ancak bazý insanlar iman etmemekte adeta direnirler. Allah’a teslim olup, huzurlu bir hayat yaþamak varken, bu insanlarýn inkârda direnmeleri, kendilerine zulmetmeleri, þeytanýn bir oyunudur.

Allah’a yakýnlaþmak için çaba gösteren müminler, bu kýsa dünya hayatýnda Allah’ýn rýzasýný kazanabilecekleri ne kadar çok salih amelde bulunurlarsa, karþýlýðýnýn o kadar fazla olduðunu bilirler. Rabb’imiz de, müminlerin bu samimi davranýþýna karþýlýk kalplerine ’güven ve huzur’ duygusunu indirerek onlarýn imanlarýný daha da artýrýr.

Müminlerin kalplerine, imanlarýna iman katýp artýrsýnlar diye, ’güven duygusu ve huzur’ indiren O’dur... (Fetih Suresi, 4)

Her insan, Allah’ýn lütfuyla bütün güzelliklere sahip olabilir ve yine O’nun rahmetiyle bunlardan zevk alýp, hoþlanabilir. Ve insanlar, toplumun dayattýðý ‘hayatýn gerçekleri’ni deðil, ‘imanýn gerçekleri’ni yaþadýklarýnda hayatlarý karmaþa olmaktan çýkar, önce dünyada, daha sonra ahirette sunulan güzellikleri yaþarlar.



Fuat Türker