Sanatçý, toplumda uzun çalýþma ve çabalardan sonra alnýnda ýþýðý ilk duyan insandýr. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Temiz akýl kýsaca, derin düþünebilmek, zahirinde kalmayýp batýný görebilmek, hikmetli konuþabilmek, doðru ve yanlýþý ayýrt edebilmek, yaþanan olaylarý doðru deðerlendirip, doðru kararlar alabilmektir. Vicdanýnýn yönlendirmesiyle hareket eden, Allah’a iman eden, O’nu aþkla seven, O’ndan derin bir saygýyla korkan ve O’nun sýnýrlarýný gözeten her samimi insan bu akla sahip olabilir. Akýl, Allah korkusu ve vicdaný güçlendirme ile doðru orantýlý olarak insanýn yaþamýnýn sonuna kadar geliþebilir. Allah korkusu insanýn vicdanýný harekete geçirir, aklýný artýrýr. Bu nasýl olur?.. Ýçinde derin Allah korkusu taþýyan insan, þeytana ve nefsinin bencil tutkularýna karþý her an dikkatlidir ve vicdanýný hep diri tutar. Dünyevi korkular insaný telaþa kaptýrýr, doðru karar almasýný engellerken, Allah korkusu insana, ‘doðruyu yanlýþtan ayýran bir anlayýþ’ yani akýl ve basiret kazandýrýr. Akýl ise imaný derinleþtiren önemli bir etkendir. Allah, samimi olan ve hoþnutluðunu kazanmak için ciddi çaba içinde olan kullarýnýn "doðruyu yanlýþtan ayýrma" özelliklerini artýrabilir. Böylece insan, hem dünyada hem ahirette temiz akýl sahiplerine sunulan ayrýcalýklarý kazanabilir. Ýnsan temiz bir akla sahip olabilmek için yaþamýnýn amacý, dünya hayatý, imtihan, ölüm ve ahiret konularýnda derin düþünmeli, hikmetlerini kavramaya çalýþmalýdýr. Bu sorularýn cevaplarý ise Allah’ýn insanlýða mesajý olan Kur’an’dadýr. Kur’an kapalý kapýlarý açan anahtardýr. Ýnsan, kafasýndaki tüm soru iþaretlerini Kur’an’la giderebilir; hatalarýný görüp, yaþamýnýn temelini Allah’ýn hoþnutluðu temeli üzerine kurabilir. Fýtratýna en uygun yaþam þekli budur. Kur’an’ýn Ýlahi ýþýðýnýn aydýnlattýðý yola uymasý, "Ýþte bu (Kur’an) uyarýlýp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnýzca bir tek Ýlah olduðunu bilsinler ve temiz akýl sahipleri iyice öðüt alýp düþünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belað)dýr." (Ýbrahim Suresi, 52) ayetiyle bildirildiði gibi, insanýn aklýný ve kavrama gücünü geliþtirir. Bu arada þeytan boþ durmaz kuþkusuz. Ýnsaný yolundan alýkoyup boþ iþlere yöneltmeye çalýþýr; Kur’an dýþý sözler söyleme ve hoþ olmayan davranýþlarda bulunma yönünde telkinler verir. Ancak Allah’tan sakýnan temiz akýl sahibi müminler, "... þeytandan bir vesvese eriþtiðinde (önce) iyice düþünürler (Allah’ý zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsýn ki görüp bilmiþlerdir..." (Araf Suresi, 201) ayetindeki ifadeyle çözümü bilirler. “Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ý zikrederler ve göklerin ve yerin yaratýlýþý konusunda düþünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boþuna yaratmadýn. Sen pek yücesin, bizi ateþin azabýndan koru." (Al-i Ýmran Suresi, 191) ayetinde tarif edilen derin düþünen müminler, derin bir kavrayýþa da sahip olurlar. Etrafýndaki deliller üzerinde düþünen insan, her þeyin bir varoluþ nedeni olduðunu görür, kendisinin de bir amaçla yaratýldýðýný anlar. Ýnsan yalnýzca Allah’ýn evrende yarattýðý varlýk delilleri üzerinde deðil, “Kendi nefisleri konusunda düþünmüyorlar mý?..” (Rum Suresi, 8) buyruðu gereði kendi nefsi konusunda da derin düþünmelidir. Rabb’inden bir aðýrlanma olarak O’nun hoþnutluðunu umut eden insan, gün içinde attýðý her adýmý Allah için attýðýnda, nefsinin bencil dünyevi tutkularýndan uzak olacaktýr. Dünyanýn geçici nimetlerini deðil, ahiretin sonsuz nimetleri tercih etmek, üstün bir akledebilme yeteneðidir. Vicdanlý insanlar arýnmayý samimiyetle diledikleri için, Kur’an hükümleri doðrultusunda kendilerine yapýlan her hatýrlatmayý dinler, itaat ederler. Kur’an akýl sahibi müminleri, "Ki onlar, sözü iþitirler ve en güzeline uyarlar. Ýþte onlar, Allah’ýn kendilerini hidayete erdirdiði kimselerdir ve onlar, temiz akýl sahipleridir." (Zümer Suresi, 18) ifadesiyle tanýmlar. Mümin, kendisini güzel sözle uyaran kardeþinin kendisi için hayýrlý düþündüðüne inanmalý ve güven duymalýdýr. "Acaba bu uyarýyý yaparken samimi ve dürüst mü?” gibi þüpheyle yaklaþmak her iki taraf için de ruhen çok yorucudur. Þüphe, saðlýklý düþünmeyi engeller; insan aklý bu tür olumsuzluklara uygun deðildir. Temiz akýl sahibi olmaktan alýkoyan þüphe, insaný vesveseye boðar. Karþýsýndaki insanýn Kur’an’a uymasý, Allah’ýn hoþnutluðu için yaþamasý ona güvenmek ve uyarýlarýna hüsn-ü zan ile bakmak için yeterli olmalýdýr. Güzel söze uyup uymamak arasýnda bir seçim, mümin için söz konusu deðildir. Çünkü en güzel söze uymak, karþýlýk olarak mutluluk yurdunda sonsuza dek sürecek bir yaþam demektir. Allah’ýn dosdoðru yoluna tam olarak uyan, Kur’an hükümlerini bir ucundan deðil titizlikle yerine getiren, vicdanýna tabi olan ve Rabb’inin sýnýrlarý içinde yaþayan samimi inanan insan, temiz akýl nimetiyle ödüllendirilir. Allah, "Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduðunu bilen kiþi, o görmeyen (a’ma) gibi midir? Ancak temiz akýl sahipleri öðüt alýp-düþünebilirler. (Ra’d Suresi, 19) ayeti ve diðer birçok ayetle ancak temiz akýl sahiplerinin öðüt alabileceklerini açýklar. Onlar Kur’an ayetlerinden, Kur’an’da haber verilen kýssalardan, gökler ve yer, gece ile gündüz, sararýp kuruyan yeryüzü, yaðan yaðmur, topraktan çýkan çeþitli renklerde ürünler gibi Allah’ýn benzersiz sanatýyla yarattýðý mucizeler üzerinde tefekkür eder, öðüt alýrlar. Sonuç olarak; Akýl, pek çok nimet ve güzelliði insanýn önüne seren çok önemli bir özelliktir. Akýllý insan olaylardan en isabetli sonucu çýkarýr. Hikmetli konuþur, güzel söz söyler; bulunduðu ortamda saygý ve hayranlýk uyandýrýr. Allah, insanlarýn genellikle alýþkanlýk gözüyle baktýðý pek çok þeyin ardýndaki güzellikleri, muhteþem detaylarý temiz akýl sahibi müminlerin görebildiklerini haber verir. Bu yüzden akýl sahipleri, ayný zamanda güzelliklerden çok daha fazla zevk alabilen ruh derinliðine sahiptirler. Allah, insaný temiz bir akýlla düþünebilecek özellikte yaratmýþtýr. Temiz akýl, hiçbir yararý olmayan boþ düþüncelerden arýnmýþ, gereksiz kuruntulardan uzak, yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðuna odaklanmýþ akýldýr. Aklýn, kalbin, ruhun temizinden söz eder Kur’an. Nefsimiz ise kýþkýrtarak düþüncelerimizi kirletir, saðlýklý düþünmemizi engeller. Üzerimizdeki tek pislik nefsimizin fücuru ise arýnmanýn ve temizlenmenin yollarýný düþünmeliyiz. Olaylara Kur’an penceresinden hayýr ve hikmet gözüyle bakar, olumlu düþünür ve her an teyakkuz halinde olursak Allah’ýn dilemesiyle temizlenip arýnabiliriz. "Kime dilerse hikmeti ona verir; þüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayýr da verilmiþtir. Temiz akýl sahiplerinden baþkasý öðüt alýp-düþünmez. "(Bakara Suresi, 269)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |