En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Bu kimseler Kur’an’ýn açýk hükümlerini deðiþtirir, ayetlerde ’ima’ olduðunu iddia eder, kendilerince ’ima’dan farz çýkarýrlar. Kur’an ayetleri ima ile yorumlanmaz ancak “dillerini kitaba doðru eðip büker”, Allah Katýndan olmayan hükümler üreterek Allah’a karþý yalan söylerler. Çarpýk mantýk kurallarýna göre yaþayan bu kimselere Kur’an þöyle seslenir: Size ne oluyor? Nasýl hüküm veriyorsunuz? Yoksa (elinizde) ders okumakta olduðunuz bir kitap mý var? Ýçinde, neyi seçip-beðenirseniz, mutlaka sizin olacak diye. Yoksa sizin için üzerimizde kýyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye. Onlara sor: "Hangisi bunun savunuculuðunu yapacak? (Kalem Suresi, 36-40) Cahiliye insanlarýnýn kurallarýna göre yaþamak, insanlarý sapkýn bir yola sürükler. Kur’an’da, müminleri hak yoldan uzaklaþtýrmayý amaçlayan münafýk ve müþrik karakterli kiþilere dikkat çekilir. Tek hüküm koyucunun ise Yüce Allah olduðu, "...Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?" (Maide Suresi, 50) ayetiyle bildirilir. Akýl ve vicdanlarýna deðil, kötülüðe yönlendiren nefislerine kulak vermeleri, insanlarý, Allah’ýn emrettiði ahlaký yaþamaktan alýkoyan önemli bir unsurdur. Nefislerinin istek ve tutkularýna göre hareket eden bu kiþiler batýl olana uyar, hem kendilerine hem de çevrelerine büyük sýkýntýlar verirler. Yaratýlýþlarýna uygun olan hak dine deðil, kendi mantýklarýna, kültür ve birikimlerine göre yaþayan kiþiler, herþeyin nefislerine uygun olmasýný isterler. Olaylar planlarýna uygun geliþmediðinde, bu kimseler çok ani çýkýþlar yapabilirler. Öfke, duygusallýk, küsme gibi Kur’an ahlakýyla baðdaþmayan davranýþlar gösterilebilirler. Öfkeyle baðýrýp çaðýran kiþi, o an Allah’ý ve her olayý O’nun yarattýðýný unutmuþ demektir. Allah’ý unutan kimsenin ise, Allah’ýn sýnýrlarýný ihlal edecek her türlü yanlýþ davranýþý yapmasý mümkündür. Söz konusu insanlar bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en çok kendilerini severler. Yakýnlarýný, dostlarýný veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayýþýnýn da onlarýn nefislerine uygun olmasý gerekir. Yani, sevgilerinde Allah’ýn hoþnutluðunu ve rahmetini gözetmez, dünyevi çýkarlarýna göre hareket ederler. Bencillikleri ve duygusallýklarý nedeniyle adil olamaz, adaleti ayakta tutamazlar. Müminler ise en çok Allah’ý severler. Allah’ýn her þeyi bir hayýr ve güzellikle yarattýðýnýn, her olayýn-hatta musibetlerin- bir hikmetle geliþtiðinin, kaderlerinde olaný yaþadýklarýnýn bilincinde hareket ederler. Rabb’imizin verdiði tüm nimetlere þükür içindedirler ve yalnýzca O’na tevekkül ederler. Bu nedenle, iman etmeyen insanlarýn yaþadýklarý endiþeden, korkudan, güvensizlikten uzaktýrlar. Çünkü isteklerini insanlarýn deðil, Allah’ýn yerine getireceðini bilerek, yalnýzca O’na yönelip dönerler. Allah’a yakýn bir yaþam sürdüklerinde, O’nun kendilerine en güzel karþýlýðý vereceðini umut ederler. Rabb’imizin nimetlerinden biri olan sevgiyi de, bu þuur ve bilinçle doruðunda yaþarlar. Kýsacasý, Allah’ýn sýnýrlarý içinde yaþayanlarla, insanlarýn koyduðu kurallara göre yaþayanlar arasýnda yaþamlarýnýn her anýnda derin ayrýlýklar vardýr. Kur’an, bu önemli farklýlýðý, “Þimdi Rabbinden apaçýk bir belge üzerinde bulunan kimse, kötü ameli kendisine ’süslü ve çekici gösterilmiþ’ ve kendi heva (istek ve tutku)larýna uyan kimseler gibi midir? (Muhammed Suresi, 14) ayetiyle vurgular. Gerçek Kur’an ahlaký, Kur’an’a tam olarak uyulduðunda yaþanabilir. Allah’ýn indirdiði dýþýnda açýklamalar getirmeye çalýþmak, yorumlarda bulunmak insana her zaman kayýp getirecektir. Yüce Allah, "... Aralarýnda Allah’ýn indirdiðiyle hükmet ve sana gelen haktan sapýp onlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyma..." (Maide Suresi, 48) ayetiyle müminlerin ölçüsünün ve yol göstericisinin, Allah’ýn indirdiði hükümler olduðunu bildirir. Bundan baþka yollarýn insaný doðrulara ve aydýnlýða deðil, yanlýþa ve karanlýklara çýkaracaðý kesindir. Allah, "... (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir." (Kasas Suresi, 83) ayetiyle beðendiði ahlaký yaþayanlarý, en güzel sonuca kavuþacaklarýyla müjdeler. Allah’ýn izniyle müminler, hem dünyada hem de ahirette Rabb’imizin müjdelediði gibi güzel bir hayat yaþarlar. Nefislerinin istek ve tutkularýna göre yaþamayý seçenleri bekleyen sonuç ise, sapkýnlýktýr. Buna raðmen sana icabet etmeyecek olurlarsa, artýk bil ki, onlar, gerçekten kendi heva (istek ve tutku)larýna uymaktadýrlar. Oysa Allah’tan bir kýlavuz (doðru yol gösterici) olmaksýzýn, kendi istek ve tutkularýna (hevasýna) uyandan daha sapýk kimdir? Þüphesiz Allah, zulmeden bir kavme hidayet vermez. (Kasas Suresi, 50) Kuran’a tabii olanlar, Kuran’a göre yaþar. Kiþiye göre din yaþanmaz. Samimi insanýn yaþadýðý; hükümlerinde asla ortaðý, benzeri ve dengi bulunmayan, hüküm koyanlarýn Hakimi olan Yüce Allah’ýn dinidir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |