Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu gün içimden hiçbir þey yapmak gelmiyor. Uyumak istemiyorum, yemek yemeyi, þarký söylemeyi bile…. Ýçimde kocaman bir bulut var. Kocaman gri bir aydýnlýk. Kurþun gibi aðýr ellerim, baþýmda milyonlarca karýnca. Kalkýp doktora gitsem ya kolesterol diyecek, ya tansiyon. Beslenmeme karýþacak ihtimal… Spor yap sabahlarý, kilonu azaltmalýsýn biraz, sigarayý hala býrakmadýn mý diyecek adým gibi biliyorum. Bahar yorgunluðundan söz eden gazetelerin hepsi de baþka bir masalcý teyze. Yazdýklarýna inanasým gelmiyor. Bütün aðaçlar salkým saçak çiçek. Ama hala hava soðuk ve kapalý… Böyle bahar mý olur? Þeftaliler ayazda kavruldu kavrulacak. Bir haftadýr güneþ yüzünü göstermiyor. Hem soðuk, hem kapalý... Daðlar bir sise gömülmüþ. Üreðil Köyü’nden Ýznik gölüne bakýyorum. Gölün kýyýsý ve sazlýklar seçilebiliyor ama sonrasý yok. Göl bitmiþ sanki, yaprak kýmýldamýyor. Ne bir martý, ne bir dalga? Öðleye doðru bir haber geldi. Radyodan duymuþlar. Dutluca köyünün ormanlýk alanýna bir helikopter düþmüþ. “Ölen vardýr mutlaka,” dediler. Uçak düþse pilotlar kurtulabilirdi belki…. Ama helikopterlerde pilotlarý fýrlatan koltuk sistemi yoktur.” Þom aðýzlýlar. Belki kimse ölmemiþtir. Ýçim daralýyor, kendimi dýþarý zor attým. Demirci’de Çereþe Meydaný’na yakýn bir kahve vardý. Biz oraya Zeki’nin Kahvesi derdik. Sivri kafalý bir Hasan Amca vardý. Yaþý yetmiþe yakýn. Elektrik teli düþmüþ üstüne bir þey olmamýþ. Kocaman kirazdan kafasý üstü düþmüþ burnu bile kanamamýþ. Kaplumbaða kabuðundan daha sert kafam var benim derdi. Bastonunu alýp þakacýktan baþýna vururdu. Acayip bir ses çýkardý. Tahta desem deðil, demir belki de… Bir yazýlý kaðýt ver bana,”derdi. Ýsteðin kiþiyle tokuþayým. Tuz kabaðý gibi yarýlýr onunki. Ama bana bir þey olmaz. Kaðýt yazmadan olmaz. Baþýma bela sarmayý istemem. Ben bazen þakacýktan ona tos vururdum. O gözlerini bile kýrpmaz ama benim kafam acýrdý. Ben kafamý ovuþtururken yaþlýlar gülerdi. Aðýzlarýnda tek tük bir iki diþ… Ben de onlara gülerdim. Geçip giderdik. Zamanla beton kafalý Hasan Amca’yla toslaþmadan tek bir gün bile geçirmez olmuþtuk. Ve gülüþmeler olmadan. O kahvede bir þey öðrendim. Yaþlý insanlar en çok ölümle dalga geçerlerdi. Birbirlerine “Bu kýþý da çýktýn Hüseyin, Mahmut, Yusuf…”derlerdi. Önümüzdeki kýþ artýk kader kýsmet. Bildiklerimizin öðreneceklerimizin yanýnda çocuk oyuncaðý olduðunu insan kýrklý yaþlarýnda zar zor fark edebiliyor. Gaziantep’te körler okuluna gittim. Bir iki saatlik bir seminerim var. Bütün eðitim dokümanlarým görsel aðýrlýklý materyallerden oluþuyor. Deneyimli aðabeylere sordum. Burada nasýl seminer yapýlýr? Ne sorumu ciddiye alan, ne de yardýmcý olan çýktý. Gece gözüme uyku girmedi. Sabaha kadar döndüm durdum. Görselleri mümkün olduðu kadar sesli hale getirmeye çalýþtým. Birkaç kiþi dýþýnda grubumun hepsi görme engelliydi. Ne oldu, nasýl oldu anlayamadým. Çalýþma son derece keyifli geçti. Birbirlerine tutunarak yanýma kadar gelip teþekkür ettiler. Benimle tanýþmak isteyenler oldu. Programdan sonra birlikte biraz sohbet etmeye zamanýmýz da vardý. Görme engelli insanlarýn bütün esprileri kör olma üzerineydi. Bana göre onlarýn görme yoksunluðu önemli bir sýkýntýydý. Ve bu onlarý yaþamdan ve diðer insanlardan koparýyordu. Yanýlmýþým. Ne körlüðü dert eden vardý. Ne de kendini bir þeylerden yoksun sayan. Yaþama delicesine sarýlmýþ, büyük bir keyifle her anýn tadýný çýkaran kocaman bir aile ile tanýþtým. Belli ki Behramoðlu’nun þiirini benden önce okumuþlardý. “Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var, Yaþadýn mý büyük yaþayacaksýn, ýrmaklara, göðe, bütün evrene karýþýrcasýna… Siz bilmezsiniz? Üreðil’de bir Elif var. On yaþýnda. Ne kar olup tozuyor? Ne de sevdalarda geziyor. Küçücük daha, minicik, ela gözleri ýþýl ýþýl. “Helikopter düþmüþ az önce karþýki köyde. Bazý insanlar sevdiklerini yitirmiþ. Can evlerine ateþ düþmüþ,”desem. Ela gözlerinin rengi çekilir. Göl gibi sus pus oluverir birden. Bu serçeler daha uçmayý bile öðrenemediler. Varsýn cývýldasýnlar gün boyu. Sustum, hayranlýkla onlarý izledim. Yazýlarýný bitirmeye çalýþýrken Zafer baþýný kaþýdý, arka sýradaki Þevval gözünün önüne düþen perçemini düzeltti. Can Suyum, týrtýllarým, böceklerim, yeryüzünün en muhteþem kelebekleri. Ölüm sizden uzak dursun. Berra’nýn aklýna bir soru takýlmýþ. “ Benim evde küçük bir kaplumbaðam var. Onlar nasýl yavrular öðretmenim? Elbette insanlar gibi yavrum. Bayan kaplumbaðanýn doðum sancýlarý baþlar. Hemen eþi bir ambulans çaðýrýr. Anne kaplumbaða apar topar hastaneye kaldýrýlýp doðumhaneye götürülür. Eþi de ona moral verir. Fü fü fü nefes ver. Sakin ol, nefes ver. Doktor eðilip örtünün altýna bakar. Hadi gayret bebek geliyor der. Hadi biraz daha ýkýn. Kan ter içinde kalan anne kaplumbaða kan ter içinde bütün gücüyle ýkýnýp küçücük bir yumurta dünyaya getirir. Sonra bir tane daha ve belki birkaç tane daha... Ve onu toraða gömer. Günler sonra hastane faturasý gelir. Erkek kaplumbaða faturayý görünce tepetaklak düþüp bayýlýr. Bakar ki pabuç pahallý eþinden ayrýlmaya karar verir. Bütün çocuklar gülmekten salkým saçak, hepsi yerlerde… Bu gün havada bir acayiplik var. Üreðil Köyü Ýznik gölüne bakýyor. Sazlar zeytinlerin kadar uzun, kýpýrtýsýz. Ne bir kuþ, ne bir dalga… Gölün kýyýsý var ötesi yok. Geniþ sular sisler içinde kaybolmuþ. Günün hangi saatindeyim, bilmiyorum. Yaðmur gelse ansýzýn acaba yýkanýr mý gökyüzü? Güneþi özledim ben. Aklýmda kocaman bir çýkmaz sokak. Ne yana gitsem, nereye baksam nafile… Çay içesim bile yok. Ýyi deðilim arkadaþlar. Bu gün benden fayda yok. Yeni bir güne, yarýna varana dek beklemeli en iyisi. Ýnanmazsanýz bakýn þu televizyona. Türkü bile ziftten kara, katrandan koyu. Sarýkamýþ Altýn Bulak Soðanlý'yý Biz Nerden Bilek Bizim Uþak Göycek Gezer Aðca Zýbýn Kara Yelek Yüz Baþýlar Bin Baþýlar Tabur Tabur Karþýlar Bir Kar Yaðar Ýnce Ýnce Yatan Þehitler Iþýlar Gözünü Sevdiðim Eþe Tekerin Dayandý Taþa Seferberliði Durdur Elin Öpem Enver Paþa Seyfullah Bursa Nisan 2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |