..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Doða ve Dünya > seyfullah ÇALIÞKAN




3 Nisan 2011
Bahar, Badem, Çocuk  
Bahar Ýþte

seyfullah ÇALIÞKAN


Bahar deli bir þarký söyler Nasina’da. Mercan rengi yapraklarla, badem pembesi çiçeklerle… Arýlar, böcekler, kuþlar ve kurbaðalar binbir renkli bir senfoniye düþerler. Ve ben her Nisan baþýnda saðanaklarýn peþinden koþarým. Traktör izlerinin derinleþtirdiði çukurlarda biriken sulara girerim. Çizmelerimin rengi sarý, çizmelerim kocaman, çizmelerim fokur fokur. Annem kýzmasýn diye çoraplarýmýn suyunu sýkarým. Gizlice, köþe baþýnda... Ve ben her nisan yeniden yaramaz bir çocuk olurum. Seyfullah


:CEAF:
BAHAR, BADEM, ÇOCUK
Otobüs duraðýndaki erik aðacý çiçeðe durmuþ. Bembeyaz, üzerine karlar yaðmýþ gibi… Cemreleri sýralamayý öðrenemedim ama badem ve erikleri beyazlar kuþanmýþ, gelin gibi süslenmiþ görünce bahar geldiðini anlayabilirim. Yýllarca köylerde yaþadým. Daðlarýn yamaçlarýna sýðýnmýþ küçücük evlerin kuytu sokaklarýnda dolaþtým. Ormanlarda yürüdüm uzun uzun. Çakal eriklerinin, kestanelerin, yaban güllerinin patikalarý sakladýðý ormanlarda… Bu nedenle belki kentlerin baharlarýna alýþamadým. Kocalan bulvarlarýn, geniþ caddelerin kýyýsýna köþesine serpiþtirilmiþ aðaçlarýn þarkýlarý yüreðime kar etmiyor. Özlemimi gidermeye yetmiyor. Saksý çiçeði gibi bu bir iki aðaç, asker saçý gibi kýsa kesilmiþ bu çimenler içimdeki uyanýþý tetiklemekte yetersiz kalýyor.
Perþembenin geliþi çarþambadan belliymiþ. Gün ortasýnda durup dururken güneþ birden bulutlarýn arkasýna gizleniyor. Ardýndan yaðmur baþlýyor. On beþ yirmi dakika, bilemedin en fazla bir saat. Hava hala ayný hava, ýslanýyorum ama aldýrmýyorum. Kaçmaya da çalýþmýyorum. Televizyonlar radyasyon bulutlarý tepemizde dolaþýyor diye haber yapmýþlar. Benim umurumda mý? Üþümeden sýrýlsýklam olmayý özlemiþim. Atýn ölümü arpadan olsun.
Bursa’ya gezi yapýlacakmýþ, okulca… Öðretmenimiz söyledi. “Gitmek isteyenler adýný yazdýrsýn. Bir hafta içinde okula otuz beþ lira da para getirsinler.” O gün okul çýkýþý koþa koþa eve gittim. Babama Bursa gezisini söyleyeceðim. Ama babam evde yoktu. Kahveden dönsün diye beklemeye baþladým. Sadece kapý önünde oynuyordum. Öteki sokaklara gitmeden... Babam gelirse göreyim diye. Havanýn kararmasýna yakýn çýkýp geldi. Kocaman bir ikindiden uzak bir akþamý bekledim. Geç kaldý, çok zaman geçti ama köþe baþýndan çýkýp geldi. Koþup bacaklarýna sarýldým. Adam kaçýn kurasý iþkillendi tabii. “Okulca gezi yapýlacakmýþ Bursa’ya. Katýlmak isteyenler otuz beþ lira getirsin,” dediler.
- Beni gönderirsin dimi baba.
- Herkese mecburi mi bu gezi?
Ona yalan söyleyemezdim. Çünkü o da bana söylemezdi. Eften püften bahanelerle kandýrmaya çalýþmazdý. Biliyorum. Mecburi desem parayý yerin kýrk kat dibinde bile olsa çýkarýp vereceðinden adým gibi eminim. Diyemezdim ki…
- Mecburi deðil, isteyen katýlacakmýþ.
- Otuz beþ lira çok para be oðlum.
- Bütün arkadaþlar gidiyor ama baba. Alaattin, Osman, Nedim, Melek Hasan da hatta…
- Þimdi paramýz yok. Seneye yeniden düzenlenirse söz göndereceðim.
- Hadi be baba. Ben de gideyim.
Otuz beþ lira bu dile kolay. Bir kiþinin üç günlük tarla yevmiyesi. Mevsim bahar ama pamuk çapalarý daha baþlamamýþ bile. Ýþin ve paranýn en yokluk zamaný. Hevesim kursaðýmda kaldý ama babama hiç küsmedim. Uludað’ý Ulu Cami’yi, Hacivat ile Karagöz’ü, Atatürk’ün köþkünü görmesem ölmem ya. Fakat Uludað’a çýkýp karlarýn üzerinde yuvarlanmak harika olurdu. Çünkü bizim buralara kar düþmez. Sipil’in tepesi beyazlanýr azýcýk. Hepsi o kadar.
Günü gelip çatýnca Cuma akþamýndan yola düþtü gezginler. Külüstür otobüsün yanýna seyre gitsem caným sýkýlacak. Dönüp bakmadým bile. Ertesi sabah caným sýkkýn, giden gitmiþ, þimdi dönüþte ballandýra ballandýra anlatacaklar. Saat kaçtý bilmiyorum. Benden az sonra Þaban düþtü kapý önüne. Ýki arkadaþ oturduk biraz. Hava cam gibi aydýnlýk, gökyüzü masmavi... Tren yoluna gittik birlikte. Belki asker treni geçer, gaste atarlardý. Yarým saat, belki bir saat bekledik. Ne gelen oldu ne giden? Kanal boyunda kýndýralara baktýk. Daha olmamýþlardý. Mahalleye geri döndük. Kendimiz gibi birkaç aylak daha bulduk. Belediyeden anons edildi. Zeytinlik mahallesinde düðün varmýþ. Biz de ekip olarak basýp gittik. Týka basa yemek yedik. Eli nohut, keþkek, pilav ve zerde… Davullara baktýk biraz, ellerinde raký þiþesi ve canlý tavukla oynayan gençlere. Sýkýlýp mezarlýk mahallesinin arkasýndan, baðlarýn oradan geri dönmeye karar verdik.
Havada öðle sonrasýnýn baygýnlýðý, tarlalar tepeden týrnaða bembeyaz papatya. Karnýmýz tok, sýrtýmýz pek. Þimdi kim olduðunu anýmsamýyorum, içimizden biri “ben çaðlaya dalýyorum,” deyip yeni sürülmüþ baðýn içine fýrladý girdi. Peþinden bir ikisi daha... Yemin ederim ki ben girmedim. Kimisi aðacýn dallarýna asýldý, kimisi tepesine çýktý. Oldu olacak, biri görecek derken fýrr diye bir bekçi düdüðü sesi ovanýn üzerinde yankýlandý. Aðaçtan atlayan, baðdan çýkan yola fýrladý. Baþladýk kaçmaya, ama ne kaçmak. Topuklarýmýz kýçýmýza vuruyor. Ters yöne kaçmýþýz anasýný satayým. Pat diye düþtük ünlü bekçi Adem Okumuþ’un önüne. Adem Okumuþ’un soyadýyla zerre kadar alakasý yok. Ne okumayý, bilir ne yazmayý. Cezalarý bile çocuklara yazdýrýr. Boþ bir kâðýt çýkarýr cebinden, bir de kopya kalemi. Yazýn bakayým buraya adýnýzý, soyadýnýzý, babanýzýn adýný. Boþu boþuna ceza yememek için bir kez daha topukladým baðýn içine. Peþimden koþup yakalamasýna imkân yok. Altýparmaklarýn zeytinliðinden geçip Veliaðalarýn sokaðýna çýktým. Oradan da kahveler önüne (çarþý). Bizimkiler adýmý yazmadýysa yýrtarým diye düþünüyordum. “Seni görünce tanýdý zaten. Biz de mecbur kaldýk yazdýk,” dediler. Sizi adam yerine koyup uyanýn anasýný… Çitçi mallarýný Koruma Derneðine, on beþ lira… Makbuzun adý da Atatürk Cezasý… Babam on beþ lira cezayý ödemiþ. O akþam eve geldi. “Keþke geziye gönderseydim seni,” dedi. “Verdiðim para bir iþe yarardý. Bir avuç badem çaðlasý için on beþ lira ödemezdim.” “Baba valla ben yapmadým, gitmedim” falan dedim ama dinlemedi. Uzatýp adamýn canýný sýkmanýn gereði yoktu. Yarým cümleler içersinde debelenmekten vazgeçtim. Badem çaðlasý yüzünden babamýn ödediði ikinci cezaydý. Baþkasýnýn babasý olsa kesin döverdi. O bir þey yapmadýðý için caným daha çok yandý. Keþke darýlacaðýna beni dövseydi.
Bahar deli bir þarký söyler Nasina’da. Mercan rengi yapraklarla, badem pembesi çiçeklerle… Arýlar, böcekler, kuþlar ve kurbaðalar binbir renkli bir senfoniye düþerler. Ve ben her Nisan baþýnda saðanaklarýn peþinden koþarým. Traktör izlerinin derinleþtirdiði çukurlarda biriken sulara girerim. Çizmelerimin rengi sarý, çizmelerim kocaman, çizmelerim fokur fokur. Annem kýzmasýn diye çoraplarýmýn suyunu sýkarým. Gizlice, köþe baþýnda... Ve ben her nisan yeniden yaramaz bir çocuk olurum.
Seyfullah
Mart 2011 Bursa





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn doða ve dünya kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Radyoaktif Olacaz Biz, Ateþ Böcekleri Gibi Iþýl Iþýl Yancaz
Islak Yazý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Baþka Türlü Bir Þey
Canan
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr
Zaman Sen Yalansýn
Nisan"ýn Þuçu
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar
Mevsim Türlüsü 2
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi
Delikanlýyý Bozan Yazýlar
Romantizm Delikanlýyý Bozar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Tabanca [Öykü]
Saman Altýndan Aþk Yürürse [Öykü]
Raký Þiþesine Ejderha Olduk [Öykü]
Gökçeada 3 [Öykü]
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým [Öykü]
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe [Öykü]
Nataþa, Mavra ve Raký [Öykü]
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki [Öykü]
Güvercinli Yazý - 1 [Öykü]
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak [Öykü]


seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.