"“Yazarlık, kelimelerle halay çekmektir; bazen herkes elini kaybeder, ama dans asla durmaz.” – Mark Twain"

Öykü > Anı

üzgün

Biyografimin Coğrafyasında Gezintiler

Pazartesi sabahı babam beni erkenden uyandırdı. Her zaman başında gezdirdiği, güneşten iyice solmuş, lacivert rengi beyaza dönmüş yün beresini bana giydirdi. Beni her zaman tıraş eden kasabamızın en usta berberi Cicim Hasan’a gönderdi. “Parasını verdim. Seni erkeden dükkanda bekliyor.”diye de ekledi. Sabahın saat yedi buçuğunda berber dükkanına gittim.

karışık

yeni baştan

Orta boylu, kara kaşlı, kara gözlüydü, kravatını gevşetmişti, yaz tatili yakındı çünkü, gömleğinin yarısı pantolonundan taşmış sarkıyordu. Saatlerdir beklediği liseli sevgilisini görünce heyecanlandı.
Havuzlu kahvede oturduğu masadan doğruldu, ayağa kalk

karışık

Uyku Kaçıran

Sakallı Saime derlerdi. Anneannemin bitişiğindeki evde otururdu. Çirkin, iri yarı, koca memeli bir kadındı. Kasığına kadar sarkıktı memeleri. Ah, ne zor taşırdı onları. Oynar dururdu erik gibi uçlarıyla.
Ne acımasız, ne şirret kadındı Sakallı Saime. Bir kenara atıverdiği kundaktaki bebeğinin ağlamalarına aldırmaz, ağza alınmadık, duyulmadık küfürler

nostaljik

Bardaktaki Ihlamur Ağacı

"O da sinirlenirdi ki bazen, camdan perdeye vuran gölgesini değişik şekillere benzetirdi beni korkutmak için karanlık gecelerde. Kasıtlı yaptığına inanıyordum bunu, aksi halde bir ağaç dalı nasıl olur da bir kediye,bazen bir ata ya da daha da fenası ağzını açmış bir cadıya benzeyebilirdi ki!.."

karamsar

İbriğim Olmadan Asla!

Evimizden bir misafir daha eksildi.
İbrik eksildi evlerden
İbrikçiler eksildi zanaatkarların içinden....
Sonra tenekeciler çarşısında birkaç dükkan daha kapandı açılmamak üzere.

olumsuz

Sen Hiç Öğretmene Benzemiyorsun

Birkaç gün içinde gerekli hazırlıklarımı yapıp, evdekilerle vedalaşırken hüzünlendiğim tek şey, annemin göz yaşları olmuştu. O an içinde bulunduğum ruh hali gerçekten çok karmaşıktı. Hiç görmediğim, bilmediğim bir memlekete gidiyordum. Kim bilir nelerle karşılaşacak, neler yaşayacaktım? Otobüse binip Hakkariye doğru yol alırken derin düşüncelere dalmıştım. Yol boyunca neler

üzgün

Hako (Bir Zavallı Deli)

Fırtınanın sesi,Hako’nun iniltileri gibiydi.Ne yapıyordu acaba şu anda?Gözleri hala o boşlukta mıydı?Pencerede uğuldayan rüzgar,Hako’nun sesiyle bir türkü mırıldanıyordu şimdi.Ama ağır bir türküydü bu;kaderi yazanlarla onu oynayanlara bir küfür gibi…

karamsar

Ölümün Getirdiği Mektup

Bir sabah işe gitmek üzere çıktım evden ve gözgöze geldim kapının önünde postacıyla bir mektup uzattı hasretimi azad ettim o an beyaz zarfın şahitliğinde.Titriyordu ellerim;üstünde adını görünce tuzlu damlalar yakmaya başlamıştı yanaklarımı ve süzüldü zarfın üstüne,heyecanla hemen açtım zarfı.Nasıl da bilmişti gözyaşlarım düşeceği yeri çünkü ölüm gelmişti bir

olumlu

Bir Yaz Sabahı

Bir yaz günüydü, her zaman ki gibi hava çok güzel.Güneşli ve bulutsuz bir gökyüzü.Sanki mesai yapar gibi herkes vazifesin de ...

üzgün

Yusuf'un Şarkıları

Apansız bir bakışın kuyusuna düşer ya insan, kaybolmuş bir ruhun karmaşık labirentinde bulur kendini. Öyle tarifsiz ve dehşetli bir boşluk ki gördüğü, kaçıp gitmek ister, kıpırdayamaz. Sonra gölgelerin arasından ilahi ışığı fark eder, bir "hoşçakal" fısıltısıyla kayıplara karışan ruhun ışığı. Boşluk darmadağın olur...

üzgün

Ruhi Bunal'ım

nasılım bu son bahar? Bilsem Ruhi Bey benim de anlatacaklarım var.Evet Ruhi Bey olur olmaz, olsa da olur benim de dünlerim var; 1. 70 civarında üstümde biriken bir boy ömrümle içinden geçtiğim bir hayatım var.Nicelerim var Ruhi Bey, nicelerim var; incittiklerim ve direnmelerim var; adamım Ruhi Bey, koynunda

karamsar

Yaşanmak İstenmiş Hayatlar…

Zamanın yaşam ve geçim zorluklarına rağmen yine de mutlu bir aile sayılırdık.Yedi kardeştik.Babamın emekli maaşının dokuz kişilik bir aileye yeteceği dengeyi sağlamakta ustaydı annem.En yoksul günümüz de bile annemin tenceresi hep kaynar, çayın altı hiç sönmez ve yanında da memleketinin ketesi hiç eksik olmazdı.

nostaljik

Kedi Deli ve Tren

Zaten kullanım amacı gereği kasvetli, yorgun ve uykulu mekanlardır istasyonlar. Oysa ayrılıklar kadar kavuşmalara da şahittir bu taş duvarlar. Fakat işe hüzün neşeye galip geldiğinden, bir fıçı beyaz boyayı bir bardak siyah gri yapmaya yettiğinden, istasyonlar hep hüzünlüdür. Ağlamalıklı…

Başa Dön