Bayram Bombalanıyor / Bugün Beni Mazur Görün...
Bir de şu kan düşmeseydi yeryüzüne bu bayramda...Bir de ağlamasaydı çocukları savaşın ne güzel olurdu...Bir de şehit evi sızılar dillenmeseydi ana yüreklerinde...
"Ben bugüne kadar doğru dürüst hiçbir şey başaramadım. Ama en azından, herkesin saçmalıklarını not ettim." - Mark Twain"
"Ben bugüne kadar doğru dürüst hiçbir şey başaramadım. Ama en azından, herkesin saçmalıklarını not ettim." - Mark Twain"
Bir de şu kan düşmeseydi yeryüzüne bu bayramda...Bir de ağlamasaydı çocukları savaşın ne güzel olurdu...Bir de şehit evi sızılar dillenmeseydi ana yüreklerinde...
Sorular, sorular, sorular…, yanıtlarını arıyorum da peki niye kayboldum?
Tarihin hiçbir zaman geleceği olmayacaksa,eli başında sürekli kırgınlıklarıyla meşgul,buruk bir insan yerine;bugünü iyi,güzel,saygılı,olması gerektiği gibi sevgiye en layık şekliyle hatırlanacak bir insan bırakmak en erdemli olanıdır..
Hani biri gelecekmiş gibi, o pencereden bu pencereye telaş içinde koşuşturmalar içindedir insan Gözleri, aşağıdaki yokuşu arşınlar sürekli. İstem dışı bir tike uğramış gibi ayakları koşuşturup durur devasa evin kendisine dar gelen odalarında. Kulaklar kapıya dayanmış, bir tık sesinin yoğun özlemindedir. Saniyeler zamanı örerken, hep aynı kelime desenlenir
Her zaman mutlu olalım, hep mutlu olalım...
Peki ya olabilir mi böyle bir şey?
Belki birbirimize biraz yardım edersek olabilir.Hayatta mutlu olmak için birçok neden var.Onları bulmalıyız.
Hayatın durduğu inancına kapılır ya herkes bazen, ne mükemmeldir yaşamak o anda… Tam dünyanın durduğu zamanlarda, attığın simitle karnını doyurması bir martının… İşte yaşam bu kadar somut ve yalın aslında...
bir umudu olmalı insanın... yaşama tutunmasını sağlayacak bir hâyâli ve cesareti. umut etmesini, hâyâl kurmasını sağlayacak bir cesareti... bu üç kelimeyle her şeyi değiştirmeli/ değiştirebilmeli insan. kendini, hayatını, hayatı, çevreyi, evreni.
ilk defa yazdığım kalem çiçek oldu,yazılan narin bir yaprak...
sen küçük gözlerle bakılan büyük bakışlar...
sen koca bir gülüş...
İzin ver doya doya ağlamak istiyorum.
İçimdeki tüm kadınlar adına
Ağlamak...
Ağıtlar yakmak...
Hoşçakal Ayışığım!
kimse demedi ki bana zamanında; “umut etmek ile elde etmek farklı şeyler” diye…
İçine kapanık ve depresyon sınırlarında gezilen bir vakitte, kendini ortaya atıvermiş bir yazı...
‘Anı yaşama’yı hayat felsefesi haline getirmiş olan insanlar, Rabb’imizin ibret olması için yarattığı görüntülere karşı duyarsızdırlar ve adeta at gözlüğü takmışcasına sadece baktıkları yeri görebilirler. Kendilerine ait olan küçücük bir dünyaları vardır. Şahit oldukları olaylar, onlar için ders çıkarılması gereken uyarılar değil, ‘yaşamın cilveleri’dir.
el değmemiş umutların suskun gelişini bekliyorum...saklanıyorum..
Yalnizlik İsteyenler İçi̇n Yalnizliktan Bikmiş Bi̇r İnsanin İsyani...
“ Geleceğinizi berbat etmemesi için, konuşmanızı bir parça düzeltin.” Shakespeare
Toplulukları millet hâline getiren unsurların başında millî ve manevî değerler gelir. Bunları yaşadıkça ve yaşattıkça milletçe kenetleniriz. Nasıl ki çimento taşları sıkı sıkıya birbirine bağlarsa örf ve adetler, kültürel birikimler de değişik unsurlarda
Çağdaşlığın adı var, geçen yılların tadı var. Doğup büyüdüğüm, sokaklarına gözümü açtığım, caddelerinde boy gösterdiğim Ankara'nın eski Ramazanını anlatmak istemiştim.
Saygılarımla.
M. Kemal Sayar