"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Þair, sonsuz bir kaynaktan seramik vazosunu yapan, gün yüzünde kurutan bir sanatçýdýr. Kaynaklar yüksek yerlerde deðil, krater göllerinden baþlayarak, vadilerde, dað eteklerinde, engin ovalarda, umulmayan terkedilmiþ bir ören yerden bile çýkabilir. Buharlaþýr, bulut olur, kanatlanýr kuþ olur, yaðmur, gül yapraklarýnda damla, kýrlarda çiy olur, ilkbaharda çiçek olur. Þair vazosunu kýr çiçekleri, bahçe zambaklarý, defne dallarýyla süslemesini bilendir. Þair aslýnda toplumun içinden çýkan bireyselliktir. Þair insan doðasýnýn en mahremine þekil veren, ona biçim katan sunucudur. Bu sunu þiirin deðil, þairin serüvenidir. Kiþi susadýðý zaman su arar, çevresinde bulunan su yeterli deðilse, kendine en yakýn kaynaðý arar. Bu kaynak þiirdir. Kiþi þiirin engin dünyasýna, durgun denizin ince köpüklerinin sahili öpüp, geri çekildiði gibi, usul usul kendini alýþtýrarak girer. Sýcak yaz günlerinde denizin çekiciliði, týpký diþi, erkek cinselliði gibi, þair ve þiir bir birlerini çekicidirler. Her þair alanýný en çok etkilendiði alanlarýn çevresinden baþlayarak geniþletir. Bu alan evrenin her köþesinde, canlý, cansýz her varlýðý kapsar. Þiir imgesi þairin dilinin ucundan baþlar, ruhunun derinliklerine kadar gider. Bazý þair ruhunun deriliklerine izin vermese de, alaný bir yerde ruh yapýsýný alem, hatta kainat dersek daha doðrusu kainatla paylaþtýrýr. Kainatýn içinde doðuþtan, ölüme dek nebattan, hayvana, insan dahil her canlýda bu ruh vardýr. Yeter ki bu öz çýkarýlsýn. Þair bu yaþamýn içinden doðar. Yaþayýp da þair olmamak elde midir de diyebiliriz. Ýnsan uysaldýr katlanýr, insan hýrçýndýr yaralar, katil de olabilir. Yüksek yargý adamý, adliyede görevli, terörist, yüksek bürokrat, milletvekili, sanatçý, zanaatçý kýsaca her þey, içlerinden ahlaksýzlýktan, ahlak çýkaran da vardýr. Ýþte bu unsurlarý içinde þair, bir misyon sahibi, Bu görevin aþýðýdýr. Ýnsan þiirine doðduðu yerden baþlýyor, anasýný, babasýný sormuyor. Divan edebiyatýndan bugüne elbette Türk þiirin bir serüveni var. Geçilmiþ yollarý bir nebze de olsa tanýyoruz. Hoþ tanýsan da, tanýmasan da, yeni yerleri görmeye, gideceðin yerlerin deðerini artýrmaya, gördüðün yerleri yeniden görmeye mani deðildir. Daha önce gittiðimiz, geldiðimiz yerlerin de ayrý bir keyfi var. Geçmiþi hangimiz yurtsamýyoruz ki. Ýnsan yaþamýn birçok safhasýnda ya þairdir, ya o düþünceyi taþýr. Ulaþmak ister sýkýntýsýný anlatacaðý, taþkýnlýðýný yatýþtýracaðý, sevincini paylaþacaðý, gördüklerini yansýtmak isteyeceði yerlere… Saltanattan, Cumhuriyete geçen Türk toplumu olumlu, olumsuz pek çok günler geçirdi. Siyasetin çok çarpýcý örneðini yaþatan bu coðrafya, þairlere de kutsal bir görev vermiþtir. Bu görevin en baþýnda Nazým Hikmeti görüyoruz. Atatürk Cumhuriyeti, özgürlüðü anlatmak istemiþse, Nazým Hikmet de demokrasiyi anlatmak istemiþtir. Saygýlarýmla.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Haydar Köprülüoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |