Umut'suzluk
Doğuran ana olur, her doğan da zincirin bir halkası. Üç kadının, üç farklı halkanın öyküsü.
"Yarın 30 Ekim olacak ve ben hâlâ 'yarın yaparım' diyenler arasında olacağım. En azından tutarlıyım." - Franz Kafka"
"Yarın 30 Ekim olacak ve ben hâlâ 'yarın yaparım' diyenler arasında olacağım. En azından tutarlıyım." - Franz Kafka"
Doğuran ana olur, her doğan da zincirin bir halkası. Üç kadının, üç farklı halkanın öyküsü.
gerçek yaşamdan alınmış.hikayueden çok denemeye yakın bıor tür
çok oldu taramayalı aynanın saçlarını
yol aşılmaz dağlardan
su söndürülmez volkanlardan geçti
"Bak evladım, boşuna direniyorsun. Burada, senin gibi niceleri direnip, yenik düştüler. bizi yorma, kendini de üzme. Bizim de senin gibi evlatlarımız var. Sana eziyet etmeye hevesli değilz; ama bizi mecbur ediyorsun. O gün toplantıda başka kimler vardı, neler konuştunuz, ne karalar aldınız? Anlat...
Sirkeci- Harem araba vapurunun son seferi. Günlerden Pazar. Birkaç araba ile çok az da yolcu var. Havalar iyice soğudu, kış kapıda.
Üretim kurallarını anlatmaya başlamadan önce kuşların yağlanmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirtmek isterim
İki damla çıktı gözlerinden. Biri gözpınarının hemen yanında, diğeri ise yanağında donmuştu...
Devlet ihalelrinde ki ayak oyunlarında daha toydular. Pek anlamazlardı. Kredili pasta nasıl ele geçirilir, devletin malı nasıl incitmeden yenilir, kubbe nasıl habbe yapılır, deveyi hamuduyla yutmanın yolları nelerdir... Para bu! Başka şeye benzemez ki! Aşığa maşukasını unutturur. Sesi çok uzaklardan bile hoş gelir. Damarlarına kadar hissedersin. Öğrendiler... Öğrettiler!
öyküsel olarak yazmış olduğum yazıyı senaryolaştırıp sizinle paylaşmak istedim arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum.
Abide etkileyici, çevre çöp doluydu. Tarihimizin dönüm noktalarından birinin yaşandığı yer gerçekten güzel planlanmış ve inşa edilmişti. Ancak İngiliz ve Fransız Mezarlarının temizliğini görünce daha da kızdım insanımıza.
Bez ayakkabılarındaki ıslaklığı hissetti,omzundaki büyük resim çantasının askısını tutuyordu sol eliyle,yürürken sanki destek alıyordu,bir şeye ihtiyacı vardı ama neye ihtiyacı olduğunu o da bilmiyordu,yalnızca acılarını törpülemeye,ruhunu bir an olsun iyileştirmeye çabalıyordu.Sahte gülüşleri bırakıp kahkahalar atmak istiyordu,feri parlayan gözler arıyordu.Oradaydı işte yine,gizemli yerine gelmişti yine.Kimse yoktu üstelik bu sefer,biraz
Bulamıyorum... Her yere baktım ama kaybolmuş. Yine birilerine çaldırdım galiba... Hep böyle oluyor, ne zaman bulsam birileri alıp götürüyor. Ya da ben çok hızlı koşuyorum ve onu bir yerlerde düşürüyorum. Ha pardon, ne mi arıyorum? Kendimi...
Ercan Kesal