Şansın Böylesi
On beş gün sonra yavrumuz uçuş talimlerine başladı. İki gün sonra masanın üstünde bizimle yemeye başladı
"Bana bir kitap verin, size bir cehennem yaratayım." - William Shakespeare (muhtemelen)"
"Bana bir kitap verin, size bir cehennem yaratayım." - William Shakespeare (muhtemelen)"
On beş gün sonra yavrumuz uçuş talimlerine başladı. İki gün sonra masanın üstünde bizimle yemeye başladı
Bana adıyla sanıyla başı boş ve ipsiz Esma derler. Bu yüzden babamdan çokça dayak yedim. Canıma tak etti artık. Kaçıyorum ama nereye, ben de bilmiyorum. Karşıma sen çıktın. He dersen beraberce gideriz. Hoşnut olursan beraber yaşarız. Ben öyle ille de nika
Gerçek hayatlar apaçık dururken kurguya ne gerek ver ki... Hayatımızdan yansıttıklarım zaten yeteri kadar çalkalayıcı, hırpalayıcı ve yongalayıcıyken...
Dağın zirvesindeki köylerinden eşekleri ile yola koyuldular. Ağır aksak ilerlediler. Nihayet gün batmak üzereydi ki misafir olacakları baba dostlarının evine ulaştılar. Utana sıkıla kapıyı çaldılar. Sadece bu gece kalacaklar ve güneş ile birlikte ayrılaca
Şan, şöhret, makam hırsı, hepsi annemde vardı.Ünüversitede başarılı profösördü.Araştırmaları, işinde başarııyla yükselmesi derken ben bir köşede sevgisiz kalakalmıştım.Annemin içindeki hırs beni kinlendiriyor her gün birazdaha canavarlaştırıyordu.hep erteliyor hep erteliyordu. Ertelediği yıllar 20 yıl olmuştu.
Oysa ben anne şefkati merhameti istiyordum. O başka yerde bulunmayan sevgi kucağuna
Köy Enstitüsünden sağlık memuru olarak mezun olduktan sonra atandığı köyde hemen göreve başladı. Köylülerin buldukları bir eve yerleşti. Köyün geniş bir bahçesi vardı. Bahçe ola bildiğince bakımsızdı. Bahçe içindeki kuyunun suyu oldukça yakındı. Kuyudaki
Beklemiyordu, böyle bir şeyi hiç beklemiyodu. Şırası mıydı şimdi?Durup dururken bu atama da neyin nesiydi? Hem de şunun şurasında okulların açılmasına iki hafta kala... Atamayı mı düşünecekti, yoksa önündeki kış kıyamette Ter-ü taze karışıyla dört yaşındaki kızını mı?
O da biliyordu, vatan toprağının her karışında görev
Bir ülke düşününüz, (AB Ülkesi) sizin ülkenizde cana ve mala zarar verici her türlü terörü destekleyerek, sizi Ermeni Soykırımı ile dahi suçlarken, size karşı şahsen, hiçbir haksızlık etmemiş olacak ve mahkemeleri ama sizi asla haksız olarak mahkum etmeyecek. Bu mümkün değil. Bunu mümkün sayan mantık ne yazık ki
Gök yüzü zifiri karanlıktı. Sokak lambalarının çoğu yanmıyordu. Cadde boyunca yanan birkaç lamba, aydınlatma için yetersiz kalıyordu.
İşsizliğin,Yoksulluğun ve Yozlaşmanın Toplumu bir ahtopot gibi sardıgı bir ülkede Türkü tadında tanışmak dayanışmak ve Umudu paylaşabilmek...Coşku da kaygı gibi bulaşıcıdır..
İyilik yaptıkça nankörlük gördüğünü düşünüyordu. Çoğu kişinin kendisine "enayi" gözüyle baktığını da biliyordu. Fakat karşılıksız iyilik yapmaktan vazgeçmiyordu.
savaşlara hep son deriz peki neden son veremeyiz ne için seviyoruz bir birimizi tüketmek yok etmek içinmi ne şinolar ölsün neden canlar ölüm kendiliginden gelsin başkasından değil.
\- Dur hele be moruk, bu adamda paranın fabrikası mı var, ne. Böylesi çıkar mı hiç karşına bir daha? Sen fazla uzatma, biraz mangır daha tosla bakalım babalık.
Henüz Yeni̇ Doğmuş Oğlunu Birakarak, 1985 Yilinda Şirnak'a Askerli̇k Görevi̇ni̇ Yapmaya Gi̇den Ve Burada Şehi̇t Düşen Bi̇r Babayi, Seneler Sonra Ayni Topraklarda Vatan Borcunu Ödemeye Gi̇den Oğlu Hakki'nin Da Tipki Babasi Gi̇bi̇ Şehi̇t Düşmesi̇ Konu Edi̇li̇yor.
İnsan hayatı ucuz mudur? Yoksa en değerli varlık insan mıdır? Sürekli kendimize sorup durduğumuz bu sorunun cevaplarından sadece biri
17aralık 04, akşam haberleri, umut dolu ve akşamın kızıllığından arta kalan bir mutluluk kara gözlerde. Artk her şey daha başka olacak dedi kendine. iki kulağ vardı, iki gözü, iki eli ve bacakları, ne kaldı geriye biraz aşk, geçinecek kadar iş ve zaman. ş