Pik Vana Kapağı
..Zayıf,güçsüz ve yoksul bir işcinin hayatındaki mihebnk taşlarından birinin başına getirdikleri...
"Yaratıcılık, gecenin sessizliğinde doğar; karanlık ne kadar derinse, içimizdeki ışık o kadar parlak parlar."
"Yaratıcılık, gecenin sessizliğinde doğar; karanlık ne kadar derinse, içimizdeki ışık o kadar parlak parlar."
..Zayıf,güçsüz ve yoksul bir işcinin hayatındaki mihebnk taşlarından birinin başına getirdikleri...
Acının çığlıklarını her yerden duyabilirsiniz. Gerçeklere karşı hayallerle savaşmanın çığlıkları, ya da hiç savaşamamanın... Sorun gerçeklik sorunu, gerçeği bulma sorunu...
bu yazının ardında art niyet yok fakirin nacizane tavsiyeleri yazar olmak isteyenlere saygılar
çok oldu taramayalı aynanın saçlarını
yol aşılmaz dağlardan
su söndürülmez volkanlardan geçti
…ak yüzlü ,ak elli teyzelerimiz onlarda gitti biten bir plak gibi kesildi sesleri,gülüşleri kesildi… gitti teyzelerimiz düşüp amcalarımızın ardına ,tutup çocukluğumuzu ellerinden…onlarda gitti…
Sadece kimliğini üzerinde bulundurmadığı için tutuklanan hırpani bir sokak sütçüsüydü.
Abide etkileyici, çevre çöp doluydu. Tarihimizin dönüm noktalarından birinin yaşandığı yer gerçekten güzel planlanmış ve inşa edilmişti. Ancak İngiliz ve Fransız Mezarlarının temizliğini görünce daha da kızdım insanımıza.
Umursamamayı, aile baskısından bunaldığı zamanlarda alışkanlık haline getirmişti. Ne zaman bir isteğine karşı çıksalar, ya da istemediği bir konu hakkında diretseler durumu kabullenmiş gibi görünürdü. Çoğu zamanda şartsız kabullenirdi de. Bu kabullenmeler
Durdu; soluğu kesilecek gibiydi. Çevresine bakındı, yürüyüşe çıkanlar yavaş yavaş azalmış, tek tük işlerinden geç geldikleri belli bir iki kişi birbirlerinden habersiz, aynı amaçla tempolu yürüyorlar. “Bunların dertleri var mıdır?
Gözden kaybolan yaşlı kadındaki bir damla sevinç; yürümek, güneşte ısınmak, insanlarla konuşmak, geçmişin güncellenmiş kaydını orada-burada dile getirmek, gökyüzüne bakmak, az önce olduğu gibi azıcık dinlenmek gibi bir şeydi. Bir damla su gibi. Salt var o
O görmese de iki hırsız onu çoktan görmüştü. Bıçağı çeken bir hırsızın ihtiyarın üzerine yürümesiyle, zavallı ihtiyar şok geçirmişti. Yalvaran bir sesle, ağlayan yüz ifadesiyle 'Aslan evladım ben namaza yetişeceğim, siz işinize bakın. Allah işlerinizi artırsın, size kolay gelsin' demesi bile boşuna bir çaba olmuştu. Korkunç gözleriyle haplanmış
Gerçek hayatlar apaçık dururken kurguya ne gerek ver ki... Hayatımızdan yansıttıklarım zaten yeteri kadar çalkalayıcı, hırpalayıcı ve yongalayıcıyken...
17aralık 04, akşam haberleri, umut dolu ve akşamın kızıllığından arta kalan bir mutluluk kara gözlerde. Artk her şey daha başka olacak dedi kendine. iki kulağ vardı, iki gözü, iki eli ve bacakları, ne kaldı geriye biraz aşk, geçinecek kadar iş ve zaman. ş