Ruhsal Tadilat - 1
Geceyarısı düşlerim vardı, ayrıntısı bol olan. Çünkü hayat ayrıntılarda saklı.. Benim düşlerimde de hayat vardı.....
"Yazmak kolaydır. Zor olan, yazmadığın zaman ne yapacağını bilmektir." - Dorothy Parker (Kurgusal)"
"Yazmak kolaydır. Zor olan, yazmadığın zaman ne yapacağını bilmektir." - Dorothy Parker (Kurgusal)"
Geceyarısı düşlerim vardı, ayrıntısı bol olan. Çünkü hayat ayrıntılarda saklı.. Benim düşlerimde de hayat vardı.....
Anlayamadım, sizin onbeş günlük senelik izniniz mi var? O zaman mı hoplayıp, zıplayıp, metliyorsunuz günışığında?
Randevusuna yetismek icin akla gelmedik zorluklar yasayan bir insanin öyküsü
Bazen bir yağmur damlasıyım, gökten usulce süzülen... Sabırsız bir yağmur damlası... Bir an önce toprakla bütünleşmek adına yerçekimi ile işbirliği yapan, küçük, masum bir yağmur damlası...
Yalnızlıkların içinde kaybolmuş bir kişilik ve yabancılaşan benlik. Artık susmuştur dil, sönmüştür gözlerdeki ışık. Artık eşyalar konuşmaya başlar...
Ertesi günü gözlerini açtığında yepyeni bir çevreyle karşılaştı. Bin bir çeşit çiçeğin yer aldığı bir binadaydı. Sürekli insan görüp, çiçeklerin götürüldüğünü görürdü...
büyüme sürecinde insanların karşılaştığı zorlukları aşmak için seçtiği yollar... bazen yanlışlığı bazen doğruluğu ve bunların sonuçları ile yüzleşme çabaları...
Odamda kulaklarımı dinlendirdiğim bir anda, sabit bir sesle sarsılıyorum. Tak-tak-tak... Sabit aralıklarla devam eden seslere katlanamıyorum. Salt bu sebepten başucumda saat barındıramadım uzun zamanlar. Şimdilerde bu takıntıyı yok etmek için tiktaklarla
Ismail´in dudaklari titriyordu, az önce kestigi dananin sol arka bacaginin vuruslarini seyrederken. Hayvan canini verdikten sonra kaskati kesildi. Gözlerini akip giden kan akintilarina dikmis bakiyordu hareketsiz. Sag elinin parmaklarini gevsetmek istedig
Varoluşun ilk altı ayında iki insanın iç durumları, birbirleriyle ilişkileri ve hakikati arama çabaları...
Dışsal etkenler ne olursa olsun, kendini arayan birinin öyküsüdür. "Hepimiz, diğer yarımızı arıyoruz" düşüncesiyle kaleme aldığım bu yazımda 2 kelimeyle ne aradığını bilen bir deliyi anlattım.
Küçücük düşlere sığamayacak kadar büyüktü ve onun kadar büyük düşler de yoktu hiç. Bir öpücük kondurdu karanlığın kör gözlerine… İşte böyle başladı yolculuk düşsüzler ülkesine.
Alçak basamaklar, geniş uzayan bir yol. Aramaya çıktı dibe ittiği düşünülen her şeyi. Bir elinde oltası bir elinde verilen öğütleri ile.
gerçek bir olay birinin başından geçen ve onda derin izler bırakan bir daha yaşamak istemediği bir olay..hayatın yaşamaya değer olduğunu bilen biri iyi biri kötü bi insan bunlarda kahramanlar
Buzlu camların ardından bakmaya çalıştı yaşama;
gördüğü yalnızca minik kristal taneciklerdi, kokusunu duydu soğuğun, bir kış gecesi rüyasında yaşanıp bitti herşey, karda duran izleri silindi, beyaz ölüm yaklaştı ve fısıldadı kulağına; yarın yeni bir gün
Zamanla oynayıp durmak, onu ele geçirmeye çalışmak insanlara asla ele geçiremeyecekleri bir şeyi göstermişti. Kendi zamanları sınırlıydı. Ancak yaşamları kadar zamanları vardı.
İnsan aklının sesini dinlediğini söyleyenler şeytanın sözlerine kulak vermeye birazcık daha yatkın oluyor. Yine de durumu çok hafife almaya gelmez, meleğin de kafası fena çalışmaz aslında.