"Yazarlık, kelimelerle oynarken aslında kendini kandırma sanatıdır; en azından sayfa dolana kadar." – Franz Kafka"

Öykü

Düşmek - 3

Küçücük umutlar yetiştirir yürekleri kocaman olan çocuklar. Yaşıtları hayat telaşı nedir bilmezken onlar ekmek kavgasına çoktan girmişlerdir bile. Hayat herkese adil davranmıyor. Terazinin kefeleri hiçbir zaman eşit değil maalesef.

yazı resim

Yandım Selim ve Bıçkın Osman - 10

“Bazen,” dedi içinden “Bazen en iyisidir aşkla pişmek. Ruhun bilinmeyen dehlizlerine ancak onunla varır, onunla aydınlanırsın. Bu gönlüne düşen ilk cemredir. Bilmezsin ki ışığına biraz daha yaklaştın. Oysa sen hala Arafta sanırsın kendini.”

Ruhumdan Uzak

Sana gelişim, aşkın yüreğimde şahlanışı gibi... Kapıyı çalıyorum. Giriniz, diyorsun. Usulca adım atıyorum. İşte, masanın başındasın. / Gülümsüyorsun; gülümsüyorum. Havadan sudan konuşuyoruz. Sen, “Kahve içer misin?” diye soruyorsun. “Olur” diyorum. Bir telefon ve birkaç dakika içinde gelen iki orta kahve. / Bana kahvemi uzatırken ellerimiz çarpışıyor. Bir anda

Dağları Delen Budala İhtiyar

Yoğurt yapmak için maya süte çalınır, suya çalınmaz ! Bir tas suya bile maya çalsan o asla tutmaz ! Nerde kaldı koca göl? Üstelik, göl büyür, küçülür, dalgalanır, durulur, kurur. Ancak, dağlar asla değişmez, büyümez, yükselmez, kıpırdamaz, hep olduğu gibi kalır.

Gökkuşağı

Asansörde çıt bile çıkmıyordu.Yıllanmış asansörün kendi sesi zaten o kadar iğrençti ki her seferinde konuşmuş olmayı dilerlerdi.Ama bu ayin bozulursa sanki uğursuz bir şeyler olacakmış gibi kimsenin her seferinde hiç sesi çıkmazdı

Patigül

Oralarda bir yerlerde,
gökkuşağının ötesinde,
yükseklerde çok,
gökleri olan masmavi,
uzak bir ülke var,

Başa Dön