Siyasal ahlâký; diðer ahlâki deðerlerden ayýran temel özellik, siyasi oluþum ve misyon üstlenmiþ kiþilerin, temsil ettiði topluluðun ahlâk yapýsýnýn da ayný olduðu anlamýna gelmesidir. Bu yüzden siyasi kiþi ve öncülerin, toplumlarýn taktirini kazanacak evrensel ahlâki kültüre sahip olmalarý gibi bir zorunluluklarý vardýr.
Ancak siyasetin uygulama politikalarýnda her zaman çeþitli engel ve zorluklarýn olmasý, siyasi misyon sahibi kiþileri ciddi anlamda zorlamaktadýr. Siyasetteki bu engelleri rahatlýkla aþacak ve rencide olmak istemeyen siyasiler, evrensel ahlâk çerçevesine baðlý bilgi, kültür ve donanýmla birlikte, iyi bir vicdan sahibi olmalarýyla ancak mümkündür.
Donanýmsýz ve hesapsýz yola çýkýp, birçok þeyi ciddiye almayan siyasiler, bazen bilerek bazen de farkýna varmadan büyük bir siyasi ahlâksýzlýðýn içerisine düþmektedirler.
Siyasal ahlâksýzlýklar genelde devlet güvencesi ve dokunulmazlýklara sahip siyasilerde görülmektedir. Bu da siyasete olan güven ve itimatý her zaman olumsuz yönde etkilemekte.
Kültür seviyesi geliþmemiþ toplumlar genelde siyasal ahlâksýzlýklarýn farkýnda olmadan, ayný siyasileri desteklemeyi sürdürmeleri, toplumun ahlâk niteliðini ciddi seviyede düþürmektedir.
Onun için toplum ve ülkeyi yöneten ya da yönetmeye aday olan siyasiler, hem toplumun temsiliyeti açýsýndan, hem de genel ahlâk kurallarý gereði evrensel ahlak felsefesine inanýp, bu kültüre göre hareket etmeleri gerekir.
Bunun yerine megolaman bir anlayýþla kendi dini, inanç, ýrk ve yerel diðerlerinin herkesten üstün olduðuna inanýp, bunu topluma empoze eden siyasi düþünceler, en büyük siyasal ahlâksýz kiþilerdir.
Siyasi ahlâksýzlýklarýn en çok yaþandýðý düþünce yapýlarýysa din, ýrk ve maddi varlýklara tapýnan narsist, hedonist ve ukala karaktere sahip siyasi oluþum ve bireylerde görülen bir durumdur.
Diðer taraftan toplumsal ve kültürel geriliðin farkýnda olup, bunun aþýlmasý için gerekli yeniliklerin yapýlmasýna inanýp, çaðdaþ eðitim ve demokratik toplumsal sözleþmeleri yapan siyasilerin, siyasal ahlâksýzlýða düþtükleri ise nadir olarak görülür.
Bu bakýmdan siyasal kiþilerin düþünce yapýlarýndaki mantalite ayný zamanda toplumlarýn ahlâk niteliklerini belirlemektedir. Herhangi bir toplumun ahlâk niteliðini doðru þekilde deðerlendirmenin kriterleriyse kýsaca þu þekildedir.
Söz konusu ülkelerin kendi içerisinde ve çevresiyle barýþýk ya da çatýþma halinde olup olmamasý durumu. Ayný zamanda maddi varlýklarýn eþit ve adaletli paylaþýmý önemli bir sonucu vermektedir.
Ahlâklý ve ahlâksýz olmakla ilgili genel durum bu þekilde olduðuna göre, bunun insan bilincinde nasýl oluþtuðunu, ahlâkýn ortaya çýkýþýndaki gerçekliðe bakarak daha net anlayabiliriz.
Ahlâk olgusu; dünyanýn her yerinde insanlarýn yaþadýðý sosyal koþullar içerisinde düþünerek var ettikleri yaþam deðerleridir. Bu bakýmdan her sosyal toplum kendi doðal özgünlüðü içerisinde bir ahlâk anlayýþý icat emiþtir. Onun içindir ki, ahlâk her zaman görecelilik taþýmaktadýr.
Yine de ahlâk; her ne kadar kiþi ve toplumdan topluma görecelilik taþýsa da, evrensel olarak herkesin kabul edip uymasý gereken bir tanýmýnýn olduðu akýllardan çýkarýlmamasý gerekir. Ve evrensel Ahlâk kuralýný þu þekilde özetlemek mümkündür.
Evrensel Ahlâk Kuralý; kiþi, grup, toplum ve ülke olarak hangi koþullarda olunursa olunsun, siyasi, dini, maddi ve kültürel olarak her türlü haksýzlýk, ukalalýk ve kompleksten uzak; çevre ve dünya toplumlarýyla ortaklaþacak düþüncelere sahip olmak demektir. Ýçerdiði önemli noktalarsa þöyledir.
Uzak ya da yakýn, birlikte veya ayrý þekilde yaþayan insan topluluklarýna karþý dýþlayýcý, aþaðýlamak, hakir görmek, kendi düþüncesini hak ve üstün, diðerini kötü olarak niteleyen tüm siyasi anlayýþlardan uzak durmakla, ancak evrensel ortak ahlâka sahip olunabilinir.
Bunun yerine sürekli kendi deðerlerinin her herkesten üstün olduðunu düþünerek direkt ve dolaylý olarak bunun uygulanmasýna çalýþmak, o toplum ve siyasilerin en büyük ahlâksýzlýk yaptýðý anlamýna gelir.
Gerçek evrensel ahlâka inanmýþ siyasiler ise, dünyadaki tüm farlýlýklarýn insanlýk için bir deðeri olduðunu düþünür. En ufak bir üstünlük farký gözetmeden herkese saygý duyup, dünya uluslarýyla insancýl barýþý temin etmek için ortak evrensel ahlâk felsefesine inanarak siyaset yürütür.
Ahlâkla ilgili bu genel deðerlendirmeden yola çýkarak, doðru ahlâký veya ahlâksýzlýðý var eden insan düþüncesinin, nasýl ve neye göre þekillendiðini kýsaca þu þekilde analiz edebiliriz.
Genelde her birey ve toplum kendi ahlâkýnýn güzel olduðunu düþünerek bencilce bir yaþamý yüceltmesi sonucunda, ukala ve ýrkçýlýðýn yayýlmasýna sebep olmuþlardýr. Bu anlayýþlar yüzündendir ki, dünyadaki ahlâksýzlýk ve ýrkçýlýklar hiçbir sýnýr tanýmazlar.
Çünkü insanýn doðal hayvani yapýsýndan gelen bencillikle birlikte, buna bir de ekonomik, siyasi, cinsel ve din olgularýný tasarlayarak eklenmesiyle, insan psikolojisinin kötü bir karaktere sahip olduðu gerçekliði ortaya çýkmaktadýr.
Ýnsanda sürekli görülen bu ahlâk dýþý yapý; insandaki temel içgüdülerden açlýk, korku, doyum, cinsellik ve doyumsuzluk gibi daha birçok doðal tepkimelerin bilinçaltýnda toplanýp birikmesi, çeþitli hareketlenme ve istemleri tetiklemektedir.
Bu güdülerin tepkimesi doðrultusunda hareket eden insanýn, ifade þeklinden tutalým istem ve çeþitli edimler bütünü, düþünce yapýsýnda daha yüksek ve negatif oluþuma dönüþmektedir.
Doðal güdüler sonucunda bilinçte oluþan düþünce sürekli yükseltilerek olumlu veya olumsuzluklarla dolu bir yaþam þeklini alýr. Ýnsani olmakla ilgili bir bilgi ve kültürün mevcudiyeti, olumsuzluklarý frenleyip olumlu düþüncelerin geliþmesinin önünü açmaktadýr.
Ancak insanýn hem toplumsallaþmasý hem de ahlâki deðerlerini çað öncesi ve sonrasýnda ortaya çýkan politeist ve monoteist dinlerin þekillendirmiþ olmasý, paylaþým ve adalet yapýsýnda büyük bir benciliði hakim kýlmýþtýr.
Ýstisna bazý doða dinlerinin dýþýnda, diðerleri var oluþlarýndan bugüne kadar her þeye hükmedip inanç, ýrk, ekonomik, cinsel ve düþünce bencilliðine baðlý ahlâki yapýyý yükseltmeleri, toplumlarýn sürekli birbirleriyle çatýþmasýna sebep olmuþlardýr.
Asýrlar boyu çatýþarak yaþayan bu egoist bencil ahlâki yapýnýn önüne geçmek için, evrensel hukuk ve evrensel ahlak kurallarýný çekincesiz ve ön þartsýz kabul edip uygulamakla mümkündür.
Evrensel ahlâk kurallarýný samimi anlamda kabul etmeyen gerek siyasi misyon sahipleri gerekse toplumlar, Orta Çað'dan kalma baðnaz geri düþünce yapýlarýyla en büyük siyasal ahlâksýzlýkla mutlu olmaya çalýþmaktadýrlar.
Ýþte bu yüzden siyasal ahlâk ve ahlâksýzlýðýn sadece bireylerle sýnýrlý kalmadýðýný, ayný zamanda toplumu þekillendirdiði için, siyasilerin her türlü olumsuzluk ve ahlâksýzlýklarý sonunda halka mal olup, toplum ahlâken niteliksizleþmektedir.
Birey ve toplumlar; siyasilerin bu ahlâksýzlýklarýna ortak olmamak veya bundan kendilerini korumalarý için, bilinçli ve duyarlý olmalarý þattýr.
Sessiz kalmak ya da küçük çýkar hesaplarý yaparak siyasilerin arkasýndan alkýþ tutmak, siyasilerin tüm ahlâksýzlýklarýný onaylamak anlamýna geldiði için, bu tür toplumlarda kimse iyi bir ahlâka sahip olduðunu asla iddia edemez.

Cemal Zöngür