..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Din > Cemal Zöngür




24 Temmuz 2016
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (1)  
Kutsallýklarýn yaþamýmýzda yaratmýþ olduðu olumlu ve olumsuzluklarýn, farklý açýlardan analiz.

Cemal Zöngür


Günümüz bilgi ve teknolojik çaðda, bugüne kadar var olmuþ tüm dini inanç ve tanrýcýlýðýn baðýmsýz ve bilimsel analizi yapýlmadan, yaþanýlan siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarýn minimuma inmesi hiçbir zaman mümkün deðildir. Bu çalýþma da, dinlerin baðýmsýz bir þekilde analizini içermektedir. Her insanýn þunu iyi bilmesi gerekir; baðýmsýz analiz ve eleþtiriler, tüm deðerlerin gerçek özünü ortaya çýkarmaktadýr.


:BBCJ:

Özellikle Orta çað'dan itibaren tek tanrýlý dinlere inanýlmaya baþlanmasýyla, dinlerin var oluþuna sürekli bir gizem ve kutsallýklar atfedilerek, gerçek oluþum þekilleri her zaman toplumdan saklanmaktadýr.
Ve bunu da "Dinle, Tanrýyý" ayrýlmaz iki temel deðer ve kültür olarak gösterip, dinlerin siyaset ve ekonomiyle hiçbir baðý yokmuþ gibi algý yaratýlmasýdýr.
Halbuki tüm dinler; toplumsal yaþamýn ekonomik, siyasi, ahlaki ve psikolojik düzenini saðlayan ilk sözleþmelerdir. Böyle bir gerçekliðe kutsallýk ve bilinmezlikler atfedilmesi, dini anlayýþlarýn yönetimlerde yapmýþ olduklarý yolsuzluklarýn üzerini kapatmaktan baþka bir þey deðildir.
Böylece baský ve korku altýna alýnan toplum, tanrýyý ayrý, dini ayrý düþünüp, ya da tartýþma konusu yapmasý durumunda, dinsiz ve Ateist olup cehennemde yanacaðý korkusuyla (Fobi) adeta düþünemez hale getirilmiþtir.
Bu düþünceler belirtilirken, kimse bizi sakýn Ateistlikle nitelendirmesin. Çünkü koskoca Evreni ve Dünyayý var eden ya da þekillendiren büyük bir gücün varlýðý bizimde kabulümüzdür.
Evreni var edene kimi tanrý der, kimi Allah der ya da enerji gücü deyip saygý ve sevgisini gösterir. Günümüzün en geliþmiþ teknolojik bilgi çaðý yeni bir evren ve yeni bir dünya yapamayacaðýna göre, evreni var eden bu gücü, (Enerji) her insanýn rahatlýkla algýlamasý mümkündür.
Buradan hareketle dinlerin doðuþunu ve en son tek tanrýlý din olan Ýslam'ýn gerçek özünü tam olarak anlayabilmek için, önce dünya dinler tarihini objektif olarak incelemek gerekiyor.
Çünkü; kim ne iddiada bulunursa bulunsun, çok tanrýlý, (Poloteist) çift tanrýlý, (Dualist) ve tek tanrýlý (Monoteist) dinlerin hepsi, bir diðeri kadar insanýn günlük yaþamýný ve ahlak yapýsýný oluþturup, birbirinin içerisinden evrilerek var olmuþlardýr.
Madem ki tanrýnýn dinleri gönderdiðine inanýlýyorsa, o zaman tüm dinlere ayný saygý ve itina neden gösterilmeyip, üstelik birbirlerini aþaðýlamaktadýrlar? Kimileri þu düþünceleri ileri sürebilirler.
Efendim çok tanrýlý ve çift tanrýlý dinlerde Peygamber ve Kutsal Kitaplar olmadýðý için, hak din sayýlamazlar. O zaman tekrar þu soruyu sorup cevabýný aramak hepimizin hakkýdýr.
Hz. Nebi, Ýdris, Yusuf, Hamza, Yakup ve Hz. Ýbrahim gibi Peygamberlerin ne dinleri vardý ne de Kutsal Kitaplarý. Buna raðmen her toplum, bu Peygamberlere sevgi ve saygý göstermekte en ufak bir tereddütte bulunmamaktadýrlar. Bu na ne demek gerekiyor?
Ve Ýslam dininin özünü daha iyi anlamak açýsýndan, Hz. Muhammd'e ve ait olduðu Arap toplumunun sosyolojik, kültürel, Coðrafi, ekonomik ve Psikolojik (Ruh) yapýlarýný derinlemesine analiz ederek daha net anlayabiliriz.
Çünkü tek tanrýlý dinlerim hepsi kendilerine yüce bir kutsallýk atfederek, haktan, haklýdan ve güçsüzün yanýnda, her türlü haksýzlýða karþý olduklarýný iddia etmelerine raðmen Maddiyatla, Devlet ve Özel Sermaye sahipleriyle iliþkilerini hiçbir zaman kesmemiþlerdir.
Bu durumu fýrsat bilen devlet ve özel sermayeli dindar ve dinsiz "Kapitalist Burjuvazi", özellikle dinlerin en hassas ve korkutucu noktasý olan Cehennemde yanmayý, sermayeleri için en büyük silah olarak kullanmaktadýrlar. Ve bu korku sonucunda çoðu insan, dinlerin gerçek özünü öðrenemeyip, sadece ibadet etmekle kalmaktadýrlar.
Onun için artýk dinlerin para, sermaye, makam, mevki ve üstünlük kompleksiyle neden bir türlü iliþkilerini kesmediklerini açýða çýkarmanýn zaman gelmiþtir diye düþünmekteyiz. Bu da bize çok uzun olan insanlýk tarihini önemli noktalarýyla yeniden analiz etmemizi þart koþmaktadýr.
Ýnsan kýzý ve oðlunun tarihsel yaþamýný ele aldýðýðýmýzda, insan denen canlý varlýðýn ilk Atasý, 12 milyon yýl önce Homo Hubilas'ýn yanlýzca ellerini kullanmaya baþladýðý dönemle anlaþýlmaktadýr.
Bunun arkasýndan yaklaþýk 6 milyon yýl önceyse, Homo Erektus'un ilk ayaklarýnýn üzerine dikilip yürümeye baþlamasý. Ve daha sonra yaklaþýk 2 miyon ile 500 bin yýllarýn da, Homo Sapienslerin elini, ayaðýný ve düþüncesini birlikte kullanmaya baþladýðý yaþam gerçekliðini, kimse inkar etmemelidir.
Ve yine uzunca bir zaman dilimi olan M.Ö. 65 bin yýllarýndan itibaren, Avcýlýk Çaðý olarak bilinen (Paleolitik) dönemde, aðaçlý bölge ve Maðaralarda barýnarak yaþayan Homo Sapiensler, avlanmayý ve toplayýcýlýðý öðrenmiþtir. Bu dönemlerde ne tanrýnýn varlýðýndan ne de dinlerden en ufak bir iz, iþaret ve kanýt bulunmamaktadýr.
Ýfade edilen bu aþamalardan geçen insan, yine yaklaþýk M.Ö 700 bin yýllarýndan itibaren Ateþi tanýmasýna raðmen, sadece ýsýnma ve korunma silahý olarak kullanmýþtýr. Yemeklerini dahi piþirmeyi bilmiyorlardý.
Homo Sapiensler ne zama ki ateþin ýsýtma koruma ve piþirme gücünü anlamaya baþlamýþsa, iþte bu dönemden sonra günümüz insanýnýn yaþatmaya çalýþtýðý tüm kültürlerin ve de dinlerin atasý olan Ateþ, Güneþ, "Su, Yaðmur, Yýldýz. Þimþek gibi Pagan dinler var olmuþlardýr.
Ateþ, Güneþ, Su, Toprak, Yýldýz, Yaðmur, Diþi ve Erkeðin kutsandýðý; Dölleme ve Doðurganlýðýn Bereket Tanrýlarý olan Totem ve Animist" (Pagan) yaþamýný asla kimse görmezden gelemez. Ve bu yapýnýn ahlaki, sosyal, siyasal ve kültürel etkisini inkar etmek demek, insanýn kendisini inkar etmesidir.
Bu döneme kadar Tek Tanrýlý dinlerin varlýðý söz konusu bile olmazken, tanrýmýz üç kutsal kitabý yaklaþýk 65 bin yýl sonra neden gönderdi? Diye sormadan edemiyor insan. Bu tür sorulara özellikle dinlerin derin kutsallýðýna inanlarýn cevap bulmasý gerekiyor.
Ancak bu kadar uzun yýllar geçtikten sonra, Tek Tanrýlý dinlerin, Adem Ýle Havva Cennetteki iken, sözde Havva!nýn yasak meyveyi yemesi sonucunda cennetten kovulma efsanesi, aslýnda ayrý bir tarihe iþaret etmektedir. Oda þudur.
M.Ö. 15 bin yýllarýndan itibaren Neolitik Çaðla birlikte, Ana Tanrýça kültürel yaþamýn baþladýðýný herkes bilmektedir. Bunu hazmedemeyen Erkek egemen anlayýþý, Kadýný ve de Ana Tanrýçayý gözden düþürüp kýymetsizleþtirmek için, Adem ve Havva hikayesini uydurmuþlardýr.
Ýfade edilen hikayenin bu amacý, Ana Tanrýça din ve kültür yaþamýnýn ne kadar saf, sýnýfsýz, ahlaki ve hümanizmaya dayandýðýnýn üzerini kapatmaktan baþka bir þey deðildir.
Örneðin Zerdüþlük, Manihezm, Þamanizm, Brahmanizm, Ýndra Mirta, Budizm, Þintoizm, Taoculuk, Konfüçyüs gibi Çift Tanrýlý (Dualist) dinlerin dünya toplumuna nasýl bir üstün ahlak kazandýrdýklarýný medeni çaðdaþ toplumlar asla inkar etmemektedir. Bunu Alman Felsefeci ve Filozf Friederik Nische'nin, Zerdüþlük üzerine belirtmiþ olduðu düþünceleri en iyi kanýttýr.
Ve insanlýk tarihi bu önemli aþamalardan geçtikten sonra, M.Ö. 4500 yýllarýndan itibaren ortaya çýkan Kral Tanrýcý yaþam, aslýnda erkek egemenliðinin baþlangýç tarihidir de. Þunu artýk inanan veya inanmayan her insanýn kabul etmesi gerekir.
Kuran-ý Kerim de geçen Süre ve Ayetlerdeki gibi, Allahýn Hz. Muhammed'e hemen oku ve her þeyin anýnda varol demesiyle, hiçbir þeyin var olmadýðý; kýsaca ifade etmeye çalýþtýðýmýz insanýn ve dinlerin varoluþ tarihinden net olarak anlaþýlmaktadýr.
Çünkü; baþta Evrenin var olmasý için 15 Milyar yýlýn geçtiði; arkasýndan dünyanýn yaþanacak hale gelmesin de 5 Milyar yýl sonra mümkün olmasý. Ve insanýn var olmasý için de, milyon yýllarca yaþanýp, günümüzdeki þekli aldýðýný kabul etmek, ne dinsizliktir, ne ateistliktir ne de dindarlýktýr. Sadece insanýn kendini ve tarihini bilmektir.
Dünyada yaþayan her insanýn tanrý'ya ve de dinlere inanýp inanmamasý kiþinin Psikolojik (Ruhsal) yapýsýndan kaynaklandýðý gibi, diðer bir nokta da, Sosyal hayatýn maddiyata (Sermaye) baðlýlýðý sonucudur.
Toplumlar içerisinde bazý insanlar gerçekten saf (temiz) bir yaþam için tanrýdan güç ve destek aldýðýna inanarak hayata tutunurlar. Bazý insanlar ise maddi sosyal yaþamla, ruhsal yapýyý birleþtirerek kendilerini "Tiran, Hanedan, Sahte Peygamber, Halife ve Kapitalist Kral" ilan etmektedirler.
Ýfade edilen bu erkek egemenliðinin yaþam bulmasý, özellikle M.Ö 4500 yýllarýndan (Sümer Uygarlýðý) itibaren Kral Tanrýcýlýðýn baþlamasýyla gerçekleþmiþtir. Bu da hem kadýný yavaþ yavaþ siyasal ve sosyal hayattan koparmýþtýr, hem de toplum içerisinde sýnýflara dayalý statü farklýlýðýnýn icadýdýr.
Kral Tanrýlar bunu en iyi þekilde kanýtlamak için, kendi kabile ve yardýmcýlarýnýn yaþayacaðý yerlerde, büyük saray ve kaleler inþa ederek,
mevkisinin ve sülalesinin ne kadar üstün ulaþýlamaz olduðunu kanýtlamýþlardýr. Çünkü erkek cinsinin en zeki olduðu nokta, þaþaa, cinsellik ve savaþ sanatýný geliþtirmekten baþka bir yönü fazla ön plana çýkmamaktadýr.
Bunun en büyük sebebi ise, erkek egemenlikli yaþam anlayýþýnýn her zaman çabuk harekete geçen "Cinsellik ve Hükümranlýk" iç güdüsünden baþka bir þey deðildir.
Tüm bu vb. nedenlerden dolayýdýr ki, erkek demek sýnýf farký, Egoizm, bencillik, düzenbaz, sürekli kýrýp döken, þaþaa içerinde yaþamak, kendini her þeyin üstünde gören çatýþmacý anlayýþ demektir.
Bu düþüncenin gerçekleþtiði en önemli tarih ise, yine M.Ö 4500 yýllarýndan itibaren "Sümer, Mýsýr, Babil ve Nemrut gibi Kral Tanrýlarý" insanlýk üzerinde uygulamýþ olduklarý çirkefliklerden bilinmektedir.
Kral Tanrýlarýn insanlýk üzerinde uygulamýþ olduklarý vahþet ve iðrençliklerin hat safhaya ulaþmasý neticesinde, M.Ö. 1000 yýllarýndan itibaren Hz. Ýbrahim ilk isyan edip baþ kaldýran Devrimci bir Peygamber unvanýna ulaþmýþtýr.
Hz. Ýbrahim Peygamberin yaþamýþ olduðu bu dönem de, tüm dünya topluluklarýnýn bilincinde ne Tek ve Gök Tanrý vardý, ne de Peygamberlerin düþüncelerine uygun gelen Din ve Kutsal Kitaplarý.
Hz. Ýbrahim'in tüm dünya toplumlarý ve de her üç tek tanrýlý dinler tarafýndan sevilip saygý duyulmasý, Hz. Ýbrahim'in zalim ve zulümkar Kral Tanrýlarýn tüm yaptýklarýna karþý çýkmasýyla olmuþtur.
Böylece Kral Tanrýcý dönemin sonu ve Orta Çaðýn baþlama aþamasýnda, gerçekleþen bu olayý, her tek tanrýlý din kendisine göre yorumlayýp pay çýkarmaktadýr.
Fakat ne hazindir ki, her üç semavi din, Hz. Ýbrahim'in evrenselci düþüncesine sadýk kalmamýþlardýr. Bunu da semavi dinlerin birbirlerine karþý yapmýþ olduklarý katliam ve savaþlardan biliyoruz.
Çünkü kutsanan bu dinler, bugüne kadar gerek devlet yönetimleriyle gerekse zengin güçlü oluþumlarla sürdürdükleri ortak iliþkiler, kendilerini sürekli suçlu ve tartýþýlýr duruma düþürmektedir.
Ve ayný þekilde kendi içlerindeki Mezhep çatýþmalarý, bu dinlerin iddia ettikleri gibi saf, temiz ve yalnýzca öbür dünya yaþamý için çalýþmadýklarýný göstermektedir.
Her üç semavi din, ne zaman ki maddi yaþamdan tamamen ellerini çekip, sadece insanlarýn ahlaki ve ruhsal yapýlarýna hitap ederlerse, iþte o zaman söyledikleri kutsallýða ulaþacaklardýr.
Maddi hayatla ilgisini kesmeyen her düþünce ve din, kirlenmekten ve de kötülüðe bulaþmaktan asla kendisini kurtaramaz. Bu milyonlarca kez kanýtlanmýþ bir gerçektir.
Böylece insanýn ve insanlýðýn þah damarý olan din kültürlerinin nasýl baþladýðýný kýsaca bu þekilde özetlemek mümkündür. Gelecek bölümde tek tanrýlý dinler dönemi olan Orta Çaðýn genel deðerlendirilmesinin yanýnda, Ýslamiyetin hangi koþullarda ve nasýl ortaya çýktýðýný incelemeye çalýþacaðýz. Ayrýca söz konusu yazý dizimizin tüm kaynaklarý, en son bölümdeki makalemizle birlikte deðerli okurlarýmýzýn bilgilerine sunulacaktýr.
Cemal Zöngür
Arþ. Yazar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn din kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir?
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (3)
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (2)
Ýslamiyet Yeniliðe Açýk Bir Din Midir?

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Lider mi Toplumu Þekillendirir; Toplum Mu Lideri?
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Deðiþikliði Neyi Çözer?
Alevilerin Kapýlarýna Saldýranlarýn Açýk Kimliði
"Türkleri Yeniden Tanýmak" Araþtýrma Kitabýmý Yazma Nedenim :
Ýþte Türkiye'nin Yaþam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Toplum Hak Ettiði Þekilde Yönetilir [Eleþtiri]
Deprem Öldürmez Zihniyet Öldürür [Eleþtiri]
Sayýn Baþbakan Binali Yýldýrým, Alevi Kültürünü Ne Kadar Tanýmýþtýr? [Eleþtiri]
Halka Götürülen Her Oylama Demokratik Midir? [Eleþtiri]
Atatürk'ün Din ve Alevilere Bakýþý [Eleþtiri]
Akp'li "Evetçiler" ile Chp'li Hayýrcýlarýn Halka Açýklayamadýklarý Sýrlarý..! [Eleþtiri]
Anayasa Deðiþikliðinin Yarattýðý Umutlar ve Uçurumlarý..! [Eleþtiri]
Türkiye Halkýna Tek Soru; Demokrasiden Ne Anlýyorsunuz? [Eleþtiri]
Fetö, Deaþ ve Kenan Evren Kardeþliðinin Tarihçesi [Eleþtiri]
Katar'la Ne Yapýlmak Ýsteniyor? [Eleþtiri]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araþtýrmalar yapmaktayým. Yayýnlanmýþ bir kitabýmýn dýþýnda çeþitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayýnlanmýþtýr. Ve iki kitap dosyam yayýna hazýr durumdadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Tam baðýmsýz Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.