Doðada insanýn dýþýnda baþka düþünen bir varlýk olmadýðýný herkes biliyor. Ancak bu demek insanýn doðru ve BEYÝN kapasitesine göre düþündüðü anlamýna gelmiyor. Çünkü insan beyni sýnýrsýz bilgileri alýp onu her þekilde iþleyen olaðan üstü doðal bir RAM'e sahiptir. Nasýl ki, her Bilgisayar, iþletim kapasitesi ve kalitesine göre iþlem yapýyorsa, insan beyni de ayný þekilde kiþinin onu çalýþtýrma yetenek ve iþlevine baðlý düþünmektedir. Ýnsan beyninin “Üst Düþünce ya da Üst Ýnsan” seviyesine ulaþabilmesi, insanýn kendisini doðru, yeterli eðitip beyin hücre sayýsýndaki hareketliliði yükselmesiyle mümkündür. Eðitilmeyen ve hücre hareket sayýsý sýnýrlý kalan insan, yarým ya da Ýçgüdüsel “Alt Düþünme” seviyesinde düþünerek yaþýyor demektir. Düþüncenin nitelikli (Üst Düþünce) olabilmesi için çoðu zaman eðitimde yeterli gelmeyebiliyor. Buna doðru ve gerçek kültür eklemekle ancak istenilen seviyeye getirilebilir. Þimdi “Alt ve Üst Düþüncenin” insanda nasýl oluþtuðu analizini yaparak, niteliklerini anlamaya çalýþalým.

Bazý Çok Tanrýlý (Poloteist) ve Tek Tanrýlý (Monoteist) dinlerin ifade ettiði gibi, insan tanrý tarafýndan ilk yaratýldýðý günden itibaren, tam olarak düþünerek hareket eden canlý deðildi. Çünkü insan nasýl insan oldu sorusundan hareketle, gerçek tarihi aþamalar incelendiðinde, ilk insansý atalarýmýzdan Homo Hubilas ve Homo Erektus, hayvanlardan daha pasif ve zavallý bir durumda idi. Doðru düzgün ayaklarýnýn üzerine yürümeyi milyon yýllar sonra ancak öðrenebildi. Nasýl ve ne þekilde hareket edeceðini bilinçsel olarak düþünemiyordu. Sadece diðer hayvan türlerinin yaptýðý gibi içgüdüsel enerji manyetik yönlendirmesine uygun, doðal bir edinime sahipti. Bu noktada þu ayrýntýyý belirtmekte fayda var.

Hayvan türleri ana rahminde iken beyin hücre yapýlarý tamamlanmýþ þekilde hazýr doðarlar. Bunun içindir ki, her hayvanýn yavrusu doðduktan bir iki saat ya da en geç bir hafta içerisinde kalkýp yürüyebiliyor. Ýnsan Beyin yapýsý hem kapasite açýsýndan hem de hücre (Nöron) sayýsý olarak 14 milyarý aþkýn þekilde hazýr olmasýna raðmen, bazý temel içgüdüsel hücrelerin dýþýnda diðerleri tamamen pasif uyur þekildedir. Bu yüzden insan yavrusu en erken 8 ay en geç iki yýl içerisinde yürüyebilmekte. Bebek çevresini tanýyýp hareket alaný geniþlettikçe, sayýsýz hücreler yavaþ yavaþ harekete geçiyor. Ve hücresel sayý ile hareketlerin çoðalmasý, insaný hayvani seviyenin biraz üstüne çýkarýyor. Yunanlý Filozof Aritoteles durup dururken boþuna dememiþtir; “Ýnsan düþünen sosyal hayvandýr. Helenistik dönemde dahil tarih öncesi çaðlarda insan topluluklarýnýn büyük çoðunluðu doðru düzgün sosyal bile deðildi. En akýllý atamýz Homo Sapiens, ateþi bulduðu halde Neolitik Çað'a kadar yemek piþirmesini dahi bilmiyordu. Yiyeceklerini çið olarak tüketmiþtir. Neolitik Çað'daki tarýmcý topluluklar, sosyal insanýn ilk (Proto) þeklidir ki, bu bile yeterli geliþmemiþti. Neolitik Çað kapanýp, Kral Tanrýlar veya Sümer Uygarlýðý'nýn yazýyý bulmasýna kadar, insan düþünce yapýsýnýn bilince dayalý yansýmasý veya oluþum þeklini, yine þu noktalarda somutlaþtýðýný görüyoruz.

Ýnsaný düþündürmeye sevk eden kapasite ya da manivela, insan beyninde sýnýrsýz hareket etmeye hazýr bekleyen nöronlardýr. Bu nöronlarýn hareketi de yine canlýnýn almýþ olduðu kalori ve vitaminlerden saðladýðý enerji sayesinde. Özellikle insanlar beslenme veya iletiþim sonucunda almýþ olduðu enerjinin en az % 20'sini, beyin hücrelerine aktarýp burada kullanýr. Diðer kalan kýsýmý ise iskeletindeki sinir damarlarý tarafýndan kullanýlarak hareket eder. Her hareket sonucunda insan merakla sorular sorarak düþünmeye baþlar. Her þeyden önce soru sormasýný bilmeyen ya sa soru hücrelerini harekete geçirmeyen insan, havan seviyesindedir. Ya da sýnýrlý þekilde soru sorup içgüdüsel aþamada kalmak, “Alt Düþünceli insan demektir.” Ýþte insandaki Alt ve üst Düþünce yapýlarý tam da bu noktada ortaya çýkýyor. Bunlarý þu þekilde ifade edebiliriz.

Alt Düþünce Biçimi: Ýçgüdüsel istem ve edimlere cevap olan veya din vb. siyasal baskýlar sonucunda, doðru düzgün merakýný gideremeyip bilmeden yaþayan insan düþüncesidir. Ki bu düþünme biçimi hayvanidir. Çünkü hayvanlarda içgüdüsel hareket yeteneðine sahiptir.
Üst Düþünce Biçimi: Çevresel zorluk, dini ve tüm siyasi baskýlara raðmen, sürekli soru sorup bunun analizini yapan, zekasýný geliþtirip analitik düþünmeyi ilkeselleþtiren düþüncedir. Bu bile çoðu zaman yeterli olmayýp, insanýn kendisini sürekli eðitmesinin yanýnda doðru, gerçek kültürle sýnýrsýz düþünüp sýnýrlý yaþamayý bilen insan olmasýyla mümkündür.

Günümüzde insanlarýn büyük çoðunluðu araç, gereç, yazý ve eðitim gibi astronomik düzeyde her imkana sahip olduðu halde, içgüdüsel Alt Düþünce aþamasýnda yaþandýðýný rahatlýkla söyleyebiliyoruz. Bunun açýk kanýtý, insanlarýn doyumsuz ve tatminsizliðidir. Lüks araçlarý kullanmak, doða ve insan aklýný aþacak þekilde sýnýrsýz varlýklara sahip olmak, asla insan olmak deðildir. Benzer þekilde direkt ve dolaylý olarak baþkalarýný yok saymak ya da egemenliði altýna almak için din, ýrk, ekonomik ve düþünce ýrkçýlýðýný kullanmak özürlü insandýr. Bu vb. konular, insanýn geliþmiþ içgüdüsel Alt Düþünce egosuyla yaþadýðýný gösteriyor. Ýfade edilenlerin asýl özeti, geliþmiþ hayvani aþamada düþünerek yaþamaktan baþka anlam taþýmýyor. Özet bir örnek daha verecek olursak...

Akýl yapýsýnda psikolojik ciddi sorunu olmayan ve mevcut egemen sistemlerden maddi manevi çýkarý aðýr basmayan her insanýn, “Barýþ” kelimesinden en ufak bir rahatsýzlýk duymayacaðýný hepimiz biliyoruz. Bu genel ve evrensel duygu ya da düþünce, insanýn Üst Ýnsan olabileceðini gösteren önemli iþaretlerden sadece birisidir. Normal insan mantýðý ciddi bir eðitim almadan bile, evrensel Barýþ kelimesini kabul ediyorsa, demek ki, insanlarý hayvani içgüdüsel alt düþüncede tutan maddi çýkarlardýr. Ve bunlardan en baþtakiler dini ve siyasal baský, ekonomik bencillik ve de hükümranlýktýr. Art niyetli egoist bencil yapýlar, bunlara birçok olumsuzluklarý ekleyerek, Barýþ kelimesinin anlamýný deðiþtirip, egemen güçlerin aþaðýlýk bencilliklerine uygun þekilde düþünmektedirler. Ýþte düþünceyle ilgili tüm kör düðümler burada toplanýyor.

Her konuda evrensel ölçülerde yaþanabilecek doðal insani kural ve yasalar mevcut iken, bunu hiçe sayýp içgüdüsel egosuna hakim olamayan ya da olmak istemeyenler, insanlýðý bilerek alt düþünce seviyesinde býrakanlardýr. Çünkü bu düþüncede olanlar tüm insanlýðý ayaklar altýna alarak, sadece þahsi ve iþbirliði içerisinde olduðu kiþilerin çýkarlarý için, inandýklarý Allah ve de dinlerini kullanmaktan dahi hicap duymazlar. Eðer böyle düþünülmeseydi, insanlarýn onurlarýný ayaklar altýna alan çatýþma, kaos ve savaþlar asla yaþanmazdý Her þey Alt Düþünce veya geliþmiþ süperego seviyesinde býrakýldýðý için, çirkeflikler bitmek bilmiyor. Bir ayrýntýyý daha belirtmek yerinde olacaktýr.

Hayvani düþünce derken asla hayvanlarý aþaðý gördüðümüz anlaþýlmamalý. Hayvanlarýn her hareketi onlarýn doðasý gereði ve diyalektik gerçekliðidir. Ýnsan ise kendi Üst Ýnsan doðasýna ve diyalektiðine uygun hareket etmediði için, hayvan örneði veriliyor. Ýnsan mecburen Üst Ýnsan olmak zorunda; bu olunmadýðý sürece her türlü anormallik içerisinde kendisini ve çevresini aldatarak yaþamasý, baþta çocuklarýna en büyük ihanettir. Örneklerden de anlaþýlacaðý gibi düþüncenin iki aþamasý olduðu hiçbir zaman akýldan çýkarýlmamalý. Her yürüyen, konuþan ve bir þeyler ifade eden insan, insan olarak asla görülmemeli. Her þeyin sýnýrý olduðu bir dünyada, büyük ya da küçük þekilde sýnýrsýz sahip olma güdüsüyle yaþamak, hayvandan daha aþaðý bir varlýk demektir. Dünyada hiçbir hayvan, karýnýný doyurduktan sonra, önündeki yiyeceðe asla sahiplik þeklinde yaklaþmaz. Ýhtiyacýndan fazlasýna sahip olma bencilliði sadece düþünebilen insana has olmasý, insanýn içgüdüsel alt düþünce seviyesinde yaþayan hayvan olduðunu göstermeye yetiyor. Bu bakýmdan herkes düþünce yapýsýnýn aþamasýný sorgulamalýdýr.

Cemal Zöngür