Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Ola ki Efsun, Kýpti kýza bir þey yapar endiþesiyle Fatma odaya gitti. Efsun’un gözleri dolmuþ, elleri titriyordu. Osman onun gönlünü verdiði ilk ve tek erkekti, ama o, nasýl olurdu da, ondan bu kadar kolay el çekebilirdi. Afet Fatma’nýn onlara her lahzada hayta kabadayýlara gönül vermemek, kendi çengi kolunu koruyup kollamak ve kendini zanaatine nezretmekle ilgili ettiði kelamlar geldi aklýna. Yüreðinde bir acý dalgasý kabardý. Tüm akþam boyunca olan neþesi söndü. Gözleri, bir köþede sessizce oturan, çehresini yere eðmiþ, ellerini kenetlemiþ Kýpti Simay’a iliþti. Ýleri doðru atýldý. Saçlarýna yapýþmak, üzerindekileri yýrtýp çýkartmak, yüzünü týrmýklamak istiyordu, sonrasýnda onu Osman’ýn önüne atabilirdi: “Al bakalým, buna mý gönül koydun?” Bir daha da ne mendil vermek vardý o nanköre, ne de ayný döþeðe baþ koymak. Bundan sonra o da kendi taliplerine bakacak ve Osman için raks etmeyecekti. Afet Fatma, Efsun’un elini Kýpti’nin saçlarýna yapýþmadan son anda yakaladý. “Soðukkanlýlýðýný muhafaza et,” dedi. “Her yaranýn bir merhemi, her derdin bir dermaný var. Bu gece civanýn senin koynunda olacak, kaygýlanma.” Efsun, o dakika boþalttý gözlerinde biriken yaþlarý. “Nasýl olacak o?” dedi. “Baksana, ilk kez benden elini çekiyor.” Afet Fatma, cumbalý odaya bir göz attý. Yardýmcýsý tömbekileri tazelemiþ, içkileri doldurmuþtu. Osman, kehribar tesbihinin taþlarýný öyle sert vuruyordu ki, sabýrsýzlýðý çýkardýðý sesten anlaþýlýyordu. Selim, geldiði zamanki gibi baþýný önüne eðmiþ, oturuyordu. “Aðam, kýzýn hazýrlanmasý için bize biraz zaman bahþet. Bir rakslýk hazýrlýk edilmiþti. Çalgý takýmýyla hangi þarkýyý çalacaklarýna da karar kýlalým,” dedi. Maksadý zaman kazanmaktý. Çalgýcýlar çaðrýldýklarý üzere odaya gittiler. Çetrefilli bir durum olduðu belliydi. Afet Fatma’nýn yapmayý aklýna koyduðu þey tehlikeli bir oyundu. Eðer ki zokayý yutmazsa, ünlü külhanbeyinin oðluna böyle bir haraket çekmek hem zor kurtarýlacak bir vaziyet olurdu hem de meþkhanesinin raconunu keserlerdi. Fakat Afet Fatma, babasý ile aralarýndaki muhabbete güveniyordu. Tek yol, kýzýn Osman’ýn yanýnda baþkasýna mendilini vermesiydi. Bu düþüncesini kýzlarýna anlatmaya koyuldu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seda Han Doukas, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |