..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




27 Temmuz 2010
Nurhilal Harsa : Ebruli Hanýmlardan Renk Rüzgarlarý  
Þimdi gökkuþaðý renklerini giyinmiþ Ebruli Hanýmlar zamaný

Seval Deniz Karahaliloðlu


Ebruli Hanýmlara bir güzelleme bu. Rüzgarlar içinde eriyen, renk anaforlarýnda yeniden var olan kadýnlara adanmýþ. Renk meltemleri usulca sarýveriyor Ebruli Hanýmlarý. Kadýnlar mutlu. Özgür ruhlarý bu hareketli rüzgarlarla uyumlu. Kývrak kadýn siluetleri zengin bir devinim içinde alýp götürüyor insaný. Kývrýlan, bükülen, yay gibi vücutlar, mutlu, devingen. Özgür ruhunu salývermiþ ortaya Ebruli Hanýmlar. Üzerlerinde dolunayýn nurlarý. Siyah zemin üzerinde parlýyorlar. Mavi, kavuniçi, sarý, yeþil tüller inmiþ üzerlerine. Gökkuþaðýný elbise yerine sarýnmýþlar. Rengarenk ýþýk hareleri bunlar. Bir rüzgar, bir rüzgar, bir ferahlýk hissi yayýlýyor Ebruli Hanýmlardan. “Adýný Sen Koy” demiþ ressam Nurhilal Harsa. Ebruli Hanýmlarýn ve resimlerin yaratýcýsý.


:BDCJ:

Nurhilal Harsa : Ebruli Hanýmlardan Renk Rüzgarlarý

Seval Deniz Karahaliloðlu

Ebruli Hanýmlara bir güzelleme bu. Rüzgarlar içinde eriyen, renk anaforlarýnda yeniden var olan kadýnlara adanmýþ. Renk meltemleri usulca sarýveriyor Ebruli Hanýmlarý. Kadýnlar mutlu. Özgür ruhlarý bu hareketli rüzgarlarla uyumlu. Kývrak kadýn siluetleri zengin bir devinim içinde alýp götürüyor insaný. Kývrýlan, bükülen, yay gibi vücutlar, mutlu, devingen. Özgür ruhunu salývermiþ ortaya Ebruli Hanýmlar. Üzerlerinde dolunayýn nurlarý. Siyah zemin üzerinde parlýyorlar. Mavi, kavuniçi, sarý, yeþil tüller inmiþ üzerlerine. Gökkuþaðýný elbise yerine sarýnmýþlar. Rengarenk ýþýk hareleri bunlar. Bir rüzgar, bir rüzgar, bir ferahlýk hissi yayýlýyor Ebruli Hanýmlardan. “Adýný Sen Koy” demiþ ressam Nurhilal Harsa. Ebruli Hanýmlarýn ve resimlerin yaratýcýsý.

Sergideki tablolar çeþitli isimler altýnda sergileniyor. “Adýný Sen Koy” dört tabloluk özel bir seri ve sergiye de adýný veren çalýþma. Sergi, sýrasýyla “Kuðunun Dansý”, “Ruhuma Dokundun”, “Makedonya Rüyasý”, “Sen Aðlama”, “Son Gün", "Sarp", "Devinim", "Sensiz", "Rüzgarýn Ruhu", “Oyun Serisi”, “Orman Perisi”, “Sensiz”, “Ay Iþýðýnýn Altýnda”, “Sözün Bittiði Yer” ve “Kim Bilir?” isimli yaðlýboya tablolardan oluþuyor.

Ressam Nurhilal Harsa’nýn “Adýný Sen Koy” sergisi, 30 Temmuz- 18 Aðustos tarihleri arasýnda Bodrum’da, Türkkuyusu Mahallesinde Ayna Galeri’de izleyici ile buluþuyor.

25 yaðlýboya tablonun yer aldýðý sergide, Nurhilal Harsa çok renkli bir zeminde kadýn, doða, özgürlük, doðurganlýk, varoluþ ve devinim konularýný çok hareketli bir resim diliyle anlatýyor.

Iþýðýn bir hareket öðesi gibi kullanýldýðý resimler bunlar. Iþýk, derinlik, gölge, siyah beyaz dengesi bir matematik probleminin parametreleri gibi. Sanatçý iþlediði konulara bu parametreleri yerleþtirerek çok renkli ve derinlikli çözümlere ulaþýyor. Resim tekniðini bir ebruli kuþaðýnýn altýna gizleyerek eserlerini sanki çok basitmiþ gibi gösteren bir yalýnlýkla, sadelikle sunuyor.

Her resmin bir hikayesi var. Gönül gözü açýk olanlarla paylaþýlacak çok masal var bu sergide. Her tablonun söyleyeceði sözler var. Ressam bir masalcý teyze edasýyla deðil, sadece bir aracýymýþ gibi mütevazý bir þekilde köþeye çekiliyor. Resmin kendisi konuþuyor. Þimdi gökkuþaðý renklerini giyinmiþ Ebruli Hanýmlar zamaný. Sergiyi gezerken, gönül gözümüze takýlanlardan birkaç kelimeyi paylaþmak istedik sizlerle.

Mesela “Sözün Bittiði Yer” varoluþunu kutlayan bir kadýnýn hikayesi. Sarýlar, mavilerden bir tahta oturmuþ. Bir teslimiyet, bir teslimiyet ki sorma gitsin. Ancak böyle naif, böyle vecd içinde teslim olur insan doðaya ve hayata.

Sonra, “Kim Bilir?” var. Maviler, yeþiller üzerine pembeler, sarýlar serpiþtirilmiþ. Öylesine ziyarete gitmiþler birbirlerine. Þimþekler çakmýþ. Hava kasavete durmuþ. Ama sonra pembe umutlar fýþkýrmýþ umutsuzluktan. Sarýlar yeni günün ýþýklarý. Yaðývermiþ tuvalin üstüne.

“Sen Aðlama”’ya gelince. Siyahlar üzerinde, kederlerde. Yas yakýþmaz mavi, yeþil, kýrmýzýlara. Bak üzerinde bunca ýþýk, böylesine yakarýþ varken. Renkler böyle hareketli, böyle ýþýklý. Aðlatmaz insaný. Yeter ki sen aðlama. Hep gül.

“Makedonya Rüyasý” Bir sahil kasabasý. Tek katlý evler. Kýrmýzý kiremitli köy evlerinin üzerine renklerden oluþan bir sis sinmiþ. Sisin içinde küçük anaforlar. Sarýlar, yeþiller, maviler, kavuniçiler birbiri içinde erimiþ, erimiþ, erimiþ bir rüya olmuþ. Ýþte sana, “Makedonya Rüyasý”.

“Ruhuma Dokundun”, Siyah zemin üzerine beyaz palmiye aðaçlar üzerinde maviþ bulutlar. Mavinin en güzel tonlarý, en “al beni” çeþitleri, en “sevilesi” olanlarý, leylaklara vurgun. Leylaklar, maviþler, griler birbirlerine bulaþtýklarý her yerde, birbirlerini yumuþattýklarý her noktada çekiciliði bir kez daha arttýrýyorlar. Mavi bulaþýyor, yumuþuyor, yumuþatýyor, her ton mavide içimize iþliyor. Hep bir rüzgar, illa ki bir anafor, hep bir dalga. Renkler, dalga dalga yayýlýyor. Mavinin beyaza olan aþkýnda her þey duruyor. Her bir fýrça darbesi bir daha içimize iþliyor. Siyahýn önünde beyaz aðaçlarýn üzerine tül gibi iniyor.

“Kuðunun Dansý” bir kadýnýn uçucu mavi, sarý rüzgarlara, mavi düþüncelerin ardýnda, önünde beyaz hayallerle duruþu. Baþý dik yukarýlarda. Rengarenk ebruli hanýmlara da böylesi yakýþýr.

“Son Gün” Kýrmýzý, pembe bir güneþ. Yeþiller, pembeler, kavuniçiler ve tabii ki maviler. Bir renk fýrtýnasý kopmuþ tuvalde. Bir heyecan kasýrgasý. Bütün renkler kýpr, kýpýr. Bir telaþ, bir telaþ. Hep sevinçli telaþlar bunlar.

“Rüzgarýn Ruhu” deyince serbestliðin kokusu hakim tabloda. Hafif esen bir bahar rüzgarýna kapýlan renkler tuvalin üzerine daðýlývermiþ. Sanki tesadüfmüþ gibi. Öylesine doðal. Renk tablosuna bir el çarpmýþ da renkler etrafa saçýlmýþ. Sonra renkler yine öylesine tuvalin üzerinde kendilerine bir yol, bir iz bulmuþlar. Her þey özüne döner. Her þey kendi yolunu bulur. Buna renkler dahil. Bunu yaparken öylesine uyumlu, arkadaþça, hallerinden pek memnun, pek mutlu. Bu olsa olsa renklerin dansý olur ancak.

Serginin hazýrlýk aþamasýnda Ebruli hanýmlarýn yaratýcýsý, ressam Nurhilal Harsa ile kadýna, özgür ruhlara, Makedonya izlenimlerine, oyun serisine, devinime, Sarp’a ve tablolarýn hikayelerine dair konuþtuk.

SDK : “Adýný Sen Koy” serisi nasýl ortaya çýktý?
Nurhilal Harsa - “Adýný Sen Koy” serisini, Bodrum’dan dönüþte, Þubat ayýnda yaptým. Arkadaþlarýmla gerçekleþtirdiðim bir seyahatten döner dönmez tuvalin baþýna oturdum. Bodrum’da çok eðlendik. Toplam 13 kadýn. Ne hissettiðimi soruyorsan, çok güzel bir tatil dönüþü yapýlmýþ, dinlenmiþ, kafasý boþalmýþ ve þarj olmuþ benim “ben” ile dolduðu resimler bunlar. Adýný da izleyenlere býrakarak “Adýný Sen Koy” dediðim bir seri. Yani adýný ben koyamadým, çünkü bu resimlerde her türlü duygu var bence. Ama bir türlü adlandýramadýðým ya da bir isim koyarsam sanki diðer duygularýn isimsiz kalacaðý ve bana küseceði gibi bir hisse kapýldýðým için izleyiciye adýný sen koy demem gibi bir þey.

SDK – Sergide, Makedonya’da yapýlmýþ olan çok güzel çalýþmalar var. Bunlardan biraz bahsedebilir miyiz?
Nurhilal Harsa – Mesela, “Makedonya Rüyasý”ný Makedonya’da yaptým. 19 gün Makedonya’ da bir manastýrda, herkesten ve her þeyden uzakta geçen sanat festivalinde yapýlmýþ bir resim. Yalnýzsýn orada. Diline, kültürüne, iklimine kýsacasý her þeyine yabancý olduðun ve tüm sevdiklerinden uzak olduðun bir yer. Sadece sen varsýn. Kaçýp gidebileceðin hiçbir yer yok. Dolayýsý ile ülkemden, ailemden, tüm sevdiklerimden ayrý ve irtibat kuramadýðým bir ortam. Orada bulunduðum süre içinde hissettiklerim, yaþadýklarým, izlenimlerim ve duygularým söz konusu. Kendini tanrýya çok yakýn hissettiðin bir yer. Orada dilin, dinin, ýrkýn hiçbir önemi yok. Ýþte bu, o bölgenin doðal güzellikleriyle geçirilen 17 günün sonunda yürekten yapýlmýþ bir resim. Beni rahatlatan, bir anlamda huzura erdiren bir çalýþma oldu. Tabii bu çalýþma Makedonya ve manastýr manzaralarý ile birleþtirilmiþ bir resim. Ardýndan gelen “Son Gün” tablosunu, Makedonya’da festivalin son günü yaptýðým. Artýk ülkeme dönüyorum ve mutluyum. Ýþte bu ruh hali ile yapýlmýþ bir çalýþma. “Kim Bilir?” Yine Makedonya da yapýldý.Yaparken, tanrýnýn gücünü fazlaca hissettiðim bir resim. Ve tabii ki benim vazgeçilmezim, bir tanem “Sarp” var.

SDK - Tanrýnýn gücünü hissettim derken ne demek istediniz? “Kim Bilir?” isimli tablodan biraz bahsedersek neler söylenebilir? Nurhilal Harsa – “Kim Bilir?” isimli çalýþma, “Makedonya Rüyasý”ndan bir önce çýkan resim. “Makedonya Rüyasý”na geçiþ gibi. Zaten resme bakýnca o ilahi gücü gökyüzünde görüyorsun. Bu resim, Tanrý’yla iletiþimin ilk adýmý gibi.

SDK – Sonra “Sarp” isimli bir tablo var. Sarp özel bir isim. Yani, bu tablo özel biri için mi?
Nurhilal Harsa – Sarp, biliyorsun caným oðlum benim. Yine Makedonya’da yaptýðým ve onun adýný verdiðim bir resim. Ben Makedonya’dayken Ýzmir’ de zehirlenmiþ ve hastaneye kaldýrýlmýþ. Onun yanýnda olmam gereken ama olamadýðým bir zaman dilimine karþýlýk gelen bir resim bu. Çok yoðun, çok duygusal. Ana yüreði, ana diliyle yapýlmýþ bir çalýþma. Tamamen anne içgüdüsü. Baþka söze gerek var mý? Zaten renkler de anlatýyor bunu.

SDK – Bu sergide, ikinci bir resim serisi daha var. Neden “Oyun Serisi” ve bu tablolar nasýl ortaya çýktý?
Nurhilal Harsa – “Oyun Serisi” iki tablodan oluþuyor. Birinci tabloda , “oyunun kurallarýný biliyorum” diyorum. Ýkinci tabloda ise “ama oynamýyorum” diye tavrýmý koyuyorum.
Bu aþamada, bu iki resim için söylenecek fazlaca bir söz yok. Hissettiklerimi renklere döktüm. Gündelik hayatta herkes bir þekilde bu oyunu onuyor. Bazen kendilerine biçilen rolleri oynuyorlar. Bazen de üzerlerinde taþýdýklarý kostümlerin onlara yükledikleri kurallarý uygulamak zorunda kalýyorlar. Hayat bir þekilde, siz istemeseniz de kuralarýný bir þekilde size öðretiyor. Ben de kýyýsýndan köþesinden öðrendim bu kurallarý oynamayý ret ediyorum. Kýsaca bu oyunu “oynamak istemiyorum”. Oynamayý “ret ettiðimi” hissettiðim anda, ikinci tablo ortaya çýktý.

SDK – Tablolar çok hareketli. Sürekli bir “devinim” söz konusu. Öte yandan, zaten “Devinim” adýný taþýyan bir tablonuz da var. Devinim olgusu sanki bütün tablolarýn ruhuna sinmiþ, resimlerin ortak paydasý gibi duruyor. Bu konuda neler söylenebilir?
Nurhilal Harsa – “Devinim”, adýný yüreðimden “devinim” diye geçirdiðim ama bir türlü adýný koyamadýðým bir çalýþmaydý. Resme baktýðýnýz zaman, gökyüzünde týpký hayatýmda olmasýný istediðim bir deðiþimi görüyorsunuz. Öte yandan resmin altýnda yer alan yeryüzünde bir duraðanlýk hakim. Ayaklarýmýn her zaman yere basmasý gibi. Böyle olmasýný ne kadar isteyip, ne kadar istemediðimi asla bilemediðim bir durum. Sonuç olarak, resmi face book’a ekledim. Çok yakýn bir arkadaþým bana bunun adý “devinim” olsun dedi. Ýþte, o an anladým. Aslýnda istediðim duyguyu vermiþim. Sonuçta resmin adý “Devinim” oldu.

SDK - Tek tek tablolarýn hikayelerine bakarsak, resimler bize neler anlatýr?
Nurhilal Harsa -Sonra, “Kuðunun Dansý” var. Bahar yaklaþýrken geçen yýl yaptýðým bir çalýþma. Kendimi çok özgür hissettiðim, ve ruhumun uç, uç olduðu bir ruh halinde yapýldý. “Ruhuma Dokundun” ise çok sýkýldýðým bir iki günün ardýndan ortaya çýktý. Ruhumun acýdýðý, bir günün ardýndan. “Sensiz”, bu resme ne denir ben de bilmiyorum. Yüreðimde hissettiðim koca bir boþluk vardý bunu yaparken. Kocaman bir balon düþün. Ýçi hava dolu ama bomboþ. Bazen hayatýn ta kendisi. Hiçlik içinde kaybolmak gibi. Kalabalýklarda yalnýz olmak gibi. Þiþirilmiþ balonlar gibi salýnan hayatlar. Ýçini görebilmek bir sivri iðneye bakar. Bazen hiçlik iyidir. Yeniden tüme varmak için. Belki de olmak istediðim yer. Kim bilir?

SDK – Kadýn ve özgürlük temalarýnýn en yoðun hissedildiði tablolar hangileri dersek? Nurhilal Harsa - Buna en çarpýcý örnek “Rüzgarýn Ruhu” isimli çalýþma olur. Çok çabuk çýkmýþ, anlýk, özgür ruh hali ile yapýlmýþ bir resimdir. Duygusallýðýn en yoðun hissedildiði resim ise “Sen Aðlama” isimli tablo. Bu resmi yeni yaptým. “Ruhuma Dokundun” resminin ardýndan, çok sýkýlmýþtým ya, kendime “sen aðlama, hep gül” demek istedim. “Orman Perisi”ne gelince, bu resmi yaparken hissettiðim duygu tamamýyla özgürlüktü. Bir anlýk nefes almak gibi taa derinlerden çýkan ve insaný sonsuza kadar özgür býrakan taze hava kadar keskindi. Özgür ve bir o kadar da yalýn. “Ay Iþýðýnýn Altýnda”, söyleyecek sözü kýsa ve öz olarak anlatan bir resim. Hayatýn anlamý. O kadar. Çok yalýn, çok basit. Sadece bir çift var ay ýþýðýnýn altýnda seviþen. Bir de renkler. Yalýn olduðu kadar sade. Baþka ne denir? Bence hayatýn anlamý bu.

SDK – Sergide yer alan tablolar mesaj vermek ister gibi çok çarpýcý isimlerle adlandýrýlmýþlar. Bunlardan biri de “Sözün Bittiði Yer”. Peki, neden “Sözün Bittiði” yer? Nurhilal Harsa - Sözünü ettiðiniz tabloya, “Sözün Bittiði Yer”’ismini verdim. Çünkü kadýn ve sözün bittiði yer demek istedim bu resimde. Yani, kadýnýn özüne, doðaya, doðurganlýða bir övgü bu. Kýsacasý, “her þeyin sahibi aslýnda kadýndýr, artýk fazla söze gerek yok” demek istedim.

Ýþ, “Sözün Bittiði Yer”’e gelince çok fazla söz söylenmez artýk. Ama yine de biz renkler içinde “kutsanmýþ” bu kadýnlar için bir son söz söyleyelim istedik.

Ebruli Hanýmlarýn rüzgarýna kapýlanlar artýk iflah olmayacaklar. Zaten ebruli rüzgarlarda iflah olmayalým. Yeter ki üzerimize nur gibi yaðsýnlar.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
27 Temmuz 2010
Ellerinize saðlýk. Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.