Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
"Rahmetli kahveci Babam’ýn anýsýna" Aybastý’da 1940 ‘lý yýllarda kýraathane ya da çayhane olarak da adlandýrýlan beþ altý kahvehane vardýr. Kahvehanelere sadece çay ve kahve içilmek için gidilmezdi. Buralar ayný zamanda sivil inisiyatiflerin oluþtuðu, kamusal yaþamýn çekim merkezleriydi. Artýk eski aðalar, beyler / konaklar yavaþ yavaþ etkinliðini kaybetmekte, yerini kahvelere býrakmaktaydý. Bir anlamda, yörede oturanlarýn tamamýný temsil eden, bölgesel yönetim merkezleri sayýlabilirdi. Kahveler bir nevi erkeklerden oluþan halk meclisleriydi. Kadýnlarýn kahvehanelere gitmeleri pek hoþ karþýlanmaz, gidenler olursa da bir baþkaldýrý olarak deðerlendirilirdi. Her gün onlarca köylü; bir kahvehanede oturur, konuþur, vakit geçirir, fýkra anlatýr, iþ görüþmeleri yapar, siyaset ve dedikodu yapar, kaðýt oynar, sesli okunan bir gazeteyi dinler. Kahvehanelerde sýra dýþý bir kalabalýk oluþurdu, bu topluluðu gören kimi Aybastýlý da “millet kaðýt oynuyor” der geçer giderdi. Burada millet sözcüðü; cemaat, halk, insanlar ya da ulus anlamýnda kullanýlýrdý. Kahvehanelerde genellikle akrabalar, komþular, arkadaþlar ve ortaklar yan yana oturur. Bir masa etrafýnda oturanlar birbirlerine selamlaþýrlar, sonra birbirlerine sýradan sorular sorarlar. Masalar arasýnda zaman zaman karþýlýklý konuþmalar olur. Kahvehaneye gelen yabancýya “nerelisin, baban kim, kimlerden oluyorsun “ gibi sorular sorularak keþfedilmeye çalýþýlýrdý. Kahvehanelerde hiç konuþmayan bir iki bardak çay içip sadece dinlemekle yetinen kiþilere de rastlanýrdý. Namaz vakti gelip, ezan okununca kahvede oturanlar kalkarlar abdest alýr namaz kýlmak için camiye giderlerdi. Bazý kahvehanelerin de pencereli bir bölmeyle ayrýlan, bir iki masalýk odalarý olurdu, oraya seçkin kiþiler ve misafirler veya özel bir meselesi olanlar konuþmak veya bir meselenin halli için otururlardý. Oraya davet edilmeden kimse girmezdi. Ayrýca bu odalar kýþýn daha rahat ýsýtýlýrdý. Kahveler geleneksel samimiyet ve duygusal baðlarý kuvvetlendiren mekanlardý ayný zamanda. Kahvehanelerin dýþýnda Aybastý da þehir kulübü de bulunmaktaydý.. Buranýn müþterileri çoðunlukla Aybastýlý olmayan; nahiye müdürü, savcý, hakim, karakol kumandaný, mal müdürü, doktor, gibi eðitimli ve statü sahibi devlet görevlileriydi.. Aðalar, beyler, muhtar ve köylerin ve kasabanýn ileri gelenleri de buralarýn müdavimleri arasýndaydý. Burada köylülerin pek oynamadýðý; domino taþý, tavla, iskambil gibi kaðýt gibi oyunlar oynanýrdý. Bunlar Aybastý’yý yöneten ve söz sahibi insanlardý. Hükümet Konaðýnda konuþulanlar, olup bitenler kulüpte tekrar konuþulur, tartýþýlýr, bir þekilde yönetim saydamlaþýrdý. Aybastý’da kahvesi olanlarýn bir kýsmýnýn Perþembe yaylasýnda da “han – kahve”leri vardý. Tokat ve diðer yakýn ilçelerden, atlarýyla gelen insanlar, atlarýný kahvelerin altýndaki ahýra baðlarlar. Orta katta yemeklerini yer, çaylarýný içer üst katta yatarlardý. Birkaç gün kalýr köylerine dönerlerdi. Kahvehanelerin tavana yakýn üst bir bölümüne Kemal Atatürk, Ýsmet Ýnönü, Fevzi Çakmak, Cemal Gürsel, Mithat Paþa gibi liderlerin büyük boy resimleri de bulunurdu. Uygun bir yere Bayrak ve Türkiye haritasý da asýlýrdý. Her kahvehanede þapka asmak için askýlýklar bulunurdu. Kahvede ufak tefek tartýþmalar çýksa, kahvede oturan eþraf tarafýndan engellenirdi. Günümüzde artýk kahvehanelerde ilçenin ileri gelenlerini ve yaþlýlarýnýn eli öpülüp yer gösterilmiyor. Kahvehaneler de neredeyse kahve içilmiyor, küçük cam bardaklarýn içinde sigara dumanlarý arasýnda çay içiliyor. Gelen yabancýlar yaþlýlarýn dýþýnda pek merak edilmiyor. Kahvelerde argolu, küfürlü konuþmalar sigara dumaný ve uðultu’nun içinde duvarlarda yankýlanýyor. Ýþte bu kýraathanecilerden birisi rahmetli babamdý. Cami yanýnda köprünün üstünde, 20 yýldan fazla bu iþini sürdürmüþtür. Yaz’larý da Perþembe yaylanda Reþadiye yolu baþlangýcýnda bir han’ vardý. Tokat’ýn ilçelerinde atlarýyla gelen o zaman ki yerli turistler orada konaklarlardý. Aybastý’da oturan eþrafýn geldiði bir” kültür ve haberleþme mekaný” olan kahvesinde okumuþ yazmýþlara heveslenen babam çocuklarýný okutmak ister. O yýllarda okumak isteyen gençler; Fatsa, Gölköy gibi yakýn ilçelere gönderilir.. Maddi durumu hiç de iyi olmayan aileleri bu durum oldukça olumsuz etkiler. Bugün ne mutlu ki, Aybastý’da býrakalým liseyi meslek okullarý da mevcuttur, dileðimiz yakýnlarda bir yüksek okulun da açýlmasýdýr. O yýllarda sadece bir ilkokulu olan doðup büyüdüðü Aybastý’dan ayrýlmak zorunda kalýr. 1960’larýn ortalarýnda Bafra’ya yerleþir ve bütün çocuklarýný okutur. Ancak Aybastý sevgisi bir kor olur, yaþamý boyunca yüreðini yakar. Bu sevda öyle bir sevdadýr ki genlerle yeni kuþaklara aktarýlýr, ancak ölümlerle yok olur. Kemal DÜZ
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |