Tanrý insaný yarattý, insan da sanat yapýtýný. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Atatürk Bulvarý, Ýnönü Caddesi, Mareþal Fevzi Çakmak Caddesi, Kazým Karabekir Caddesi, Ziya Gökalp Caddesi, Kanatlý Caddesi, Þehit Pamir Caddesi ve daha pek çok devlet büyüklerinin ve askerlerinin ismi Ýskenderun'da bulunan caddelere verilmiþ. Benzeri cadde adlarý, pek çok þehirde karþýmýza çýkarlar, ancak Ýskenderun kadar deðil. Bunun nedeni þudur: Fransýzlar, Hatay'da her caddeye kendi devlet büyüklerinin adlarýný vermiþler. Hatay, Anavatan'a katýlýnca, o zamanki yöneticiler, Fransýzlarýn vermiþ olduklarý adlarý kaldýrýp, yerine yukarda belirttiðimiz Türk büyüklerinin ve askerlerinin isimlerini vermiþler. Ýskenderun caddeleri insaný çok etkiler. Bu caddeler pek çok yazar da etkilemiþtir. Ve eserlerinde buralara yer vermiþlerdir. Mekanlardan çok caddeler, sokaklar romanlara, öykülere konu olmuþtur. Çünkü Hatay'da hayat caddedir, sokaktadýr. Özellikle iskenderun'da çok hareketli meydanlar yoktur. Bu nedenle caddeler sokaklar çok önem kazanýr. Ýnsanlar evden çok sokaklarda zaman geçirirler. Hele yaz mevsiminde akþamlarý sandalyesini alan sokaklarda oturur, dertleþir muhabbet eder. Ýskenderun Caddeleri, Yazar, Bekir Sýtký Kunt'un,Varlýk Yayýnlarý'ndan 1948 yýlýnda çýkan, “Yataklý Vagon Yolcusu” kitabýnda yer alan, “Yarýk Kaya” isimli öyküsünde þöyle anlatýlýr: “Rýhtýmda hayat kaynaþýyor. Caddenin lif bedenli ve yeþil dallý tombul palmiyelerinin altýna kareli keten örtülü masalar konulmuþ ve hasýr iskemleler dizilmiþ... Gazinoda radyo çalýyor, havaya þen sesler daðýlýyor. Gelen giden, oturan ve dolaþanlar var...” Yalnýz kýyý gazinolarýnýn ve rýhtým caddesinin elektrikleri ne kadar daha parlak ne kadar daha canlý... Uzaktan, telgraf tellerine konmuþ ýþýktan kuþlar gibi, sanki oynaþýp duruyorlar.”, “Yarýkkaya yine esrarlý sessizliðiyle doðuyu kapatýyor. Rýhtým caddesinde, balýðý elbette seven lakayt insanlar geziniyor. Pek az kimseler, bir aþaðý bir yukarý, telaþlý adýmlarla dolaþan, kocaman þalvarlý, yün kuþaklý balýkçýlar kahyasýndan haber soruyor.” “Soðukoluk Yosmasý” isimli kitabýnda Ýsmail Varol, Ýskenderun sokaklarýný, mekanlarýný adým adým dolaþýr tanýtýr. Olaylar daha sokaklarda geçer. Bu roman 1976'da Ýstanbul'da yayýnlanmýþ. Yazarý hakkýnda hiç bir bilgiye ulaþamadýk. Kitabý okuduðumuzda, Ýsmail Varol'un iyi bir romancý ve yöreyi bilen bir yazar olduðu anlaþýlýyor. Ýstanbul'da bir sahafta karþýmýza çýkan kitap, bir dönem romaný. Bu kitap Ýskenderun sokaklarýný ayrýntýlý bir biçimde anlatýr: “ Sokakta meraklýlar toplanmýþtý. Üstü baþý kir pas içindeki hamallardan, þýmarýk, zengin çocuklarýna kadar, her sýnýftan meraklýlar... Her köþeden, her sokaktan, bir bir, on on, hatta yüzlercesi çýkýveriyordu.” “Baç meydanýndan, Þehit Pamir Caddesine döndü araba. Ýki tarafý büyükçe vitrinlerle süslü, kalabalýk çarþýya gelince indiler. Halil'in koluna girdi Leyla. Birlikte yürüdüler. Onlar geçerken tüm bakýþlar üzerlerine çevriliyordu. Genç, ihtiyar, hemen herkes: “Ýþte Soðukoluk Yosmasý bu” diye mýrýldanýyordu.” Alýþ veriþ yapmak için girdikleri birkaç dükkanýn önünde kalabalýk meraklýlar toplanmýþtý. Nereye gitseler, bu topluluk onlarý takip edecekti. Kurtulamayacaklardý bundan.” Çok yeni bir kitap: “Sevgi Çemberi - Yaþanmýþ Öyküler” isimli kitabý Halis Açacak'ýn yapýtý. Kitap 2014 yýlýnda Ýskemderun'da Görüntü Gazetesi'nde basýlmýþ. Yazar kitabýnda yaþadýklarýný akýcý ve sade bir dille anlatmýþ. Uzun yýllar Ýskenderun'da yaþayan yazar, þimdilerde Bodrum'da yaþýyor. Kitabýndaki öykülerden birinin adý; “Cadde” þöyle baþlýyor: ” Güney'in bu güzel kýyý kentini, ne denli çok seviyorsa; kentin bu caddesini, o denli sevmiyordu. Yýllar oldu bu caddeden geçmeyeli. Zorunlu da olsa, yolunu deðiþtirip, gideceði yere baþka caddelerden gitmeyi alýþkanlýk haline getirmiþti. Ama bu kez nasýl olduysa anlayamadý; caddenin içinde buldu kendini. Ýki yana sýralanmýþ arabalardan, arabasýný park edecek yer bulamayýnca, tek yönün zorunlu iþareti ile sürükleniverdi. Caddenin baþýna yakýn bir yerde bir yerde bulduðu park yerine, daha arabasýný park eder etmez de korktuðu baþýna geldi. Acýlý günlerin film þeridi gibi gözünün önünden geçeceðini düþündüðü an, kalbi sýkýþtý. Zayýf kalbi geçmiþini yeniden yaþamasýna izin vermedi. Dayanamýyordu. Caddenin en baþýndaki, “O” görüntüleme merkezinin önündeydi. Caddenin sonundaki Devlet Hastanesine doðru baktýðýnda hatýrý sayýlýr bir mesafe vardý.” Yazar, 'Gömütlükteki Demokrasi' öyküsünde, sokaklarýn resmini çizmiþ:” Uzun yýllar ikamet ettiði, sonradan terk etmek zorunda kaldýðý, Ülkenin güneyindeki bu güzel kente oldum olasý hayrandý.” Öykülerden biri de; “ Bulaþýcý Hastalýklar Servisi” burada caddeler ayrýntýlý bir þekilde anlatýlýyor: “ Eðlence sektöründe çalýþan kadýnlar için kentin en büyük otellerinden birini ayýrmýþlardý. Çalýþan tüm kadýnlar orada kalýyordu. Akþam olduðunda her iþyeri, badi-gard yapýlý adamýný otele gönderip, kendilerinde çalýþan kadýnlarý alýp iþyeriðne getirtiyordu.” Akþam üstü Mareþal Çakmak Caddesi, kentin en eðlenceli yeri oluyordu. Eðlence yerlerinin çoðu bu caddede idi. Gruplar halinde saçlarý yapýlmýþ, makyajlý, güzeller güzeli, çýtýr kýzlar saða sola gülücükler atarak, reklam yaparcasýna salýna salýna geçerlerdi. Mehmet Eroðlu'nun “Geç Kalmýþ Ölü” romaný, Issýzlýðýn Ortasý romanýnýn devamýdýr. Romanýn kahramaný, Ýskenderun gibi büyülü bir þehirde geçmiþini hatýrlýyor ve intiharý düþünüyor. Ýskenderun sokaklarýnda, caddelerinde gece gündüz dolaþýp duruyor:” Araba durunca aþaðýya indim. Gece burada serin ve sessizdi. Gökyüzü sanki ufalmýþ ve milyarlarca küçük parçaya bölünmüþtü. Birden evrenin dehþetini, gecenin sonsuzluðuna gizlenen ürpertiyi hissettim. Sanki bütün gezegeni çiðneyip yutan kapkara bir korunun sýnýrýnda duruyor, gökyüzünün altýnda eziliyordum. Her þey! Ya kendimi anlamsýz bir nesne, sýradan, çaresiz biri olarak hissettiðim o duygu: Ölüm!..” Yazar, Ýskenderun'un da geçen bölümlerde, pek çok konuyu ele almýþ. “Yaklaþýk altý ya da yedi ay bu þehirde, Soðukoluk'ta bir evde kaldýðýný, sýk sýk pavyonundan kadýnlarla birlikte olduðunu, aklýma gelen her þeyi art arda sýraladým. Anca birkaç dakika sonra saðýr bir duvara karþý konuþuyormuþum gibi umutsuzluk içindeydim.” Yazar, Arsuz'u da anlatýyor. Ancak buralarýn pek farkýnda deðil. Mücadelesi kendisiyle: “ Ertesi gün sabahýn ilk saatlerinde, zamaný ve kiþleri belli olmayan bir buluþmanýn içinde bir aþaðý bir yukarý dolaþýyordum. Paç Meydaný! Sorduðum ihtiyar eliyle geniþ bir hat çizip, “ iþte burasý” demiþti. Ýþte burasý dediði, ortasýnda üç dört yolun kesiþtiði ve bir meydandan çok, büyük bir kavþaðý andýran, en azýndan elli metre uzayýp giden geniþ bir bulvardý. Þehri ikiye bölüp sahile dik inan cadde ile Adana'dan gelip Antakya'ya geçen ve þehrin kara sýnýrýný çizen karayolu da ayný meydanda kenetleniyordu.” Üç yazar da sözleþmiþcesine çok farklý olsa, benzer olaylarý ve yerleri öyküleþtirmiþler. Sosyal olaylar ve yerler insan hayatýnda çok önemli ve derin izler býrakýyor ve bunlar ayný benzer duygular yaratýyor. Antakyalý þair Mahmut Kuru'nun Varlýk Yayýnlarý'ndan, 1957 yýlýnda çýkan þiir kitabý,” Taþlý Tarla” isimli kitabýndan, “Üþüyorum” bir bölümünü aþaðýya alýyor ve bu çok sevdiðim kadim kent Antakya'ya selamlarýmý sunuyorum: Antakyaya yaðmur yaðýyor sicim sicim Ben üþüyorum Aðaçlar üþüyor, kuþlar üþüyor, caddeler Ayakkabým kýravatým þapkam üþüyorumsokaklar saçaklar evler Hep birlik üþüyoruz. Yanaklarý Elma kýrmýzýlýðýnda çocuk üþüyorumelleri bacaklarýnýn yanýnda üþüyorum Karþý evin damýnda bir serçe Ben üþüyorum serçe üþüyorum Antakya'ya yaðmur yaðýyor sicim sicim Bir it üþüyor kaldýrýmda duvarýn dibinde Tüyleri ýslak diken diken yapýiþ yapýþ Tüyleri üþüyor itin duvar üþüyorum sicim sicim yaðmur yaðýyor Antakyaya Ben üþüyorum. ..... Caddeye karþýmýza camlarý buðulanmýþ lokantalarýn Dýþtan dýþa üþüyor camlar Elmalar portakallar muzlar üþüyorumantakyaya yaðmur yaðýyor sicim sicim Üstüne üstüne vuruyor þemsiyemin Ben üþüyorum
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |