Bir kamyon kasasýnýn arkasýndan okuduðumuz bu cümle ne kadar sade ve ne kadar derunî anlam ihtiva etmektedir diye düþünmekteyiz.
Cümleyi “Hak eden sevilir.” Sadeliðinde ve formatýnda okuyunca “Daðlar yüksektir, trenler raylar üzerinde yol alýr.” cümleleri kadar gerçek ve sýradan anlamlar çýkarmak mümkündür.
Ancak, acaba bu cümle gerçekten bu kadar sade ve basit midir?
Eðer cevap evet ise cümleyi basitleþtiren etken kamyon kasasý mýdýr?
Yoksa dünya temaþasýndaki yalýn bir yansýma mýdýr?
Yoksa buz daðýnýn görünen yüzü, her zaman buz daðýný en iyi temsil eden yüzü müdür?
***
Ýnsanoðlu, yaþam içinde gönlünü bir hoþ eden, gönlünün meylini kendisine aksettiren çeþitli maddi ve manevi olgularla karþýlaþmaktadýr. Onun bu karþýlaþmasý sadece var olan kalbin egemenliðinden kaynaklanan bir durum olmamaktadýr. Zira gönlünün meyline bir vesile vardýr. Bu vesile ona ulaþtýðýnda kalbindeki hisleri harekete geçirmektedir. Bunu ister estetik bir otomobil, ister bir insan (karþý cins ya da manen tesiri altýnda kaldýðý bir ilim ehli âlim), isterse de ona kalbini yaratan ve basit bir et parçasýna en ulvi ruhlarý yükleyen Yüce Rab olarak düþünün.
Ýþte bu meyillerdir ki hak edilmektedir, bu sebepten sevilmektedir.
***
Kim bilir bu yazýnýn yer aldýðý kamyon sahibi bu yazýyý “Miras deðil, alýn teri” babýndan yazdýrmýþtýr. Ya da cümlenin yalýn anlamýnýn sonucuna sirayet etsin diye yazdýrmýþtýr. Bu sebeplerden yazdýrdý ise yine de helal olsun kendisine. Çünkü yazdýrdýðý cümle övülmeye deðer niteliktedir.
Ancak, bir filoz, bir mütefekkir edasýyla, daðýn yamacýndan ziyade, daðýn içindeki cevheri kalp gözüyle görüp yazdýrdý ise ve bu minvalde bir yaþamda ise “helal olsun” tepkisi hafif kalýr. “Allah gönlünü kendisine meyleden kulunu sevsin ve bu meyili daim kýlsýn” demek daha doðru bir tepki olur kanýsýný taþýmaktayýz.
HAK EDEN SEVÝLÝR
Kimler sevilir?
Tabiî ki sevilmeye layýk olanlar sevilir.
Peki, kimdir bu sevilmeye layýk olanlar?
Bizi yoktan var eden, varlýðýndan haberdar eden, türlü türlü nimetleri biz aciz kullarýna tevdi eden, merhameti geniþ, cömertliði pek, adaleti katî, her yarattýðý mükemmel olan ve her yarattýðýnda türlü beceriler halk eden, kendi namýna istekte bulunmayýp yarattýklarýnýn refahý için yarattýklarýna üzerinden kalkabileceði görevler yükleyen þaný yüce ALLAH (c.c.) sevilir.
Sonra;
Varlýðýmýzý varlýðýna sebep kýlýndýðýmýz Server-i Âlem, Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) sevilir. Zira “Sen olmasaydýn âlemleri yaratmazdým.” hükmü övgülerin kifayetsiz kaldýðý ama salât ve selamlarýn, O’na olan sevginin, muhabbetin göstergesi olacaðý, yine bütün eza ve cefalara raðmen beddua yerine rahmet okuyan, “Cennete gir” denildiðinde “Ümmetimi almadan girmem” diyen Efendimiz “hak ediyor” sevilir.
Efendimizin: “Ashabým yýldýzlar gibidir; hangisine tutunsanýz felaha erersiniz.” cümlesinde övdüðü, sevdiði, iyi ve kötü günde kendisine dost olan, her þeylerini hiçbir maddi menfaat belemeden ve hiç çekinmeden O’nunla paylaþan ashâb-ý kirâm efendilerimiz “hak ediyor” sevilir.
Efendimizin varisleri (âlimler) “hak ediyor” sevilir.
Anne baba “hak ediyor” sevilir.
Müminler “hak ediyor” sevilir.
Ýnsanlýðýn hayrýna hizmette bulunan mümin vasýflý mucitler, ehli ilim, ehli adl… “hak ediyor” sevilir.
Kays’ý Mecnun’laþtýran Leylalar da, helâl dairesince “hak ediyor” sevilir.
Hepsinin farklý gerekçeleri (yaþamlarý, eserleri, dünyayý algýlayýþlarý, dünyaya-insanlýða katkýlarý vs.) olmakla birlikte aþaðýdaki müstesna isimler de “hak ediyorlar” sevilirler.
Ebu Bekirler, Ömerler, Osmanlar, Aliler (r. anhum) “hak ediyor” sevilir.
Yunuslar, Mevlanalar, Hacý Bektaþi Veliler “hak ediyor” sevilir.
Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler “hak ediyor” sevilir.
Fuzuli, Muhubbî, Mehmet Akif, Necip Fazýl, Sezai Karakoç “hak ediyor” sevilir.
Dünyanýn süsü çocuklar masumdurlar “hak ediyorlar” sevilir.
Sevginin sýrlarýna erenler “hak ediyor” sevilir.
Kamyon kasasýndaki yazýyý bu minvalde düþününce ne güzel bir söz:
“HAK EDEN SEVÝLÝR”
Selam ve muhabbetle.