..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




11 Temmuz 2006
Keþanlý Ali Destaný"ndan Antigone"ye  
‘Ne gelir elimizden insan olmaktan baþka’’

Seval Deniz Karahaliloðlu


Bana sorarsanýz, Antigone ilk bakýþtan beri, ezelden beri, bebek Odipus çobana teslim edildiðinden beri, bir yol hikayesidir. Seslerin ve sessizliklerin, ýþýklarýn ve gölgelerin, yaþayanlarýn ve ölülerin, yerin altýnýn ve üstünün, kozmosun ve kaosun karþýlýklý iki yanýna dizilip, birbirini süzdüðü bir yol hikayesi...Yolun iki yanýnda, bir film þeridi gibi akýp geçen dünyalar 2500 yýl öncesine göre daha mý temiz, daha mý kirli? Ölümün gölgesi koyulaþtý mý, koyulaþmadý mý? Yaþlý tanrýlarýn sunaklarýna genç kan damlýyor mu hala hiç durmadan? Benim cevaplarým önemli deðil. Önemli olan, Antigone koþuyor. Ardýnda ölüleri. Önünde belirsiz bir ufuk. Ayaklarý kan ve çamur içinde. Koþuyor Antigone. Çünkü þairin dediði gibi: ‘Ne gelir elimizden insan olmaktan baþka’’


:CJAI:
Keþanlý Ali Destaný’ndan Antigone’ye

Seval Deniz Karahaliloðlu

Bu yýl 20. yaþýný kutlayan Uluslararasý Ýzmir Festivali’nde bir ilke daha imza atýlýyor. Ve ilk defa bu yýl, festivalde iki tiyatro gösterisi birden yer alýyor. Ýzmir Devlet Tiyatrosu oyuncularýnýn sahneye koyduðu Haldun Taner’in Keþanlý Ali Destaný ve Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularýnýn sahneye koyduklarý Antigone oyunu festival izleyicisiyle buluþuyor. Daha doðrusu Keþanlý Ali Destaný, Ýzmir Fuar Açýk Hava Tiyatrosu’nda sahnelendi bile.
Ýkinci oyun ise 20 Temmuz Perþembe günü, Efes Antik Tiyatro’da sahnelenecek olan Antigone. Antik çaðýn en önemli yazarlarýndan Sophokles’in yazdýðý ve Ankara Devlet Tiyatrosu yönetmenlerinden Ayþe Emel Mesci’nin sahneye koyduðu, yönettiði ve dramaturgluðunu üstlendiði Antigone, klasik trajedinin en güzel örneði olarak biliniyor.

Yönetmenliðini Bülent Arýn’ýn yaptýðý Keþanlý Ali Destaný, köyden kente göç olgusunun bütün hýzýyla devam ettiði 50’li yýllarýn Türkiye’sinden bir kesit alýr, o dönemlerde büyük kentlerden birinin varoþunu, Sineklidað’ý ve burada yaþayan insanlarýn hayat öykülerini konu eder. Sineklidað sýradan bir gecekondu mahallesi deðildir. Anadolu’nun dört bir yanýndan gelen insanlarýn buluþtuðu yapýsýyla neredeyse küçük bir Türkiye portresi çizer. Bu tabloda, iktidar toplum, kiþisel çýkarlar yönetim, sosyal haklarla kültürel yapýlanma arasýndaki iliþkileri koyu bir mizah duygusuyla verirken eserin yazýlmasý ve oynanmasýndan bu yana geçen son 40 yýlda aslýnda Türkiye’de çok þeyin deðiþmediðini gösterir.

Keþanlý Ali Destaný’ný sahneye koyan yönetmen Bülent Arýn oyunu yazýldýðý dönem itibariyle ele alýrken, oyunun Türk Tiyatrosundaki önemine de deðiniyor. ‘Keþanlý Ali Destaný, geleneksel Tiyatro öðelerinin, 1950’li yýllarda batýda temellenen modern tiyatro anlayýþýyla ustaca buluþtuðu, buluþturulduðu özgün bir yapýttýr. Oyun Cumhuriyetimizin 40. yýlýna bir armaðandýr ve 1923’te ilan edilen Cumhuriyetin, oyunun yazýldýðý 1963 yýlýndan geriye doðru sosyal politik bir perspektifle gözden geçirilmesidir. Türkiye’nin toplumsal, tarihsel ve politik çizgisinin; deðiþme, kýrýlma ve direnme noktalarýnýn eðlendirici olduðu kadar eleþtirici, taþlayýcý, iðneleyici ve öðretici bir sentezidir’. Ýlk sahneleniþinden bu yana 40 yýldan fazla bir zaman geçmesine raðmen oyun neden güncelliðini korumaya devam ediyor sorusunu Bülent Arýn, oyunun kýsa bir özetini vererek yanýtlýyor. ‘Toplumlarýn kahramanlara ya da kurtarýcýlara gereksinimin hangi koþullandýrmalarla var olduðuna iliþkin eleþtirel yaklaþýmýyla; Kan davalarýyla sulanan ve çocukluk aþklarýný boðan cinayetlerle; Çeteleþmelerin ve çýkar gruplarýnýn toplumsal yapýda açtýðý yaralarla; Ve bu yaralardan akan kanla beslenen politikacý tiplemesiyle ve siyaset anlayýþýyla; Yanlýþ kentleþme politikalarý sonucu artýk ne köylü kalabilmiþ ne de kentli olabilmiþ ‘Sineklidað’ halkýnýn gecekondu ortamýndaki yaþamlarýyla, ‘Keþanlý Ali Destaný’ Türk Tiyatrosu’nun kilometre taþý olduðu kadar, evrensel deðerler açýsýndan da dünya tiyatrosunda özgün bir yapýt olarak yerini almýþtýr.’

Oyun hakkýnda Prof Dr. Hülya Nutku þöyle diyor. ‘Ýlk kez 1964 yýlýnýn Mart ayýnda oynanan Keþanlý Ali Destaný geleneksel Türk Tiyatrosu’nun estetiði ve Brecht’in epik tiyatrosunun niteliklerini taþýmasý bakýmýndan dikkat çeker. Oynandýðý yýldan itibaren yabancý dillere çevrilmiþ, yedi ülke ve on bir kentte dört yüz kez oynanmýþ ve yabancý basýnda da büyük ilgi görmüþtür. Oyunda, bireyin kendi seçtiði rolle, çevresinin ona yüklediði rol arasýndaki ikilemi yaþayan Ali yoluyla birey-toplum iliþkisinin saðlýksýz yanlarý iþlenir. Ali bir karþý kahramandýr ve onun yoluyla bireyin ya da toplumun beklentilerinin karþýsýnda yaþanan gerçeðin acýmasýzlýðý yoluyla buruk bir komedi atmosferi yaratýlýr.’ Oyunun evrensel bir dil yakalamasýnýn sýrrýný Prof. Dr. Hülya Nutku þöyle açýklýyor. ‘Oyunda; güncel politik yergi, toplumsal taþlama, ince alay, söz ve durum komiði, hüzün veren final, anti kahramandan kahramana geçiþ, gecekondulaþma süreci, ekonomik açmazlar, kültürel uçurumlar, ezen ve ezilenin yaný sýra, saflýðýn zorbalýkla ve kurnazlýkla sömürüye dönüþmesi kýsacasý düzenin eleþtirisi yapýlýr. Oyunun bugün için anlamlý oluþu, ulusal tiyatromuzda bir dönüm noktasý olduðu kadar oyunsu yapýsý ve masal üreten tekniði ile evrensel oluþudur. Haldun Taner seyirciyi eðlendiren bir o kadar da düþündüren özelliði ve açýk biçimi kullanmadaki ustalýðý ile seyircisini kavrayan bir yazardýr.’

Oyunun dramaturgu Haluk Iþýk, Keþanlý Ali Destaný’nýn neden Türk Tiyatrosu için bir kilometre taþý olduðunu oyun yazarlýðý açýsýndan þöyle deðerlendiriyor. ‘Ankara – Altýndað’da yaþanmýþ bir olaydan yola çýkýlarak yazýlan oyun, Türk Tiyatrosu adýna, geleneklerden kaynak olarak yararlanma, onlarý çaðdaþ bir anlayýþla yorumlama ve biçimlendirme anlamýnda önemli bir adýmdýr. Oyunda, Halk Tiyatrosunun göstermeci özelliklerinden yararlanýlarak, bize özgü çarpýcý bir sorunu ortaya koymaktadýr. Otoriteye Baðýmlýlýk. Sineklidað adýnda bir gecekondu atmosferinde kendilerine bir kahraman miti yaratmak isteyen insanlar, bu baðýmlýlýðýn bir kanýtýdýr. Bu ana tema içindeki yan temalar; aþk, varsýl-yoksul kýyaslamasý, kolay para kazanmak için yapýlanlar, bürokrasi, politika rüþvet ve þiddettir. Bütün bunlarýn toplamý, çarpýk bir toplumsal yapýdan baþka bir þey deðildir.’

Haluk Iþýk oyunun dramaturgu olarak, oyunun teknik çözümlemesini yaparken seyirciyi kavrayan büyülü atmosferin püf noktalarýna da iþaret ediyor. ‘Oyundaki þarkýlar, kiþilerin kendilerini tanýtmasý ve olaylar üstüne görüþ bildirmeleri amacýyla kullanýlmaktadýr Kurmaca ve giderek karikatürize edilmiþ oyun kiþileri, Orta Oyunu türünü anýmsatmaktadýr. Dil kývrak, güncel ve ele alýnan toplumsal yapýnýn argo kullanýmýndan yararlanýlarak oluþturulmuþtur. Halk Tiyatrosu’nun özellikleri, çaðdaþ tiyatroyu belirleyen birçok yabancýlaþtýrma efektiyle buluþturulmuþtur. Bu özellikler, koro kullanýmý ve oyunun kurulduðunu anýmsatan konuþma bölümleri ve bunlara uygun dekor öngörüsüyle desteklenmektedir.’

Bugünü doðru kavrayabilmek için geçmiþe bakýlmasý gerektiðine dikkat çeken Haluk Iþýk, Keþanlý Ali Destaný’ný sahnelemenin neden bu kadar önemli olduðunu da açýklýyor. ‘1960’larýn Türkiye’sinde yaþananlarý olduðu gibi aktarmak, bugün yaþanan sorunlarýn kaynaðýný görmemize yaramaktadýr. Yeterli sindirme ve bir yaþama biçimi haline dönüþtürme olanaðý bulamadan yaþanan toplumsal süreçlerin, bugünkü sorunlarý yarattýðýný kabullenen yorum, Keþanlý Ali Destaný’nýn bugün neden sahnelenmesi gerektiðine de bir yanýttýr. Keþanlý Ali Destaný, yazýlma ve sahneye konma biçiminin vereceði keyif kadar, düþünmenin kimi zaman acýtýcý sonuçlarýna katlanmak gerektiðini anýmsatan bir oyundur.’

Modern zamanlarý anlatan bir destandan ‘Keþanlý Ali Destaný’ndan’ baþka bir destana,
yüz yýllar önce yazýlmýþ, antik dünyanýn en önemli destanlarýndan birine geçiyoruz Antigone’ye. M.Ö. 5 yüzyýlda yaþamýþ olan Kolonos’lu Sophokles, 85 yaþýnda ömrünün son yýllarýnda kaleme aldýðý Antigone’de, kara bahtlý Oidipus’un ve kýzý Antigone’nin trajik öyküsünü anlatýr. Azra Erhat’ýn yazdýklarýna göre, ‘babasýný öldürüp, annesi ile evlendiðini anlayýnca, iki gözünü kör ettikten sonra diyar diyar dolaþan lanetli kahraman sonunda, kýzý Antigone’nin elinden tutarak Kolonos koruluðunda rahata kavuþacaktýr.’ Ama Antigone’ye rahat yok. O peþi sýra gelen ölüleri, bir türlü kaçamadýðý lanetli kaderi ve kendisini yer altýna çekmek için eteklerine yapýþan cehennem zebanisine benzeyen bu trajediden kaçmak için hala koþuyor.

Antigone ve onun kaçýþýný yüreðinde hisseden biri var. Yüzyýllar sonra, muhtemelen yine ayný topraklarda nefes alan ve yaþanan trajediyi iliklerine kadar hisseden baþka bir kadýn. Antigone’ye nefes verecek olan, onu tekrar tiyatro sahnesinde, Efes Antik Tiyatro’da etten kemikten bir çýðlýða dönüþtürecek olan duyarlý bir kadýn. Oyunun yönetmeni, Ayþe Emel Mesci. Bu koþuyu, ondan daha iyi kim anlatabilir ki?

‘Kýz koþuyor. Nefesi kesilmiþ gibi deðil, tüm evrenin havasýný ciðerlerine çekip üflemek onun iþiymiþ, dünyaya bunun için gelmiþ gibi koþuyor. Kandan ve terden yüzüne yapýþmýþ saçlarý. Gözleri. Gün ortasý ve alacakaranlýk bakýþlar. Çýplak ayaklarý çamur ve kan ter içinde. Bu dünya gibi. Kýz hem geçmiþten geleceðe, hem de ezelle ebed arasýnda asýlý, incecik, sonu gelmez bir köprüde. Köprü, þimdi þu an. Köprü sallanýyor, kan ve çamur içindeki çýplak ayaklarýnýn altýnda. Kýz koþuyor. Antigone…’

‘Oyunun miladý bu görüntü oldu’ diyor Ayþe Emel Mescsi. Oyun için hazýrladýðý yazýsýnda. Ve oyunun canlanma sürecinin nasýl oluþtuðunu þöyle anlatýyor. ‘Hep böyle bir milat olur zaten. Bir oyunu elinize alýrsýnýz. Belki ilk kez, süreciniz ne zaman baþlamýþsa, sanki o anda ilk kez okuyormuþsunuz gibi gelir. Sonra satýrlarýn arasýndan yüzler, çýðlýklar, sorular dolaþmaya, oyunun zamanýyla sizin zamanýnýz, oyunun sorularýyla sizin sorularýnýz boðuþmaya baþlar. Kimi zaman siz aðýr basarsýnýz ve oyunun satýr aralarýnda bir belirip bir kaybolan kýrýk dökük söz ve resim parçalarý toplu bir görüntüye dönüþmeden daðýlýr gider. Ama öyle oyunlar vardýr ki, satýr aralarýndan fýþkýran dünyasýndan çekiverir sizi, tüm varlýðýnýzla emer sanki, kendi zamanýnýz ve sorularýnýzla gömülür, yok olursunuz neticede. Sonra yavaþ yavaþ yeniden doðmaya baþlarsýnýz. Siz de metin de daha önce hiç olmadýðýnýz bir hale dönüþürsünüz. Her reji yeni bir okuma demektir. Her reji metni yeni bir dile çevirmektir. Sorular sorularla, yüzler yüzlerle, sesler seslerle kaynaþmaya, buluþmalar yeni görüntülere dönüþmeye baþlar. Beyninizde oluþan þey aslýnda oyunun atmosferidir ve ilk görüntüler çok önemlidir. Antigone koþuyor, arkasýnda bir siluet. Onu hem kendi kiþisel tarihine, geçmiþine, hem de insanlýðýn mitolojik köklerine baðlayan bir görüntü. Kral Odipius.’

Ve bu noktadan sonra, Ayþe Emel Mesci’nin oyunun özünü anlatan son sözlerini aktarýrken, gerisini de Antigone oyununu, 20 Temmuz Perþembe günü Efes Antik Tiyatro’da izleyecek olan izleyicilere býrakalým.

‘Bana sorarsanýz, Antigone ilk bakýþtan beri, ezelden beri, bebek Odipus çobana teslim edildiðinden beri, bir yol hikayesidir. Seslerin ve sessizliklerin, ýþýklarýn ve gölgelerin, yaþayanlarýn ve ölülerin, yerin altýnýn ve üstünün, kozmosun ve kaosun karþýlýklý iki yanýna dizilip, birbirini süzdüðü bir yol hikayesi...Yolun iki yanýnda, bir film þeridi gibi akýp geçen dünyalar 2500 yýl öncesine göre daha mý temiz, daha mý kirli? Ölümün gölgesi koyulaþtý mý, koyulaþmadý mý? Yaþlý tanrýlarýn sunaklarýna genç kan damlýyor mu hala hiç durmadan? Benim cevaplarým önemli deðil. Önemli olan, Antigone koþuyor. Ardýnda ölüleri. Önünde belirsiz bir ufuk. Ayaklarý kan ve çamur içinde. Koþuyor Antigone. Çünkü þairin dediði gibi:
‘Ne gelir elimizden insan olmaktan baþka’’






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.