Hayatýmda hiç görmediðim bir tablonun, varlýðýný bilirmiþcesine, özgürlüðün kokusunu taa uzaklardan duymuþcasýna bende kendimi burada buldum.
Bir þarkýnýn sözlerinde olduðu gibi “ Nerden baþlasam nasýl anlatsam…”

Gerçekten de onu anlatmaya kelimeler yetmiyor.
Bodrum:Mavi,
Bodrum: Özgürlük, küçük bir çocuk, delice esen bir rüzgar… Özlediðim, hayalini kurduðum, serseri sevgilim.
Baþýmda esen kavak yelleri, baþka yellere karýþmýþ; deðirmenlere giden yolda ilerlemekteyim. Umuda ve özgürlüðe doðru açýlmýþ küçük bir kanat benim ki si…

Fýrtýnalý iliþkilerin anýsýna, belki de aþk zamaný denilen þeyin, biraz daha yavaþ geçmesini hatýrlatmak amacýyla dikilmiþ, büyük aþklarýn, bir o kadar büyük anýtlarý ve deðirmenlere doðru açýlmýþ bir kanat.

Deðirmenlerin sonunda geldiðim yer Aþk. Aþk delidir döner.

Aþkýn deðirmenini duygu rüzgarlarý, fýrtýnalar çevirir.. Hele yeniyetmelikle gençlik çaðlarýnda salýverirsin kendini rüzgara doðru, mantýk uçar gider.
O bilmiþ tavýrlarýndan geriye bir tek ... aþkýn kalýr. Ne zaman nereden eseceðini, bilmesen de rüzgarý beklerken, duyduðun heyecan, ne yöne doðru eseceðini bilememenin verdiði tedirginliðe karýþýr.
Heyecan, korku, þiddet, merhamet, acý ve sevinç içerisinde; hýzla dönerken, ilk defa okuduðun bir þiirin acemiliði ve heyecaný gibi, nerede yavaþlayacaðýný, nerede duracaðýný bilemezsin.

Bazý rüzgarlar aðýr gelse de; bazýlarý þöyle döndürür gibi yapýp baþýný, kandýracaklardýr seni… Ýþte o zaman rüzgarý beklemenin, onu kapý aralýðýndan hissetmenin heyecaný ile yetinmek, olacaktýr en büyük mutluluðun.







Baþýnda esen kavak yelleriyle, yüzünü öpüp geçen rüzgarýn kýzlarýyla birlikte, deðirmenin olduðu tepeye ulaþmak için elinden geleni yapacaksýn.
Tüm sýcaklýða raðmen, yüzün buz kesse de, dizlerinde derman kalmasa da çalýlýklarýn kamçýladýðý dizlerindeki acýlar, yeldeðirmenlerine yaklaþtýðýný gördüðünde azalacak .

Büyük aþklarýn, büyük anýtlarýna ulaþtýðýn sýrada, dizlerin tüm yorgunluðunu unutup; koþacak, hayal ettiðin “ben”e.
Sesimi duysanda beni görebilmen o an için çok zor olacak. Koþup baktýðýnda deðirmenin kapýsýndan, derinlere... Seni yalnýzca, o an için mutlu eden; bir karanlýk karþýlayacak, sýcaktan kurumuþ dudaklarýna serpilmiþ soðuk bir su gibi.

Kýsa süreli bu serinlik, seni mutlu etmemeye baþladýðýnda atacaksýn yeniden kendini, sýcaðýn kucaðýna…

Beni aradýðýný söyleyeceksin o küçük çocuða o ise cevap vermeyecek, belki de duymayacak seni; özgürlüðün rüzgara benzer uðultusu, küçük çocuðun kulaklarýnda…

Ben bir baþak tanesiyim ya da deðirmenin duvarýndaki beyaz bir taþ.
Beni görmesen de; oraya gelen herkes gibi, sende özgürlüðün tadýný çýkaracaksýn. Bodrum’u ise baþaklarýn bitiminde ayaklarýnýn dibinde bulacaksýn. Denizden gelen iyot kokusu, daha bir fazla dolacak ciðerlerine rüzgarlar izin vermeyecek, Temmuz’un ortasýndaki kýzgýn güneþten þikayetçi sözlerine… seni öyle mutlu edecek ki gökyüzünün, denizle yarýþan renkleri; bir an deðiþmek isteyeceksin onlarý sevgilinin gözleriyle…

Bodrum’da yaþamýn renkliliði seni alýp götürecek .
Sabah kimini uykusundan uyandýran, kimini gece hayatýnýn çoþkusundan koparýp, uykuya taþýyan, ezan sesi hatýrlatacak sana, tezat güzellikler ülkesini.
Sense güne yeni baþlamanýn heyecanýyla, limandaki çay bahçesine koþacaksýn bir kaç dostla oturup, tavþan kaný muhabbetlere dalacaksýn.

Güneþ senin þimdi olduðun yerlere, daha da tepelere ulaþtýðýnda, dalgalarýn gülüþleri, martýlarýn çýðlýklarý, çekecek seni o uzaktaki koylara.

Taze bir genç kýzýn koynunda daldýðýn uykundan uyandýðýnda ise, Bodrum limanýnda seni bir kýzýllýðýn karþýladýðýný farketeceksin. Güneþ tüm güzelliðini dalga dalga fýrça darbeleri ile ufuða býraktýðýnda hiç görmediðin kadar güzel bir tablo göreceksin uzaklarda.

Ýþte o tablonun renkleri arasýnda beni bulacaksýn dansederken rüzgarlarla...


08.06.2001 Cuma
Ömür Ýsfendiyaroðlu