..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ýsa Kantarcý




21 Mayýs 2024
Þampiyon ve Aldatan Koca  
Ýsa Kantarcý
Yazdýðým tiyatro oyunu bu, öykü olarak okuyacaksýnýz.


:DJ:
AÝLELER PES EDER AMA ÇOCUKLAR PES ETMEZ

Kibrit alevi, ay ýþýðý, güneþ


Sudenaz öðle vakti okulun küçük futbol sahasýndaydý, burasý oyun alaný, her türlü þamatanýn at koþturduðu bir mavilik aslýnda uçsuz bucaksýz, beton olabilir, burada bir sürü mavi gözlü çocuk var, yýldýzlar misali, her renkten ýþýk. 11 yaþýndaki ince kýz dertliydi, dizlerini karnýna çekmiþ oturuyordu, üzgün bakýþlarýný çevresinde gezdirdi, az ilerde bir taþ gördü, onu eline aldý, taþý kalem gibi kullanýp bir þeyler çiziktirdi betonda, sonra kiremit parçasýný aldý, kiremit parçasý daha iyiydi. Betonda kýrmýzý çizgili ilerliyor, daireler çiziyor, spiral, sonra yýldýzlar çiziyor, bu sýrada sýkýntýsýný unuttu. Ve bu çizimlerden sýkýldý, sýkýntýsýný yeniden alevli biçimde hissetti yüreðinde, o sýkýntý çatmaya yer arayan bir kimliðe büründü, ayaða kalktý, zýpladý sýçradý, koþtu, daireler çizerek koþtu, yerde taklalar attý ellerinin içini yere dayayýp, at gibi koþtu gözle görünmez bir varlýðý meleði yakalamak ister gibi, yorulmuþtu, ilerde bir pet þiþe gördü, ona bir tekme attý, pet þiþe ilerde bir noktaya gitti.

“Kapaðýný unuttun dostum” diyor, baþýn sana lazým olacak!”
Pet þiþeden caydý. Boksör gibi yumruk atmaya baþladý karþýsýnda boksör varmýþ gibi, evet, gölge boksu yapýyordu: “Hadi! Hadi! Ezik seni!
Sen bana yumruk atana kadar ben ensende bir kazan düðün pilavý piþiririm, o kadar yavaþsýn ki; bu aðýr çekim sana kimden miras? Kime çektin? Anneye mi? Seni uyuþuk ucube! Sen bana bir yumruk atana kadar 1700 kaplumbaða ard arda aramýzdan geçer!” Rakip sallýyor yumruðu, bir aparkat, bir sað, bir sol, karaciðere bir yumruk.
“O da nedir?” diye düþünürken Sudenaz,
geri geri gidiyor, ama çabuk toparlýyor, gülüyor Muhammed Ali gibi.
“Ooo dostum! bu çok iyiydi, nasýl oldu da bu yumruklarýmý göremedim?!
Sende Muhammed Ali’den bir göz kýrpýþ var.
Muhammed Ali rüyanda öptü mü seni, belki de az önce ruhu buraya sana yardýma geldi, yoksa senin karanlýk acýlý gecelerinin hýrsýný hatýrlayýp mý salladýn o yumruklarý, parasýzlýk acýsý mý? Babandan yanlýþlýkla yediðin tokadýn acýný mý benden çýkarýyorsun, annene yaptýðýn büyük yanlýþ sonrasý, saygýsýzlýk ya da bir aþýrýlýk ya bir baþýna buyrukluk sonrasý, bir cehenneme dönüþmen sonrasý, can sýkýcý ve çok kötücül bir çocuk olman sonrasý, (bedeli vardýr)
karnýna yediðin tekme? Annen kývranýþýný görünce zevkle gülmekte.O tekmenin acýsýný bana resmetmeye mi çalýþýyorsun? Tekrarlayayým: Ooo dostum! Bu çok iyiydi! Nasýl oldu da O ýþýnsal yumruklarýmý göremedim.


Sudenaz bir yumruk sallýyor, sonra bir tane daha.
“Ýyi kaçtýn, güzeeel; ama seni haþlama tavuktan beter yapacaðým dostum. Derken Sudenaz bir saða sendeliyor, bir sola, bir aparkat yedi, geri geri gitti, nerdeyse düþecekti.
Hakeme baktý, hakem saymaya baþlamýþtý.
Sudenaz hakeme öfkeyle baktý.
Ring karýþtý, koçlar birbirine girdi, seyircilerden bazýlarý ringe atladý, iri yarý güvenlik görevlileri onlarý cýlýz ve ölmek üzere olan kurbaðalar solucanlar ya da haþerat olarak algýlayýp soðukkanlý biçimde sarýldýlar onlara, paketleyip ring dýþýna attý. Küfürler havada uçuþtu.
Boks müsabakasý kýsa aranýn ardýndan yeniden baþladý.
Sudenaz kýzgýndý, dil çýkardý rakibine: hadi, kim yenecek görürsün!” dedi, yumruk atýyor, geri kaçýyor, eðiliyor, sonra ani atak yapýp yumruðu indiriyor, geri kaçýyor, Muhammed Ali gibi ayak dansý yapýyordu, Sudenaz onu üstüne çekip yormayý amaçlamýþtý, ama o da nedir? Bir yumruk geldi; küfür etti; vay, aðzýna acý biber koyim dedi, yere düþerken sýrt üstü, aparkat yemiþ, patates çuvalý gibi sýrt üstü yere düþmüþtü.
Þunu duydu: beni hafife almamalýydýn.
Sudenaz’ýn baþýnýn çevresinde biri milyon renkli yýldýz dönüyordu, uyuþuktu beyni.
Ya ben.. böyle planlamamýþtým diye düþündü.
Rakibin uzanan elini gördü Sudenaz, uzatýlan eli ituttu, ayaða kalktý elin yardýmýyla.
rakip kollarýný açtý, kucaklaþtýlar, rakip Sudenaz’ýn kolunu havaya kaldýrdý.
Sudenaz çok yorulmuþtu, kaybettiði için üzgündü; ama iyi olan kazanýr diye düþündü, bu gölge boksu onu çok yormuþtu.
Yere baðdaþ kurup oturdu, nefes nefeseydi, sesli düþünmeye baþladý, havaya girdim, þimdi biri bana yar olursa ne güzel olacak, onu pataklama imkaný için bütün þartlar hazýr içimde, fiziksel olarak, lastik gibiyim, ýsýnmýþým.
Þimdi bana biri dayýlýk yapsa, haraç istese, yan baksa onu çið çið yerim. Oh ne rahatladým be. Tam havaya girdim, içim açýldý. Ama hayalen deðil; hayalin zevkini yaþadým; üstelik yenildim; þimdi gerçeðin zevkini yaþamam lazým: Gerçekten birini pataklamam lazým, diyerek oturdu yere yine, içindeki öfke yumuþamýþtý, aðlamak istiyordu, ama gözyaþlarý çýkacak gibi deðildi.
Þöyle dedi kendine: Aðlamak için gözyaþlarým tükendi. Ayrýca Aðlamak bir halta yaramýyor. 11 yaþýna geldim! Çekiç murçla daðlarý delip susuz köylere su getirebilirim! Çok zorlu yýllar kaydettim, okula sürünerek gittiðim yýlar oldu, adýmý kullanmayýp sürüngen dediler, bazý günler yola çýktým, bir hafta sonra eve varabildim, okul daðdan aþaðýdaydý, o zamanlar daðda yaþýyorduk baldýrý çýplak bir aileydik, çok yoksulduk, canýmýz sýkýldýkça, aç kaldýkça birbirimizi yerdik, açlýkla insanlar birbirine çatar, ne zaman paramýz olacak þuyumuz buyumuz olacak, insanýn sinirleri bozulur, psikolojileri darmadaðýn olur, ve yanýndakine çatar, yerler birbirini, ne var ki bu karýn doyurmaz. Okumayý çok istedim, fena hýrs yaptým gýr gýr deðil. Yollar orman doluydu, bazý erdemli kýzlar bana cangýl kýz derdi, ve ben ormanýn bütün sürüngenleriyle dost oldum, sürüngen kýz demeleri zoruma gitmedi, kalbim kýrýlmadý. Orman bana çok þey öðretti, meyvelerini yedim, karným doydu hayatta kaldým, güneþte gölgeline sýðýndým, dallarýndan barýnak yaptým. Kuþ seslerinin büyüsünü içtim gündüz vakti ya da zifiri karanlýk gecelerde, gecelerde en ürkütücü sesler olurdu, onlarý su gibi içtim, onlar gölgem oldu, onlar ruhumun bir parçasý oldu onlar adýmlarýmdaki ýslýk oldu, onlar parmaklarýmýn sihirli dokunuþu oldu, zifiri karanlýk gecelerde en ürkek ve saf canlýlar ortaya çýkar, kelebeksi ve güzel canlýlar, parlak gözlü, minik ve sevimli varlýklar, güçlü varlýklar, büyük diþleri olan varlýklar, iþi bilen kurtlar, ormanýn her yerini bilen vahþi kurtlar, ulumalarý…biliyorum onlardan bana çok þey geçti, onlarýn ustalýklarýndan bana çok þey geçti…
Kýsa bir sessizlik sonrasý yeniden sesli düþünmeye baþladý, baþýný öne doðru sallýyordu aç bir kurt gibi, þöyle dedi kendine: “Bugün kesin birini yere sermem lazým ve bu yere sermenin de sonuçlarýna katlanmam lazým. Acaba mahalleden kimi yere sersem. Þu yaþý benden büyük at gibi kýzlardan birine saldýrsam. Gölge boks gibi olmaz. Yani beni duman ederler hýrpalamaktan, o halde aðýr ve çok aþaðýlayýcý bir laf çakýp- psikoza depresyona girsinler-
Girmeyip bu þebeði ciddiye almayalým, ufak çocuða vursak baþýmýza bela gelir diye düþünürlerse…o halde ben de kaçýnýlmaz olarak bir yumruk çaksam birine…çok can yaksa…ilahi kuvvetle yumruk çaksam…peki; yakalayýp beni harcarlar; yüz metre rekoru m yok, eve kadar yüz metre var, uçup üstüme konarlar kesin. Ama arkadan Trt belgeseldeki kýzýl tilki gibi yaklaþýp enseye bir tokat çakýp son sürat koþsam, hým, fikir güzel, enseye tokadýn aðýr sonuçlarý olmaz. Ama bir yumruk atarsam pahalýya ödetirler, o üç uzun kýz beni fena pataklar. Selam verdim almadýlar, beni ufak görüp eliyle tavuk kýþkýþlar gibi hareket yaptý liderleri, diðeri dil çýkardý, üçüncüsü bir elini gýrtlaðýna götürüp keserim manasýnda boðazýnda gezdirdi parmaðýný. Ama bunu baþlatan bendim, onlara ilk seferinde þöyle dedim, aþýktým ablalara, at gibi görkemli görünmelerine; “siz kýzlar üçünüz bostan tarlasýnda mý büyüdünüz?’ O güneþli günde elimde dondurma vardý, üçü bana buz kesmiþ suratla bakýyordu, sanki yüzyýllar sürmüþtü o saniyeler, gülmüþtüm, gülmüþtüm piþmiþ kelle gibi onlar gaddar yüzlerle bana bakarken, sýrýttým ve birbirlerine baktýlar, ‘biz bu þom aðýzlýðýnýn biletini keselim’ dercesine, lider kýz þöyle dedi, saçýnýn bir tamýnda kan kýrmýzýsý vardý; uzaklaþsan iyi edersin bücür’ dedi; ‘aksi halde seni öperim, öperim derken argo bir sözcük kast ediyordu, anlamam mý, ben kaçýn kurasýyým. Kibarca uyardý beni.
Korkarak dedim ki: Uzunsunuz, yapýlýsýnýz ya, git git bitmez, sev sev uzar, bak bak bilenir, dokun dokun çiçeklenir…kozmik bir güzelliksiniz. Ya nasýl besleniyorsunuz diyecektim, aðzýmdan o sözler çýktý hayranlýkla, fizik sizde kendine yeni bir diyar yaratmýþ, güneþ sizde aydýnlanýyor, yalnýz amaçlarýnýz, hayat mücadeleniz o türden mi bilemem, ben de sizin gibi görkemli görünmek isterdim, Fakültenin aþaðýsýnda, sahilde
kimsenin umursamadýðý o anýt aðaç gibi, hiç gidip onu gördünüz mü, ben gördüm, ýþýk mýþýk yok; asýrlýk aðacý görmeye giden kimse yok. O aðaç orada unutulmuþ, belediye gereken bakýþ açýsýný, düzenlemeyi yaratmalý.”
“Aðaçlarý ne edelim be çocuk, anladýk anladýk uzatma, çok uzak deðil o gelecek, 15 yaþýna geldiðine piþman edecekler seni.”
“Kimler; neden?”
“Herkes.”
Gülmeye baþladýlar.
Ben de sanýyordum sýrlarýný verecekler, uygulayýp onlar gibi görkemli olacaktým, mal mal onlara bakýyordum.

Biri sað koluma girdi, öteki sol koluma.
Liderleri ise arkamdaydý.
“Ensene tokat atayým mý?” dedi.
“Ama neden, ben size kötü bir þey yapmadým ki.”
Aniden ensemde bir ýslaklýk hissettim ve keskin bir þey, ensemi yaladý ve ýsýrdý.
Korkuyla öne sýçrayýp kurtulmaya çalýþtým ellerinden.
Lider küt siyah saçlý kýz bana dilini gösterdi, “öperim seni bak, akreplerim sana geçer!”
“Yalan atma” dedim.
“Yaþýtlarýnla takýl ya da senden ufaklarla.” Yanaðýmý okþadý.
“Hadi ufaklýk hadi. Git kendini mutlu et, bilirsin, birçok oyun var. Bizim yaþýmýza geldiðimde oyun oynamak istemeyeceksin, birileriyle kapýþýp duracaksýn, sevgilinle, abinle, kardeþinle, dedenle, öðretmeninle, sýnav kaðýtlarý sana dil çýkarýp ayýp yerlerini gösterip sana küfür edecekler, bir sýnav kaðýdýn diðerleriyle iþbirliði yapýp çete kuracaklar, kaç ders görüyorsan, gece önünü kesip satýr baltayla sana saldýracaklar, zaten böyle olur, onu geçmen lazým, bunu geçmen lazým, ailen zorbalýk yapar, birileri. Ve hepsi senin iyiliðin için derler, sürekli birileri sana kafa atacak, otobüste, sahilde, ýssýz yolda, kalabalýklarda, sana öyle þeyler yapacaklar ki canýndan bezeceksin, bütün yaþama azmini karanlýk kötü bir varlýk gibi emip yok etmek isteyecekler, geç kalma, þunu yap, bunu yap, þöyle, böyle, bu böyledir, þu þöyledir, kendileri çok bilirler, fikirlerini ne kadar dinlerler, robota çevirirler seni, büyüdükçe, yani bizim yaþýmýza geldiðinde…asýl dertlerin baþlayacak,
senin için müzik yapmazlar, senin için sinema filmi yapmazlar, senin için ithal dizileri koyarlar ekranlara, ufak çocuklar kitap okumaz, cep telefonlarý elinde peynir ekmek gibi, ölçü, yasak getirin öyleyse, saçma, adi, beþ para etmez platformlarda vakit harcarlar, oyun oynarlar, Halide Edip Adývar’ý bilmezler, öyleyse filmini yapsana kaskafa! Yap ki insanlar tanýsýn onu, kavgasýný! Anadolu’da düþmaný yok etmek için kurulan irili ufaklý çeteleri.
Kurtuluþ savaþýnda ölen 9 yaþýndaki çocuklarý, cepheye mermi taþýyan çocuklarý, komple ölen liseli gençleri.
Bak ufaklýk, geçmiþte o fakir çocuklar, yamalý giysiyle cepheye mermi taþýyan çocuklar, peki günümüzdeki çocuklar…
bilgisayarda aptal oyunlar oynar, geçmiþin çocuklarý çocuk yaþta cepheye gidip düþman öldürdü, onlarýn hikayesi yok þimdilerde, beyaz tenli, makyaj yapan çekik gözlülerin dizilerini çocuklara izletiyorlar, þarkýcýlar. Ah be ufaklýk…seni yöneten büyükler ne kadar ahmaktýr, sistem…her þey büyükler içindir, arada senin için bir þey yapmýþ gibi görünmek için bir þey yaparlar, senin için film yapmazlar; çünkü para getirisi yok, senin reytingin yok, bakarsýn bütün diziler büyükler için, dizilerin içine birkaç çocuk koyarlar laf olsun diye. Alayý yalan. Ýðrenç uydurma þeyler. Uyu diye, ceset gibi uykuya dal diye, mezarlýða çabuk gidesin diye, aklýný kullanama diye. Ýþte bu herifler bu kadýnlar okullarda öðretmen müdür, onlar sizi yönetiyor. Onlar bize güya bir þeyler öðretiyor. Bana 1800’lü yýlarda yaþayan bir Türk çocuðunun filmini çeksinler koysunlar önüme, bana ortaçaðdaki Türkler’i çocuk anlatan bir dizi yapsýnlar, baþ kahramanlarý çocuk olsun, yetiþkinler deðil, saçma sapan bir rüya gör diye ithal film ve gübre kitaplarla bizi büyülemekteler, iþte onlar yönetiyor bizleri. Bir þeylerin istismarcýlarý…bak ufaklýk, ilerde, bizim yaþýmýza geldiðinde…duvarlarla konuþacaksýn çaresizken, duvarý yumruklayacaksýn, aðlayarak ya da öfkelenerek, kendini hayatta yapayalnýz hissedeceksin. Sen sen ol bize özenme, çocukluðunu, þu aný yaþa. Bizim yaþýmýza gelince.. arkadaþ çevrene birileri gelecek, sana uyuþturucu satmaya çalýþacak, önce parasýz verip seni alýþtýrmak isteyecekler, yanýnda uyuþturucu kullanacaklar, dostundur, çevrenden biridir diye gidip kimseye söyleyemezsin, söylersen seni zaten mahvederler, zararý yok, al bir kere dene diyecekler, uyuþturan hap satmaya kalkýþacaklar, içelim rahatlayalým diyecekler, Samsun’da her gün uyuþturucu kullanan ve satan kiþiler yakalanýr ve hapse atýlýr, uyuþturucu kullanýmý o kadar yaygýn ki…iþte çocuk, seni bekleyen bir ortam var ve ortam bu anlattýðým ortamdýr. Gerçekten iyi insanlar yok; hiç kimse seni gerçekten sevmeyecek, herkes seni bir þey için kullanmak, sömürüp atmak isteyecek, kimse sana hakiki bir söz söylemeyecek, herkes bir çýkar peþinde olacak, dünya bir cehennemdir çocuk, yaþadýkça bunu anlayacaksýn ve bizim gibi simsiyah giyeceksin, hayatýn yaþamaya deðmez bir gübre olduðunu anlayacaksýn, yýkýlacaksýn, çok aðlayacaksýn, çok kýzacaksýn, sevgilin lanetin teki olacak, gerçek yüzünü gizleyecek senden, ve sevgiline inanýp, aileni karþýna alacaksýn ve sonra ailenin haklý olduðun anlayacaksýn, sevdiðim þerefsizin tekiymiþ diyeceksin, nasýl inandým nasýl kandým. Bizim gibi kýzlardan oluþan bir çete kuracaksýn kendini, araya tek erkek sinek giremez! Kimse yaþamýn rezil, cehennem yüzünü anlatmýyor, anlatmaz, okullarda ezberden bir þeyler söylerler, çýkarlarý için, hepsi seni sömürmek için, sürekli palavra sýkarlar, sürekli, seni yalanlarla programlarlar, bir bilgisayar gibi, ki; onlar için savaþ diye, biz ayýlanlardanýz, biz köle zihniyeti reddedenleriz, bizler okuldan atýlanlarýz. Bizler uyuþturucu satmayýp kullanmayýp kuaförde saçma bir kadýnýn yanýnda sigortasýz çalýþanlarýz, bir gübreden kafede gece yarýlarýna kadar üç beþ kuruþ için çalýþanýz, bir barda bulaþýk yýkayanlarýz, dondurmacýda mahvolanlarýz, lokantada, giyimi maðazasýnda…üç beþ kuruþa binlerce takla atanlarýz…bizler…ithal gübre dizilere inanmayanlarýz…bizler acý çeken ama onlarý reddeden ve bu yolda canýný verecek olanlarýz ve bizler onlara göre þeytanýz…bizler argoyu en iyi kullananlarýz…çünkü bizler sokaklarda öðrendik gerçekleri, acý çekerek, aldatýlarak, en zorlu yollardan geçerek elde ettik bu bilgileri. Okullarda deðil! Madem bu sistemin yöneticileri çok akýllý, bilgisi, muhteþem.. peki niye uyuþturucu meselesini çözemiyorlar, haberlerde sürekli polisin baskýnlarý gösterilir, evlerde uyuþturucu yetiþtiriyorlar. Bak ufaklýk, sen onlarýn cehennemine odun taþýmak istiyorsan…sorun yok; ama bizim gibi uyanmak istiyorsan…bu zor yol bilesin…çok aðlarsýn üzülürsün ama kendin olursun…kavgan bitmez ama kendin olursun. Bütün dediklerimi boþ ver de çocukluðun yaþa…bana dünyayý verseler büyümek, bu yaþlara gelmek istemezdim, böyle görünmek istemezdim, 9 yaþýnda kalmak isterdim sonsuza dek, 9 yaþýnda annem öldü ve babam bir ay sonra yeniden evlendi. O karý da lanetin teki çýktý.”
Sudenaz dedi ki: “Ama sizin özgürlüðünüz var. 15 yaþýndasýnýz. Ýstediðiniz yere gidersiniz. Ben bakkala zor giderim. Yani nerdeyse evdeki tuvalete her gittiðimde, ‘gidebilir miyim?’ derece biri özgürlük benimkisini. Yani þehir içine tek baþýma gidemem. Sahile yüzmeye. Bu can sýkýcý. Sinek miyim, dolaptaki yumurta, bu sýnýrlama olacaðýna.. ben patates tarlasýnda patates olaydým, yazýn en tatlý güneþin vurduðu þeftali bahçesinde mutlu olgun bir þeftali. Boklu derede yeþil ve dost canlýsý erkek bir kurbaða. Anemin evhamlý hali beni öldürecek. O sanýyor bakkala giderken araç çarpacak, saða sola bak diyor, sanki sürekli araç geçiyor, bakkal yirmi adým ötede. Bakkala çok gidip geliriz, aslýnda bakkalý bizim evin bir odasýna açsalar çok iyi olurdu, yer kirasý almazdýk. N’apim can sýkýntýsýna sürekli bir þeyler alýyorum. Ýncik boncuk türden. Bir de cimri annem, para veriyor bir sakýz parasý. Bir de idareli çiðne diyor. Sakýzýn nesini idareli çiðneyeceðim diyorum, biz çok idareliydik sakýz bulamazdýk, çok fakirdik çocukluðumuzda, yeþil otlarýn çiðnerdik tarla kenarýnda koparak, papatya çiðnerdik, gelincik, baþka baþka çiçekler, bahar ayýnda bahçelerde tarlalarda açan lahanalarýn sarý çiçekleri… denedim süperdi…diyor annem, bir cýlýz poþet.. cips dolu…alýyorum küçücük þeye el koyuyor. Þimdi bir tane, bir saat sonra bir tane diyor. Her þeye karýþýyor. Bir arkadaþým dedi ki: Senin annen ruh hastasý. O gün deli gibi gülmeye baþladým. Kýz þaþýrdý, onu döveceðimi sanmýþ sonradan dedi, aslýnda ben de annemin ruh hastasý olduðunu düþünüyorum ama kendime yediremiyordum, benim annem ruh hastasý olmaz, olamaz, annem bize yemek yapar evin içinde patron odur, yok caným annem saðlýklý, hasta olamaz, hastaysa, annelerin babalarýn hastalýklarý genlerle bir þeylerle çocuklara geçer ya, doktora gidince sorar, ailede böyle böyle hastalýk taþýyanlar var mý diye. Aklýma bu gelmiþti, düþüncem bu, annem ruh hastasýysa, kesin ben de ruh hastasý olurum, þimdi deðilse bile…ilerde…aman Allah’ým, korkunç bir þey olur…benim gelecek hayallerimde bir sürü þey var, villa, havuz, Paris Amerika…yatlar katlar, en lüsk araçlar…marka ayakkabýlar, çantalar, tuvaletler, daðlarda otel zinciri sahip olmak…ama benim gelecek hayallerimde ruh hastasý olmak yok ki.. hangi çocuk gelecek hayallerinde bir ruh hastasý kiþi olmak ister ki… gelecek hayallerim büyük… Türkiye’de ki bütün milli parklarý gezmek istiyorum. Daðlarýn en tepelerine çýkmak istiyorum. Paraþütle atlamak istiyorum, yamaç paraþütü.. sörf yapamasam da tertemiz denizlerde kurbaða taklidi yapabilirim. Annem bana birkaç bozukluk veriyor. Diyorum ki sakince; anne ekmek bile on lira, karýþtýrdým diyor, yalan atýyor, numarasýný yesem para vermez, tam evden çýkýyorum, kýzým izin almadan nereye?! Diye parlýyor.

cehennemini dibine gidiyorum, dönebilirsem gelebilirim. Ama yolumu þaþýrýp cehennemin geri dönülmeyen yerinde gidebilirim anne, merak etme diyecekken demiyorum, ama diyorum laf saydýrýnca, öyle olursa anne polise bildir, tabi yorgun ve þiþman polisler; ‘bakarýz abla’ deyip geçiþtirebilirler seni, o sýra yemekte olabilirler ellerinde yarým ekmek tavuk döner, -zorlu bir görevden yeni dönmüþ olabilirler-
aðýzlarýnda ekmekle konuþacaklar. Sistem yemek masrafýný karþýlamaz polislerin, eðer yemek verirse hazýr paketlerde kokuþmuþ kurbaða ya da antik kertenkele gibi bir þeyler vardýr; onlarla kimse doymaz, onu yiyen aç ayý gibi isyan edesi gelir…Polis intiharlarý ayrý konu, en çok intihar eden meslek gurubu üyeleridir polisler…Anne Allah aþkýna kafan uçtu mu, nereye gitti yoksa ben farkýnda olmadan beynine sokaktan bir serseri kurþun mu geldi diyorum, bakkala gideceðimi biliyorsun da neden izin almadan gidiyorsun diyorsun. Babana bozuðum diyor kör olasýca geç geleceðim dedi, geç geleceðim esirin miyim diyor. Ne yapacaðýz kýzým. Gülüyor annem aklýný kaçýrmýþ gibi, en iyisi yeni bir koca bulayým…sen de büyürsün, sana da yeni bir koca buluruz gidersin…anne ben okuyacaðým yüksek yerlere geleceðim…diyordun ya; ‘okumazsan kafaný kýrarým, cehennem gibi kirli kanlý ve simsiyah bulutlarla kaplý sokaklarý yalarsýn yaþlanýrsýn açlýktan…aç sokak köpekleri gibi gezersin… diyordun ya, hadi kýzým hadi, git bakkaldan al alacaðýný…çok uzatýrsan alýrým elindeki on liranýn beþ lirasýný…zaten para sýkýntýmýz var. Pazara gitmem lazým. Beþ lira büyük para… ben kaçtým deyip güvercin gibi kaçarak uzaklaþtým evden. Sonra eve geldim ve annem cips istedi, ‘hayýrdýr aga’ dedim mafya lideri gibi, ses tonumu erkekleþtirip, ellerimi arkada baðlayýp. Parladý:

ver kýz dedim, yolarým saçlarýný! Kapçýk aðýzlý! En sevmediðimi hakaret de kapçýk aðýzlýdýr, bunu bana biri derse ayar olurum, onu leþ parçalayan akbaba gibi paramparça etmek isterim, kýzgýn boða gibi burnumdan solumaya baþlarým. Kýzgýnlýktan kýrmýzýya dönerim domates gibi. Anneme söv sorun yok, ,ama bana kapçýk aðýzlý dersen bana, topuklarýma kurþun sýkmýþ gibi olursun. Bir de ‘edepsiz’i lafýný hiç sevmem, biri bana ‘edepsiz’ derse çok sinirlenirim, ne edebi ya, edebin ne, hay senin edep dediðin þeye…nokta nokta..nokta…anladýnýz…senin edep dediðin þey batsýn!

Annem elimden zorla aldýðý
cipsi yemeye baþladý, çok kötü çok kötücül bakýyordu, belli, bir þeye kýzýp sýzmýþtý, anne neyin var dedim ses etmedi, dalýp gitmiþti, boþlukta bir þeye bakarken cipsi, birinden bir þeyden intikam alýr gibi çiðniyordu, anneme korkarak yanaþtým, beni dövecek diye korkuyordum; ama yanlýþ bir þey yapmadým ki sokaktaki kaldýrýmdaki yeþil otlara bile saygým vardýr, evin üstünden geçen martýlara.. özentim var kesin.. bir gün onlar gibi olabilir miyim bilmiyorum; ama olmadý sokak kedileri gibi iþi bilen yiyecek kapmasýný bilen…yiyecek atýlýnca yanaþan, öteki kedilere hýrlayýp onlarý korkutup yiyeceðini koruyan bir kedi olmak isterim…anneme iyice sokuldum ve elimin içini yüzüne yanaþtýrýp saða sola salladým araç sileceði gibi, annem elimi öyle sallamama aldýrýþ etmedi, kör olmuþ gibiydi, anne, dedim yanýt vermedi, anne, neyin var, acil yardým 911’i arayacaðým…
Donuk dalýk uçmuþ annem dedi ki; “biz Türkiye’deyiz. Amerika acil yardým hattýný ararsan…911’i… kalýn kafalý yavrum, Amerika’dan Türkiye’ye gelmeleri birkaç gün sürer, o zamana dek ben de ruhlara alemine ulaþmýþ olurum, sen de mezarýma gelip aðlayýp baþýný mezara topraða mermi gibi destansý gömüp, anne, ben sensiz ne kadar kötüyüm diye zýrlarsýn. Türkiye acil yardým no’su 112’dir kýzým, sen zeka olimpiyatlarýna katýlsan kesin þampiyonsun!”
“Offf! Anne karýþtýrdým. Annem dedi ki; “O izlediðin saçma dizi yüzünden. Anne, neyin var, konuþuyorsun; ama bitkisel hayatta gibisin, konuþuyorsun, hissediyorsun; ama hareket etmiyorsun, filmlerdeki þýrýngayla ilaç basýlmýþ acýnasý maktuller ve mankafa kurbanlar gibisin, o aptal adamlara güvendikleri için þýrýngayý yerler…ama tabi kurgu bu… anne, put gibi oldun…roma döneminin en gösteriþli heykellerine taþ çýkartýrsýn. Artýk normale döner misin? Annem dedi ki; kafam çok bozuk.. neden anne diye sordum. Annem dedi ki; bu akþam baban eve dönmezse…yani gece 3 gibi dönerse.. o tahta kafayý… banyoya sokacaðýz ve kapýyý kilitleyeceðiz…kafasýna kýzgýn ütüyle birkaç darbe indirirsin önceden. Ben de keserle aðzýna doðru, keserin küt kýsmýyla diþlere doðru güzelce vururum. Bugün çok kötü þeyler çýktý aðzýndan telefonda konuþtuðumuzda. Keserin keskin kýsmýyla da gözlerine vurdum mu tamam, kör kuþu kafese atacaðýz.. böylece kör kuþu kafesten çýkarsak da bir yere gidemez. Ayaðýna zincir vururuz, bir sene banyodan çýkarmayýz onu, yemek su verirsin tepsiyle, orada sýçar iþer.. klozet var.
Anneme dedim ki: Neden anne?
Galiba baban beni aldatýyor…
Anne, sakin olmalýsýn.
Nedenmiþ.. sen evli olsan kocan seni aldatsa?
“Anne sakin olmalýsýn. Sabreden derviþ muradýna ermiþ derdin ya.
Banyoya onu bu þekilde, zararlý bir böcek gibi atarsak bunun bedeli aðýr olur. Yani:

“Bir kimseyi hukuka aykýrý olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun býrakan kiþiye, bir yýldan beþ yýla kadar hapis cezasý verilir. Kiþi, fiili iþlemek için veya iþlediði sýrada cebir, tehdit veya hile kullanýrsa, iki yýldan yedi yýla kadar hapis cezasýna hükmolunur.

“Ne saçmalýyorsun kýzým?”
Suç belgeselinde izledim bilgilendim anne, avukat anlatýyordu.
“Yaaa, arkamda olmalýsýn; seni ben büyüttüm ne zorluklarla, evde baþ baþaydýk, banyoya atacaðýz tahta kafayý; ama önce giriþeceðiz…ne var bunda? Korkmana gerek yok. Bir sene onu orada hayvan gibi tutsak etmesek bile bir gece dursa…o dayaðý yiyip dursa içimdeki bütün acý gider. Yani kocamý banyoya banyo yapmasý için sokmak suç mu hakim bey, sarhoþtu, kýzým saðýna girdi, ben soluna. Deriz mahkemede. Yaþýn ufak; ceza almazsýn. O esnada ayaðý kaydý düþtü kafasý gözü yarýldý deriz. Sen endiþelenme kýzým. Onun gerçekleri anlamasý, ayýlmasý için pata küte bir efsane dayak yemesi lazým bizden. Analý kýzlý bir efsane yaratmaya ne dersin bu gece…? Bak oklavayý verebilirim. Kýzgýn ütü dehþet verebilir. Merdaneye ne dersin…? Bak olmadý ben motorlu testereyi alayým. Ben onu çalýþtýrýp ucun havaya dikerek gidip onu korkuturum korku filmlerindeki gibi, tar tar tar….geçende izlediðimiz korku filmindeki gibi, sen de arkadan kafasýna merdaneyi indirirsin. Arkada saklanýrsýn. Bak bu ‘komple’ çok iþe yarar. Anne ona ‘komplo’ diyorlar, gizli karar almak.. amaaan neyse. Sen meselenin özünü anladý mý aslan parçasý kýzým. Sen güçlü bir kýzsýn. Biliyordum böyle olacaðýný dedi konuþuyor; ama heykel gibi donmuþ suratla, ortaçað dönemi bir heykel yine. Sýkýlmadý mý, aklýný kaçýrdý galiba, korkunç þeyler anlatýyor, þeytan iþ baþýnda…kötülük yaný baþýmda…bak canýmýn içi, sen asenasýn, sen amazon’da yaþamýþ kabile kýzlarýn soyundasýn…Sen Amazon çocuksun, kadýn olacaksýn. Onlar kadýnlardan oluþurdu, aralarýna erkek pire bile sýzamazdý, onlar kadýnlarýn devletiydi, onlar kadýn savaþçýydý. Onlar güreþirdi, onlar erkek gibi güçlüydü, onlar çýplak elle ayýyý öldürdü, onlar ayý boðardý, onlar öyle güçlüydü ki boðayý boynuzlarýndan tutup yere devirip tuþ ederlerdi..
Atma anne!
Samsun’da Amazon kadýnlar yaþadý. Git bak araþtýr oku. Cahil cahil konuþma!
Bakacaðým.
Bak kýzým.. o hain babana iyi bir ders vereceðiz ki aklý baþýna gelsin, bize bizden fayda var, aile birliðini, bütünlüðünü korumamýz þart. Acý tatlý yýllarý birlikte geçirdik. Bizler iyi insanlarýz. Sen, ben… Ben cani ya da psikopat bir anne deðilim ve sen de küçük, yardýmcý þeytan deðilsin!
sen bir melek çocuksun, ben de dertli yürekli çilekeþ yuvasýný caniyle diþiyle koruyan bir anneyim! Benle devam et, bana uy; ama bu iþi seriye baðlama sakýn, okulda birine uygulama çocuklarla iþbirliði yapýp, sevgilin olur, kocan olur, sakýn bu iþi seriye baðlama, hapse girersin..
Ama biz bunu yaparsak tahta kafaya…hapse girersin.
Saygýsýzlýk yapma! Sen ona ‘baba’ diyeceksin, tahta kafa kavramý bana ait...Bak kýzým.. ben o oduncudan aldýðým bodrumdaki motorlu testereyi çalýþtýracaðým…sen arkada bir yerde bekleyeceksin. O banyoya kaçar, kaçýracaðýz…banyoya girdi mi…tamamdýr, arada kapýya testereyle delik açarým, ara ara ve kafam girecek kadar ve ona iþin bitti moruk, iþim bitti derim delirmiþ suratla…taciz ederim, az sonra senin kafaný koparacaðým derim, korkudan ödü patlar…
Anne, hapse girersin, hadi ben yaþým küçük, yýrtarým, peki sen?
Evladým bak, aha, o da ne, üç harfliler emir verdi hakim bey derim, hayaller görmeye baþladým derim, kocamýn sýrtýnda simsiyah kara bir böcek gördüm derim, ben o siyah böceði öldürmeye çalýþýyordum, kocama delice aþýðým, evladýmýn babasý, onu neden öldüreyim ki derim, ben kocamýn kýlýna zarar gelmesini istemem, evimin reisi o…Deli numarasýna yatacaðým yani, deliler suç iþlerse ceza almaz, tedavi ettirirler…peki kýzým, o iþ sende mi…basit bir numara çekeceðiz, basit; ama numara boka sarabilir; numarayý elimize yüzümüze bulaþtýrýrsak, baban direnir ve bizle çatýþýrsa eðer cehennemin en rütbeli cezalandýrýcý melekleri misali bir savunmayla, canýmýzý diþimize takýp onu yere serecek miyiz, þampiyon?”
“O iþ bende anneciðim.”
Annem birden normale döndü ve bana sarýldý sýmsýký, ben de ona.
Anneme dedim ki; anne bu numarayý babamýn birlikte olduðu kadýna çeksek?”
Hým, çok iyi bir fikir. Hiç düþünmemiþtim bunu! Þampiyon! Ama önce babanýn icabýna bakalým.

Sudenaz pet þiþeye annesine sarýlýr gibi sarýlmaktadýr.

19 MAYIS 2024 PAZAR


Yazan: Ýsa Kantarcý



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þeftali Bahçesinde
Nurgül
Üç Kýzýn Yalnýzlýðý Yaz Gecesinde
Zengin Kýz ve Tesisatçý Çýraðý
Kimseyle Vuruþmayýn
Teneke Surat
Aþk Uðruna
Yolda Bir Aile
Ýki Yalnýz
Av Partisi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atlar ve Ýnsanlar (Aþýklar Ýçin)
Dað Köyünde Kýz Kardeþler (Burma Kadayýf)
Genç Kýzlarýn Ýç Dünyasý ve Dýþardakiler
Dindar Kýzýn Kendini Arama Çabalarý
Daðýýn Atmosferine Kapýlan Kýzlar
Kara Þimsek ve Kardeþleri
Saplantýlý Aþk ve Yapayalnýz Günler
Bir Kýzla Bir Erkeðin Dostluðu
Bazý Kýzlar Çok Deðerlidir
Tramvay Eleþtirisi: En Azýndan Bir Sýðýr Bilinci

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Göðsümde Ateþ Böceði Gibi Parlayacak [Þiir]
Bir Kadýnýn Geliþim Süreci [Þiir]
Hayraný Olduðum Tek Þey [Þiir]
Þimdi Yak Bir Sigara [Þiir]
Seni Mutlu Edeceðim [Þiir]
Birds And Girls [Þiir]
Kapý Açan, Cebrail [Þiir]
S. Kiþmek ve Hayaletli Evler [Þiir]
Bir Kedi Bir Fikir Meme [Þiir]
Onun Sýrtýný Hayal Ediyorum [Þiir]


Ýsa Kantarcý kimdir?

yazar

Etkilendiði Yazarlar:
jack london


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.