Yaþamdan korkmayýn çocuklar. Ýyi, doðru bir þey yaptýnýz mý yaþam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Yaðmur damlasý Beni sevdiðini söyledi Sonra saðanak baþladý bugün Siyah kedim odada doðuracaktý Kutularýn arkasýna girdi Çok sinirlendim Baðýrýp çalýþmaya baþladým Oklavayla onu oradan çýkarmaya çalýþtým Direndi, epey direndi oradan çýkmamak için kararlýydý Ben de direndim ve oklavayla dürttüm onu Keþke yapmasaydým Birkaç gündür kara kedim Boncuk ortalýkta yoktu Hiç yapmazdý Günler geçiyordu ve ben gelmediði için üzülüyordum Bir yere gidip doðurduðunu düþündüm Bir hafta geçti herhalde Çok uzun geldi Kedim geldi. “Yavrular nerde?” diye soruyordum ona. Eve, balkonuma gelip gitmeye baþladý eskisi gibi, kedi mamasý, salam veriyordum ona. Bir gün güvercin kümesinin önündeydim. Kedim Boncuk aðzýnda bir þeyle geliyordu bana doðru bahçeden. Aðzýndaki þeyi fare sandým. Hayýr; yavrusunu getirmiþti. Yavruyu aðzýndan aldým. Odaya getirdim. Selenin içine koydum yataðýmýn ayak ucuna. ve diðer yavruyu getirdi. Ýlk gelen leopar gibi desenliydi, rengi koyuydu. Ýkinci yavru simsiyahtý, üçünü gelen leopar desenli gibiydi yine, dördüncü yavru alaydý. Birden dört yavru kedim olmuþtu, sevinçliydim. Ve aðýr sorumluluk, dertli geceler baþladý. Ýlk getirdiði yavru cansýzdý, “ölecek” dedi bizimkiler, ilk getirdiði yavru öldü, ala yavrunun gözünde gençlik hastalýðý vardý. Veterinere gitti, krem Damla… ufacýk kreme 100 lira verdim. Haram olsun! Baktým anne yavrularýn boklarýný yalayýp yutuyor. Bir gece anne kedi selenin dýþýnda yataðýmýn üstünde miyav edip edip duruyordu; uyuyorum, kaç gecedir böyle yapýyordu ve anlam veremiyordum; sonra anladým ki; “yavrulara çýkýn oradan, ayaklanýn, yanýma geldin” mesajý veriyormuþ. Oysa anne kedi anneliðe dair hiçbir eðitim almamýþtý, þaþtým. Yavrular sele içinden çýkma savaþýna baþladýlar, sürünüyorlardý ve sele dýþýna bir iki bir iki çýkmaya baþladýlar. Bin bir emekle… 2 aylýk oldular. En büyüklerinin adýný “Deli Bekir Demir” koydum, en uzun ve iri olandý. Ala yavrunun adýný (kör oldu) “Zor” koydum sonra “Ruhi, Nuri.” Siyah yavruya ise “Kara Þimþek” adýný koydum, sonra yýldýrým gibi hýzlý olduðunu fark ettim. Salam vermek için; “pisi pisi” dediðimde yýldýrým gibi hýzla geliyordu, þaþýyordum, diðerleri daha yeni uyanýrken o yanýmda bitiyordu, siyah ve en büyükleri kapýþýp duruyordu, abi kedi siyaha sert giriyor, siyah kedi baðýrýp kaçýyordu zorda kalýnca. Sonra iþ deðiþti, siyah üstünlüðü ele geçirdi, çok zekiydi, akýllýydý, ne yapacaðýný biliyordu, usta bir kedi gibi hareketler sergiliyordu, usta bir kurt gibiydi, bir vahþi kedi gibi hareket ediyordu, onda bir yetkinlik vardý, sanki her þeyin eðitimini almýþtý önceden, olgun bir kedi gibi hareket ediyordu. Abisi genelde kuyrukla oynamayý severken o kuyrukla hiç uðraþmazdý, kavga esnasýnda saldýracaðý tespit edip hücum ediyordu, korkusu yoktu. Yemek yerken hýrlardý kardeþlerine göz daðý verirdi. Bir keresinde kedilere parçaladýðým salamý veriyordum. Salam parçalarýndan biri Deli Bekir’in önüne düþtü, kedi onu alacaðý sýrada Karam Þimsek atýldý ve yedi salamý ve ben ikinci salamý atmýþtým, Kara Þimsek o salamý da yerken abisi mal mal bakýyordu. Bu beni güldürdü. Siyah yavru kedi sürekli beni takip edip zihninde notlar alýyor, yaptýðým iþleri inceliyordu, bir kere kuþ kümesine girdim, farkýnda deðilim içeri girmiþ, kuþ havalandý, Kara Þimþek kuþu yakalamak için fýrladý ve sýçradý. Kuþtan korkar yavru kediler; korkmamýþtý. Denizliðe çay bardaðý býrakýyorum, týrmanýp gelip çay bardaðýný kokluyor. Sürekli bir araþtýrma yapýyor dedektif gibi. Gelelim Nuri adýndaki kör kediye. Sanki görüyormuþ gibi bir teknik geliþtirdi, balkon duvarýný takip ediyor baþýyla. Eþyalarý takip ediyor burnuyla, kafasý hafif deðince yönünü buna göre belirleyip ilerliyor, hemen duruyor, kafasýný, koku duyusunu kör bastonu gibi kullanýyordu, diðerlerinden geri kalmýyor, oyun oynuyor, zýplýyor; ama çoðunlukla Deli Bekir ve Kara Þimþek ikili takýlýyor. Nuri de onlarýn arasýna karýþmaya çalýþýyor, karýþýyor da. Balkona kafes teli çektim ki kedileri çalmasýnlar, kediler yola atlamasýn diye. Kara Þimþek anneden görmüþ olmalý ki denizliðe çýkmak istedi, tel bariyeri engel oldu, aldým onu oradan, orada bir boþluk vardý, oraya hemen bir çivi çaktým. Kara Þimþek tekrar ayný yere atladý, ileri gidemeyeceðini anladý, aþaðý düþtü. Derken kara yavru kedim kayboldu. Gidip arayamadým. Ertesi gün fýrsatým oldu, fotoðrafçý arkadaþa sordum, “karþýya geçmek istedi, araba ezdi, tam baþýndan ezdi, þuraya attým, sonra kokar diye çöpe attým. En sevdiðim kedim aþýrý güvenin, korkusuzluðun bedelini canýyla ödedi. “Orospu çocuklarý buradan 70, 80’le geçiyorlar.” Sonra… Deli Bekir ve kör kardeþi… artýk birlikte takýlmaya baþladý. Oyun oynuyorlardý, çok ilginç bir þey oldu, abisi kardeþinin kör olduðunu anlamýþtý, onunla oyun oynayabilmek için ufak mýrýltýlar çýkarýyordu ara ara, þöyle der gibi: “Hey kardeþim bak bana!” “Ben buradayým!” “Kardeþim geliyorum!” “Kardeþim kaçtým!” “Kardeþim þu tarafa koþuyorum, takip et!” Küçük, kýsacýk mýrýltýlar, iþaret fiþeði gibi. Vay be, 2 aylýk kedi kardeþiyle oyun oynayabilmek için ona sesiyle mesaj yolluyor, ses vermese kardeþi ne tarafa gideceðini, ne yapacaðýný bilemeyecek. Kardeþine bir pusula veriyor sesiyle. Kara yavru kedimi kaybetmenin acýsýný yaþýyordum. Ve; “Allah verdi Allah aldý” dedim, öteki dünyada benimsin…ama…korkusuzluk…böyle yapmamalýydý…balkondan uzaklaþýp diðer evin bahçesine girmemeliydi, hatalýsýn yavrum. Ve bu gece kedilere kýymalý bir yiyecek verirken…baktým abi kedi yiyecekten büyük bir parça alýp hýrladý, kaçacak gibi öteki tarafa yöneldi. Mal kaçýrýyordu sofradan, yiyecek. “Ne biçim abisin, s.kerim abiliðini!” deyiverdim sinirle. Bir tokat indirdim; zararsýz, Kara Þimþek Öldüðünde hiç aðlamadým Ama þimdi durum baþka… Bambaþka bir kediydi, bir sihri vardý Bana beni sevdiðini söylemiþti Artýk bunlarla, anýlarýyla idare edeceðim Ölene dek ve öteki dünyada buluþacaðýz! Diðer bir kedim de doðururken ölmüþtü Hep kötü þeyler olacaðýný hatýrlardým Ama çok çabuk oldu bu kez Çok iþi bilen bir kediydi Jack London romanlarý gibiydi. Yaðmur damlasý Beni sevdiðini söyledi Sonra saðanak baþladý bugün Domatesin de senin hakkýnda bir fikri var. Bir patates, bir ot parçasý, bir yaðmur damlasý, bir kedi miyavlamasý…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |