..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Ýsa Kantarcý




19 Nisan 2024
Dindar Kýzýn Kendini Arama Çabalarý  
Ýsa Kantarcý
KURGU BOKU YOK. YAÞADIÐI ACI GERÇEKLER. ACI GERÇEKLERÝMÝZ VAR ÝÞÝN ÝÇÝNDE.


:CAH:

Dindar Kýzýn Kendini Arama Çabalarý


Simsiyah Hücremle Tanýþtýracaðým Ýnsanlarý
Çünkü nasýl hayatta kaldýðýma dair formülleri kimse bilmiyor.
Bu iþinize yarayacaktýr.
Bu bedensel ve ruhani varlýðýnýzý tuzaklardan kurtarmanýza yardýmcý olabilir.
Ruhsal kurtuluþ tek önemli þeyler hayatta. Gerisi yalandýr.
Ve yaþam akýl almaz tuzak ve zehirlerle döþenmiþtir insanlar, þeytanlar ve kötücül enerjiler tarafýndan.
Ýki intihar denemesi çok faydalý bir þeydir.
Tabi hayatta kaldýysan.
Kaldým.
Kalamadý baþý örtülü kýz alýþveriþ merkezinde kendini betona atarken…kimse onun hikayesini merak etmedi, araþtýrýp yazmadý.
Benim içim acýdý, denedim çünkü ve hayatta kaldým…þans!
Benimki beton deðildi ama…toprak..araç üstü…


Yazar Olarak Baþarý Elde etmenin formülü

Birçok þarkýcý boktan þarkýlarýyla üstelik boktan ses tonlarýyla tarihe geçti, klasikler arasýnda yer aldý, nasýl oluyor bu iþ?
Þaþýyor insan.
Bilinçler boktan demek ki.
Adýný vermiycem… tarihin en boktan gruplarýndan, adamýn sesi kýz gibi, þarkýlar klipler iðrenç, kitleyi etkilemek amaç, ama solist pek meþhur olmuþ, baþrolde oynadýðý film var.
Hayret.
Müzik tarihi boktan þarkýcýlarýn zirvede olduðu yýllarla dolu.
Eþcinsel bir þarkýcý var, cinsel þeysi onu ilgilendirir de..ama adamda hiç ses yok, tarihin en kötü þarkýlarýný seslendirmiþ, klipleri iðrenç, nasýl olur da meþhur oluyor?
Yani bok da olsa her þeyin alýcýsý var.
Eþcinsel…çevresi…adam bunlarla meþhur olabilmiþ, youtube’de klipleri döner durur.
Böyle boktan kýyamet kadar çok þarkýcý var.
Edebiyat tarihi boktan kitaplarla dolu, bunlar çok satýlmýþ.
Yerli ve yabancý edebiyat.
Çok övdükleri kitabý alýp okuyorum, bok gibi geliyor bana.
Hep böyle oldu.
Yalan dolan övülen kitaplar.
Ha; onlar boktan ürünlerle, çöplerle meþhur olup parayý balya balya götürdülerse sen de meþhur olabilirsin, bunun yolu bilgi edinmekten geçer.
Teknik yardým þart.
Bakýyorsunuz her yerde sitelerde tonla yazar var, bu sitede.
Ben yazdým oldu diye bakarlar, araþtýrmazlar, duygusal bakarlar, merak etmezler, eleþtiri almazlar, sormazlar, soruþturmazlar, siz neden meþhur olasýnýz ki.
Meþhur olmak için beden ödemediniz ki. Emek de harcamadýnýz ki.
En basit konularý düzgünce vurucu iþlemek yeter. Nedir bunlar.
Kardeþ iliþkileri, kardeþ sevgisi, aþk, aile iliþkileri.
Sevgi merkezli iþler. Okurun kalbine ruhuna geçecek iþler, bunlarý film gibi anlatmak þart.
Dili kullanmasýný bilmek þart. Þiir bilmek þart.
Pandemi döneminde insanlar en çok Sabahattin Ali kitaplarý okumuþ. Bu adam basit konularý ele alýr, sevgi merkezli yazar, dili iyi kullanýr, Türk ve dünya okurunun sevdiði budur.
Sevgi tamam da günümüz okura yetmez bu, bu sevgi aþk iliþkisini yazarken iþin içine suç, pis þeyler, garip þeyler ekmek lazým, okuru bu çeker, konuyu öyle yerlere taþýmalý ki yazar, okurun çarpabilsin. Buna yazar numaralarý, yazar buluþu, yaratýcýlýðý derler.
Ýþ bu kadar basitken ortam yazar olmaya çalýþan ama asla olamayacak binlerce yazarcýkla dolu, neden baþaramazlar; kafalarý basmaz, göremezler gerçekleri. Ben onlarca yýl harcadým baþarýlý olmak için, ve iþin ruhunu çözdüm.
Ýþin ruhunu çok az insan bilir ve uygular.
Amerikalý yazarlar onca boktan korku kitaplarýyla nasýl meþhur olmuþ, adamýn kitabý 350 milyon satmýþ ve boktan tonla kitabý film olmuþ.
Tam kafayý yemiþ ve fantezi dünyasýnda yaþýyor, ruh ve sinir hastalýklarý hastanesinde 400 yýl tedavi görmeli.
Ha; kimi okur, çoðu böyle þeyleri seviyor. Yozlaþmýþ okur bu.
Geliþmiþ okur fantezi dünyasýnda dolanmaz ki.
Ortaokul, lise öðrencilerini kandýrabilirsin boktan korku kitaplarýyla.
Kore dizisiyle büyüleyebilirsiniz onlarý.
Ben hangi tip ailelerinin o kore dizisini izleyen çocuklarý yarattýðýný düþünmek istemem, evladým olsa keser parçalarým onu. Benden kore dizisi izleyecek evlat çýkmaz, çýkamaz. O evladýn .mýna koyarým…

Benden çýkacak evlat uyuþturucu baðýmlýsý olmaz, olamaz, ona dünyayý dar ederim. Ýntihar da edemez, ona dünyayý dar ederim.
O tip aileler çocuklarýyla gerçek ruhani iletiþim kurmayan kof ailelerdir.
Benden çýkacak çocuk hýrsýz da olamaz.
Çok üstün bir þey olur, olmak zorundadýr.
Bir keresinde hýrsýzlýða baþvurdum.
Annem ise hýrsýzlýðý asla sevmeyen biridir, canýyla diþiyle hýrsýz evlada karþýdýr.
Fakat ben bunu bilmiyordum lise çaðýnda.
Kantinde çalýþtýðým dönemde fiþleri çaldým, 15 kadar küçük fiþ, plastik, para yerine geçen.
Ve annem nasýl olduysa gardropta ceket cebindeki fiþleri fark etti ve beni çaðýrdý, ne bunlar dedi, dehþete kapýldým korkudan ve cebimde unutmuþum dedim, ve hemen onlarý alýp kantine gizlice aldýðým gibi yerine koydum ve ilk hýrsýzlýk denemem bitti, tükendi, bir daha öyle þeye sapmadým.
Benim annem benimle öyle ruhani ve yürekli ilgilendi.
Ben bu yüzden hiçbir kötücül þeye köklüce sapmadým, sapamadým, annem peþimde dolandý durdu, sonunda yazar oldum, annemin gurur duyacaðý bir noktaya çakýlý kaldým durdum.
Annemle babamla çok kapýþtým durdum ama utanýlacak bir durum yerine ilahi bir durum ortaya çýktý.
Yoðun din baskýsýyla, iðrençlikleriyle tam tersi bir yöne gittim ve sonra yýllar sonra ortaokulda okuyan bir kýz çocuðuyla (13) yaþýnda…sohbet ettim, edebiyat sitesinde, bütün kýz arkadaþlarýnýn bir sürü sevgilisi varmýþ, tek benim yok, bir kýzýn bir sürü sevgilisi olduðunu duyunca þok geçirdim.
Alýn size dindarlýk…sonuç bu…
Dinden bunalan baygýnlýk geçiren milyonlar var.
Sevgi lazým…
Bana dinle minle vs ile öðretmeye çalýþtýklarý her þeyi su gibi öðrendim ve onlarýn bilmedikleri her þeyi öðrendim kapýþa kapýþa…üzüle üzüle..aðlaya sýzlaya, öfkelenerek..kaybederek…

Tek isyaným var, insanlara…
Allah’a isyaným yok, olmadý da..
Sonra…din baskýsýnda…çevre baskýsýnda…haraptar olan…bir kýz yoluma düþtü…
Hayatýmda tanýdýðým en güzel þey..annem babam ve kýz kardeþlerimden sonra o kýzdýr…
Kore dizisi asla izlemezdi…
Onu yoðun dindarlýkla büyütmüþlerdi…ve kýz bu dindarlýðý sevmiyordu, onu kara çarþaf altýna sokmak için giriþimde bulundular. Bu kýz da benim gibiydi, o þeylere kapýlmak istemiyor, kendini gerçekleþtirmek istiyor, o þeylere boyun eðmiyor, delice hareket ediyor, dindarlaþmayý reddediyor, en boktan tiplere vuruluyor, gelip bana anlatýyordu.
Saf, iyi yürekli…dindar kýzý ne edeyim, gelip bana dertlerini anlatýyor, gidiyor, abi diyor usul, kibar sesiyle bana, ya ne edeyim dindar kýzý, çok hoþ suratý var, hep siyahlar giyer, hep baþý kapalý, ya ne edeyim ben bunu, moral veriyorum, kýçýna basýyorum tekmeyi; gidiyor, ben bu kýzý öpeyim, bununla seviþeyim diye bir düþünce içimden geçmiyor, geçemiyor, bu kýzda özel bir þey fark ettim. Muazzam yalnýzým bu arada.
Her yeri kapalý kýza bir gün kalçasýný merak ettiðimi söyledim netten ve birkaç gün sonra pardösüyle geldi odama. O lanet siyah þeyi çýkardý, öne eðildi, odaya gelen küçük ablamla sarýlmak için, kýzýn arkasýna baktým, öne eðilince siyah pantolon gibi þey arkasýnda beyaz külotu görünmüþtü, heyecanla içim yandý, alev hissettim kalbimde.
Ablam kýsa sohbetin ardýnda odayý terk etti, kýzla baþ baþa kaldým.
Siyah tayt giymiþ, þoke olmuþtum, (insanmýþ, diðer kýzlar gibi) ötede günlük duruyordu, “onu bana verir misin?” dedim. Ayaða kalktý, kalçasýný görebildim, birkaç adým attý, bana döndü, onu süzdüm ve gözlerine baktým, inanýlmaz güzeldi, tatlýydý, zarifti.
Yanýma oturdu, birlikte þiir yazmayý düþündüm, “kolumu omzuna atayým” dedim, yapmadým, yapamadým, doðru gelmedi. Sonra delice piþman oldum tabi…


Sonra.
Yine bir gün odama geldi, “annenle konuþayým” dedi, içeri gitti, cep telefonunu yanýma koydu, içimdeki ses dedi ki; “aç bak telefonu,” açtým; þoke oldum. Fotoðraflarda çýplaktý, gözlerime inanamadým, bu neydi, sinir oldum, bu neydi orospu gibi çýplaktý, olamazdý, bu büyülü kýz çýplak halde neydi böyle? Algýlayamadým; korkunçtu. (kendi uydurduðum ve onun dindarlýðýndan bulaþan…o ilahi saçmalýklarý bir kenara attým; heyecanlandým.
Siyah iç çamaþýrlarýyla boy aynasýnda banyoda poz veriyor, önden, arkadan, her þeyini gördüm, ufak memeler, zarif bel, beyaz, ay gibi beyaz vücut, kusursuz bir vücut, bacaklar…bel mükemmeldi…bir bacaðýný öne atýyor, bana bu film gibi sonsuz çekici ve þiirsel geldi.
Sokaklarda sahillerde bunlardan tonla vardý; ama hiçbirinde böyle mükemmel hissetmemiþtim, çarpýlmamýþtým.
Tam bu sýrada annesi aramaz mý? Panikledim, onun annesi de annem gibi delice dindardý, telefonu açsam mý açmasan mý diye düþündüm, açmadým ve meþgule de düþürmedim.

O kýz bana hazinesini göstermeseydi onla asla iþim olmayacaktý, sonra düþündüm, “o fotoðraflarý benim için mi çekti diye?”
Bunu ona zaman gelince soracaðým.
Ýçerden geldi ve yanýma oturdu, nasýl anladýysa, “sen cep telefonumu karýþtýrdýn?” dedi.
Yalan attým.
Israr etti, “evet” dedim.
“Kýzdým” dedi.
Kýzmýþ gibi öfkeli deðildi ama.
“Özür dilerim” dedim.
Ruhuyla konuþuyordu, bunu yýllar sonra anladým. Çýplak fotoðraflarýna baktýðým için zerre rahatsýz görünmüyordu; sanki bunun olmasýný istemiþ, sanki görevi gerçekleþtirmiþ gibi bir haldeydi.
Bu düþsel manzara sürekli benimleydi, aklýmdan çýkmýyordu, delirmiþ gibiydim.

2

Neyse ki cep telefonumla o fotoðraflarýn bazýlarýný fotoðraflamýþtým, sýk sýk onlara bakýyordum.
Uzun zaman oldu, deðerli kýz görünürlerde yoktu, babasý kamyon þoförüydü, iri yarý, kasketli bir adamdý. Markete gidiyordum, adam beni gördü selamladý, utandým, cep telefonumdaki kýzýnýn fotoðraflarý aklýma gelince korktum. Onlarý silecektim. Sonra elim varmadý, kalsýn dedim.
Deðerli kýza internetten birkaç cümle yazýyor, nasýl olduðunu soruyordum, üstüne düþersem havalara girer diye. O hep gelirdi, yine gelir diye düþünüyordum, kendimi öykülerime vermiþtim, onlarý bitirmeye çalýþýyordum.
O soðuk kýþ gecesi ondan bir mesaj aldým.
“Evlendim ben” dedi.
Ýnanmadým, evlilik fotoðrafýný attý, evlilik dairesinde çekilmiþti, makyajý berbattý, yanýnda yakýþýklý bir genç adam vardý.
Þoke olmuþtum.
“Yazýn düðün olacak, seni de davet edeceðim” dedi.
Üzülmüþtüm.
“Mutlu olursun umarým” türünden bazý yalanlar attým. Oysa onun gebermesini diliyordum, ama kýzgýnlýðým yanlýþtý, onunla yazýþmayý kesmek, onu engellemek, onu tokatlamak, ya da ona aðýr küfürler etmek istiyordum. Ýçimden çok kötü þeyler geçiyordu.
Nasýlsýn diye hiç sormadý, ne yapýyorsun diye sormadý.
Bana altýn hediye edersin herhalde dedi gülücük attý.
“Ebenin amýný alýrsýn” dedim içimden.
Çok ucuz bir tencere alýrým, kocan kafana fýrlatsýn diye. Kafan yamulsun.”
Güldü.
“Neden böyle dedin?”
“Evlilik iþleri sana göre deðil bence. Kimseyle anlaþamazsýn sen.”
“Hým” dedi.
“Onu ne kadar tanýyorsun?
“Tanýmýyorum; görücü usulü baþladý. Ama çok iyi biri.”
“Kaçmam lazým” dedi, defolup gitti.
Çok geçmeden kesin boþanýr, sevdiði adamlarý bana anlatýþtý, sap saçma tipleri seviyordu. Çýkarcý ve kýro tipleri seviyordu. Uzun boylu, yakýþýklýk görünen bir tip oldu mu tamam; hemen kesiliyordu. Düþünceler, fikirler…bunlarý hiç umursamýyordu, kýskanç, öfkeli tipleri seviyordu. Ama kýskanç sevgiliye yalanlar atmak konusunda uzmandý, evden çýkma diyormuþ bir sevgilisi, evdeyim deyim dolanýyormuþ dýþarda bir yerlerde. Ben ona acýr, moral verir, böyle tipler seni anlayamaz derdim, dert yanardý, ne çok derdi varmýþ, bunlarý sadece bana anlatýrdý, bir gece yazýþýyoruz, regl oldum dedi, benim gözlerimin önünde orasý capcanlandý ýþýklar içinde. Baþka bir gece yazýþýyoruz, “ne yapýyorsun?” dedim.
“Göðüslerime krem sürüyorum.”
Dondum kaldým, antik bir heykel oldum bilgisayar baþýnda. Dondum kaldým gözümün önüne memeleri geliyor, düþünüyorum, nasýl memeler, nasýl yani, uçlarý nasýl peki? Haydi durma durma; sor.
Sorsam mý?
Tam sýrasý sor haydi.
Sorarsam ona asýlmýþ olacaðým. Kýzabilir.
Ýçim gitti ama memelerine dair soru sormadým. Çünkü bu deðerli kýza adi bir þey yapma dedim. Bu kýz diðerleri gibi deðil.
Baþka bir gündü, odamdaydý, konuþurken kabýz olduðunu söyledi, babasý erik kurusu almýþ filan. Doktora gitmiþ, doktor krem vermiþ.
Hemen gözümün önüne kýçý geldi, oraya krem sürme anlarý.

3

Gelip gidiyordu ve günün birinde ona odamdan ayrýlýrken sordum korkarak; “seni kucaklayabilir miyim?”
Ondan sonra her gidiþinde ona sarýldým, bu hafif bir sarýlmaydý, kibarca, ve iki elimle baþýný tutup yanaklarýný öpüyordum. Ýzin vermeyecek, kaçacak diye korkarak.
Bir sevgili bulurdu, çok sürmez, biterdi o iþ. Evlilik iþi de öyle olacak diye düþünürdüm, bu kýzýn kýymetini bilmiyorlardý o da aptallara sarýyordu kafayý.
“Bir gün yine bana gel” dedim.
“Evliyim gelemem” dedi.
Ondan umut kesmiþtim, sonra bir gece bana yazdý, “yarýn sahilde buluþalým.”
Çocuk gibi sevinerek sahile gittim, yolda gördüðüm çiçeklerden kopardým ona.
Üzgündü. Sigara yakmýþtý. Sigara içemezdi, öksürürdü; ama yakmýþtý. Hayalet gibi bakýyordu.
Aðlamaya baþladý.
“Neyin var?”
Ses vermedi.
“Ne oldu?”
“Almanya’da öðretmenim demiþti, yazýn düðün olunca Almanya’ya gidecektik, Van’a annemleri görmeye gidelim dedi. Gittik herkes kürtçe konuþuyor, tek kelime anlamadým, çok eski bir köy eviydi, ahýr yakýndý, gübre kokusu vardý evin içinde. Ýki yaþlý insan, bir sürü çocuk. Bir nene. 3 kadýn. Küçük ev çok kalabalýktý. Ýki bekar kýz kardeþi ve ablasý. Ablasýnýn kocasý ölmüþ, beþ çocukla gelmiþ bu eve.
Düðün olduktan sonra bu evde kalacakmýþým, o da öðretmenlik yaptýðý köye gidecekmiþ, orasý uzakmýþ, orada kalmasý gerekiyormuþ, ben de çoluk çocuða kahvaltý hazýrlayacakmýþým sabahýn köründe, sýðýrlara bakacakmýþým, on taneymiþ. Tavuklar varmýþ, 30 koyun. Detaylý detaylý anlatýyor, kocamýþ anasýna babasýna da hizmet edecekmiþim. Tezden kürkçe öðrenmeliymiþim, internette her þey varmýþ… Kandýrdý beni göt herif.”
“Neden evlendin ki?”
“Bizim ev kalabalýk, sorunlu, insanlar birbirini yiyor, týmarhaneden beter bu evden kurtulmam lazýmdý, bari Almanya’ya gideyim de hayatýmý yaþayayým dedim, burada bir iþe girsem çok az para verirler, ömrün çürüsün, akþama kadar çalýþ, gel yemek ye, yat, sonra ertesi gün yine iþte git, Almanya’da olsam iyi bir maaþým olurdu, bizim ev kalabalýk ve para sorunu bitmiyor. Ama Almanya diye gideceðim yer bizim evden kat be kat kötü durumda, daðýn baþýnda bir köy, gece tek sokak lambasý yok, her yer simsiyah, her yerde köpekler var, ve çok acý soðuk. Kýrsal alanda kafayý oynatýrým herhalde. Televizyon bile yok. Tandýr diye bir þey var, yerde çukurda ateþ, orada ekmek piþiriyorlar, oraya girdim dumandan boðuldum, diðerlerine bir þey olmadý, kuru inek boku yaktýlar, genzim yandý kusacak gibi oldum; dayanamadým çýktým, onlar güldü, ben bu terk edilmiþ virane yerde ne ederim, gece caným sýkýlsa komþuya oturmaya gidemem. Düðün hediyesi o ucuz tencere olayýn gerçek çýkacak gibi. Ben kafasýný patlatýrým bu adamýn, orospu çocuðu bana Almanya’da gül gibi geçinip gideceðiz demiþti. Almanya’ya dair bir sürü þey anlatmýþtý.

4

Bilgisayar baþýnda sabahlýyordum, bitirmem gereken öykülere yoðunlaþmýþtým, gecenin belli bir saati ne yazmak ne de baþka hiçbir þey gözüme güzel görünmüyordu, dýþarý çýkýyordum, kafayý daðýtmak, yenilenmek için dolaþmak en iyisidir, karanlýk yollarda yürüyor, gecenin sessizliði ya da seslerini dinliyor, soðuðu hissediyor, sokak kedileri, köpekler, yollara sarkan aðaç dallarý. Bazen hava hafif yaðmurlu oluyordu.
Annem uyanýyor; gecenin bir yarýsý nereye, bok mu arayacaksýn dýþarda diye kýzýyordu, az dolaþýp geleceðim diyordum. O gecelerin birinde erkek kardeþim, odama geldi sigara yaktý ve þöyle dedi; çok büyük bir iþ peþindeyim, bana yardým edersen payýný alýrsýn.
Zannettim mi bir boya iþi aldý, ara ara bu iþi yapardý, binalarýn boya iþini alýr, yanýnda birkaç kiþi çalýþtýrýrdý, bazen de tesisat iþi alýrdý, bu konuda da yardýmcýlar çalýþtýrýrdý,
Sana tabi ki yardým ederim dedim, bana da para lazým.
Birilerinin pahalý motorlarýný çalmaktan söz etti, onlarý çalýp kamyona yükleyecektik sadece, kamyon onlarý suriye, ýrak gibi ülkelere götürecekti,
Sen çýldýrmýþ olmalýsýn dedim,
Ya ne ilgisi var, gidip keþif yaptým, adam motoru apartmanýn önüne park ediyor ve sýk sýk kontak anahtarýný da üstünde býrakýyor, yaþlý bir adam, yetmiþ yaþýnda var, motoru yeni almýþ, iyi kullanamýyor, kaza yapacak sakat kalacak, ailesinin baþýna bela olacak, biz ona iyilik yapmýþ olacaðýz. Baþka bir motor daha var, bir zibidinin motoru, üniversite öðrencisi, sevgilisiyle gezip duruyor, evin bahçesinde duruyor motor, bahçeye girmek çok kolay, yazlýðýn bahçesinde, orada gece kimsecikler olmuyor. Motoru alýp yoldaki kamyonete yükleyeceðiz sadece. Brandayý kapatacaðýz; tamamdýr, her bir iþ 15 dakikadan az sürer.
Ben bu iþe girmem kardeþim dedim. Baþýný belaya sokacaksýn.
Birkaç gün sonraydý. Ben gecenin üçü sokaða çýkacaktým, yaðmuýrlýuydý hava, bir de baktým yoldan elinde sigara geliyor biri, kardeþimdi bu. Yüzü gözü morarlmýþ, birinden fena dayak ymiþ. Motoru çalmaya gittiði semtte birkaç serseri sataþmýþ buna, aðýz dalaþý kavgaya dönmüþ.
Ýyi olmuþ sana diyecektim, demedim, namuslu iþler peþinde koþmalýsýn.
Acýdým ona. Ya çok salakçaydý belki ama

5

Deðerli kýzdan tek mesaj yoktu, acaba nasýldý, neler yapýyordu. Pazar günüydü, akþam oluyordu, yine bilgisayar baþýnda sabahlamýþtým, çay yapmak için mutfaða gittiðimde ablamý esrar içerden gördüm.
Sen ne yaptýðýný sanýyorsun. Nerden aldýn onu
Güldü.
“Sende ister misin?”
“Annem onu görürse seni mahveder.”
Güldü yine.
“Annem nerde?”
“Pazara gitti.”
“Bari git odanda iç þu boku.”
Kahvaltý yapýp dýþarý çýktým, yapacak bir iþ yoktu her zamanki gibi. Mutfak camýna yaklaþtým, abla bir miktar para verir misin?”
“Gidip iþ bulsan iyi edersin yaþýn 37 olmuþ, yazar olacaðým saçmalýðýndasýn.”
“Ya kitabým basýlacak satýlacak, o zaman para olur, bu iþ sandýðýn gibi kolay deðildir.”
“Beþ kuruþun yok, günlük iþler yap.”
Arada yapardým.
“Ablam 10 lira uzattý.
Þaka yapýyor herhalde, ben de þaka yapayým diye düþündüm: Teþekkür ettim.
“Gel lan” dedi, 100 lira uzattý.

Pazardan tepeye gidecektim, oralarý yeþilliktir, iç çamaþýrlarýný gördüm, delirdim, renk renk, sutyen, külotlar, ne kadar güzeller, bunlardan deðerli kýza alayým diye düþündüm, onun vücudunda gördüm iç çamaþýrlarýný, aklým gitti, ama gidip adamdan nasýl satýn alacaðým, utanýrdým, sigara yaktým ve orada bir yerde dikilip iç çamaþýrlarýna, satýcý adama bakýyordum. Cesaretimi topladým ve yaklaþtým sergiye, araya girdim, oradaydý iç çamaþýrlarý, askýdaydý.
Renk renk birçok iç çamaþýrý takým aldým. 150 lira da bende vardý, ablamýn parasýný da katmýþtým, sonra marketten sigara yakýp tepeye çýktým, tepede ýssýz bir yere geçtim, açýp baktým çamaþýrlara, kokladým, bunlar deðerli kýzýn bedeninde nasýl olurdu? Ýlah gibi olurdu, þiir gibi olurdu, ama ben göremeyecektim, evli olurdu, onlarý giydiðini kocasý görürdü, olsun, ne yapalým, ben ise onu hayal ederdim, satýn aldýðým iç çamaþýrlarý vücudunda olacaktý, her yerine deðecekti, bacak arasýný saracaktý, memeciklerini saracaktý, benden bir parça vücudunu ýsýtacaktý, bu teskin ediciydi, bu huzur vericiydi. Onun tatlý vücuduna para verip satýn altýðým giysilerin olmasý… gurur vericiydi. Hayal etmesi bile rahatlatýcýydý, düþ gibiydi.

6

Acýkmýþtým, eve geldim mutfaða girdim, annem patates kýzartýyordu, elinde sigara vardý.
Masadan sandalye çekip oturdum.
“Anne, esrar mý içiyorsun?” dedim.
Güldü.
“Bu fena deðilmiþ” dedi.
“Anne çýldýrmýþ olmalýsýn” dedim.
“Ablan verdi, bir dene” dedi.
“Aldýðým bütün haplardan daha etkili. Çok kötü bir þey dedikleri bu muymuþ ya, hiç de öyle deðil.”
Annem sigara bile içmezdi.
Çantada ne var, üç ekmek ya da sucuk mu aldýn? Dün gece sucuk alacaðým demiþtin, para vermiþtim.
“Yok.”
“Ne var çantada?”
“Önemli bir þey deðil.
“Ne var; söylesene?”
“Ya önemli bir þey yok.”
“Ver çantayý.”
Vermek istemedim ama gelip aldý.
Çantanýn içine baktý, bu iç çamaþýrlarý da neyin nesi, komþularýn iç çamaþýrlarýný aþýrmaya mý baþladýn? Yazar olacaðým derken sabahlara dek bir þeyler bir þeyler…oðlum kafan gitmiþ senin, git bu çamaþýrlarý aldýðýn yere koy…demek geceleri bunun için sokaklarda çýkýyordun…ya git kendine sevgili bul oðlum, bir iþ yap, bu çamaþýrlara ihtiyacýn yok mu? Bunlara bakýp mastürbasyon yapýnca hayatýn geliþecek mi? Normallikten iyice çýktýn, yaþýn 37 olmuþ, saçma sapan þeyler peþindesin. Eh hep evde pc baþýnda kala kala, bak derhal bunlarý aldýðýn yere koy, yoksa o bilgisayarýný paramparça ederim!”
Bu sýrada ablam girdi mutfaða.
Annemin kýzýp yere fýrlattýðý iç çamaþýrlarý görünce; “bu da neyin nesi? dedi, güldü, “anne çok haklýsýn, bu çocuk kafayý yedi. Ýnternette bir kedi okudum, geceleri komþularýn iç çamaþýrlarýný çalýp topluyormuþ bir yere, Amerika’da bir kedi bu, sapýk kedi, bizim evin de sapýk kedisi varmýþ meðer.” Gülüyordu.
Tam bu sýrada erkek kardeþim girdi mutfaða.
“Anne patates ne alemde? Bu da nedir, bu çamaþýrlar da nedir? Ýç çamaþýrlarý gök kuþaðý toplantýsý mý yapýyorsunuz?” Güldü.
Annem ablam bana saydýrmaya devam ederken. Erkek kardeþim de yüzüme, iðrenç bir þeymiþim gibi bana bakýyordu, “daha dün bana motor çalma diyene bak, acýnasý sapýk abim… “ bir çamaþýrlara bakýyor, bir bana.
“Ne oldun, kireç gibi soldun deðil mi? dedi erkek kardeþim, “yakalandýn tabi, foyan ortaya çýktý. Ben de diyordum geceleri abim nerelere gidiyor, tepelerde ne haltlar karýþtýrýyor diye.
Demek iç çamaþýrlarý avcýsýsýn.”
Yerden, saða sol saçýlan iç çamaþýrlarýný topluyordum. Bu salaklara tek laf etmeyecektim.



Devamýný sonra yazarým.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve arkadaþlýk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atlar ve Ýnsanlar (Aþýklar Ýçin)
Dað Köyünde Kýz Kardeþler (Burma Kadayýf)
Daðýýn Atmosferine Kapýlan Kýzlar
Ýstanbul Sözleþmesi
Bir Kýzla Bir Erkeðin Dostluðu
Zor Durumlarda Karakterini Koru
Bazý Kýzlar Çok Deðerlidir
Kara Þimsek ve Kardeþleri
Siyah Yavru Sokak Kedisi
Sevgi ve Arkadaþlýk Hikayesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þeftali Bahçesinde
Genç Kýzlarýn Ýç Dünyasý ve Dýþardakiler
Yýl 3050 Türkiye
Yýldýz Adam Hatýrasý
Zengin Kýz ve Tesisatçý Çýraðý
Ýlk Aþk
Ýyi Kýzlar Severken
Demir Kafes Kýzlarý
Parti
Kimseyle Vuruþmayýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Göðsümde Ateþ Böceði Gibi Parlayacak [Þiir]
Þimdi Yak Bir Sigara [Þiir]
Rüya Tarlasýnda Bitmiþ Bir Kýz Gördüm [Þiir]
Sahil Olduklarýný Hatýrla [Þiir]
Bir Kadýnýn Geliþim Süreci [Þiir]
Remzi [Þiir]
Seni Mutlu Edeceðim [Þiir]
Birds And Girls [Þiir]
Kapý Açan, Cebrail [Þiir]
Hayraný Olduðum Tek Þey [Þiir]


Ýsa Kantarcý kimdir?

yazar

Etkilendiði Yazarlar:
jack london


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.