..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




29 Þubat 2012
Christophe"un Masal Sokaðý : Milo (Keltoþ) , Jojo, Marie, Jorge ve Diðerleri  
Christophe Golondrino, beþ yýl Arjantin’de yaþadýðý þehirdeki sokaðý “Jojo Golondrino’nun Maceralarý” oyunuyla sahneye taþýyor.

Seval Deniz Karahaliloðlu


Jojo’nun baþýnda siyah bir fötr þapka. Jojo kendinden daha emin, daha atak. Marie ile kucaklaþýrlar. Tango yapmaya baþlarlar. Gösterinin büyük sürprizi. Parmak kadar iki kukla, hayat boyunca unutulmayacak bir Tango gösterisi sunarlar. Fonda Astor Piazolla’nýn müziði eþliðinde kendimizden geçerek izleriz bu olaðanüstü naif dansý. Aþkýn, yeteneðin, sevginin, müziðin, sanatýn, görsel estetiðin insaný sarhoþ eden karýþýmý izleyenleri kendinden geçirir.


:BAFD:
Christophe’un Masal Sokaðý : Milo (Keltoþ), Jojo, Marie, Jorge ve Diðerleri

Seval Deniz Karahaliloðlu

Küçük Jojo bisiklete biniyor. Küçük Jojo sokakta geziyor. Dikkaaat þov baþlýyor. Týpký Ayþegül tatilde serisi gibi. Jojo’nun ufak tefek bir kukla, aslýnda “siyah bir sinek” olduðuna bakmayýn o bu gösterinin vazgeçilmez yýldýzlarýndan biri. Soyadý da Ýspanyolcadan Ýtalyancaya çevrilmiþ. Jojo Golendrini. Kýsaca Jojo afili bir yýldýz. Sahibi yani oynatýcýsý Christophe, beþ yýl Arjantin’de yaþamýþ bir kukla sanatçýsý. Yaþadýðý þehri, semti o kadar sevmiþ ve benimsemiþ ki o yerlerin havasýný, atmosferini gösterisine taþýmýþ.

Ýzmir Güzelyalý Kültür ve Sanat Merkezi’nin sahnesindeyiz.Teatro Golondrino “sineklerden oluþan bir þov” sunuyor. Sanatýn evresel dilini baþarýyla seslere dönüþtüren kukla sanatçýsý Christophe Golondrino, “Jojo Golondrino’nun Maceralarý” oyunuyla hayalindeki sokaðý ve karakterleri sahneye taþýyor.

Geçen yüzyýlýn baþlarýnda Arjantin sokaklarýný süsleyen sokak lambalarý, 3864 numaralý Constitucion markalý sokak tabelasý, Brumaire boðaz pastili kutusu, geçen yüzyýlýn baþýndan kalma tahta bir bavul, 1920’lerden kalma bir radyo (Christophe’un babasýndan kalmýþ), üzerinde “Coffee Shop 5 Cent Open 24 Hours” yazýlý metal bir tabela, Lgons Tea yazýlý bir metal kutu ve üç büyük valiz bu çýlgýn, bu çok renkli dekorda ilk göze çarpanlar. Kapaðý açýk, her daim yola çýkmaya hazýr, bütün eþyalarý muntazam içine almaya müsait bir bavul. Bir kavuniçi ve bir koyu yeþil çok eski seyahat çantasý. Bütün bu nesneler geçen yüzyýlýn baþýnda sergilenen müzikalleri anýmsatýyor. Sahnede 1920’lerin havasý . Öylesine bir sokak manzarasý.

Kahve rengi kapaðý açýk bavul sýradan deðil. Onu özel yapan hikayesi. 1920’lerin yýldýzlarýnýn el ilanlarý, o dönemin magazin haberleri, tiyatro, müzikallerin el ilanlarý ve reklamlarý bavulun kapaðýnýn içine yapýþtýrýlmýþ. Christophe bir gün alýþ veriþ yaparken arkadaþlýk ettiði küçük oðlan çocuðuna eski tahta bir bavul aradýðýný söyler. Birkaç gün sonra oðlan çocuðu elinde þu anda gösteride kullandýðý bavulla çýka gelir ve bavulu Christophe’a hediye eder. Sanatçý eski aile yadigarlarýný, arkadaþlarýnýn hediyelerini, eskicilerden aldýðý unutulmuþ nesneleri, Bounes Aires’te oturduðu sokaðýn “sokak tabelasýný” bir araya getirerek gösterisinde tekrar yaþanýr kýlýyor. Diðer çay kutusu, boðaz pastili kutusu ve “5 sente 24 saat açýk kahve tabelasý” ise eskici pazarýndan alýnma. Küçük valizler büyükbabasýndan miras kalmýþ. Üzerinde Cafe de La Plage yazýsý olan kýrmýzý alet kutusu, Bounes Aires’de tanýþtýðý bir arkadaþýndan hediye. Çok eski, yer yer aþýnmýþ, paslanmýþ görünümüyle görmüþ geçirmiþ bir hali var.

Sahnede hasýrýn üzerine serdiði çeþitli dönemlere ait bu eski zaman nesneleri basit eþyalar olmaktan çýkýp özel bir kimliðe dönüþüyor. Sokak Tabelasýný hasýrýn kenarýna koymuþ. Christophe’un sokaðý, kuklalarýn nefes alýp verdiði, kendilerini var ettikleri sokak bu noktadan itibaren baþlýyor. Müziði, atmosferi, eþyalarý ile burasý artýk 1920’ler, hadi bilemediniz 1930’lardan kalma bir mahalle. Hala dokunaklý, naif ve dokunulmamýþ hissi veren korunaklý bir dünyanýn adresi. Modern zamanlarýn boðucu havasýndan sýkýlanlar için taze bir nefes gibi.

Ýlk olarak kocaman Milo’yu yapmýþ. Kukla yapým okuluna filan gitmemiþ. O sokaktan gelen, alaylýlardan. “Ben sokak okulundan mezun oldum, sokaklarda yetiþtim” diyor. Diðer küçük kuklalarý da kendisi yapmýþ. 7’den 70’e çok geniþ bir yaþ grubundan izleyicisi var. Gösteri baþlarken seyircilerine dönüp þöyle diyor. “Gözlerinizi açýp, dudaklarýnýzý kapayýn ve güzel vakit geçirmenizi dilerim” Dikkaaat. Gösteri baþlýyooor.

Sahneye ilk önce çok eski bir çalar saat çýkar. Fonda zil sesleri. Tik, tak, tik, tak, tik tak. Zýr, zýýýr. Saatin üzerindeki metal kulaklar titreþir. Sabah oldu. Kalkma vakti. Koca kafalý ahþap kuklamýz Milo (keltoþ) yattýðý yerden kalkar, açýk duran valizin içine eðilir, sonra vazgeçer. Aaaah, çok uykum var. Acaba saati yastýk yapýp uyusam mý? Derken Christophe, Milo’yu ayaðý ile dürter. Çaresiz Keltoþ sahnenin önüne gelir. Seyircileri selamlar. Sonra tekrar eski valizin önünde durur. Küçük kara tabelayý görür. “3 Dakika Sonra Þov Baþlýyor”. Eðilip bir kez daha bakar. Aman Tanrým! Þov baþlayacak ve bizimki hala ortalarda yok. Nerede bu? Eski kýrmýzý valizi açar ve dikkatle içine bakar. Onaylamayan bir tavýrla kafasýný iki yana sallar. Sonra Christophe’un kenarda duran eski adres defterinin kapaðýný kaldýrýp sayfalarýna bakar. Acaba telefon mu etsem? Sonra gider, kilimi kaldýrýp altýna bakar. Yok. Vah baþýma gelenler. Eyvah! Anlaþýldý . Milo birilerini bekliyor.

Fonda eski bir jazz-swing parçasý. Lester Young’ýn ve Belçikalý besteci Django Reinhardt’ýn besteleri eþliðinde hikayeyi izleriz. Ýþte o anda küçük sinek ortaya çýkar. Ýlk önce, “3 dakika sonra þov baþlýyor” yazýsýna dikkatle bakar. Sonra kapaðý açýk kýrmýzý seyahat çantasýnýn içine girer ve saklanýr. Hadi koca kafalý Milo’ya oyun yapalým. Milo sahneye gelir. Christophe’un bir ayaðýnýn üzerine oturur. Bacak bacak üstüne atar ve Jojo’yu yani sineði bekler. Christophe, Milo’ya kopya verir. Kýrmýzý bavulu iþaret eder. Milo, Jojo’yu görür. Ardýndan gider tabelayý çevirir. “Þov baþlýyor”. Sonra Christophe’u dürter ve aðzý açýk büyük kahve rengi valize girer. Uzun uzun esneyerek horlamaya baþlar.

Bütün ses efektleri bizzat Christophe tarafýndan gerçekleþtiriliyor. Özellikle çalar saatin çalmasý, dile gelip konuþmasý, sonra küçük Jojo’nun çýkardýðý býcýr býcýr konuþma sesleri, Milo’un horlamasý onun yeteneðinin bir göstergesi. Jojo ilk önce çalar saate bir güzel çatar. Neden beni uyandýrýyorsun? Sonra boðaz pastili kutusunun içinden küçük seyahat çantasýný çýkarýr. Gösterinin yýldýzý Jojo Golendri’nin mavi zemin üzerinde profilden yakýþýklý görüntüsü bez bir afiþ olarak sahneye yukarýdan aþaðýya doðru açýlýr.

Gösteride Jojo ve Marie gibi ana karakterlerin yaný sýra saat gibi yan karakterler de yer alýyor. Mesela saatin arka yüzü bir ihtiyar adamýn yüzü olarak tasarlanmýþ. Metal býyýklarý, sonradan eklenmiþ gözleri ile mükemmel bir büyük baba görüntüsü çiziyor. Sanatçý, kuklalarý kullaným becerisiyle izleyenleri büyülüyor. Kolayca masalsý bir atmosfer yaratýlarak, seyirciler bu masal dünyasýnýn içine dahil ediliyorlar. Burada kukla oynatýcýsý Christophe’un inanýlmaz yeteneði tartýþýlmaz. Küçük Jojo’nun boyuna bakmadan sahnedeki kovayý taþýmasý, saati iterek götürmesi, pastil kutusunun kapaðýný açmasý inanýlmaz bir baþarý örneði. Christophe bütün aðýr iþleri bizim ufaklýklara yaptýrýyor. Dekoru onlara taþýtýyor. Gösteriyi onlarýn akýcý, seri ve doðal hareketleri üzerine kuruyor. Jojo’nun kendi boyuna uygun mini minnacýk bir bisiklete binmesi ve sahnede bisikletle gezindiði bölüm gösterinin unutulmazlarý arasýnda yer alýyor.

Gelelim gösteriye. Uykucu Milo hala horlayarak uyuyor. Neyse nihayet kocaman bir esnemeyle uyanýr. Aðzýný þapýrdatarak kocaman kafasýný valizden çýkarýr. Eliyle yüzünü sývazlar ve valizin içinde ayaða kalkar. Sahnenin ortasýna gelir. Kara tahtaya bakar.
“Bölüm 2” yazsýsýný okur. Sonra, Jojo’ya bakmak için kapaðý açýk duran kavun içi küçük valize gider. Ýçine bakar. Jojo yok.

Neyse, iþ baþa düþtü yine. Ýçinde uyuduðu valize geri dönerek, içinden bir manivela kolu alýr. Valizlerin arkasýnda yer alan kocaman bir düzeneðin yanýna gider ve manivelayý yerleþtirdikten sonra kolu çevirmeye baþlar. Hoooop. Ortaya arka planda beyaz bezden yapýlmýþ bir ay dede çýkar. Üstelik yamalý bir ay dede bu. Öff, öff koca kafalý Milo çok yoruldu. Þöyle bir terini sildi. Seyircilere dönerek, iþaret parmaðýný dudaklarýnýn üzerine götürüp, bir þþþýýýt iþareti yaptý. Yani sesinizi çýkarmayýn.

Kýrmýzý üzerine beyaz puantiyeli bir elbise giymiþ küçük bir sinek Marie sahne boyunca uçar. Bu zarif bir bayan. Jojo’ya hoþ, çekici bir kýz arkadaþ. Þimdi aþk zamaný. Ýsmi Marie. Bir Ýspanyol güzeli. Gelir, valizin köþesine zarifçe oturur. Bu arada, Marie’nin varlýðýndan habersiz görünen Jojo elinde mimi mini seyahat çantasýyla birlikte gider kavuniçi valizin içine girer, kývrýlýr, horlamaya baþlar. Bu ufaklýklardaki horlama hastalýðý beni öldürecek. Çok þirinler. Þimdi uyuma zamaný mý Jojo? Hayatýnýn aþký seni beklerken. Sonra bizim güzeller güzeli Marie Jojo’yu uyandýrmak için valize girer. Tanýþýrlar.

Christophe “uyuyan güzel” masalýný ters yüz ederek modern zamanlara uyarlýyor. Yani artýk yakýþýklý, güçlü, beyaz atlý prensler, kýrýlgan, yardýma muhtaç, narin prensesleri uyandýrmýyor. Artýk genç, güzel, havalý, kendinden emin, atik Marie’ler, horlamaya müsait, rahatýna düþkün, biraz tembel, uykucu Jojo’larý uyandýrýyor. Zaman deðiþti.

Marie’nin Jojo’nun üzerindeki etkisi hemen kendisini gösterir. Jojo’nun baþýnda siyah bir fötr þapka. Jojo kendinden daha emin, daha atak. Marie ile kucaklaþýrlar. Tango yapmaya baþlarlar. Gösterinin büyük sürprizi. Parmak kadar iki kukla, hayat boyunca unutulmayacak bir Tango gösterisi sunarlar. Fonda Astor Piazolla’nýn müziði eþliðinde kendimizden geçerek izleriz bu olaðanüstü naif dansý. Aþkýn, yeteneðin, sevginin, müziðin, sanatýn, görsel estetiðin insaný sarhoþ eden karýþýmý izleyenleri kendinden geçirir.

Öylesine ki yanýmda oturan beþ yaþlarýndaki küçük kýz yaný baþýnda oturan ayný yaþlardaki oðlaný dirseði ile dürter ve “hadi dans edelim” der. Oðlan oralý deðil. Aynen pýsýrýk Jojo’nun hali var üzerinde. Ama küçük cadý inatçý. Bir yandan dirseði ile yanýnda oturan oðlaný dürterken, diðer yandan “sana hadisene diyorum” diye ýsrar eder. Ama nafile. Oðlaný dansa kaldýramaz ama ben gülmekten yerlere yatarým. Zamane kýzlarý. Marie’nin birer kopyasý.

Muhteþem Tango gösterisinin ardýndan Marie ve Jojo uçarak beraberce valizin üzerine konarlar. Fonda romantik bir müzik. Býcýr býcýr sohbet ederler. Romeo’muz Jüliet’ine aþkýný ilan eder. “Seni seviyorum Marie”. Ama heyhat! Marie, Jojo’nun aþkýný ret eder. Jojo þaþkýn. Ama neden? Yanýt çok basit. “Seninle bir kez dans ettim diye sana aþýk olmak zorunda deðilim”. Ýþte bu kadar! Uyan Jojo, artýk modern zamanlardayýz. Marie, bu gereksiz aþk sohbetinden sýkýlmýþtýr. Uçarak beyaz ay dedeye konar.

Tam da bu anda, havalý rakip “Beyaz Jorge” beyaz bir zeplinle ortaya çýkar. Beyaz bisikletli zeplini ile beyaz yamalý ay dedeye gider, Marie’yi kapar. Jojo þaþkýn. Heeey, ne oluyor? Jojo deli gibi Marie’i arar. Nerede benim sevgilim? Jojo vazgeçmez. Kararlý. Marie’yi geri alacak. Ortaya kahve kutusundan yapýlmýþ teneke bir top çýkar. Üstüne ahþap dirseklerle tutturulmuþ beyaz bir kahve kupasý ile fonksiyonel hale getirilmiþ. Ýþe yarýyor. Jojo kendini topun içine atar, beyaz ay dedeye niþan alýr. Christophe topun fitilini ateþler. Buuummm. Ýlk atýþ baþarýsýz. Marie’ye kavuþmak için ikinci kez topun içine girer. Tekrar Buummm. Bu sefer, Jojo’nun siyah suretini beyaz ay dedenin üzerinde görürüz. Aþkýn ve fitilin þiddetiyle aþýk Romeo’muz beyaz ay dedeyi deler geçer.

Ama Marie ortada yok. Nerede benim sevgilim? Kalbi kýrýk aþýk TNT ile (üzerinde yazýyor) beyaz ay dedeyi havaya uçurur. Göz yaþlarý içinde kavuniçi bavulun içine girerek, kaybettiði aþkýnýn yasýný tutar. Aðlama sesine “sarý elbiseli bir sinek” karþýlýk verir. Kederinden iki göz, iki çeþme aðlayan Jojo’nun göz yaþlarý býçak gibi kesilir. Bavula uðrayan ve geçip giden “sarýþýn fýstýðýn” ardýndan bakakalýr. Hayatta herkesin ikinci bir þansý olmalý deðil mi? Jojo, sarýþýn fýstýðýn ardýndan gitmeye karar verir. Ne yapalým hayat devam ediyor. Yeni bir aþk mý? Kim bilir? Onun hikayesi de bir sonraki kukla gösterisine.

Christophe Golondrino ile kurduðu masalsý dünyanýn yýldýzlarýný, bu yýldýzlarýn nasýl oluþtuðunu, bu gösterinin nasýl hayat bulduðunu konuþtuk. Sorulara, kuklalarý sevmemizi, benimsememizi saðlayan býcýr býcýr “özel konuþma diliyle” baþlamak istedik.

SDK – Gösteride canlandýrdýðýnýz karakterlere seslerle hayat veriyorsunuz. Mesela Jojo’yu býcýr býcýr sesler çýkartarak konuþturuyorsunuz. Sonra çalar saatin seslerini ve gösteride yer alan diðer efekt seslerini çýkarýyorsunuz. Bu ses çalýþmasý için özel bir ders aldýnýz mý?
Christophe Golondrino – Bu benim özel sýrrým. Çok genç yaþlarýmda, çok utangaçtým bu nedenle sürekli çizgi film ve animasyon seyrettim. Bu iþe baþlarken, konuþma olmayan ama duygularýn ifade edildiði sessiz filmlerden esinlendim. Bu filmlerdeki karakterlerin duygusal tepkileri nasýl ifade ettiklerine dikkat ettim. Burada, karakterleri seslendirirken mesela gösterinin baþ karakteri Jojo býcýr býcýr sesler çýkarýrken, konuþmadan, kelimeler kullanmadan herkesin onun ne söylemek istediðini anlamasýný saðladým. Seyircilerin olayý anlayabilmesi için hayal gücüne ihtiyacý vardýr. Sanatçý bu hayal gücünü ve yarattýðý hayal dünyasýný seyirciye aktarabilmelidir. Bu durumda, izleyenler sadece çýkan seslere odaklanmýyorlar, karakterlerin davranýþlarýna da bakýyorlar. Sanatçýnýn da bu sesleri dünyanýn her yerindeki insanlarýn kesin olarak anlayabileceði evrensel bir dile dönüþtürmesi gerekiyor. Bu nedenle, gösteride kullandýðým masal dünyayý yaratýrken “þiirden esinleniyorum”. Çünkü bu gösteride kelimelere yer yok. “Þiirsel bir hikaye dili” var. Bu þiirsel dil, izleyicinin kiþisel yorumuna açýk evrensel bir dile dönüþüyor. Hem izleyen topluluðun hayal gücünü harekete geçiriyor hem de izleyiciyi gösteriye daha da yakýnlaþtýrýyor.

SDK – Kukla yapmaya ve oynatmaya nasýl karar verdiniz?
Christophe Golondrino – Aslýnda bu bir sokak gösterisi. Kukla oynatýcýsý olma fikri iki aþamada gerçekleþti. Ýlk defa sokakta kukla gösterisi izlediðimde çok heyecanlanmýþtým. Ondan sonra karar verdim. Birincisi sokaklarda çalýþabileceðim gösteri yapabileceðim bir iþ istiyordum. Ýkincisi bunun kuklalarla mümkün olmasý fikri beni çok heyecanlandýrýyordu. Çok gençtim sessiz sinemayý, çizgi filmleri, animasyonlarý çok seviyordum ama bununla yaþayabilmek hayatýmý kazanmak çok zordu. Filmlere baktýðýmda sokakta kuklalarda kullanabileceðim çok zengin bir malzeme olduðunu gördüm.

SDK- Peki bu sanatý nasýl öðrendiniz? Bu isteðinizi nasýl gerçekleþtirdiniz?
Christophe Golondrino – Sokakta izlediði kukla sanatçýsý ile gösterinin sonunda konuþtum.
Kukla oynatýcýsý ve ayný zamanda yapýmcýsý olan usta bu mesleði çok uzun bir süreçte öðrenebileceðimi ve bunun için çok çalýþmam gerektiðini söyledi. Ýki yýl boyunca onunla çalýþtým ve iki yýl sonra bana ilk kuklamý yapmayý öðretti. Daha sonra kendi kuklalarýmý yapmaya baþladým ve dört yýl boyunca sokaklarda çalýþtým. Dört yýl boyunca sokaklarda halkla iyi bir iletiþim kurduktan sonra, “hiç de fena deðilim” diye düþünmeye baþladým. Bu noktada bir seçim yapmak zorundaydým ve “tamam, bu benim mesleðim” dedim. Aslýnda ilk defa sokakta kukla ustasýný izlediðimde bu mesleði yapmaya karar vermiþtim. Son dokuz yýldýr hayatýmý kukla sanatçýsý olarak kazanýyorum ve baþka bir iþ yapmak istemiyorum.

SDK – Gösterideki hikayenin yola çýkýþ fikri neydi? Jojo Golendri’nin hikayesini nasýl yarattýnýz?
Christophe Golondrino – Ýþe ilk baþladýðýmda bir karakter yaratýp o karakter üzerinden çok sayýda hikayeler yazmak istemiþtim. Burada tek bir karakterde barýnan çok sayýda hikaye var. Kukla oynatýcýlýðý bir tiyatrodur ve gösteride bir hareket vardýr. Burada hikayeyi Jojo üzerinden kurdum. Siyah sineðimiz Jojo Golendri’den bahsediyorum. Onun gözleri ve yüzü yok. O günlük hayatta görebileceðimiz bir anti- kahraman. O alýþýk olduðumuz iyilikler yapan bir kahraman deðil. O sokaklardan ve günlük hayattaki olaylardan beslenen bir kimlik. Jojo hayatýn kendisini, sýradan insanlarýn küçük hikayelerini yansýtýyor.

SDK – Karakterlerinizi oluþtururken nasýl çizdiniz, nasýl þekillendirdiniz?
Christophe Golondrino – Aslýnda kukla sanatýný seçtiðimde, yapacaðým ilk gösteriyi hazýrlarken bir “sinek þov” yapma fikrinden yola çýkmýþtým. Milo benim kendi çizimim. Jojo karakterini oluþtururken eski çizgi filmlerden esinlendim. Jojo hem palyaço hem de bir sinek. Yani Jojo, “palyaço – sinek” karþýmý bir karakter. Sinek þov yapma konusunda kukla ustam “tamam, iyi de çok sayýda insan bu sinek þovu yapýyor” diye beni uyardý. Normal bir sinek þovunda ortada sinek filan göremezsiniz. Ama ben “görebileceðiniz sinekler” üzerinden bir þov yapmak istedim.

SDK - Neden özellikle sinek?
Christophe Golondrino- Sokakta yürürken görebileceðiniz bir þey sinek. Benim hayalim, sokakta görebileceðiniz bir þeyler üzerinden hikayemi anlatmaktý. Bu tamamýyla görünen dünyaya iliþkin bir sokak sanatý. Sinekler de her zaman sokakta yürürken yanýmýzda var olan bu dünyaya ait görebileceðimiz yaratýklar. Ben onlarý küçük kuklalar olarak tasarladým. Çünkü ancak onlarýn dünyasýna inebildiðimizde büyük düþünebilmek mümkün. Diðer sinekleri ve kelebekleri de daha sonra tasarladým.

SDK – Bir de keltoþ Milomuz var. Biraz ondan bahsedelim mi?
Christophe Golondrino - Milo bu gösteri için büyük bir karakter. Sineklerden farklý tamamýyla kendine özgü bir karakter. Sinekler çok küçük boyutlarda ve çok hýzlý hareket ederken, Milo büyük, diðerlerine göre daha sessiz, daha yavaþ hareket eden bir kukla. Milo çok karmaþýk bir kukla. Buna karþýn Jojo çok hýzlý, sürekli homurdanan, þikayet eden, çenesi düþük, gürültücü, küçük bir yaratýk. Yani Milo’nun tam zýddý.

SDK – Milo neden sürekli uyuyor, üstelik bir de horluyor?
Christophe Golondrino – Milo bu gösterinin hayalcisi. Hayal kurmayý, rüya görmeyi seviyor. Çok yavaþ hareket ediyor. Bu dünyadan kopuk gibi. Uyumayý seviyor, çünkü hayal dünyasýnda yaþamayý seviyor. Milo’nun görevi Jojo’ya dikkat etmek. Bir de gösteride yer alan ay dedeyi kurmak. Çünkü ay dede rüya ülkesinin kralýdýr.

SDK – Ay dedeye gelirsek, neden “yamalý” bir ay dede seçtiniz?
Christophe Golondrino – Hikayenin akýþýna göre, tamamen teknik nedenlerden dolayý yamalý bir ay dede seçmek zorunda kaldým. Biliyorsunuz, Jojo Marie’yi aramak için kendini top aracýlýðý ile ay dedeye gönderdiðinde Jojo’nun sureti ay dededen çýkar. Jojo ay dedeyi deler geçer. Bunun bir de sanatsal yaný var. Aslýnda bütün hikaye yamalý eklemeli öykülerden oluþuyor. Yama unsuru hikayenin içinde doðal olarak bulunuyor.

SDK – Gösteriyi þöyle bir toparlarsak, bütün karakterleri bize o kadar sýcak ve samimi gösteren þey nedir? O sýcaklýk duygusu nereden geliyor?
Christophe Golonrino – Bu biraz ilginç bir durdum. Sahnede seyrettiðiniz bütün karakterlerin hepsi benim kiþiliðimden birer parça taþýyorlar. Onlarý yaratýrken içlerine kendi karakterimden ayýrdýðým parçalar koydum. Ben de biraz hayalciyim týpký Milo gibi. Bazen kötü bir insan oluyorum Jojo gibi. Bazen otoriter oluyorum týpký sahnedeki saat gibi. Tik, tak, tik, tak. Her þey zamanýnda olmalý, disiplinli olmalý. Çok tatlý, þirin olabiliyorum Marie gibi. Bunlarýn hepsi benim kiþiliðimin birer parçasý. Tabii böyle düþününce biraz da korkutucu olabiliyor.

SDK – Gelecek için planlarýnýz nedir ?
Christophe Golondrino – Sessiz filmlerden, animasyonlardan, çizgi filmlerden daha çok teknik bilgi öðrenmek istiyorum. Daha öncede söylediðim gibi altý yaþýmdan itibaren sürekli izlediðim çizgi filmlerden, animasyonlardan ve sessiz filmlerden esinlenerek kukla sanatçýsý oldum. Çýkýþ noktasý sessiz filmlerdi. Bu benim için bir hayal dünyasýydý. Þimdi o hayal dünyasýný gerçekte yaþýyorum. Hayalim kuklalarla gerçek oldu. Bu filmlerden öðreneceðim teknik bilgilerle ilerde kendim için bir animasyon filmi yapmak istiyorum.

SDK – Tiyatronuza ve kendinize dair en son ne söylemek istersiniz?
Christophe Golondrino - Ben insanlarýn rüyalarýný yine onlarýn hayal gücünü kullanarak sokakta, kukla tiyatrosunda anlatmak istiyorum.















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.