Kendi görüþlerim var -saðlam görüþler-, yine de her zaman onlara katýlmýyorum. -G. Bush |
|
||||||||||
|
Kemal Düz E-posta: kemaldz@hotmail.com …dünya da herkesin bir öyküsü vardýr. “Eski bir tapýnak yazýsý” Her hafta istinasýz birkaç defa iþyerimin önünden geçiyordu. Eþim bir gün bana bu kiþinin, eskiden filmlerde figüranlýk yapmýþ olduðunu, komþulardan duyduðunu söyledi. Yine bir gün kaldýrýmda, aðýr aðýr iki elinde iki çuval yürüyordu. Peþi sýra gittim. Durdurdum, ‘Merhaba’ dedim. “Þurada dükkaným var, buyurun beþ dakika oturalým, dinlenin, sohbet edelim, çay içelim.” Önce reddetti. “Ne alacaksan burada; çuvalýn içinde, seç beðen al ” dedi. “Konuþacak ne var ki.” dedi. Adýný sordum söylemek istemedi. Ýkna ettim. Ýþyerime geldi. Elinde ki çuvallarý indirdi. Bir saat kadar sohbet ettik. “Daha siftah etmedim.” dedi. Çuvallarda ne var, ne satýyorsun? dedim. Hýzlý hýzlý çuvallarý açtý. Bir konfeksiyoncu titizliðiyle bir bir gösterdi. Ýki çuvaldan birinin içinde, eski ayakkabýlar, terlikler, diðer çuvalda; eski ceketler, pantolonlar, gömlekler vardý. Eski ayakkabýlarý, topluyor, tamircide onartýyor, eski elbiseleri yýkýyor, ütülüyor sonra satýþa çýkarýyormuþ. “Burada ki Belediye satýþ yapmamýza izin vermiyor. Antakya daha iyi.” dedi. Ayaðýnda þalvar, üstünde bol bir tiþört vardý. Az sakallýydý. “Eskiden filmlerde oynamýþsýn.” dedim. Sinemayý, filmleri ne zaman, ne kadar oynadýðýna dair sorular sordum. Kýsa keserek, “Boþ ver.” dedi. Konuyu deðiþtirdim. O da devam etti. Antakyalý olduðunu, 50 yýl önce de Ýskenderun’a çalýþmaya geldiðini mýrýldandý. Adý: Cevat Bulut’muþ. 77 yaþýndaymýþ. Okur yazarlýðý yokmuþ. Askerliðini yaptýktan sonra, Ýskenderun’a dönmüþ. Bir kýz sevmiþ, ailesinden istemiþ. Anasý babasý yok, fakir diye kýzý vermemiþler. O da almýþ baþýný ( tarihini tam hatýrlayamýyor, muhtemelen 1960’lý yýllarýn sonlarýnda) Ýstanbul’a gitmiþ. Ýstanbul’a varmýþ, iþ bulabilmek için amele pazarýný arýyormuþ. Birine sormuþ. O da “Ýþte burasý” demiþ. Burasý Melek Sokakmýþ. Bir kahve imiþ gösterilen yer. Girmiþ oturmuþ. Bir adam gelmiþ. Sen, sen, sen… diyerek, kendisi dahil, 15 kiþiyi seçmiþ. Arabaya binmiþler. Bir yere gelince, indirilmiþler. Bilmediði tanýmadýðý insanlarýn içinde ne yapacaðýný bilemiyormuþ. Sonra, eline bir kýlýç vermiþler; ‘Salla’ demiþler. Karþýsýnda bir adam varmýþ. “Olmaz, ben bu adamý sinemada gördüm” demiþ. Olsun “Sen salla’ demiþler. Kararsýz bir þekilde beklerken. ”50 metre filmi boþuna harcadýn” diyerek kýzmýþlar. Böyle baþlamýþ filmlerde oynamaya. O günden sonra hep o kahveye gitmiþ, oradan onu almýþlar, yevmiyesi bazen 50 lira bazen daha çok bazen daha az hep çalýþmýþ. 100-150 filmde en küçük roller de yer almýþ. Setçilik de yapmýþ. Filmlerde aðzýný açýp da konuþmamýþ veya bir veya iki kelime ancak söyleyebilmiþ. Figüran figüranlýðý yapmýþ. Ýstenmeyen, nefret edilen, dikkati çekmeyen, hep dayak yiyen, kýzýlan baðýrýlýp çaðýrýlan kiþileri canlandýrmýþ. Tarihi filmlerde hep kýlýç sallamýþ. Hiçbir afiþ de adýna yer vermemiþler. Hiçbir film de adý geçmemiþ. Hakim, aþçý, papaz, rahip, bekçi, gardiyan, muhtar, çoban, düþman askeri gibi roller de oynamýþ. Bir gün, Cüneyt Arkýn’ýn Kadýköy’deki muayenehanesini temizlemiþ. Cüneyt Arkýn kendisine 300 lira vermiþ. Sinemada yevmiye olarak 70 lira alýyormuþ. Ayhan Iþýk, Yýlmaz Güney, Gülþen Bubikoðlu, Hülya Koçyiðit, Türkan Þoray, Cüneyt Arkýn, Hayati Hamzaoðlu ve pek çok sanatçýnýn filminde oynamýþ. Filmler de hep çok küçük rollerde yer almýþ. Rejisör Atýf Yýlmaz’ýn yanýnda, getir- götür iþlerinde çalýþmýþ. Yýlmaz Güney’in Yumurtalýk’ta savcýyý öldürdüðünde oradaymýþ. Olaya þahit olmuþ. Türkan Þoray’ýn çok yetenekli bir sanatçý olduðunu, Rüçhan Adlý’nýn, film yapýmcýlarýyla tanýþtýrdýðýný söylüyor. Ayhan Iþýk’a söylediði “Þöhret, para demektir” sözünü hiç unutmamýþ. Kadir Ýnanýr’ý Ayhan Iþýk’ýn yetiþtirdiðini söylüyor. Sinemaya küsmüþ. Sana kimse yardýmcý olmadý mý? diyorum. “Hayýr” diyor kimseden fayda yok. Bu yüzden Ýstanbul’u býrakýp Ýskenderun’a dönmüþ. Kimse beni dinlemedi.” Kendisine hiç kimsenin sahip çýkmadýðýný, sahip çýkmayýnca bu hale düþtüðünü sýk sýk dile getiriyor. Ýrfan Atasoy’la ayný yýllarda Ýstanbul’a gitmiþler. Ona ailesi yardýmcý olmuþ. Ýrfan filmin sahibi Ýrfan Atasoy kendisi gibi Antakyalýymýþ. “Bana hiç bir faydasý olmadý” diyerek üzüntülerini belirtiyor. “Ýþim de yok, kimseden de fayda yok.” diyor. Ýki elinde iki çuval. Ýçindekileri gösteriyor. Birinde eski elbiseler, birinde eski ayakkabýlar. Sanayide, sebze pazarýnda satýyormuþ. Asi dizisi çekilirken Antakya’ya gitmiþ. Günlük olarak çok az para teklif etmiþler, kabul etmemiþ. “Kulaðýmýzdan tutanýmýz yok.” derken, çaresizliðini de ortaya koyuyor. Eþi için; “O fukara ben fukara.” diyor. Gürsel Mahallesinde oturuyormuþ, yakýn zaman önce Nergizlik köyüne taþýnmýþ. Eþi ve bir oðluyla birlikte kirada oturuyormuþ. Oðlu fayans ustasýymýþ. Onunda iþi yokmuþ. Ne ana gördük ne baba diyor. Sosyal güvencen var mý dediðimde; yeþil kartý olduðunu, üç ayda bir 300 lira devletten maaþ aldýðýný söylüyor. “Yeter artýk ben gideyim.” dedikten sonra kalkýyor. Çuvalýndakileri son bir kere daha gösteriyor. Telefon numarasýný istiyoruz. “Yok”.diyerek yoluna devam ediyor…. Ýskenderun, 20 Haziran 2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |