• ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat |
181
|
|
|
|
Filozoflarla þairler, kainatýn bir bütün halinde iþleyiþini canlandýrmak istediler.
Kainat musikisi.
Bir senfoni…
Saf ve soyut bir ses çýkarmayý denediler.
Aðladýlar…
|
|
182
|
|
|
|
Özgün yaratýlmýþ bir edebi ürün genellikle kendi mekanizmalarý oluþmuþ ve bir ideolojik evreni olan, kabül ve red kurallarý olan Avrupa Edebiyatý içinde yer bulmaz. Bunun için tek þansýnýz vardýr: Ya ayný ideoloik paydada yer almak ya da kendinizi aþaðý sýnýfta görmek-göstermek. |
|
183
|
|
|
|
“Gündelik” olanýn dýþýndaydý o yer-zaman. Masal gibi. Sürekli bir oyun oynama duygusu. Neye dokunsan, neye baksan ýþýldýyor. Yaaa bu beden, gerçek bir ritim aletiydi. Yaptýkça yapasý geliyordu insanýn. Saatler geçiyor oynamaya yani çalmaya doy |
|
184
|
|
|
|
okunacak birþey yok bu yazýda
sadece tanýdýklara özel
yani çemberin dýþýnda olupta diðer yazýlardan parçalar , kendine dair sakatatlar koparan akbabalar ; vaktini boþa harcamasýn...
edebi , ahlaki, hümanist, acý kiçi yani hiç bir bok taþýmýyor anarþizm |
|
185
|
|
|
|
Hangi gözlere tutsak olup, o beni yaþama baðlayan bakýþlarýný kimlere saklýyordun ve benden sakýnýyordun böylesine... |
|
186
|
|
|
|
Evreni açýlmýþ görürsün. Tanrý sana bakar. Evrensel Tanrý... Kozmik eli senin üzerindedir. Bunu hissedersin. Bilirsin. Tek o bakar sana. Seni gördüðünü, seni izlediðini sezersin. Çünkü, tek o okur þiirlerini. Saklý yüreðinin en gizli acýlarýný, en kutsal özlemlerini o bilir. Sen öyle deðerlisindir ki bilemezsin. Ama o þiirlerini ezbere bilir. Saçlarýna dokunur, seni kucaklar, kollarýnda tutar, rahat ve huzurlu uykularda emzirir seni. O hep bebek halinle seni sever. |
|
187
|
|
|
|
Sanat, insanoðlunun gereksinimleri doðrultusunda ortaya çýkmýþ ve bilimin temellerini oluþturmuþtur. |
|
188
|
|
189
|
|
|
|
Okumayý neden sevmiyoruz ? |
|
190
|
|
|
|
Dünyada her þey birbirini tanýmlamak ve tamamlamak için vardýr. Gökyüzündeki yýldýzlar ve ay geceyi tamamlamak için var olabilir fakat geceyi asýl tanýmlayan baykuþtur. Aslaný tamamlayan her ne kadar ceylanlar ise de onu þühesiz ki tanýmlayan kükremesi ve yelesi olacaktýr.Kelimeler,resimler ve müzik hayatý tamamlayan anahtarlar olabilirler fakat hayatý asýl tanýmlayan insandýr.Çünkü insan bütün anahtarlarýn kapýsýdýr.Hayatta en baðlayýcý þey insanýn kendisidir.Bir kiþinin duygu ve düþüncelerini bir baþkasýna açmasý bütün kainatýn kapýlarýný açmasýdýr.Ýnsaný anlamak hayatý tanýmlamaktýr.
|
|
191
|
|
|
|
Yazmak kazmakla baþlar dil madenini...Damarý bulacaksýn þakirt, vuracaksýn us çekicini. Kývýlcýmlar çýkacak zekanýn balyozundan...Aydýnlanacaksýn. Bir babanýn taþýdýðý ekmek gibi götüreceksin en nadide hazineleri gönül evine, yorgun argýn...Ve annenin sinesine alarak yavrusunu, süt verdiði gibi emzireceksin insanlýk cevherini.
|
|
192
|
|
|
|
Akordeon çalsam ne güzel olurdu... /
/
/
/
Akordeon çalamamam ne iyi oldu. |
|
193
|
|
194
|
|
|
|
Müzik otoriteleri, akademik çevre, Fazýl Say’ýn sadece sanat anlamýnda deðil, matematiksel anlamda bile bir dahi olduðunu(Cumhuriyet Gazetesi/Bilim ve Teknoloji Eki, 25.12.2012), teorik anlamda belki bir sürü bilmediðimiz terimlerle, beðenilerini ifade edebilirler. Ama bence, eðer bir seyirci, gözünü kapadýðýnda, sanatçýnýn icra ettiði musikinin içine balýklama dalabiliyorsa, o zaman ,o dahi bir sanatçýdýr. Küçük kýrmýzý koltuklarda oturuyorken, |
|
195
|
|
|
|
Fotoðraf; Yunanca, ýþýkla yazmak. Bir ressamýn boyalar ve tuvalle yarattýðýný, yaþamdan kesitle, ýþýkla ve makineyle yaratmak. Kiþisel, aile albümü dýþýnda, dünyanýn albümünü yapmanýn peþinde olandýr fotoðrafçý. |
|
196
|
|
|
|
Her insan özünde kendi romanýný yaþar. Ýlk kez görüp de tanýþtýðýnýz onca insanla ilk bir kaç dakika içinde kontak kurmak zorundaysanýz, iþiniz kolay olmayacaktýr. Böyle anda, elinizde sihirli bir deðnek olmasýný istersiniz.
|
|
197
|
|
|
|
Orhan Pamuk'un kitaplarý yerken hoþa giden ama bitirdikten sonra aðýzda kötü tad býrakan tatlýlar gibi geliyor bana. ..... |
|