"Emekle yeşeren her tohum, yarının umudunu içinde taşır; bugün attığın adım geleceğin en değerli eseri olur."

Öykü > Toplumcu

olumlu

Kurbanın Dişleri - Final

Elime tutuşturduğu bezi açtım merakla. Hakikaten de bezin içinde kocaman bir hayvan dişi vardı. Ne diyecektim, ne yapacaktım, bilemiyordum. Gülmek istiyor, gülemiyordum. Üstelik inatçı amcayı nasıl ikna edecektim. O şaşkınlıkla kendimi dışarı attım. Bastım kahkahayı
içeri girdim, son dilekçemi yazdım . Küfürleri bastım dilekçeye. İki seçenek

olumsuz

Kuğulu Konak

Meryem, bir taraftan orayı burayı silip süpürürken, konağın penceresinden de İbrahim Ağa’nın yolunu gözetliyordu. Gayesi ne temizlik yapmak ne de pencereden bakmaktı. İbrahim Ağa’ya ne diyecek onun gazabından bu kez nasıl kurtulacaktı. Bu düşüncesini dağıtmak için oyalanıyordu. İbrahim Ağa, çakmak taşı kadar sert, biber gibi acı biriydi. Bu

olumsuz

Pavyon Sokakları

Adeta bir mıknatıs çekermişcesine o insanlar, aileler o sokağa gelip yerleşir. Sokağın apartman isimleri de bir hayli ilginç sayılır. Ahu apartmanı ya da Gül, Lale , Yonca, Papatya adları eskilerin Beyoğlu pavyon isimlerini aratmaz. Sanki onlarla yarış halindedir bu evler...

olumsuz

Ballar Akıyor

Milletin vekiline ayda 800 milyon zam, emekliye ise tüfe endekslerine göre yüzde 1.8 yani iki milyon ile üç milyon arası zam yapılmış oluyor.

olumsuz

Emret Ölelim

Tekmil verildi. Sahne sona erdi. Subayların, astsubayların günlük yarım saatlik çalışması sona erdi. Şimdi sıra tabur binalarındaki odalarında istirahate çekilme saatleri. Yan gelip yatarken neler konuşacaklar? Vilayetin, ilçenin, zenginlerin kızları akşam onları bekliyor. Hepsi üniformalarıyla yakışıklı. Becerdikleri üniversitelilerin, sekreterlerin, hemşirelerin sayısı kaç acaba? Ya birbirlerine devrettikleri. Tabur çaycısı

karamsar

01 03 Celladın Önündeki Adam

Bir arap ülkesine çalışmak için giden Türklerden birkaçı uyuşturucu kaçırdıkları gerekçesiyle idam edildiler. Halbuki götürdükleri şey Türkiye'de eczanelerde serbestçe satılan bir ilaç idi. Türkiye'de cezası olmayan bir suç işledikleri için öldüler.

olumsuz

İsyankar Ruhlar

Akşam karanlığı bastığında ateşler yanar, işte o zaman hüzün basar, efkâr basar. Kimse ayrılmak istemez. Şimdi birisinin araya girmesi lazım. Maymunluk yapması şart, onların gülmesi lâzım. Yoksa içleri parçalanacak dertten. Görev belli. En bedavacısı, en parasızı devreye girer. Kralın soytarısı gibi. Öyle şakalar yapar ki, öyle hareketler yapar

umutlu

İki Rengin Hikayesi

Darağacına salıncak kurup sallanan iki rengin hikâyesiydi aslında Yeşil ve Mavi'nin hikâyesi. Aylardan hüzün, mevsimlerden hüsran, yıllardan cereme iken başlamıştı bir gün ansızın. Rüzgâr çıkmıştı en kuvvetlisinden ki darağacının kurumuş dalarını bile bir oyana, bir bu yana savruluyordu. Kalemini kırmış hâkimin idam onayı savcının ellerinde ve savcının dilinden

karışık

Rıza...

Lübnan’a asker gönderme kararının alındığı günlerdi. Dört kişiydik. Her zaman ki gibi garsondan müzik sesinin en az geldiği yerde bir masa rica ettik. Masa yanına gelindiğinde her kes Rıza’nın oturmasını bekledi. Rıza kendisine gösterildiğini sandığı saygıdan olacak herhalde, burnundan derin bir nefes çekerek başını hafifçe sağa eğdi. Sol

üzgün

Çözülüş

Seda ekranda akıp giden görüntü ve diyaloglara kapılarını çoktan kapatmış, yedi yıl öncesinin ışıltılı, umut dolu günlerine gitmişti. Oysa içinden yükselen derin bir hüzünden başka bir şey duyamıyordu.

üzgün

Kırık Mavi

Masmavi bir dünyası vardı. Taptaze hayalleri, gidilecek çok yol, başarılacak çok iş vardı önünde. Kanı deliydi, bu yüzden uçarıydı zaten. Lisenin ikinci sınıfına gelmiş en büyük iki hayalinden hangisini seçeceğine karar verememişti. O’nu kuşatan hayallerinden ilki; inşaat mühendisi olmak diğeri ise; pilot olup göklere adını yazdırmaktı.

Başa Dön