"“Yazarlık, kelimelerle evlenmek gibidir; boşanmak ise virgülle mümkündür.” – Umberto Eco"

Öykü

Özledikçe Irmaklar Doğuran Gözlerim

Dedi ki;
Kalbimin kulağımda attığı demlerdi... Kulağımsa hep ayak seslerindeydi... O günler hep birbirine benzerdi. Yıllardan, aylardan ve günlerden neydi hatırlamıyor olmam bu yüzden normaldir. Her sabah şakaklarımda bir kısrak bileklerinin gücünü denerdi. Ve gece şehrin tüm saatleri odama toplanıp geçmek bilmeyen zamanı çoğaltırlardı. Yine de

Denizin Üzerine Kar Yağıyor

“İnsan sayfiye yerine gidince, sıcaktan bunalıp ayaklarını sokabileceği, suya atlayıp serinleyebileceği, mis gibi kokusunu içine çekebileceği bir deniz arıyor” diye düşündü Nermin, kıyıda karla kaplanmış taşların üzerinden yılların eskittiği, rüzgarın tahtalarını uçurduğu iskeleye bakarken . Bir de çocuk sesleri.. Çocuk seslerini arıyor insan: Kız, erkek, mutlu, huzursuz, bağıran,

Boşluk

İnsanların ağızlarından dökülen kelimeler ne denli sıradan imgeler yaratmaya çalışsalar da, gözleri hep ele verdi onları. O ya da bu sebepten akıllara geliverdiğinde, oralardan da dillere düşüverdiğinde, gözleri kor kor oldu anlatıcıların.

Cennet

İşte başarmıştı! Sonunda bütün dertler bitmiş, tüm sorunları çözülmüştü! Bir insan bundan öte ne isteyebilirdi ki! Artık ölümsüzdü Leyla; ölmeyecek, hiçbir acı çekmeyecekti. Cennetteydi işte, artık cennetteydi. Ama...

Başa Dön