Bir Avuç Rüzgâr
Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.
"“Yazmak, dünyayı kurtarma çabasıdır; ama çoğu zaman sadece kahvenizi kurtarırsınız.” – Franz Kafka"
"“Yazmak, dünyayı kurtarma çabasıdır; ama çoğu zaman sadece kahvenizi kurtarırsınız.” – Franz Kafka"
Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.
Yaz ayağını salladı mı, tatil sözcüğü daha bir sevimlilik kazanır. Yazla tatil kardeş gibidir. Tatil deyip geçmeyin, çok önemli; yapılmadan olmaz. Ama, yapılınca da şöyle ucuz, huzurlu, keyifli olması aranır.
Veeee Tanrı geldi. İlk kez geliyordu. İlahi bir şaşkınlık, korku, yaşandı. Altına sıçanlar oldu, böyle büyük bir hayret karşısında alta sıçmak normal karşılandı. Burada ne işi vardı? Bu ortama gelmesi demek ben bu yapılanı tanıyorum demekti. Gelmesi korkunç ve sessizdi. Gelişi iliklere işlendi. İyi bir dindar yokken geldi,
İşte üniversite döneminde yazdığım bir öykü; ama bana sorarsanız lisedeki öykülerim bu öykümden çok daha özgündü.
İçimdeki ses hep konuşur çünkü. Kendimi bildim bileli, ne iş yaptığıma aldırmadan kulağıma anlatır da anlatır öykülerini. Benim dışımda, farklı bir bendir o. Ukaladır biraz, küstah daha doğru olur sanırım. Ne iş yaptığıma, kiminle konuştuğuma aldırmaz, bildiğini okur. Ah, ne alçaktır o, patronumla konuşurken müstehcen hikayeler anlatacak kadar
Bayramlarda
Ya da gurbetten geldiğimizde
Onlardı bizi bağrına basanlar
Basmasalar da bağırlarına
Sevgiyle bakanlar
Ankara'nın 1950'li yıllarını tasvir eden öykü.
Daha içeri girmeden sokak kapısından bağırdım. Baba anne bana biraz süt versene diye
Üç kadın toplanmışlar havadan sudan konuşmuyorlardı tabi. Onlar için hava gibi, su gibi gerekli olan, vazgeçemedikleri dedikodularını yapıyorlardı.
\- Ya duydunuz mu Ayşe’nin kocası Yeşimle aldatıyormuş,
\- Yok canım yapmaz Ahmet öyle bir şey, bir birlerini çok sever onlar. Ne zorluklarla evlendiler.
Bir insanın hikayesi. Belki sen, belki de ben bu insan, fakat yazan ben. Seni yazdıysam ve sen seni, kendine bile yazamıyorsan, işte sana sen. Beni yazdıysam ve beni en iyi ben anlatırsam; işte bir kadeh ben.
Bir zamanlar bir Yıldızcı Karınca varmış.