Güllerin Hikayesi 2
Bir zaman bir yerlerde yasanmis yada yasanabilir bir hikayeden sadece bir bölüm
"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"
"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"
Bir zaman bir yerlerde yasanmis yada yasanabilir bir hikayeden sadece bir bölüm
Oysa sadece bir resimdin ama o kadar sıcak bakıyordun ki , sanki yanımdasın ve gözlerimin içine bakıyormuşsun gibi hissettiriyordun bana.
Çocukluğum,çocukluğumuz....
Hayatı aşağıdan yukarıya seyrettiğimiz yıllar..
Keşke insanlar hep çocuk kalsalar
Demek ki insan memnuniyetinin bu dünya da bir sınırı yok. Bütün yeniliklerin, bütün icatların ve bütün israfların sebebi bu memnuniyetsizlik ve daha iyi olduğuna inanılana duyulan özlem değil mi? Ama bütün bu yeniliklerin değeri insan hayatından çaldıklarının değeri ile ölçülebilir mi?
-ba
ayakları kırılmış bir Albatros gibi uçuyorum
kırıldıkça çoğalan çiçeklerle dolu uçurumlardan…
acısı hafiflesin diye kanatlarımın…
-ba
Çocukluğunuzda yaptığınız yaramazlıkları, annenize söyleyen ispiyoncu kuşlarınız var mıydı?
Yüreğimde anlatamadığım ve anlayamadığım bir acı vardı. Kalbimde bir şeyler daralıyordu. Sesler itici geliyordu, sessizlik ise boğucu…
O gece içki içmiş,sarhoş olmuş.Kerem bağırıyor:
'-Ulan siz birisini iki kişi beceriyorsunuz!!Gün gelecek ben ikisini kendim becereceğim!'
Bankadan içeri girdim ve görüşmenin yapılacağı salonu gösterdi bana burnu yüzüne sonradan oturtulmuş gibi duran memur.Salonun kapısından başımı uzattım.İçeride bir masa ve etrafında oturmuş yedi-sekiz adam.Hepsi takım elbiseli ve istekli.Geri dönüş yoktu.Üzerimde kazağım ve montum,altımda kot pantolonumla başım dik,gururlu ve mağrur bir tavırla girdim içeri.Boş bir sandalye bulup
Geç kalmayın. İçinize doğan bir hissi bertaraf etmeyin,susturmayın. Belki içinize doğan his karşınızdakinin bu dünya da göreceği son sürpriz olabilir. Onu bu fani dünya da küçük bir sürpriz den, sevinçten mahrum bırakmaya hakkınız yok benim gibi…
Bardan grup halinde çıktık. Tolga,Tanz,Buket,Öztürk,Ülkü,Pelin…vs.Yolda yürürken hafif yalpalıyor,sonra tekrar dengemi sağlıyordum.Uykumu yenmiştim.Bara girdik ve içerisi çok kalabalıktı.Kapalı bir mekan değildi allahtan.Havuz kenarındaydı herkes.Kendime fazla güvenemediğimden havuzdan uzak durdum.Bara doğru seyirttim ve bir soğuk bira istedim.
Sonra kenarda bir yerlerde durup dans edenleri izledim çakırkeyf gözlerle.Buket sokuldu
Çocukluğumda; hemen heryerde oyun oynayabilirdik. Tarlada, bahçede, harman yerinde, çeşme başında, derede, ırmakta ( çamaşırhanede), samanlıkta bile...Nerde olursa.
Sonunda merdiveni çıkmayı tamamen bırakmak istedim. Çok uzun, bitmeyen uykuya kendi kendime dalmaya çalışarak merdiven çıkarken en tehlikeli olan kazayı yaşadım; kendimi yaraladım.
Bir kaç yıl önce gelmişti bu şehire. Sessiz, sakin, işten eve gidip gelen bir memurdu.
Melisa Kesmez