"“Yazmak, kahve ve çılgınlık arasında gidip gelen bir denge oyunu; ama kahvesiz çılgınlık daha tehlikeli.” – Franz Kafka"

Öykü > Anı

olumsuz

Bankamı Boynuzladılar

Gagasında kundağa sarılmış bir bebek taşıyan; konacak baca arayan bir leyleğin kabarma resmi işli, tahtadan, dört köşe kumbarayı babam bir iş dönüşü evrak çantasından çıkarıp önüme koymuştu.

nostaljik

Mahur Beste

Dışarıda yağmur vardı ve damlalar camları usulca çizmeye başlamıştı. Büyükannem, dedemin kahveyi bitirdikten sonra bir kaç yudum aldığı suyu, avucunun içinde kristal bir kalbi taşır gibi getiriyordu.

karamsar

O ve Ben

Bir o vardı, eskiden. benim bir yerime bir şey olsa benden çok onun yüreği
sızlardı. Birkaç gün görmesek birbirimizi özlemi duyardık içimizde. Laf
olsun diye değil bu sözüm hakikaten özlerdik, candan...
o vardı, eskiden. yediğimiz içtiğimiz ayrı g

üzgün

Melek

Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum; kıpırtısız yatıyordu sağımdaki karyolada. Yatan bedeniydi, kendisi ise dolanıp duruyordu üzerinde...

karışık

İnsan, Mektup ve Kolonya

Her yıl, aynı gün, aynı fotoğraflara bakardık.Doğum günümde bir tek annemin yanımda olması, çocukken fena halde canımı sıkardı.Şimdi, bu durumun niye canımı sıktığını anlayamıyorum.O günü annemle geçirmekten daha anlamlı ne olabilir?Ben doğarken de, yalnızca annem ve ben vardık..

olumsuz

Mary\_Jane,ben ve bira

Mary jane... Gizem yüklü bir kadın. Öylesine biri. Yaşam şekli, düşünce tarzı(düşünmemek de ki inadı), sonsuz bölü sonsuz belirsizlikleri anımsatan bilinmezliği, daha çok
küçük sayılabilecek olan yaşı ve dik kafalılığıyla öylesine diyebileceğim biri. Di

üzgün

Bir Deniz Vardı

Deniz, barın aynasında uzun uzun kendisini seyretti. Sarışın başına, yemyeşil gözlerine, küçücük kalkık burnuna baktı,
yuvarlak omuzlarına...
ERDEN ERKİN

üzgün

Sesimi Duyan Var mı? (1. Bölüm)

Yer: İzmit. Tarih 17 Ağustos 1997. Saat 03.00
Omuzumda basın çantası varken ve dışarıda bulunduğum bir anda başladı sarsıntı. Depremin ilk fotoğrafı ve enkazda küçük bir kız çocuğu... Adı Merve... "Sesimi duyan var mı?" çığlıkları arasında kayboluverdi her şey...

olumsuz

Ablam

"...Ablam, gün geçtikçe iyice saldırgan olmuş, hatta evdeki eşyalarla yetinmeyip, bizlere ve eve gelen insanlara bile saldırmaya başlamıştı. Annem artık baş edemiyordu. Babam da akşam eve gelince, ağır ellerinde çırpınan ablamın sessizliğiyle iyiden iyiye çıldırıyor, evi savaş alanına döndürüyordu. Ben ise bebeğimle köşeye çekilip, olan biteni anlamaya çalışıyor,

karışık

Sevmek ve Anlaşılmak

bir zamanlar yakacık endüstri meslek lisesi adında bir okul varmış bu okulda okuyan sevil adında güzelci güzel biç kızla yılmaz adında biç çocuk varmış biç gün yağmurlu biç havada yılmazın okul servisi yoldan geçerken biç arkadaşı sevili görmüş ve şoföre onu da alalımdı ıslanmasın demiş şoför kabul etmiş

üzgün

Harem'de Bir Yolcu

Ah otogar insanları sizler başlı başına yazılacak bir konusunuz. Yabancılaşmanın, ürkek vedaların, sıcak karşılamaların kesiştiği yer. Her zaman hüzünlü gelmiştir bir yerden ayrılmak bana.

olumlu

Kış Günlüğü

Bir de; inceden bir yağmur düşüyor mangalın üstüne. Hani, senin o çok iyi bildiğin ve çok sevdiğin çisi türünden Ankara yağmuru var ya...

karışık

Uzun Gecler

Bol yıldızlı bir yayla gecesi, taşların arasına çamur konularak yapılan binalar... Bizimkisi yöresel faşizim oldu bazı yerlerde özelikle kuzeyde karadeniz kıyılarında kütükleri üst üste koymak suretiyle yapılır evler.

Başa Dön