…bir Aşk, Bir Sen…
Belki aşkı utandıramadık ama kendi adıma ispatladım: “seni çok seveceğimi ve asla unutmayacağımı…”
"İnsan beyni, asla durmayan harika bir organdır; sabah uyanana kadar sürekli çalışır." – Robert Frost"
"İnsan beyni, asla durmayan harika bir organdır; sabah uyanana kadar sürekli çalışır." – Robert Frost"
Belki aşkı utandıramadık ama kendi adıma ispatladım: “seni çok seveceğimi ve asla unutmayacağımı…”
Kaybettin bitik aşkın prensi. Aşkı tanıyan bir kadın, asla aşktan azına razı olmaz. Yer edinemediğin bu yürek, sahibi olamadığın bir yürek, boş sevdalara kiracı olmaz. Kapısından dön artık bu sevdanın, kapalı kapılar ardında ses vermeyen bir aşka yalvarıl
Herşeye rağmen sevmek güzel, sevmek kolay
ve ben sevmeyi seviyorum, bencilce, beklentisiz,
bedeli sadece 'sevgi' olan sevgiyle. Zor olan mı? Sevilmek.. O da umrumda değil!
Ah! Kalbimin adı konmamış, insan izi tutmamış sahili. Ah! Hükmedemediğim coğrafyamın onurlu İstanbul’u, nerdesin?
Evet biz terk edildik sayın okuyucu, kahvemde bende …
Müsaadenizle uyumaya çalışacağız ama bilirsiniz kafein uyutmaz
Keli̇meler
Ruhun Ses Telleri̇nden Geçmi̇ş Hali̇di̇r.
O Nefes Sadece Eş Ruhuna Üflenmeli̇di̇r.
Herşeye cevap veren yüreğim suskun kalmıştı bir an..Kalbim tıpkı eziyet gören bir tutsak gibiydi.Senin tutsağın olmuştum anlamadan .Öyle bir tutsaklık ki bıkıp usanmayacağım,benii yaşatan bir tutsaklık..
Ellerim bağlı,gönlüm kelepçeliydi artık.Kelepçelerimi bizzat kendin takmıştın bileklerime.Öyle çok acıttın ki bileklerimi gözlerine bakarken hissetmemişim.Ölüme mahkum darağacındaki mahkumlar gibi seni
aslında düşman olmaları sağlanmış iki kavram vücut bulursa bir ilişki de isyanı gelir böylece.
Yağmurlu bir yaz akşamıydı. Islak kaldırım taşları paylaşıyordu hüznümüzü. İkimiz de yorgun, başımız önde yürüyorduk, tek bir kelime bile konuşmadan.
Sen, kaldırım taşlarını sayıyordun gözlerinle, ben ağlayamıyordum...
Her söylediğim yankı olup neden geri geliyor
Bu ne zor bir gece...
Bu nasıl uyku aralığı; rüyalarımdan yırtarak evren kabuslarına tutulup da yakarcasına bedeni, eritircesine cismi...
sevgi deriz ya hep herşeyin temeli, herşeyin başlangıcı, herşeyin ilacı işte o sevgi bizimkide.
Aşkla dolar ve yine aşkla asilleşir insan kalıpları, sevdası çekildiğinde geriye kalan yalnızca bir ‘dara’ dır ...
Bir su misali akıyor ömrüm saf ve temiz.Su çatlak bardakta durmayı sevmez.Nerde bir çatlak görse oradan sızıp gitmek ister .Biz su gibi olamıyoruz işte.Farkımız bu .. Bulduğumuz çatlağı onarıyoruz.Kaçmıyoruz..Su gibi gelip koskoca bir duvarı yıkmıyoruz.Sel olup canlar almıyoruz,yağmur olup yağmıyoruz,musluk olup akmıyoruz.Biz su gibi saf,temiz ve acımasız olamıyoruz..
Yıldızların altında gezmek için geceleri beklemiyorum artık,
Hüzünlü kirpiklerinin ardında, en ışıltılı yıldızlara benzer senin gözlerin…
Onlar hiçbir zaman sönmez gökyüzünün topraklarında…
İnsanların çoğunluğu için sevgi, bugün genellikle dillerde sözcük olarak kalmış, gerçek anlamda kalplerde yaşanmayan bir duygu. Sevgiden söz edildiğinde birçok insan genellikle sevgi için zamanı olmadığını, şimdi ekmek parası kazanmanın derdinde olduğunu söyler. Hayatında sevgi yoksa o zaman insan ne için çalışır?....
Sil gözyaşlarını, akıtma benim için...
Sen sadece gülümse, istemesen de sus ve gülümse,
hiç birşey söyleme, sen söyleme...
Melisa Kesmez