..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Gülgün Karaoðlu




9 Ocak 2008
Yok Sayýlan Dürtülerimiz...  
Gülgün Karaoðlu
Kendini sevemeyen bir toplumuz, çünkü insana deðer verilmeyen bir toplumun bireyleriz, çünkü gülmenin ayýp sanýldýðý bir toplumda yaþamaktayýz, çünkü insanca dürtülerin saklanmasý gerektiðini düþünürüz ki insanca duygularýn ayýplandýðýndandýr bu… Ýnsanlýðýndan utanan bir toplumuz vesselam! Cinsellik ayýptýr, öpüþmek ayýptýr, toplum içinde sarýlmak ayýptýr ve bu liste uzayýp gider…


:BBII:
Bu konu bitmez! Israr etmeyin, bitemez!

Hangi konuya el atsam altýndan çýkan hep “Önce kendini seveceksin!”

Kendini sevemeyen bir toplumuz, çünkü insana deðer verilmeyen bir toplumun bireyleriz, çünkü gülmenin ayýp sanýldýðý bir toplumda yaþamaktayýz, çünkü insanca dürtülerin saklanmasý gerektiðini düþünürüz ki insanca duygularýn ayýplandýðýndandýr bu… Ýnsanlýðýndan utanan bir toplumuz vesselam! Cinsellik ayýptýr, öpüþmek ayýptýr, toplum içinde sarýlmak ayýptýr ve bu liste uzayýp gider…

“Sevgi” nin de içi bu yüzden boþalmýþtýr ya zaten, kendini sevmeyen biri bir baþka insaný sevemez! Mümkünü yoktur bunun! Baþkasýný sevemeyen komþusunu da sevemez, iþ arkadaþýný da sevemez, çocuðunu da sevemez!

Bakýnýz: sevgi adýna anne babalarý yüzünden mutsuz olan bir dolu insan!

Kaç evlilikte yaþanmadý ki kayýnvalide, kayýnpeder problemleri?

Kaç çocuk sevgi adýna boðulmadý, boyunduruk altýna girmedi ki, kaç çocuðun kiþilik problemleri olmadý ki?

Þimdi, kendimizi sevmiyoruz ya, dolayýsýyla baþkalarýný da sevemiyoruz ama sever gibi yapýyoruz ya, hani kiþi kendinden bilir iþi örneði, aslýnda durumun böyle olduðunu herkes biliyor ama herkes de birbirine rol yapýyor ya, “ayy caným, bilirsin seni ne kadar çok sevdiðimi” þeklinde, iþte, herkes herkesin rol yaptýðýný bildiðinden de kimse de kimseye güvenmez aslýnda!

Eeee, sevmezsin, güvenmezsin, ki güvenmediðin kiþiyi de sevemezsin, kendinle de aran pek iyi deðildir zaten, kendini sevemediðinden özgüvenin de oluþmamýþtýr zaten!

Özgüvenli gibi duran insanlar,özellikle erkekler, vardýr, bakmayýn öyle durduklarýna, onlar erkeklik rolü oynamaktadýrlar, erkek adamdýrlar ya, güçlü durmak zorundalar diye düþünürler, gücün temsili de özgüvenli gözükmektir!

Ýçin için bu pantolondan popom çok mu çýktý diye endiþelenirken, baþýný inadýna maðrur tutan kadýnlar da vardýr, tabii ki…

Sonra da bu özgüvenli gözüken haným ve beylerimiz kýskançlýklarýyla, ki sevgi adýnadýr her biri, aman yanlýþ anlamayalým(!), birilerinin hayatlarýný yine sevgi adýna cehenneme çevirirler!

Haa, bu arada kiþilik problemlerinden dolayý megaloman olanlar da vardýr ki aslýnda altýnda yine de alçaklýk kompleksi yatar!

Þimdi…. Özgüven eksikliðin varken, sevme problemin varken, hangi kadýn, hangi adam, hangi arkadaþýn, hangi komþun sana sevimli gelecek?

Hangisine hoþgörü göstereceksin?

Tam tersi arkadaþlar, insanlarýn birbirlerinin gözlerini oymaya çalýþmasýnýn tek sebebidir!

Dedikodunun temelidir de ayný zamanda! Vallaha!...

Özgüveni yoktur ki, düþündüðü bir þeyi yüzüne söylesin, zaten yalan dolana bulanmýþtýr her bir iliþki, kiþinin yüzüne söylenemeyenler duracak deðil ya içlerinde, boþaltýlacaklar elbet birilerine, hem de deðer verenler var ise o kiþiye, bir çýrpýda düþüversin gözünden, bu da bonusu oluyor!

Kendini eleþtirmeyi bilmez insan sevemezse kendini, ya korkar, kaçýrýr gözlerini kendine dönmekten, ki bu gruptakiler o zaman da gözlerine hep dýþarýdakilere dikerler mecburen, ya da öyle bir yerden yere vurur ki kendini, zavallýlýðýna, kadersizliðine acýr durur…

Kendine bakmak yerine, dýþarýya bakmayý tercih edenler, hepimizin aþina olduðu dedikoducu kiþilerdir, fesatlardýr da ayný zamanda, her görüntüyü incelerler ama kendilerine bakmayý bilemediklerinden, yalnýzca gördükleriyle yetinirler, gördükleri akýllarýna hemen çirkin bir olay çaðrýþtýrmýþtýr, “hah, tahmin etmiþtim zaten ben” derler, empati yapmayý bilemediklerinden ve de hoþgörü problemleri olduðundan görünenin diðer bir yüzü olabileceðini de hem bilmezler, hem düþünmezler, hem de iþlerine de gelmez zaten, çünkü onlar zaten kesecek, ipe götürecek kiþi aramaktadýrlar!...

Es kaza, mutlu bir olayý da gözlemledilerse, mideleri kasýlýr, bir pençe sýkar boðazýný… Kýskançlýðýn kýskaçlarýdýr bunlar!...

Elalemin ne idüðü belirsiz kadýnýna çiçek getirmiþ adam, vay anam vay!...

Kendine acýmayý tercih edenler ise, acýnacak durumda olanlarý daha bir kendilerine yakýn bulurlar, onlarýn acýnacak durumlarýyla kendilerininkini kýyaslarlar, ifadede genelde en acýnan kendisidir tarzý olsa da, bu bir çeþit sidik yarýþýdýr, yarýþý kazanma elbette ki bir baþarýdýr!

Eeee… Bir de bu baþarýnýn yanýnda, ben daha iyi durumdayým aslýnda diye bir bölümü vardýr ki, bu yalnýzca kiþinin kendinde saklýdýr!

Es kaza, mutlu bir olayý duyduðunda bu yakýn bulduðundan, ayný kýskaçlar týrmalamaya baþlar! “Bu bile buldu ayol birini!”

Ayol, senin içinde bu kýskaçlar var iken, bulduðunu da tutamazsýn ki sen!

Olay budur arkadaþlar, yok sevgiliyi kýskanmak, yok kadýnýný kýskanmak, kocaný kýskanmak… Çocuklarýný bile kýskanýyor ebeveynler, ama farkýnda bile deðiller!

Neden?

Çünkü sanýyorlar ki sevilmeye layýk deðiller…

Çünkü artý ve eksilerini objektif gözle göremiyor, bunlarý da kabul edemiyorlar…

Sanýyorlar ki bir yarýþ içindeler, bir de bu yarýþý daha çok da maddi deðerler üzerinden deðerlendiriyorlar, güçler sanýyorlar ki “gibi gözükmekle” oluyor…

Aðýr abilik de bundan aðýr ablalýk da…

Hele bir de kendini sevmeyi öðrenmiþ birini bulurlarsa, çið çið yerler vallaha…

Ama… Hemen yemezler, malzeme bol ya, kullan kullan at!

Yazýyý bitirme noktasýndaydým ama… Sýkýlanlar terk edebilir, biraz daha yazasým var ve konuyla ilgili olmayabilir, peþinen de söyleyeyim, aslýnda yaptýðým belki de salaklýk, aç yeni blog, orada yaz ne yazacaksan, hem okuyaný sýkma, hem de zengin gösterir!

Alternatif týp ile ilgilendiðimi bilen bilir, bilmeyenler de öðrenmiþ oldular, “bu arada, konudan konuya atlayarak giderken, þimdi bu yazýyý hangi sýnýfa sokacaðým ben” endiþesi de baþ göstermeye baþladý bende, neyse… Aslýnda bu benim problemim…

Bir aydýnlanma söz konusu… Yýllarýn da birikimini göz ardý etmemek de gerek elbet!

Farkýna bile varmadan farkýndalýðý artýyor insanýn…

Aydýnlanmanýn payý büyük, onu izninizle baþ köþeye alýyorum ancak yaþýn da getirdiði bir durum vardýr elbet, yani demem o ki, kýrk dört yýl içinde, salak deðilim ya, hoþ bazýlarý hep salak sanmýþtýr beni, hoþ bende inanmýþtým uzunca bir zaman, neyse konumuz bu deðil, bunca yýl içinde elbette biriktiriyor insan bir þeyler…

Farkýnda bile olmadan, bir bakýþ, bir söz, bir mimik aynasý olabilir bir anda kiþinin…

Ki, itiraf etmeliyim, görsel algýlamam çok zayýftýr, hatta iþitsel algýlamam daha da zayýftýr, bir tek duygusal algýlamam fena deðildir ve nasýl oluyorsa anlýyorum dudaklarý gülse de içi aðlayaný, seviyorum dese de kýskananý, hatta nefret duygusuna varaný…

Haa… Tavrýmý deðiþtiriyor muyum onlara karþý, pek deðil, kýzmýyorum ki, yalnýzca acýyorum… Çok da acýmýyorum, yaþaya yaþaya öðreniyor insanlar anca… Olgunlaþma dönemi var insanlarýn, hazýr olma dönemleri… Bunlara gelene kadar elbet ne yollardan geçilecek, elbet ne meþakkatli dönemler atlatýlacak…

Hangimiz sýnanmadýk ki?

Ama para ile, ama sevgi ile, ama aþk ile, ama iþ ile…

Ne görsel, ne de iþitsel becerisi olmayan ben, duygusal iletiþimde beceriyorum, görüntü ile iç arasýndaki farký görüyorum… Bunu beyin mi yapar, ruh mu, bu konuya girmeyeceðim þu an, lütfen ýsrar etmeyin…

(Sanki ýsrar eden var da… Laf ola benimkisi…)

Elimde deðil, görüyorum içini… Acaba bir çeþit megalomanlýk mi benimkisi diye de düþünmüyor deðilim hani, ama… Vallaha doðru çýkýyor zaman içinde saptamalar, bu arada vallaha dememe takýlmayýn, bu alýþýlmýþ bir deyim, yoksa yýllar vardýr ki yemin etmeyiþim, oðlum küçükken yalvarýrdý da, örneðin yemin et seviyor musun beni, ona bile eyvallah dememiþliðim vakidir, sevmem yemin etmeyi, yok yere edildiklerini bilmemden midir, sevgi adýna yalan söylenebileceðini bilmemden mi, yoksa.. Yoksa… Neyse… Bu konuyu þu an erteleyelim… Sesli düþünür idim, þimdi yazýnsal düþünür oldum!

Ahhh… O kýskançlýk ateþleri!... Var ya, hepimizi yakar vallaha!...

Görüyorum sanki ay, o midede kramp gibi duran kýskaçlarý, o tebessüm ederken ki “neden benim gözüm mavi deðil de, onun ki mavi? Bu þiþkoluðuna raðmen neden erkekler onu tercih eder ki? Haa.. Neden??? Onun teni daha mý güzel benimkinden?

“Offf… Tenim pürüzlü ki zaten!”…

Allahýma, yada Tanrýya, ya da adý her ne ise, bin þükür ki, (ve lütfen, maþallah deyiniz, yoksa kurtulamýyorum belalardan) görüyorum!... Gördüðüm ne komþumun misafiri, ne de birilerinin maaþ bordrosu…

Çok þükür ki duyuyorum, duyduðum ne yatak gýcýrtýsý ne de anlamsýz dedikodu…

Kokluyorum… Off be… Ne güzel kokarmýþ ki raký kadehte…

Anlýyorum, sanýrým en önemlisi de bu, unutmadým geçtiðim yolarý, geçeceðim yollar da vardýr elbet, ama çok þükür ki ne gençliðimi unuttum, ne ilk evliliðimi… Ne son aþkýmý, ne de umudu… Zaman zaman, umut beni unut dese de, ýsrarla koþturmaya çalýþýyorum peþinden… “N’olur beni terk etme!”

Þu an, diþ problemlerimden dolayý acýlar içindeyim, ama inat ettim, acýmý kendime göstermeyeceðim!

Acýdýkça acýr ya insan kendisine, hatta yetmez de kendisi, teker teker çaðýrýr ya düþündeki mahkemeye, hadi sorgulayýn hakim bey, acýlar içinde kývranýrken ben, neredeydi, o, söyleyin hakim bey!

Yok… Hakikaten yok böyle bir þey! Bu problem þýk diye baþlamaz, sinyal verir, hafiften hafiften, ancak ya çok yoðunsunuzdur, ya da yolsuzsunuzdur, ertelemek gayri ihtiyari bir çözümdür, ki, biz zaten ertelemeyi pek de severiz!

Hoppala!... Nereden nereye geldik!

Aslýnda toplum olarak biz pek severiz bu “nereden geldik” mevzularýný ama yeter ki mevzu biz olalým!

Velhasýlý kelam, aslýnda biz de ne olduðumuzu bilmeyiz ama çaktýrmamak için elimizden gelen her þeyi yaparýz…

Kim kimi kandýrýr, ne için kandýrýr, kandýrdýðýný sanan mý mutludur, kandýrýldýðýný sanan mý?

Arkadaþlar!... Her kesin bir rolü var… Lütfen, izdihama gerek yok, bu filmde iyiler de var, kötüler de… Ama… Kim biliyor ki buradaki kötüler, diðer tarafta iyiler olmayacaklar?

Tanrý belki de alkýþlayacak, bir kýzýn bakireden kadýnlýða geçiþindeki bu aþamasýný, ki bir grup vardýr ki, “bizim kýza he mi de” derken, aslýnda devlet kanalýyla, seviþmen onaylanmþtýr, hadi, belediye izin verdi, seviþin birbirinizle…

Neyse.. Neyse…

Her ne ise…

Her ne ise dostlar, býrakalým, doðallýðýnca aksýn,ama sevgiye gider ama nefrete..

Doðallýktan hýyanet gelmez ama, tut ki geldi, nefretini yýkamaya çalýþ bu doðal selde..

Yoksa ne sanýrsýn ki senden kalacak geriye…



Gülgün Karaoðlu
Ocak,05/08

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: FÝZÝKÝ ÝNSAN RUHANÝ ÝNSAN
Gönderen: YASÝN / /Türkiye
1 Mayýs 2008
Gülgün, merhaba Yazýný okUdum ve hoþuma da gitmedi deðil. Ýlk konuyu okudum, istersen burdan sonrasýnda býrakabilirsin okur dediðin yere kadar.:). 'DEVAM EDEICEÐÝM AMA' Yalnýz bizler: Kadýn insan ve erkek insan az biraz da hormanal yaratýklar deðilmiyiz ne dersin? Yaptýklarýmýzýn ' kýskançlýklar vesaire..' bir de bu boyutu var. Ben de bu konu üzerine çok düþündüm, yazýlar yazdým. Yalnýz farkýna da vardým kiþisel geliþim ne kadar zirvede olursa olsun. Hormonlar bazen kontrolü ele alabiliyor. Ýnsan olmak da burda baþlýyor bazen. SAYGILARIMLA YAZILARININ DEVAMINI BEKLÝYORUM.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýlk Gece Hapý!..
Hayalleriniz Gerçekmiþ Gibi Davranýn...
Bizim Evin Halleri - 8
Bizim Evin Halleri…4
Dayanýþma Dediðin Böyle Olur, Vallaha!..
Acaip Fikirlerim Vardýr Benim…
Bizim Evin Halleri – 10
Herkese Kendi Olmak Yakýþýyor...
Kutlamýyorum "Babalar Gününü" Baba!..
Dengeleri Dengesizleþtirmeyelim, Lütfen...

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sayýn Mustafa Kemal Atatürk,
Birer Kýrmýzý Karanfil…
Bizim Evin Halleri…
Bizim Evin Halleri... 3
Haydi Bakalým…
Hiç Tereddüttüm Olmadý Ki!
Bizim Evin Halleri… 2
Bizim Evin Halleri… 1
Maia ve Sokak Sakinleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Görmeden Tanýmak [Þiir]
Baþlýða Ne Hacet! [Þiir]
Yüreði Avuçlarýndaydý Adam [Þiir]
Meltem Kaçtý Gözlerime... [Þiir]
Ýsyanlarýn Ayyukasýnda! [Þiir]
Heybe Dedi Anne [Þiir]
Nasýl Özledim, [Þiir]
Eþek Gibi Bir Aþktý Bu! [Þiir]
Utanýyorum, [Þiir]
Issýz Bir Yoldu Seninki [Þiir]


Gülgün Karaoðlu kimdir?

1963 Ýzmir doðumluyum. Þiir yazmak gibi bir kaygým olmadý hiç. . . Bir þeyler yazarken form deðiþiverdi aniden, farkýna bile varmadan ben. . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gülgün Karaoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.