Deney, herkesin hatalarýna verdiði addýr. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Vücudum titriyor. Damarlarýmdan gelen bir basýnç var sanki, dermisime, oradan epidermisime, tüm epital dokuma yayýlan, tüm kaslarýmý bembeyaz yapan, bedenimin tüm kontrolünü ele geçiren bir basýnç. Kalbimden, damarlarýma, ellerime, dudaklarýma, göðüs kafesime, bileklerime yayýlan bir titreme. Korku – ayçiçekleri – yaðmur – asistoli – hipertansiyon – tümüyle huzursuzluk. Seviyordu beni. Geceleri erkenden yatýp, günlerce uyumamý, kalp atýþlarýmý dinlemeyi, buz gibi olmuþ sevimsiz ellerimi tutmayý, suratsýzlýðýmý, sürekli kalem açmasýna karýþmamamý, hiç kýzmamamý, ona sürekli kalemtýraþ ve yemese bile üzümlü kek almamý seviyordu. Yaptýðým hiçbir þeyin onu bensiz yaþayamayacak kadar çaresiz duruma düþürmeyeceðini bilmeyi unutmak için her gün kendimi hiç kapanmayan balkon penceresinden aþaðý atmayý planlýyordum. Tabii, olmuyordu. Olmuyordu. Ona zarar veremiyordum, kendine yeterince kötülük etmiþti o mavi yüzlü þeytanla ve en sevdiðimiz beyaz nevresim takýmýný yýrttýðý için günlerce aðlayarak ve odadan hiç çýkmayarak; üstüne üstlük benim yapacaðým bir kötülük, çocukluk, onu salýncaktan düþürmem, üzerine sahte örümcekler atmam, birasýný çöpe dökmem, sabahýn 5inde onu uyumaya zorlamam, veya bunun gibi þeyler iyi gelmeyecekti biliyordum, tüm bu nedenlerden dolayý, -Peymi’nin ölümüne rastlayan gündür- librmadison beni bulmuþtu. 12 Nisan 1983: Ayva çiçeklerini sevmezdik. –mesela, oya gibi incecik yapraklý, altlarýnda piknik yapýlýr, göl kenarýnda, ayva aðaçlarýnýn altýnda otururken göle taþ atýlýr, sigara içilir, ama öpüþülmez, hava sýcak, güneþ gözümü alýyor ama yine de üþüyorum, kafadan gelen bir üþüme, bir tür beyin hormonu salgýlamasý, çat pat konuþtuðum Fransýzca kelimelerle baþým aðrýyor demek kadar zor, ne bileyim eros’un okuna týrmanmak, yerinden koparmak, yerlere kuru sakýzlar atmak, balkondan aþaðý, insanlarýn üzerine gastrik asidini boþaltma eðilimi duymak, tüm bunlar, beynimin içinde dolaþan tüm bu gereksiz iki bacaklý, insani varlýklar, olgular, imajlar, küçük bir bardaða hayatýmý doldurmak gibi, beyin kývrýmlarýmda kendimle kovalamaca oynayýp, cezasýný alnýmýn ortasýna yediðim bir kurþunla ödemek, ölmek kýsaca, bir söðüt aðacýnýn altýnda, tercihen, nisan’da, kafamýn içinde su kabarcýklarýna benzer þiþler varken. Peymi öldüðünde, ben, iþte, sorumsuz ben, eskisi gibi, yerleri temizleyen, aðlamayan þeytan, bir ayva aðacýnýn altýnda karþýmda duran iðrenç göle taþlar atýyordum, Peymi bir dilim ekmeðin üzerine reçel sürerken ki, tezer’den öðrendim demiþti, haftalardýr delirmiyordu, kafasýnýn içindeki yaralar kabuk baðlamýþtý, þiþleri inmiþti, avuç içlerindeki deriler kalkmýþ ama kabuk baðlamýþtý, iyileþiyor demekti, dizleri artýk eskisi gibi çürüklerle dolu deðildi, ve elinde o ekmekle yüzüme bakarken –ki ben göle taþ atýyordum, yüzüme baktýðýný görmemiþtim, az da deðil, yarým saat kadar bakmýþ yüzüme, ben topraðýn içinde yassý taþlar ararken, sonra birden gözleri dolmuþ, ama güçsüz, çok güçsüzmüþ, güçsüzdü biliyordum, kilo vermiþti, eskisi gibi canavarlaþamýyordu, küçük bir köpek kadar kýzabiliyordu, kafasýna vuracakken ýskalayýp ellerini boþa sallýyordu- son bir kez daha çýðlýklar atamadan ve sonsuz acýsýný, -çünkü ben sorumsuz, bencil ve faþist bir orospuydum- içine gömerek, tüm þikayetlerini, kýrýklarýný ve yaralarýný bir dilim reçelli ekmekle bana anlatmaya çalýþýrken, öldü. Librmadison ’u bana hediye etti. Þiþe açacaklarýný, ahizesi kýrýk bir telefonu, tuvaletteki tavþan resimlerini, ciltleri kopmuþ kitaplarýný, golf takýmýný, ince parmaklarýný yanýnda götürürken, içine sýðmak istediði çekmeceyi, üzümlü keklerini, pey’le baþlayan her þeyi, o küçük, kötü kokan, tablolarla dolu odayý, aðrýlarý, açtýðý ve açacaðým yaralarý, ellerini, yumruklarýný, þiþmiþ gözlerini, acýsýný –acýsýný, en çok o simsiyah þeyi- bana býraktý. Ellerim kanýyor. Doktor gelsin diyeceðim ama Peymi telefonu götürdü. Peymi hayatýmý götürdü. Ýki poundluk hüznüyle, o fahiþeyi geride býraktý. Hoþça kal Peymi. Merhaba hastalýk.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © peri sim eldivenoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |