..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Güven Solak




29 Kasým 2011
Boþlukta Sallanan Adam – Saul Bellow  
Güven Solak
“Artýk kendimden sorumlu deðilim; buna çok memnunum. Baþkalarýnýn elindeyim artýk, kendi kendinden kurtulmuþ, özgürlüðüm elimden alýnmýþ durumdayým. Yaþasýn düzenli günler, saatler! Ve ruhun zaferi! Yaþasýn düzen, disiplin!”


:CAIG:
   Saul Bellow’un Boþlukta Sallanan Adam’ý toplum içerisinde kendisini yalnýz hisseden bir bireyin, kendi deyimiyle ‘boþlukta’ geçen dört ayý boyunca günlüðüne yazýlanlardan oluþan bir kýsa roman. Henüz romanýn en baþýnda, günlüðün baþlangýcý olan 15 Aralýk 1942 tarihli bölümde, günlüðün yazýlma amacýna iliþkin ipuçlarý veriyor yazar kahramanýnýn aðzýndan: “Kiþinin kendi kendisiyle sýk sýk konuþma alýþkýnlýðýna sahip olduðu bir dönem vardý ve iç dünyasýyla ilgili olaylarý belgelemek utanç verici deðildi. Oysa bugün, günlük tutmak kiþinin kendine yenilgisi olarak nitelendirilecek bir zayýflýk ve küçümsenerek deðerlendirilen bir zevk sayýlýyor.” Kitabýn geneline sinen, yabancýlaþma, çevreden uzaklaþma, insanlarý anlayamama ve anlaþýlamama durumu sýk sýk dile geliyor Saul Bellow’un kahramaný Joseph’in güncesinde. Yine günlüðün ilk gününden alalým: “Duygularýnýz var mý? Bu duygularýnýzý doðru ya da doðru olmayan biçimlerde belirlemenin yollarý vardýr. Bir iç dünyanýz var mý? Kimsenin deðil, kendi sorununuzdur. Heyecanlarýnýz var mý? Boðun onlarý.”
   Kanada göçmeni Joseph’in 2.Dünya Savaþý yýllarýnda askere alýnmadan önce, iþinden ayrýlmýþ bir þekilde, karýsýyla ve kendini artýk çok uzak hissettiði kimi arkadaþlarýyla geçirdiði dönemi anlatýyor roman. En azýndan bir süre yaþamýný geçirmek için çalýþmak zorunda olmayan Joseph, kendisiyle nispeten uyumlu görünen karýsý Iva’yla birlikte ucuza yaþamanýn yolunu bulmuþ ve motel odasý ile yemek yemek için uðradýklarý restoranlar arasýnda geçen, hatta bazen odasýndan çýkmadan günlerin geçtiði, gayet sýradan ve sýkýcý bir hayata sahip olmuþtur. Yazarýn derdi de iþte tam bu noktada baþlýyor. Boþluðun getirdiði özgürlük bir yanýlsama mý? Her fýrsatta özgürlüðü yücelten insanoðlu, aslýnda içten içe bir otoriteye, kurallar silsilesine baðlanmayý neden seçer?
   Joseph’in yer yer hafif abartýya kaçan muhalif kiþiliði, insanlarýn dýþ görünüþüne verilen gereksiz öneme verdiði tepkinin vurgulandýðý aþaðýdaki bölümde ortaya çýkýyor: “(...) amaçlarý için dýþ görünüþe daha az önem vermesi daha iyi görünmektir.” Görünüþüne verdiði önem arttýkça, dünyayý daha az ciddiye alan bir anti-kahraman, elbet kimsenin önünde kendini ispatlamaya çalýþmayacaktýr, kimsenin önünde eðilmeyecektir. Bu ve benzeri çatýþmalarý Joseph’in, zengin bir kadýnla evlenen aðabeyi Amos’la iliþkisinde, karýsýnýn yazdýðý çekleri bozdurmaya çalýþýrken bankacýnýn karþýsýnda, kaldýðý pansiyonda diðer misafirlerle ve pansiyon sahibiyle iliþkilerinde görmek mümkündür. Joseph’in kendi halinde hayatýný hiçbir zaman kabullenememiþ olan aðabeyi ve ailesi, onu her fýrsatta alçaltmak için çaba harcamaktadýrlar. Joseph ve Iva’nýn, Amos’ýn evine davetli olduklarý bir akþam Joseph ve yeðeninin, kimin istediði plaðýn dinleneceðine dair tutuþtuklarý aptalca tartýþma sýrasýnda, yeðen Etta’nýn aðzýndan Joseph için dökülen, “Benim istediðim plaðý dinle. Dilencilerin seçme hakký yoktur!” haykýrýþý, özelde Amos’larýn Joseph’e bakýþýný gösterirken, genelde toplumun, biraz ortalamadan ayrýlan bireye aldýðý tavrý yansýtýyor. Romanýn sonlarýna doðru, artýk iyiden iyiye bunalmýþ olan Joseph’in, evine gelen arkadaþý Myron Adler’le görüþmesi de bu tavrý özetliyor. Adler, Joseph’in hayatýný niçin bu þekilde yaþamaya zorunlu olduðunu anlayamýyor ve evden ayrýlýrken ona, maddi olarak zor durumda olduðu düþüncesiyle bir miktar para vermeye çalýþýyordu. Tabii ki, Joseph parayý kabul etmeyecekti.
   Romanýn geneline yedirilmiþ olan, Joseph’in entelektüel kiþiliði, bazen arkadaþlarýyla konuþmalarýnda, bazen daha içe dönük olarak günlüðüne yazdýklarýnda görülüyor. Artýk bol bol vakti olan Joseph etrafýna daha eleþtirel gözle bakabilmekte, modern insanýn kafasýný çevireceði bir çok olumsuzluðu kendince meydan okumaktadýr. Yýllar öncesinden kalan, ancak artýk kendisini umursamayan ve umursamazlýðýný Joseph’i görmezden gelerek gösteren bir arkadaþý Joseph’i çok sinirlendirebilmektedir: “Bir insaný bir baþkasýyla konuþmaktan men etmek, bir baþkasýyla haberleþmekten men etmek o insanýn düþünmesini de engellemektir. Çünkü pek çok büyük yazarýn da dediði gibi düþünce, bir tür haberleþme yoludur.”
   Kitap önerileriyle iliþkilerinin baþlarýnda eþi Iva’yý da kültürel yönden geliþtirmeye çalýþan Joseph, romanda okuduðumuz bölümde artýk utangaçlýðýný atmýþ, daha dýþa dönük bir hayat yaþamaya baþlamýþ olan Iva’nýn kendisine yönelttiði eleþtirilere bizim kültürümüzde de tanýdýk olduðumuz türde tepkiler veriyor: “Yýllaca hükmetmiþtim ona, þimdi artýk karþý koyacak güçteydi” derken, Iva’nýn kazandýðý paranýn gücüyle kendisine karþý koyduðunu düþünmektedir.
   Savaþ konusu genel olarak arka planda yer alsa da, Joseph, aðabeyinin orduda subay olma önerisini redderken, savaþýn bir þanssýzlýk olduðunu belirtip, bundan yararlanarak yükselmeyi istemediðini vurguyor ve savaþ konusundaki olumsuz tavrýný ortaya koyuyor. Ancak baþka bir bölümde savaþý, dünyanýn karþý konulamaz bir gerçeði olarak tariflerken, ölümü öldürmeyi doðal karþýladýðýný belirtirken, bambaþka bir Joseph olarak görünüyor. Üstelik bu tavrý o kadar net ki, döneminin savaþ çýðýrtkanlarýyla yarýþabilir: “(...) savaþtan yararlanmaktansa, savaþta ölmeyi yeð tutarým. (...) ateþ edeceðim, hayatlar söndüreceðim. Ayný þekilde bana da ateþ edilecek ve belki benim hayatým alýnacak. (...) Nedense kendime karþý bunu yanlýþ olduðunu kabullenemiyorum.” Belki de boþlukta sallanýyor olmak, biraz da kafanýn karýþýk olmasý, düþüncelerin, duygularýn, tavýrlarýn net olmamasý anlamýna geliyor.
   Tekrar özgürlük konusuna gelirsek, kitabýn her tarafýna sinen, Joseph’in boþluktan dolayý kapýldýðý iç sýkýntýsý özgürlüðün bedeli olarak yansýtýlýyor sanki. Bu denli birikimli birey, hayatýndaki boþluðu, yahut özgürlüðü nasýl deðerlendirmiþtir? Arkadaþý Steidler sorduðunda Joseph’in verdiði yanýt çok umut verici deðildir: “(...) orduya istekli ve gönüllü bir asker olarak gideceðim konusunda kendimi ruhen alýþtýrmaya çalýþtýðýmý söylemiþtim.” Joseph, kafasýný kaldýrýp yaþanýlan hayatýn anlamsýzlýðýnýn, saçmalýðýnýn daha bir farkýna vardýkça, tek yaptýðý günlüðüne dönüp yaþanýlanýn muhasebesini yapmak oluyor. Ýnsanoðlunun kendisini ölüme hazýrlamasý gerektiðiyle ilgili tartýþma sýrasýnda, yaþamanýn dýþýnda hiçbir deðere inanmadýðýný söylerken, tanrýya yaklaþýmý sorguladýðý diðer bölümlerle birlikte, içinde yaþadýðý dünyayý da yüceltmektedir.
   Bunca karmaþanýn, kirliliðin arasýnda günler geçmekte, bir aradada yaþamak zorunda olduðu insanlara giderek daha az katlanmaktadýr Joseph. Pansiyonda yarattýðý gerginlik onu ve Iva’yý zor durumda býrakýr ve aniden bir karar vererek askerlik þubesine, askere hemen alýnmasý için bir dilekçe verir. O ana kadar, askere gitmek için doðal bir sürecin sonucunu beklemekte olduðunu sanan biz okurlar için bu biraz beklenmedik bir durumdur. Joseph aylar önce böyle bir dilekçe vererek, kendisini iþsiz güçsüz, iþe yaramaz, gereksiz bir birey olarak gösteren bu yaþam tarzýndan vazgeçebilecek durumdayken, bu hayatý yaþamayý seçmiþtir. Onun nedensiz bekleyiþi, özgürlüðü, iç sýkýntýsý bir mecburiyet deðil, bir seçimdir. Ancak bu seçime daha fazla katlanamamýþ ve özgürlüðünü sonlandýrmýþtýr. Kitabýn sonunda; askere gidiyor olmasýnýn yakýn akrabalarýnda uyandýrdýðý sevinç, toplumun çarklarýnýn bir pürüzü daha sessizce yok ediþini açýk bir þekilde gösteriyor: “Beni, ‘orduya katýlan kardeþim’ diye tanýtacaktý yakýn arkadaþlarýna.” Joseph artýk öylesine biri deðildi. Sorulduðunda iþsizim demeyecekti, askerim diyecekti.
   Joseph’in rehabilite ediliþinin son çýðlýklarýyla bitirelim:

“Artýk kendimden sorumlu deðilim; buna çok memnunum. Baþkalarýnýn elindeyim artýk, kendi kendinden kurtulmuþ, özgürlüðüm elimden alýnmýþ durumdayým.

Yaþasýn düzenli günler, saatler!

Ve ruhun zaferi!

Yaþasýn düzen, disiplin!”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
André Gide - Isabelle

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gökkule [Öykü]
Pazartesileri Sevmiyorum [Öykü]
Gece Bekçisi [Öykü]
Ölü Ýhtiyar [Öykü]
Gizemli Yabancý [Öykü]
Ölümden Sonra [Öykü]
Bana Sorma [Öykü]
Yüzyýlýn Son Fýrsatý [Öykü]


Güven Solak kimdir?

Çoðunluðun içinde azýnlýk ya da azýnlýðýn içinde çoðunluk gibi hissedilebileceðini düþünen bir amatör. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Fyodor Mihailovic Dostoyevski, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Franz Kafka, Oðuz Atay, Sabahattin Ali, Dino Buzzati, Yusuf Atýlgan


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Güven Solak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.