..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sürrealizm > Güven Solak




23 Mart 2006
Ölümden Sonra  
Güven Solak
"Ne kadar zamandýr burada olduðunu bilmiyordu. Kapkaranlýk bir hücrede hayaller ve rüyalarla karýþýk bir dünyada bekliyordu. Bu bekleyiþin ne kadar süreceði, sonunda ne olacaðý konusunda bir fikri yoktu."


:BBDH:
    Ne kadar zamandýr burada olduðunu bilmiyordu. Kapkaranlýk bir hücrede hayaller ve rüyalarla karýþýk bir dünyada bekliyordu. Bu bekleyiþin ne kadar süreceði, sonunda ne olacaðý konusunda bir fikri yoktu. Zaten bunu düþünmek için yeterince zamaný da yoktu. Hayaller tüm vaktini alýyordu. Karanlýðýn da etkisiyle, uyanýk olduðu zamanlarda bile hayallerle gerçek iç içe geçmiþ durumdaydý.
    Hücresinin önünde uçsuz bucaksýz olduðunu tahmin ettiði koridorda çok uzaklardan gelen ayak sesleri... Ýþte bunlar gerçekti. Bu ayak seslerini duyduðu an hayallerinden sýyrýlýyordu Kenan. Ayak seslerini neyin takip edeceðini biliyordu. Týpký sonunu bildiði bir filmi izler gibi... Menteþeleri yaðlanmamýþ çok aðýr bir kapýnýn büyük bir gýcýrtýyla açýlýþýný duydu. Az sonra, beklediði acý haykýrýþ, filmin final sahnesi olarak kulaðýnda yankýlandý. Bu sefer bir kadýn sesiydi. Çýðlýk çýðlýða baðýrýyordu. Kenan bulunduðu yerden kadýnýn ne söylemeye çalýþtýðýný anlayamasa da, sesindeki öfkeyi algýlayabiliyordu. Daha önce de duymuþtu bu haykýrýþlarýn benzerini. Sonra –yitirilmiþ zaman kavramýyla ne kadar sonra olduðunu kestirmek zordu- ses daha az duyulur oldu. Sesteki isyan ve öfke giderek merhamet dilemeye ve aðýta dönüþtü. Kenan, kahramanlarýnýn sürekli deðiþtiði ayný oyunu bir kez daha dinlemiþ oldu. Giderek azalan aðlama sesleri artýk duyulmuyordu. Kadýn ne için aðlýyordu? O duyduðu ayak seslerinin sahibi, kadýna ne söylemiþti, ne yapmýþtý? Kenan bir dahaki sefere koridorda duyacaðý ayak seslerinin kendi odasýnýn önünde sona ermesi halinde neler olacaðýný düþünmeye çalýþýrken yeni hayallere dalýp gitti.

**


    “Peki babam ne zaman geri gelecek anne?” Yasemin dört yaþýndaki çocuða laf anlatmanýn zorluðunu bir kez daha hissetmiþ halde gözlerini Mert’in gözlerinden kaçýrdý. ‘Bir daha hiç geri dönmeyecek’ demek istiyordu, ‘bilmiyorum’ demek istiyordu, bunu Mert’in anlamasýný ve daha fazla üstelememesini istiyordu. Daha geçen ay gittiði psikolog dört yaþýn çocuklara bir þey anlatmak için yeterli olduðunu ýsrarla söylemiþti. Ölümü anlatmak da buna dahildi. Ancak Yasemin ölümün çocuða, bir yetiþkine ifade ettiðinden daha farklý duygular ifade ettiðinin farkýna vardý. Mert babasýnýn ölümüyle yokluðu arasýnda bir baðlantý kuramýyordu. Yasemin, oðlunun babasýný bir daha göremeyeceðini farklý yollardan birçok kez Mert’e anlatmýþtý. Ancak sonu gelmeyen sorular nedeniyle artýk o da pes etmiþti. Mert’e babasýnýn bir yolculuða çýktýðýný, yakýnda geri geleceðini söyledi.
    Hayattayken Kenan’ýn arkasýndan bir kez bile aðlamamýþ Mert, düzenli olarak her akþam aðlýyordu. Yasemin’in aklýna Kenan’la aralarýndaki þakalar geldi. Mert’e hamileyken kýz isteyen Yasemin, oðlan isteyen Kenan olmuþtu, ancak Mert sürekli annesiyle zaman geçirmek isteyen bir afacana dönüþtüðünde, Kenan rövanþý baba düþkünü bir kýzla almayý istediðini Yasemin’e söylemiþti. O günleri düþündüðünde Yasemin’in gözleri yaþarýyordu. Bir taraftan ikinci bir çocuk Kenan’ýn kýsa ömrü için güzel bir son, Kenan’dan kalan hoþ bir aný olacaktý ama bir taraftan da Yasemin’in baþýna babasýz büyüyecek iki çocuk kalacaktý.
    ‘Hayat devam ediyor’ diyor bazýlarý. Yasemin için hayat yeni yeni devam etmeye baþlamýþtý. Kenan’dan sonra bir türlü geçmek bilmeyen günler biraz daha hýzlanmýþtý. ‘Zaman her þeyin ilacý’ diyorlar Kenan. Zaman seni unutmamýzý saðlayacak bir ilaçsa eðer; sen bizim hastalýðýmýzmýþsýn da bilememiþiz demek ki. Böyle düþündüðü zamanlar Kenan’ý asla unlutmamaya þartlandýrýyordu kendini. ‘Aslýnda babanýn nerede olduðunun önemi yok caným, biz onu unutmadýkça o burada’ demek istedi Mert’e. “Babam ne zaman geri gelecek anne?”

**


    Evi, bilhassa Mert’in odasý sýk sýk gözünün önüne geliyordu Kenan’ýn. Onlarýn yanýnda olmayý, yakýnlarýnda olmayý o kadar çok istiyordu ki. Yazýk ki kontrolünde olmayan hayaller dýþýnda bu hiç mümkün olmuyordu. Olsun, hayaller de güzel.
    Kenan, bir zamanlar kendi ölümünü gördüðü rüyalarýn birinin içinde gibiydi. Bir taraftan rüyanýn sona ermesini, uykudan bir an önce uyanýp Mert’e masal kitabý okumayý, Mert’in sonu gelmez sorularýna sabýrla cevap vermeyi, Yasemin’le konuþmayý, seviþmeyi, uzun zamandan beri yapamadýklarý her þeyi yapmayý, hatta sýkýcý kýyafet alýþveriþlerinin birinde zevk alýyormuþ gibi dolaþmayý bile istiyor; diðer taraftan rüyayý bitirip kendisini yapayalnýz hücresinde bulmasýna sebep olacak ayak seslerini duymaktan korkar halde rüyanýn sürmesini istiyordu.
    Gördüðü hayalleri yönlendirebilmeyi, istediði gibi sonlandýrmayý çok isterdi. Fakat bu da pek mümkün olmuyordu. Kenan hayallerinde ancak bir izleyici olabiliyordu, olup biteni kayýtsýzlýkla izleyen bir seyirci. Hiç deðilse, bazen aðlarken gördüðü Mert’e bir kez olsun göz kýrpabilmek isterdi. Varlýðýný, onunla olduðunu Mert’e hissettirebilmeyi isterdi. Koridordan gelen ayak seslerini duyduðunda Mert’in aðlamasýnýn kesilmiþ olmasýný isterdi.
    Bazen hayallerinde dünyayý Mert’in gözleriyle gördüðü de oluyordu. Kenan, gördüðü hayalleri istediði gibi bitirebilse bile, Mert’in gözleriyle Yasemin’i gördüðü anki kadar güzel bir hayal kuramayacaðýný biliyordu. Yasemin’in çocuklarýna ne büyük bir sevgi ve acýmayla baktýðýný hissetti. Buradayým Yasemin, demek istedi, buradayým.

**

     
    Mert artýk -annesinin ona sýk sýk hatýrlattýðý gibi- bebek deðildi. Altý yaþýný doldurmuþtu ve birkaç ay sonra okula baþlayacaktý. Geceleri babasýyla ilgili rüyalar görmeyeli çok uzun zaman olmuþtu. Ancak, bazen annesiyle dedesini ve babaannesini ziyarete gittiðinde gözünün önüne bir zamanlar kendisini çok sevdiðini söyledikleri babasýnýn yüzü geliyordu. Her ölümün sonunda, geride kalanlar ölünün yüzünü aðýr aðýr unuturlar. Ancak Mert için tam tersi olmuþtu. Sýk sýk babaannesiyle babasýnýn hakkýnda konuþmasýndan ve babasýnýn fotoðraflarýna bakmasýndan olacak, Mert’in gözünün önünde çok net bir baba figürü vardý. Hem hiç tanýmadýðý, hem de çok iyi bildiði mükemmel bir baba.
    Mert’in dedesini ve babaannesini ziyaretleri üç yýl süresince devam etti. Ýki ay arayla gelen ölümler ziyaretleri sona erdirdi.
    Kenan’ýn ölümüyle kendi hayatýnýn da sonuna geldiðini, gelmesi gerektiðini hisseden, hayata küskünlüðü her halinden belli olan Yasemin, ani ölümlerin ardýndan evlendi. Bir daha karþýsýna hiç çýkmayacaðýný sandýðý aþkla yine karþýlaþmýþtý.

**


    Yalnýzca adým sesleri, kapý gýcýrtýsý ve çýðlýklarýn sýnýrladýðý bir zaman kavramý. Kenan, karanlýk hücrede geçen süreyi kestiremiyordu. Ancak gördüðü hayaller ‘günden güne’ seyrekleþiyordu ve açýk bilinçle daha uzun süreler, kesintisiz, kontrollü düþüncelere dalabiliyordu. Zaman zaman ayaða kalkýp hücrede geziniyor, hücrenin neredeyse pürüzsüz duvarýna elini sürüyor, bir müebbet hapis mahkumunun duygularýyla duvarýn arkasýna ulaþabilmeyi tüm kalbiyle diliyordu.
    Kenan hayallerden sýyrýlýp düþünmeye fýrsat bulduðu zaman daha çok kendi vücuduna yöneltiyordu dikkatini. Hiç açlýk, susuzluk çekmiyordu burada. Tuvalet, banyo, týraþ ihtiyaçlarý da sona ermiþti. Bazen ayaða kalkýp hücrenin duvarlarýna yaslandýðýnda uzun süredir yatýyor olmanýn etkisiyle ayaklarýnda meydana gelmesi gereken uyuþmalarý, kendini burada bulduðundan beri hiç yaþamamýþtý. Kulaklarýnýn normal algý iþlevlerini yerine getirdiðine emindi. Hücresinin bulunduðu koridordaki en hafif ayak sesini bile duyabiliyordu. Ancak gözlerinin durumu þaþýrtýcýydý. Hiç ama hiçbir þey göremediðine göre ya kör olmuþtu ya da burada en ufak bir ýþýk huzmesi yoktu. Kimi zaman avuç içiyle göz kapaklarýna hafifçe bastýrýp gözlerini ovuþturuyor ve o haldeyken gözlerini kýrpýþtýrmaya çalýþtýðýnda, gözünün önünde çakan þimþekler, türlü ýþýk ve renk oyunlarý, deniz dalgasý misali yayýlarak hareket eden yay þeklinde beyaz renkli tepeler ona büyük bir zevk veriyordu. Göz oyunu her defasýnda, bu yapay ýþýklarýn, kör olmadýðýna dair ipuçlarý olmasý dileðiyle sona eriyordu.
    Hücreye ilk geldiði sýralarda sürekli hayallerle yaþamaktan þikayet eden Kenan, hayallerin azalmasý ve düþüncelerin artmasýyla hayallerin azlýðýndan þikayet eder oldu. Hayaller onu tanýdýðý, bildiði dünyaya baðlayan yegane ögeydi. Görüp görmediðini bilmediði gözlerini tavana dikip, Yasemin’in yüzünü canlandýrmaya çalýþtý. Gözünün önüne yalnýzca hareketsiz, cansýz bir imge geldi. Kenan hayallerini istiyordu.
    Kenan’ýn hayalleri özlemesinin altýnda bir neden daha vardý. Hayal olduðunu bildikten sonra, hayalin insana hiçbir etkisi olmadýðýný düþünüyordu. Hayal ancak geçici karamsarlýklara neden olabilirdi, oysa düþünce –özellikle isabetli olduðu durumlarda- dayanýlmaz acýlara yol açabilir. Kenan bir gün kör olup olmadýðýný düþünmektense, bir yýl sürecek kötü bir rüyada baþrolde olmayý tercih ederdi, tek ki rüya sýrasýnda her þeyin geçici olduðunun farkýnda olsun.
     
**


    Babasýz geçen çocukluk yýllarý, Mert’in hiç sevmediði ve asla sevmeyeceði bir adamla evlenmiþ olan, her geçen yýl daha az görüþtüðü annesiyle arasýndaki sorunlu iliþki, okulunu yarým býrakýþý, babaannesine verdiði ‘büyük adam olacaðým’ sözünün elinden kayýþýný hissediþi. Bunlar da delikanlýlýk yýllarýný yaþayan Mert’in gerçekten düþündüðü zamanlar aklýndan geçenlerdi.

**


    Karmakarýþýk bir hayaller zinciri... Uyanmak için her þeyini vermeye hazýr, hiçbir þeyi olmayan bir adam.
    Kenan rüyasýnda bir aracýn kapýsýný zorluyordu. Rüyanýn içinde çevreyi süzmeyi de ihmal etmedi. Bilmediði bir yerde gece karanlýðýnýn içindeydi. Ancak çevredeki aydýnlatma sayesinde gözü açýkken göremediði renkleri görme þansý bulmuþtu. Ellerine engel olmayý istedi ama baþaramadý sanki bu ellere kendisi hükmetmiyordu.
    Kapýyý levyeyle açmayý denerken arkasýndan gelen ayak seslerini duydu. Sonra polisin hýzla gelip kendisini arabaya yapýþtýrmasý, dayanan silahla belinde hissettiði keskin acý, elindeki levyenin yere düþmesiyle çýkan metalik ses ve arkasýnda polis olduðu halde dengesini yitirdiði için yere düþerken göz ucuyla aracýn aynasýndan gördüðü kendi buðulu yüzü rüyadan kalan son ayrýntýlardandý.
    Kenan, kabus sonrasý, kimi zaman tam olarak ne görüldüðünü hatýrlamayan beynin vücudun bitkinliðine, duygularýn yýkýlmýþlýðýna bir anlam veremediðini biliyordu.
    Hayatýnda gördüðü en korkunç kabustan uyanmýþçasýna bitkin ve umutsuzdu. Kabusu düþündüðünde ana hatlarýyla hatýrlayabiliyordu; ancak vücudunda ve duygularýnda bu denli yýkýma neden olacak bir taraf görmüyordu. Kendini rahatlatmaya çalýþtý. Derin nefes alýp veriyor, kafasýndan önemli bir þey olmadýðý düþüncesini geçiriyordu. Çok uzaklardan gelen adým seslerini duyduðunda Kenan uzandýðý yataðýnda adeta bir ceset kadar sessiz ve hareketsizdi.
    Her nasýlsa Kenan bu sefer kendi için gelindiðini biliyordu. Hücrede geçirdiði zamanýn onu deðiþtirdiði, çok sabýrlý hale getirdiði gözlerindeki metanetten anlaþýlabilirdi. O adeta, kaderine razý olmuþ bir idam mahkumuydu. Aslýnda þu an, adým sesleri gitgide yaklaþýrken tek hissettiði meraktý. Tüm bunlarýn nedenini merak ediyordu, nerede olduðunu, bunun nasýl sonlanacaðýný merak ediyordu. Ancak bu merak hissinin içerisinde en ufak bir umut yoktu. Kenan en kötüyü çoktan kabullenmiþti. Beklentisizce bekliyordu ki...
    Kapýnýn kilidi döndü. Daha önce sayýsýný hatýrlayamacaðý kadar fazla duyduðu kapý gýcýrtýsýný tekrar duydu. Kapý aðýr aðýr açýldý ve...
    Iþýðý gördü Kenan. Beyaz ya da sarý olabilir, hemen anlayamadý. Fakat gözü hiç kamaþmamýþtý, oysa orada geçen zaman... sonra çok derinlerden bir sevinç duydu, kör deðildi, neye yarayacaksa diye düþündü, kendini hazýrladýðý umutsuzlukla.
    Kapýdan beyazlar içerisinde bir kadýn girdi. Baþtan aþaðý beyaz kýyafetiyle bir meleði andýrýyordu. Ancak yaþý melekten çok bir cezaevi gardiyanýna uygundu.
    Odanýn içi koridordan gelen ýþýk sayesinde artýk görülebiliyordu. Dört duvarý ayna kaplý bir odanýn tam ortasýna yerleþtirilmiþ bir yataðýn üzerindeydi Kenan. Kendi çevresinde bir tur döndü. Neredeyse boynuna zarar verecekti. Gözlerine inanamýyordu. Pürüzsüz dediði yüzeyin ayna olduðunu anlamýþtý, ardýndan odanýn tavanýnýn ve tabanýnýn da ayna olduðunu farketti. Çevresinde binlerce Kenan ve kapýda bekleyen kadýndan görüyordu. Yüksek tavanýyla hücre, bir kaleyi andýrýyordu.
    Kadýn henüz aðzýný açmadan bir þeyi daha fark etti Kenan. Aynalara bakarken bir anda hatýrladý gördüðü kabusun sonunu. Aracýn aynasýnda gördüðü yüz çok net bir þekilde geldi gözünün önüne. Kendi yüzü deðildi, o yüz þu an aynalarda gördüðü yüz deðildi, o Mert’in yüzüydü. Yere dengesini kaybedip düþmedi Mert, beline isabet eden kurþun düþürdü onu. Kenan Mert’in ölümünü görmüþtü kabusunda. Bir araba hýrsýzýna dönüþmüþ olan oðlunun ölümünü görmüþtü. Sen yaþamalýsýn Mert, sen yaþamalýydýn Mert.
    Tüm bunlar kafasýnýn içinde dönüp dururken, kadýn onun beynini okuyormuþçasýna sessizce sanki düþüncelerin sona ermesini bekler gibiydi.
    Kenan ifadesiz gözlerle aynalara dalýp gitmiþken, kadýn belirgin biçimde Kenan’ýn yüzüne son bir kez baktý, odanýn ýþýklarýný yaktý ve kapýyý kilitleyip dýþarý çýktý.
    Kenan arkasýndan yetiþip baðýrmadý, kapýyý yumruklamadý. O, üzüntüsünü sessizce yaþamayý seçti. Kendini hazýrladýðý tüm hayal kýrýklýklarý, þu an hissettiðinin yanýnda çok küçük kalýyordu. Artýk Mert yok, ya Yasemin? Yazýk ki Yasemin’in aklýnda Kenan yok.
    Öylece oturdu. Artýk hayallere yer yoktu, ýþýkta hayal olmazdý ki. Geride onu düþünecek kimsenin kalmadýðýný hissetti ve aynalardaki Kenan’a dalýp gitti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gökkule
Pazartesileri Sevmiyorum
Gece Bekçisi
Ölü Ýhtiyar
Gizemli Yabancý
Bana Sorma
Yüzyýlýn Son Fýrsatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
André Gide - Isabelle [Ýnceleme]
Boþlukta Sallanan Adam – Saul Bellow [Ýnceleme]


Güven Solak kimdir?

Çoðunluðun içinde azýnlýk ya da azýnlýðýn içinde çoðunluk gibi hissedilebileceðini düþünen bir amatör. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Fyodor Mihailovic Dostoyevski, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Franz Kafka, Oðuz Atay, Sabahattin Ali, Dino Buzzati, Yusuf Atýlgan


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Güven Solak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.