• ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
501
|
|
|
|
Bir Baba Hindi lafa girer. ’’Ey Hindi Milleti, bu yýlbaþý zamanlarýnda insanoðlundan çektiðimiz nedir bizim? Bu duruma kimseler dur demeyecek mi? Niye hep biz kesiliyoruz yahu! Biraz da bu tavuk, piliç milletine doðru býçaklarýnýzý bileyleyin arkadaþým.’’ |
|
502
|
|
|
|
Üff, ne kadar da geciktik. Bu yol , bu hýzla anca bu kadar saat çekilirdi zaten. Bu bilmemnehanýmýn oðlu da az uyuz çýkmadý. Anasýna þikayet edeceðimi falan mý düþünüyor nedir, bassana oðlum þu gaza...Yok, oðlanýn uyuzluðunu bilmeselerdi zaten beni Ankaraya onunla göndermezlerdi. Ne cindir benim annem. Adamýn gözünden anlar en zararsýzýný, sonra da bana o manalý bakýþýný atýp, peki kýzým, gidebilirsin akþam adýherkimseyle der. Bilir ki, adýherkimse, dünyada dýþarý çýkalacak son adamdýr benim için ve onunla sýkýntýdan ölmek yerine odamda yalnýz sabahlamayý tercih edeceðim aþikardýr. |
|
503
|
|
|
|
Asýl çocuk olan sensin. Akýl almaz boyutlara varan kozmetik harcamalarýna getirilebilecek baþka açýklama da yok zaten. |
|
504
|
|
|
|
Son zamanlarda yaþadýklarýmýzdan aklý tavana vurmayan, fýttýrmayan mý var? Amerikan baþkaný nezle oluyor, biz zatürre oluyoruz... Hayýr aramýzda ki mesafede hayli uzak, biz niye zatürre oluyoruz onu da anlamýþ deðilim... |
|
505
|
|
|
|
Mahallemizde, bu konuda en hassas insan komþunun oðlu Hasan’dý. Kapýnýn dýþýnda hep beni mi beklerdi bilmem, sokaða adýmýmý atar atmaz görür, “Mehraba!” der siteme baþlardý:
- Göz hakký diye bir þey vardýr, sana öðretmediler mi?
|
|
506
|
|
|
|
uyandýðýmý anlayabilmem fazla uzun sürmedi, kafamý kaldýrýp etrafýma baktýðým zaman evet rüyada deðilim de |
|
507
|
|
|
|
Hasan amca derin bir “Ohh!” çektikten sonra, “Yakýleyin þu hýrkýzý!” dedi. Kaçan göçen de yoktu gerçi.
|
|
508
|
|
|
|
Çukurova’nýn uçsuz bucaksýz verimli topraklarý üzerinde, tepsi gibi dümdüz alanda kurulu köyünde yaþýyordu Þemsettin. Zaman zaman tuhaf ve þaþkýn hareket ve söylemleriyle dikkat çekiyordu. Hatta köyde bu yüzden lakabý Þaþkýn Þemsettin’e çýkmýþtý. Yaptýðý her iþinde bir tuhaflýk bulunmaktaydý.
|
|
509
|
|
|
|
Çevrede herkes onun için "sopayý dikse yeþillendirir" diyordu. |
|
510
|
|
|
|
Her ne kadar, “Uzatmayalým, kýsa keselim, vaktim de yok.” gibi ara naðmeler yapsa da çayýný bitirmek bir yana hiç içmiyor, gitmek gerçek gündeminde yok ve susmaya da hiç mi hiç niyeti yok. |
|
511
|
|
|
|
"Bele soru cayiz midir ula!" |
|
512
|
|
|
|
Ýnsan kendinde olmayan bir þeye sahip olacaðýný düþündükçe onun kýymetini nasýl bileceði ile ilgili hayaller kurmaktan kendini alamýyor |
|
513
|
|
|
|
Ayaða kalkýyorum sakince, ‘iliþkimize bakýþ açýlarýmýz biraz farklýlaþmýþ bana göre. En iyisi bir süre ayrý kalýp, düþünelim.’ Diyorum büyük bir kararlýlýkla. Aferin bana, da ne düþüneceksek? ‘Eþyalarýmý toplayayým .’diye de ekliyorum hemen. Kaçamak bir bakýþ, acaba ne yapacak? Salak Selin, ne bekliyordun ki, adamýn fikri, zikri belli. Bu lafýmdan sonra ayaklarýma kapanýp ‘gitme ne olur, al, özgürlüðüm senin varlýðýna feda olsun’ mu diyecek? Demedi tabi. Bana bakmadýðý için gözlerini de göremedim zaten. Ayaða da kalmýþ olduðumdan geri dönüp oturamýyorum. Böyle de durulmaz, laf aðýzdan çýktý artýk, eþyalarýmý toplamalýyým. Allahým ne yaptým ben? |
|
514
|
|
|
|
Ýbrahim’in ne ödeyeceði var ne de ödeyebileceði. Zaten ödeyecek parasý olsa reklamlar izin vermez.
Kredi kartýn mý var, derdin var!
|
|
515
|
|
|
|
Dediði gibi usulen ev de gitti. |
|
516
|
|
|
|
Ayný bina, iki farklý tarih...
|
|
517
|
|
|
|
- Bu ne, demiþ, beni açlýktan öldürecek misin? |
|
518
|
|
|
|
Bir öyküde Kore Savaþý’nda Kuzey Koreli komünistlerle boðuþurken, konu deðiþir, onu birden seksen öncesi faþist avýnda bulursunuz.
…
|
|
519
|
|
|
|
-Amorti var mý amorti? Yoksa, gerisine bakmana bile gerek yok, at çöpe gitsin! |
|
520
|
|
|
|
Farklý bir beden, ayný bakýþ açýsý ve yine bildiðimiz hayat. |
|