..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Özcan Nevres




13 Temmuz 2004
Acý Dolu Bir Yaþam  
Özcan Nevres
Temel ve Mahmure ölüm döþeðinde son nefesini vermek üzere olan annelerine aldýrmadan sokakta oyun oynuyorlardý. Onlar henüz çocuktular. Ne bilsinlerdi ölümün ne olduðunu. Bildikleri sadece


:BAFD:
ACI DOLU BÝR YAÞAM
Temel ve Mahmure ölüm döþeðinde son nefesini vermek üzere olan annelerine aldýrmadan sokakta oyun oynuyorlardý. Onlar henüz çocuktular. Ne bilsinlerdi ölümün ne olduðunu. Bildikleri sadece ölenlerin bir mezara gömüldüklerinden ibaretti. Anneleri mezara gömüldükten sonra bir daha onlarý hiç dövemeyecekti. Çok sinirliydi anneleri. Olur olmaz nedenlerle acýmasýzca döverdi onlarý. Bu yüzden annelerinin ölmek üzere olmasý hiç ilgilendirmiyordu onlarý. Hatta annelerinin ölecek olmasýna seviniyorlardý. Evden yüksek aðlama sesleri geldiðinde, annelerinin öldüðünü anlamýþlardý. Temel kardeþine,
Annemiz öldü galiba dedi. Mahmure,
Ýyi oldu da öldü. Býktým onun dayaklarýndan. Babam bizi hiç dövmez. Kader onlarýn çizgisini çok kötü çizmiþti. Kurtuluþ zannettikleri ölümün yaþamlarýný daha da beter edeceðini nereden bilirlerdi?
Annelerinin ölümü üzerine babasý çocuklarýn küçük olmalarýný bahane ederek, yanýna almak istemedi. Çocuklarýn bakýmýný anneanne üstlendi. Giden geleni aratýr derler ya, ayný oldu. Anneanneleri kýzýnýn ölümünün nedeni onlarmýþ gibi nedenli nedensiz annelerinden beter dövüyordu onlarý. Babalarýna her þikayet ettiklerinde babasý,
Büyükler sever de döver de diyordu.Yaþam çekilecek gibi deðildi ama neylesinlerdi. Dünyaya gelmek de, gitmek de ellerinde deðildi. Yine de yýllar su gibi akýp gidiyordu. Okulsuz eðitimsiz yaþamlarýnda Temel on beþ yaþýna, Mahmure ise on üç yaþýna basmýþlardý. Tarih tekerrürden ibarettir derler. Þimdilerde anneanneleri ölüm döþeðindeydi. Yine komþular ve akrabalar, göz yaþý ve çýðlýklar. Yapayalnýz kalmýþlardý. Neyse ki, babalarý ölüm haberini alýr almaz gelip çocuklarýný alýp götürmüþtü.
                         ***
Yeni bir yaþam baþlamýþtý. Tek bir göz bað evi. Oyun yerleri ise bað yollarý. Kýz iyi kötü yemek yapmayý becermeye baþlamýþtý. Aðabeyi se ineklerin bakýmýyla ilgileniyordu. Oyun oynayacak zamanlarý hemen hemen hiç kalmamýþtý. Ýþleri aðýrdý ama hiç olmazsa dayak yedikleri yoktu. Bu da onlarý mutlu etmeye yetiyordu. Giyim kuþam ve tüm yoksulluklar onlarý etkilemiyordu. Aç deðillerdi, açýkta deðillerdi. Babalarýna Dingoz Ahmet derlerdi. Çok sessiz ve sakin bir adamdý. Deðil çocuklarýný dövmek, onlara kýzmayý bile beceremiyordu. Öylesine sessiz ve sakin bir adamdý. Komþularý akýl verirlerdi ona.
Bul birini evlen be Ahmet. Yarýn bu çocuklarý baþ göz edeceksin. Yine yalnýz kalacaksýn. O,
Ýyi söylüyorsunuz ama bu çocuklarla, bu fakirlikle kim varmak ister bana derdi. Evlenmeyi o da istiyordu ama olmuyordu. Kim isterdi onun yaþadýðý sefaleti paylaþmayý? Onun en büyük lüksü, erkek olduðunu anýmsamak için uzun aralýklarla gittiði genel evden ibaretti. Yine böyle bir gündü. Genel evdeki yaþlýca sayýlacak bir sermaye kadýn onu kapýda karþýladý.
Hoþ geldin kocacýðým. Hadi bakalým yedi numaraya çýk. Ben hemen geliyorum. Bu sözler üzerine içinde þimdiye kadar hiç tatmadýðý bir sevgi seli oluþtu. Böyle bir sözü ilk defa bu kadýndan duyuyordu. Uysal bir kedi gibi sessizce üst kata çýktý. Okur yazar olmadýðý için yedi numaralý odanýn hangisi olduðunu kestiremedi. Odalardan hiç birine girmeden beklemeye baþladý. Az sonra kadýn geldi Müþterisinin kendisini dýþarýda beklediðini görünce,
Kocacýðým neden odamýza girmedin diye sordu. Ahmet boynunu büktü.
Okumam yok da hangi odaya gireceðimi bilemedim. Kadýn yedi numaralý odaya girip,
Hadi kocacýðým gelsene dedi. Odaya girdiðinde kadýn içtenlikle boynuna sarýldý.
Hadi kocacýðým söyle bakayým. Seni buraya hangi rüzgar attý?
Benim de seyrek de olsa bir kadýnla yatmaya gereksinimim var.
Sen bekar mýsýn?
Öyle sayýr. Karý yýllarca önce öldü.
Ölenle ölünmez ki. Neden tekrar evlenmedin?
Evlenecek kimse bulamadým ki. Fakir adamý kim ne yapsýn?
Hadi caným sen de, neden bulamadýn?
Ben çok fakir bir insaným. Üstelik iki de çocuðum var. Bu halimle kim kabul eder beni?
O nasýl söz kocacýðým? Beni kabul edersen hemen evlenirim seninle. Çocuklarýna da öz annelerini aratmam.
Onlar annelerini anýmsamýyorlar bile.
Tamam þekerim. Onlarýn annesi ben olurum. Hadi bakalým sen de soyun. Seni iyice bir gevþeteyim. Dingoz Ahmet hemen soyunup yataða girdi. Ne de olsa uzun zamandan beri bir kadýnla beraber olmamýþtý. Kadýn da yataða girip sým sýký boynuna sarýldý.
Hadi kocacýðým artýk seninim. Karým de bana. Uzun uzun seviþtiler. Son noktaya ulaþtýktan sonra konuþmaya baþladýlar.
Hadi söyle bana. Seni memnun edebildim mi?
Hem de nasýl. Bu güne kadar bana senin gibi candan sarýlan bir kadýna rastlamadým. Ben evlilik hayatýmda bile böylesine sýcak ve güzel bir iliþki yaþamadým. Çok, çok sevdim seni.
O halde evlen benimle. Hem beni bu býktýðým ve iyice iðrendiðim hayattan kurtarýrsýn. Hem de seni ömür boyu mutlu ederim.
Benim nasýl bir yerde yaþadýðýmý bilmiyorsun ki. Nasýl bir sefalet içinde yüzdüðümü bir görsen hemen vaz geçersin benden.
Ben ne giyim arýyorum ne de lüks bir hayat. Bundan böyle benim için geçerli olan bir lokma ve bir de hýrka.
Ben seninle evlenmek isterim ama korkuyorum. Gün gelir yaþadýðýmýz sefalete isyan edip beni terk edersin diye. Çýkmaz bir sokaða girip geri dönmektense, o sokaða hiç girmemeyi yeðlerim. Terk edilirsem yýkýlýrým. Ýflah etmem bir daha.
Þunun korktuðu þeye bak. Ben bu hayattan býktým diyorum sana. Bir daha bu hayata geri dönmektense ölmeyi yeðlerim. Hadi kocacýðým kalk giyin. Ben de giyineyim. Gidelim seninle. Ýster altýma ot bir yatak ser. Ýster gazete kaðýtlarýnýn üstünde yatýr beni. Ýneklerden saðdýðýmýz sütten bile baþka yemek istemem senden. Yeter ki bu hayattan kurtar beni. Kalktýlar. O giyinirken kadýn kadýn gardropu açýp giysilerini çýkardý.
Hadi sen aþaðýya in. Ben temizlenip giyindikten sonra gelirim. Peki deyip aþaðýya indi. Müstakbel eþini beklemeye baþladý. Beklemesi uzun sürmedi. Kadýn salona döndüðünde çaçaya,
Mama, ben artýk buradan ayrýlýyorum. Hakkýný helal et. Patrona daha önce evlenecek birini bulursam ayrýlacaðýmý söylemiþtim. Habersiz ayrýldýðýma kýzmayacaðýndan eminim. Nikahtan sonra gelir evlilik cüzdanýyla çýkýþ iþlemini tamamlarýz.
Tamam kýzým. Gidebilirsin. Patron sana niye kýzsýn. Hadi bakalým Allah bahtýný açýk etsin. Mamayla sarýlýp öpüþtüler. Diðer sermaye kadýnlarla vedalaþmadý bile. Zira onlar artýk yaþlandýðý için çok horlamýþlardý. Polis kulübesine geldiklerinde polis,
Nereye gidiyorsun diye sordu.
Abim geldi de, çýkýp biraz alýþ veriþ yapacaðýz.
Tamam anlaþýldý. Fazla geç kalma. Kulübeden gülerek uzaklaþtýlar. Patronunun kendisini aramayacaðýndan emindi. Yaþlandýðý için müþteriler ona itibar etmiyorlardý. Açýkçasý, patronuna yük olmaya baþlamýþtý. Patronu bu yükten kurtulduðu için memnun olurdu. Tren istasyonuna giderek ilk trene binerek müstakbel eþinin yaþadýðý ilçeye hareket ettiler. Tren istasyonu olmayan bir durakta indiler.Zeytin ormaný gibi bir yerdi indikleri durak. Bazen hendek üstlerinden, bazen de bað yollarýndan yürüyerek bir tepenin yamacýndaki bir eve geldiler. Ev tek odadan ibaretti. Odanýn bir köþesi mutfak gibi kullanýldýðý belliydi. Yaný baþýnda ineklerin barýndýrýldýðý bir dam vardý. Havaya aðýr bir inek ve sidik kokusu hakimdi. Aslýnda çok güzel bir yerdi burasý. Bað damýnýn bulunduðu arazi oldukça geniþti. Arazinin içerisinde dut, þeftali, kayýsý ve ayva aðaçlarý vardý. Hendeklerde ise öbek öbek oldukça gür böðürtlenler vardý. Burasý gerçekten yaþanacak bir yerdi. Odanýn içini pislik götürüyordu. Olsun diye düþündü. Elim ayaðým saðlam. Bu eski eþyalarý atýp yenisini aldým mý? burasý gönlümün sarayý olur diye düþündü. Tulumbanýn yanýna gitti. Kola basmasýyla suyun akmasý bir oldu. Ayyyy diye baðýrdý. Ahmet!! Baksana buraya. Bu tulumbada ne kadar bol su var. Bunun suyu içilir mi?
Ýçilir, içilir. Komþular bile gelip bu tulumbanýn suyundan alýrlar. Tulumbanýn suyu ile ellerini ve yüzünü yýkadýktan sonra da biraz su içti. Su ne kadar güzelmiþ diye söylenerek odaya girdi. Odanýn temizlenmesi için nelerin gerekeceðini tespit etti. Kapkacaklarý inceledi. Hemen hemen iþe yarayacak hiçbir þey yoktu. Çantasýndan çýkardýðý deftere uzun bir liste yaptý. Akþamüzeri oðlu ve kýzý geri döndüler. Çocuklarýn üst baþlarý periþandý. Üstelik iðrenç denilecek kadar da pistiler. Ýþim çok zor diye geçirdi içinden. Ne kadar zor olursa olsun, ne yapýp edip bu iþi baþaracaktý. Onlarýn pislik içinde süt saðýþlarýný iðrenerek izledi. Ama yine de yýlmadý. O eski iðrenç hayata dönmemek için baþarýya mahkumdu. Akþam yemeði için hazýrlanan yer sofrasýnda yere serilen sofra bezindeki koku dayanýlacak gibi deðildi. Çantasýndan çocuklar için aldýðý simitleri çýkardý. Ýyi ki fazla almýþtý. Bir tanesini kendisine ayýrarak sofradan kalktý. Benim iþtahým yk diyerek dýþarý çýktý. Ýyi ki bu simitleri almýþtý. O sofrada yemek yemesi olasý deðildi. Gece vakti sofada bulabildikleri ile bir yatak yaptý. Kocasýna,
Biz dýþarýda yatalým. Çocuklar içeride yatsýnlar dedi. Kocasý bu isteðine karþý geldi.
Olur mu haným? Sivri sineklere yem oluruz orada. Ben alýþýðým ama sen yapamazsýn. Barýndýrmazlar seni orada.
Ýyice örtünürüm. Yarýn çarþýya gideriz. Hem cibinlik, hem de diðer gereksinlerimizi alýrýz.
Sen nasýl istersen öyle olsun. Geceyi sivri sineklerle savaþarak geçirdiler.
                         ***
Sabah gün doðumundan sonra inekleri saðdýlar. Sütleri kirli bir tülbentten geçirerek süzdüler. At arabasýna koyduktan sonra yeni evliler de arabaya bindiler. Arabaya koþulu atý ilçeye doðru dehlediler. Sütü mandýraya teslim ettikten sonra boþalan güðümleri tekrar arabaya koydular. Arabayý ilerideki bir arsaya sürüp atý koþumlarý arabadan ayýrarak çýkardýlar. Atý yularýndaki iple arabaya baðladýktan sonra baþýna yem torbasýný geçirdiler. Önce belediyeye giderek nikah için gereken iþlemleri yaptýrdýlar. Ýþlem için gerekli olan resimleri þipþakçýya çektirdiler. Önce yatak yorgan satan bir maðazaya gittiler. Bir tane iki kiþilik, iki tane de tek kiþilik yatak ve yorgan aldýlar. Ayný dükkandan bir de cibinlik satýn aldýlar. Baþka bir dükkandan iki tencere, bir tava on iki tabak ve on ikiþer çatal ve kaþýk aldýlar. Bir bakkaldan sabun, kazan, leðen ve tas aldýlar. Uncuya bir çuval un ve bir paket maya parsý verdikten sonra arabanýn yanýna döndüler. Atý tekrar arabaya koþtuktan sonra sýra ile alýþ veriþ yaptýklarý dükkanlara giderek aldýklarýný arabaya yüklediler. Yollarý üzerindeki kireççiden yirmi kilo sönmemiþ kireç aldýlar. Eve döndüklerinde yeni aldýklarý leðene su doldurup kirli çamaþýrlarýn bir kýsmýný suya batýrdýktan sonra üzerlerine bolca deterjan ve sabun sodasý döktü. Bu denli kirli çamaþýrlar baþka türlü arýnamazdý. Boþ bir varili evin önüne koyduktan sonra tulumbadan çektiði suyu kovalarla varile taþýdý. Varili yarýdan fazla suyla doldurduktan sonra sönmemiþ kireçten iki büyük parça attý. Biraz bekledikten sonra bir sýrýkla suyu iyice karýþtýrdý. Kirecin iyice eridiðine kanaat getirdikten sonra iki külçe daha attý. Yirmi kilo kireci eritinceye kadar karýþtýrmayý sürdürdü. Bu iþ iki saatini almýþtý. Leðene koyduðu çamaþýrlarý leðenin yanýna çökerek uzun uzun çitileyerek yýkadý. Yýkadýklarýný tulumbanýn yanýndaki taþýn üzerine koydu. Yýkadýklarýný birkaç kez duruladýktan sonra uygon gördüðü aðaç dallarýna astý. Ertesi gün yýkanmak üzere kalan çamaþýrlarý da sodalý, deterjanlý suya bastýrdý.Evin önündeki küçük sebze bahçesinden topladýðý patlýcan, biber ve domateslerle yemek hazýrladý. Ocaðý çalý çýrpý ile doldurup yaktýktan sonra yeni aldýðý tencereye yað döktükten sonra ince ince kýydýðý soðaný döktükten sonra ocaðýn üzerine koydu. Ateþe birkaç odun parçasý koyduktan sonra, soðanlar meneviþleninceye kadar piþirdi. Daha önce hazýrladýklarýný tencereye boþaltýp biraz da su koyduktan sonra kapaðýný kapattý. Yavaþ ateþte yemek piþerken önce avlunun büyük bir bölümünü suladý. Toprak suyu iyice emdikten sonra çalý süpürgesiyle avluyu süpürdü. Yeni aldýðý masa ve sandalyeleri tulumbaya yakýn bir yere koyduktan sonra masanýn üzerini güzelce sildi. Sandalyeleri etrafýna koydu. Yeni tabaklardan dördünü masanýn üzerine koydu. Çarþý ekmeðini doðrayýp tabaklarýn yanýna dizdi. Tam oturup dinlenecekken çocuklarýn inekleri önlerine katýp döndüklerini fark etti. Aklýna süt saðýlacak olan kirli kovalar geldi. Hemen kovalarý tulumbanýn yanýna taþýyarak Arap sabunu ve çamaþýr sodasýyla güzelce yýkadý. Ocaktan tencereyi indirip kocaman bir kazaný ateþe koyup suyla doldurdu. Altýna bolca odun sürdü. Süt saðýmý bittikten sonra ahýrý temizlemekte olan kocasýna seslendi.
Ahmet!!! Hadi sofra hazýr. Gel artýk yemek soðumasýn.
Tamam haným hemen geliyorum. Masaya yönelen kocasýnýn önüne dikildi.
Hop nereye böyle? Hadi bakalým tulumbaya. Sabun da koydum oraya.ö Çocuklar da gelsinler. Hadi bakalým hep beraber ellerinizi ayaklarýmýzý ve yüzümüzü iyice yýkayýn bakalým. Çocuklar iyice þaþýrmýþlardý. El ayak yýkamakta ne oluyordu? Ne gereði vardý el yýkamanýn Karþý çýkmadýlar. Ellerini ayaklarýný ve yüzlerini sabunla iyice yýkadýktan sonra evin duvarýna asýlmýþ olan havluyla ellerini yüzlerini sildiler. Alýþmýþ deðillerdi bmyle el yüz yýkamaya. Hele sabun kokulu havluyla ellerin yüzlerini kurulamanýn hazzýna doyamadýlar. Masanýn etrafýna sýralanmýþ sandalyeler daha da hoþlarýna gitmiþti. Yemeðin tadýna doyamadýlar. Odun ateþinde piþmiþ yemeðin tadýna kim doyabilir ki. Yemek sonrasý analýklarýnýn uyarmasýna fýrsat vermeden tulumbaya gidip elerlini aðýzlarýný sabunla yýkadýlar.
                         ***
Yeni düzene hepsi de uyum saðlamýþlardý. Kýzlarý kara kuruydu ama yine de bir kýsmeti çýktý. Oysa bu kýzý kimse beðenip almaz diyorlardý. Ýsteyen çoban diye nazlanmadan verdiler kýzý. Kýz zaten biraz da saftý. Daha iyisini beklemekse fazla hayalcilikten baþka bir þey olmazdý. Söz kesildi. Ýki taraf da fakir olduklarýndan düðün gibi bol harcamalý bir istekte bulunmadýlar. Ýki taraf yakýnlarýnýn katýldýklarý nikah töreniyle evlilik gerçekleþtirildi. Gelin kendi giysilerinden olan bir küçük bohçayla koca evine yolcu edildi. Gelinin gelinlik bile giyememesinin tek nedeni ise fakirlikleriydi. Alah bundan böyle bahtlarýný açýk etsin dualarýyla uðurlandýlar.
Temel kardeþinin bir gelinlik dahi giyemeden evlenmesine çok üzülmüþtü. Kusuru babasýnda buluyordu. Ýneklerden birini satýverseydi, kardeþi gelinlik de giyerdi. Ýyi kötü düðün de yapýlabilirdi. Ben ne olacaðým diye düþündü. Bundan böyle inekleri otlatmaya çýkardýðýnda yalnýz olacaktý. Onunla bazen kavga ederlerdi. Bazen de oyun oynarlardý. Zaman akýp giderdi. Günün nasýl geçtiðini anlamazlardý bile. Bundan sonra ne olacaktý? Babasý iþ bilmeyen bir adamdý. Üvey annesinin ev donatmaktan baþka bir bildiði yoktu. Çocukluðunda dinlediði masallarýn etkisiyle hep masal dünyasýnda yaþamýþtý. Hep kendisine evlilik teklif edecek bir peri kýzý hayallerini süslemiþti. Bu güne kadar tek bir peri kýzý bile görmemiþti. Zamanla gerçekleri kavradýðýnda tüm hayalleri yýkýlmýþtý. Peri kýzý diye bir varlýk yoktu. O ancak bir insanla evlenebilirdi. Kendisi gibi boy ve kilo fakiri biriyle hangi kýz evlenmek isterdi? Ah!!! çok parasý olsaydý kimler koþmazdý ki peþinden. Para, para hep para. Senin gözün kör olsun emi para. Ama o ne yapýp edip para kazanmanýn yolunu bulacaktý. Br patronun yanýna sýðýrtmaç olarak girecekti. Alacaðý aylýðýn tamamýný dana alýmýna yatýracaktý. Patronuyla o þekilde anlaþacaktý. Latif kahya o þekilde zengin olmamýþ mýydý? Kararýný verdi. Babasýnýn yanýndan ayrýlýp bir baþkasýnýn yanýnda iþe girecekti. Akþam yemeðinde babasýna,
Baba ben senin yanýndan ayrýlýp bir baþkasýnýn yanýnda iþe gireceðim. Senin þu dört ineðin getirisi boðazýmýza bile yetmiyor. Hem bir boðaz eksilir, hem beb de biraz para kazanma olanaðýna kavuþurum. Babasý bu düþüncesine karþý gelmedi.
Sen bilirsin oðlum. Artýk büyüdün. Bundan sonraki yaþamýn hakkýndaki kararý sen vereceksin. Ýnþallah hakkýnda hayýrlý olur dedi.
                         ***
Artýk inekleri otlatmaya üvey annesi götürüyordu. Kendisi yakýnlarýndaki bir çiftliðin sahibine iþ için baþ vuruda bulundu. Hemen iþe alýndý. Ne bilirdi ki bu baþlangýcýn kendisi için kötü bir sona neden olacaðýný. Çiftlik sahibi belalý bir adamdý. Bir süre sonra kendisini kýyasýya dövmeye baþlamýþtý. Býrakýp gitmek istediðinde aðasý,
Býrakýp gidersen birikmiþ paralarýný vermem ha diyordu.Oysa o biriken paralarý için nelere katlanmýþtý. Çaresiz katlanacaktý. Dayak, dayak ve hakaret     dýþýnda gördüðü bir þey yoktu. Her þeyi býrakýp gitmek istediðinde patronu en genç danalarý göstererek,
Bak bunlarýn hepsi senin diyordu. Alacaðý danalarýn hayalleriyle tüm kötülüklere dayanmak zorunda kalýyordu.
                         ***
Soðuk bir kýþ günü inek saðýyordu. Ýnek birden kovayý tekmeleyerek devirip kovadaki sütün tamamýný döktü. Bunu gören patronu,
Ulan sen adam olmayacak mýsýn diyerek yanýna geldi. Kýyasýya dövmeye baþladý. Aðzý burnu kan içerisinde kalmasýna raðmen o ha bire vurmayý sürdürüyordu. Yere düþtüðünde hareketsiz kaldý. Patron oðluna,
Saðlam bir urgan getir bana diye baðýrdý. Oðlu da babasýndan çok korkardý. Hemen koþup urganý bulup getirdi. Babasý ipi alýp Temel’i kollarý arasýndan geçirip göðsü üzerinde baðladý. Urganý tarttý. Bu urgan rahatça bu kýrk kiloluk genci rahatça taþýrdý. Baygýn genci kucaklayýp bahçe kuyusunun yanýna götürdü. Temel’i baygýn haliyle aðýr aðýr suya indirdi. Boðazýna kadar suya býraktý. Buz gibi kuyu suyu Temel’in hemen ayýlmasýný saðladý. Ayýldýðýný fark eden patron Temel’i yukarý çekti.
Bir daha sütü devirecek misin? diyerek yine kýyasýya dövmeye baþladý. Genç yine bayýldý. Baygýn haliyle yine kuyuya sarkýtýldý. Bir çok kez yinelendi bu dayak ve kuyuya sarkýtma faslý. Sonunda deðil dövülecek, ayakta duracak hali bile kalmamýþtý. Patronu urganý çözüp baygýn bedeni kucaklayýp samanlýða götürdü. Burada geber diyerek samanlarýn üstüne attý. Ayýldýðýnda çok üþüyordu. Islak giysileri bedenine yapýþmýþ hareket etmesini daha da zorlaþtýrýyordu. Soyunmaya çalýþtý. Çok güçsüz kalmýþtý. Bu nedenle giysilerini dinlene dinlene çýkardý. Güçlükle saman hararlarýnýn yanýna sürünerek gitti. Boýþ bir hararýn üzerine uzanýp diðerini üzerine çekti. Çok üþüyordu. Diþlerinin takýrdamasý durmak bilmiyordu. Bütün bedenini ateþ sardý. Alnýnda ter damlalarý oluþtu. Bilincini kaybederek bayýldý. Sabah patron samanlýða girip iþçisinin ne halde olduðunu görmek istedi. Samanlýðýn loþ ýþýðýnda hararlara sarýlmýþ baygýn genci zor fark etti. Yanýna gidip yaþayýp yaþamadýðýný kontrol etti. Yaþadýðýný anlayýnca hararla birlikte daha aydýnlýk olan kapý yanýna çekti. Eliyle ateþini kontrol etti. Ateþinin çok yüksek olduðu el kontrolü bile anlaþýlýyordu. Oðluna seslendi.
Gel oðlum buraya. Bu pislik öldü ölecek. Koyun bunu arabaya. Götürüp babasýna teslim edin. Bari babasýnýn yanýnda gebersin. Ölüsü bizim baþýmýzda kalmasýn. Önce bir þeyler giydirin. Giydirdikten sonra o baygýn haliyle arabaya bindirip babasýnýn evine götürdüler. Babasý inekleri otlamakta olduðundan annesi evde yalnýzdý. Annesinin gösterdiði yer minderine genci yatýrdýlar. Annesi üvey de olsa kadýndý. Üvey oðlunun ateþler içinde yandýðýný hemen fark etti. Bir tabaða sirke koyarak içinde bir bez ýslattý. Bezi üvey oðlunun alnýna koydu. Bir baþka sirkeye batýrýlmýþ bezle vücüdunu ovdu. Sirke etkisini çabuk gösterdi. Temel gözlerini açtý. Ýnleyerek,
Ben neredeyim diye sordu.
Evindesin oðlum. Keþke gitmeseydin buradan. Bak seni ne hallere koymuþlar.
Yanýyorum biraz su.
Peki oðlum hemen getireyim. Testiden doldurduðu bardaðý yere býrakýp Temel’i yarý belinden kaldýrýp dizini baþýnýn altýna koydu. Yerdeki su bardaðýný alýp aðzýna dayadý. Temel birkaç yudum suyu güçlükle yutabildi. Suyu içirdikten sonra destek ettiði dizini çekerek baþýnýn altýna yastýðý koydu. Akþam olmak bilmiyordu. Hastayý yalnýz býrakmak istemiyordu. Bu nedenle gidip kocasýna haber de veremiyordu. Kocasý akþam dönüþünü biraz erken yaptý. Karýsý kendisini göz yaþlarýyla karþýladý.
Hayrola haným ne oldu? Neden aðlýyorsun böyle?
Sorma beyim. Temel aðýr hasta. Çok kötü dövülmüþ. Her tarafý çürük ve morluk içinde. Patronunun oðlu bir adamýyla getirip býraktý. Bitmiþ çocuk, inan ki bitmiþ. Ne olur hemen onu bir doktora götürelim. Ýnekleri dönünce saðarýz.
Dur bakayým bir göreyim þunu. Ýçeri girip oðlunun periþan durumunu görünce beyninden vurulmuþa döndü. Hemen dýþarý çýkýp atý arabaya koþtu. Karýsýnýn yardýmýyla oðullarýný yattýðý þilteyle birlikte arabaya taþýdýlar. Arabaya bin dikten sonra atý dehledi. Hýzlý gitmesi için de kýrbaçladý. At týrýsa kalktý. Yarým saatte doktora ulaþtýlar. Doktor zatürree dedi hastalýða. Yazdýðý reçeteyi alýp arabaya döndüler. Eczane önünde durup ilaçlarý aldýlar. Evlerine dönüþ yaptýlar. Doktorun hastayý sýcak tutun önerisi nedeniyle yer yataðýný odun sobasýnýn yanýna çektiler. Sobaya bolca odun koyup ateþlediler. Aðýzdan içirilecek ilaçlarý güçlükle içirdiler. Ýnekleri saðdýktan sonra hastaya iðne yapacak birini bulmak için atýna binip tekrar ilçeye gitti. Bisikletiyle uzak yakýn demeyen ve her yere giden bir iðneci buldu. Bulduðu kiþiye evini tarif etti. Ýðneci,
Oralarý çok iyi bilirim. Ben o tarafa çok geldim. Hadi sen git. Belki ben senden önce varýrým oraya. Atýna binip dehledi. Evine erken varabilmek için kestirim olan dað yolundan gitmeyi yeðledi. Evine vardýðýnda iðnecinin gelmiþ olduðunu gördü. Eve girdi. Ýðneci iðnelerini kaynatýyordu. Petrol lambasýnýn ýþýðý çok zayýftý. Hanýmýna ,
Bu ýþýk çok az. Feneri de yak dedi. Ýðneci,
Gerekmez sesi. Ben iðneyi nereye vuracaðýmý gece karanlýðýnda bile bilirim. Ateþten indirdiði iðne ve enjektörü soðuttuktan sonra vurulacak ilaçlarý enjektöre çekti. Sonra da kalçasýna enjekte etti.
Hadi benden eyvallah . Ben yarýn yine bu saatte gelirim dedikten sonra bisikletine binerek gitti.
Temel derin bir uykudaydý. Sabaha karþý inlemeye baþladý. Babasý yanýna giti. Üstüne eðildi.
Ne istiyorsun oðlum diye sordu?
Üþüyorum baba. Ayaklarým, ayaklarým donuyor baba. Bak ellerime, ellerime bak baba. Onlar da buz gibi. Isýt beni baba. Hemen sobaya odun doldurdu. Közlerin ateþlemesini beklemeden kalýn bir çýrayý yakýp odunlarýn altýna koydu. Odun sobasýnýn ýsýsý çabuk yayýlýr. Odunlar alevlenir alevlenmez sýcaklýk odanýn içine yayýldý. Temel durmadan sayýklayordu.
Baba üþüyorum. Ayaklarým baba, ayaklarým donuyor. Baba bak annem de geldi. Yer aç anneme baba. Ýyice yakýnýma otursun. Bak gördün mü baba? Patronumun beni çok dövdüðünü o bile duymuþ. Karýsýna baktý. Her þeyden habersiz uyuyordu. Temel sayýklamasýný sürdürüyordu.
Gel anne gel Ayaklarýmýn yanýna otur. Isýt ayaklarýmý anne. Bu sayýklamalar hayra alamet deðildi. Karýsýnýn yanýna gidip uyandýrdý.
Haným kalk. Oðlum ölüyor galiba. Durmadan annesini sayýklýyor. Kadýn hemen kalktý.
Niye beni daha önce kaldýrmadýn Ahmet?
Ne bileyim ben? Sobayý yakýnca üþümesi geçer diye düþünmüþtüm. Kadýn giyindikten sonra Temel’in ayaklarý dibine çöktü. Yorganýn altýndan ayaklarýný tuttu. Ayaklar buz gibiydi. Baþ ucuna gidip elini alnýna koydu. Ateþi yoktu. Ellerini tuttu. Elleri de soðuktu. Temel durmadan annesini sayýklýyordu. Sayýklamasý durduðunda,
Ahmet oðlumuz gidiyor, oðlumuz ölüyor diyerek hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþladý. Babasý yaný baþýna çöküp oðlunun ellerini avuçlarýnýn içine aldý. Buz gibi olmuþ ellerini avuçlarýnýn içinde ýsýtmaya çalýþtý. Temel’in aðzýndan bir hýrýltý çýktý. Gözlerindeki bakýþlarý dondu. Bu kez babasý da feryada baþladý.
Gitti oðlum gitti. O namussuzlar öldürdüler oðlumu. Hem de hak etmediði bir þekilde. Ýkisi birden soðumaya baþlamýþ olan cesedin üzerine kapanýp uzun uzun aðladýlar. .
Özcan Nevres
Büyükçekmece 12 Temmuz 2004 Pazartesi








Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Uðursuz Define
Etme Bulursun
Çoban Kýzýn Aþký
Ovada Yakalayan Ölüm
Doða'nýn Ýntikamý
Hiç Uðruna Gelen Ölümler
Ýntikamýn Böylesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Neden Terk Ettin
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.