Ben bir öðretmen deðil, bir uyandýrýcýyým. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
Aslýnda çok çabuk hazýrlanýrým, on , bilemediniz onbeþ dakikada kendimi sokaða atacak hale gelmiþimdir. Bugün de böyle oldu (Bugün de akþam olmadý, daha). Birþey dürttü beni, herzamanki yolumdan yürümeyiverdim. A, bir de ne göreyim! O beni görmedi ama. Dalgýn dalgýn bakýnýyor etrafýna. Yüzünde bir deðiþiklik var. Saç biçimi hep aynýdýr, kulaklar açýk, tepeden kabarýk, renk te ayný, kýzýl kestane; bugün rengi biraz daha açýk sanki, açýk havanýn azizliði mi? Dudaklarýný da hiç bu kadar kýrmýzý görmemiþtim, ruj da mý kullanýrmýþ, hayret! - Hocam, iyi günler, siz buralara gelir miydiniz? - A ,merhaba, þurada biraz iþim vardý da.. - Þurada, yeni açýlan üniversitede mi yoksa? - Hayýr, bir ev davasý var da, Tapu Dairesi'ne kadar gidiyorum. Hiç þaþýlacak birþey yok elbette, ama ben de þaþýrdým, Hale Koray'ýn "Türkiye Stella ve Ben" anlatýsýndaki öðrencinin ruh haliyle... "Birgün bir öðrenci yanýma yaklaþtý ve: - Dün sizi Üsküdar'da gördüm" dedi. Yüzüne, "Eeeeeeeee?" der gibi baktým. - Pazardan geliyordunuz... - .....? - Elinizde bir file vardý... -.....? - Filenizden sebzeler sarkýyordu. Çok þaþýrdým! - .....?" Hiç "kötü" olmasaydýnýz sayýn Koray; "öðrenci halet-i ruhiyesi" bu, öðretmen olan babamýn deyiþiyle. Ýnsan, insanüstü nitelikler yüklüyor kendinden üstün gördüklerine. Bakýn ben de üniversite yerine normal bir vatandaþ gibi Tapu'ya giden hocamý yadýrgadým. Sýnýfta anlattýklarýyla harýl harýl not tuttuðum bir zatýn, tapu memuruna rica minnet iþ yaptýracaðý düþüncesidir belki hayalimi bozan. Belki de ben "bozuk" biriyim, çünkü daha onbir yaþýnda, tarihteki fetih seferleri, antlaþmalar, devlet kuruluþlarý, batýþlarý yerine, Fransa kralý xýv. Louis'in güzeller güzeli Angelique'e olan tutkusunu okurdum ders yerine; ve iyi hatýrlýyorum, bir kralýn normal insanlar gibi "yüz numara" ya gitmesi, bana çok ama çok garip gelmiþti. - Bir kraldan yalnýzca,"Maðrur Yuppie Bakýþlarý" mý umuyordun, Aytenaným, dediniz galiba? - Bir yazýmda kullandýðým bu uydurma deyimi çok merak etmiþtiniz, ben de size özel olarak anlatmaya çalýþmýþtým, Emre Yýlmaz'dan alýntýlar yaparak: "Hem iþadamý, hem insan olamaz mýyýz?" diyerek, "Genç Bir Ýþadamýna Aforizmalar" söyleyen Yýlmaz'dan. Hem kral hem insan olmak o devirlerde tanrýsal özelliklerele donatýlan krallar için nasýl bir ikilemli durumsa,devrimizin genç iþadamlarý için de insan-iþ iliþkisini ayarlamak bir sorun oluyor elbette: " Þerefin için piþkin bir onursuzluðu yaþa genç iþadamý...ne mutluluða ne erdeme ulaþmaya çalýþ. Sen kudret pazarýndasýn ve kudret'in mutluluk ve erdeme-þükürler olsun ki- hiçbir zaman ihtiyacý olmadý. Mutluluk ve Erdem'den bahsedilerek kazanýlan imajlar dýþýnda". (Emre Yýlmaz) Þu "imaj" iþi var ya, sevgili Koray, hem sizin öðrencinizi hem beni fena halde hayal kýrýklýðýna uðrattý, o "herkes gibi olma hali" yle. Ne yapýp edip öðretmen imajýnýza ters düþmeyecektiniz, siz de herkes gibi bir insan olsanýz da! Ýmajý da sermayesi kadar önemli olan iþadamý saða sola "Maðrur Yuppie Bakýþlarý" atmasýn da ne yapsýn? Çünkü: "Ýþadamý için insan olmak ve hayat daima ertelenir. Oysa varolmanýn neþesi (ve sýkýntýsý )- þöhret, hýrs, imaj, statü gibi iþadamý beyinlerini yiyen kanserlerden arýnýp, bir sosyal hiç, bir yok olabilmenin o tatlý keyfi ancak (bu) insanlarla birlikte yaþanýr, yüksek sosyetedekilerle deðil!" (Emre Yýlmaz) Sevgili Hale Koray, Sözü edilen (bu) insanlar sizin "Bor Aný" adlý yazýnýzda deðindiðiniz Ödemiþli ve Balýkesirli taraftarlar gibi, futbol maçýnda bile ne küfreden, ne tribünlerden atlayýp yumruk sallayan kendinibilir, sevimli insanlar mý? Tezahütatta Ödemiþlilerin, "Saymeyoz da saymeyoz" larýna karþýlýk,Balýkesirlilerin "Sayceniz de sayceniz" leriyle inleyen stadýn verdiði dostluk mesajý hala kulaklarýnýzda mýdýr, Amerikalarda bile? Ýyi ki son mesajlarý almadýnýz(?), Ankaragücü-Galatasaray maçýndan, tribünler parça parça sahaya inerken: - Kýrýcanýz da kýrýcanýz! - Parçalýycanýz da parçalýycanýz! gibi tehditler, E. Yýlmaz'ýn deyimiyle "bir sosyal hiç, bir yok olabilmenin o tatlý keyfi" ne mi atýlýyordu dersiniz? "Acaba" diyorum ben öðrenci öðrenci: - Kötülüðe teslim olmak, iyiliðin kurtuluþu olur mu, bu kadar eziyet görüyorsa eðer? Madem ki "bugün herþey satýþtýr", E. Yýmaz'a göre, ucuz pahalý satalým þu iyiliði, alan olursa bu dar zamanda ne iyi deðil mi? "Ne garip, eskiden insanlarý zorla köle yapardýk; þimdi seve seve geliyorlar. Kapitalizmin en göz kamaþtýran baþarýsý budur!" (Emre Yýlmaz) - Vallahi hiç birþey anlayamadým hocam, bu dersi tekraredebilir miyiz? - Otur bakayým yerine, sýfýr aldýn, haylaz! Galt's'ray/Asaf Halet Çelebi Ýçim açýlýyor pilav kokan koridorlarda grand-cour'a çýkýnca içim kapanýyor ebedi vakansta çocuk olamayacaksýn artýk allasmarladýk neuf-cent-dix-neuf ....... Ayten Suvak
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ayten Suvak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |