..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Yûþa Irmak




18 Temmuz 2023
Çekyataltý Romanlar  
Yûþa Irmak
Nurullah Ataç’ýn zamana meydan okumuþluðunu kim yadsýyabilir? Ataç’ýn eserlerini okuduðunuzda onunla için için tartýþýr, dil konusundaki görüþlerinden irkilirsiniz!


:CFF:
Nurullah Ataç’ýn zamana meydan okumuþluðunu kim yadsýyabilir? Ataç’ýn eserlerini okuduðunuzda onunla için için tartýþýr, dil konusundaki görüþlerinden irkilirsiniz! Durup dururken öfkeleniþlerine anlam veremeyebilirsiniz belki ama yazýlýþýndan yýllar sonra, eleþtirilerini, söyleþilerini, okurlarýna mektuplarýný her þeye raðmen tat aldýðýnýz, haz duyduðunuz bir deneme gibi okumaya devam edersiniz… Hatta haz duymanýn ötesinde, bu yazý mirasýnýn güncelliðine, yeniden gündem oluþturmasýna, bazan da anýlara alýp götürüþüne þaþar kalýrsýnýz…

Pandemi dönemi evlerden çýkamadýðýmýz o yýllarda Clubhouse’da yaptýðýmýz kültür, sanat, edebiyat sohbetlerinde Orçun, Ataç’ýn güncelerini okuduðunu büyük bir haz duyduðunu söylemiþti. Bu zamana kadar Ataç’ý adamakýllý okuduðumu söyleyemem. Ancak onun dil hususundaki eleþtirilerini, nelere takýldýðýný anlamak için çoðu kitabýný temin edip okudum. Ataç, denemelerinin birinde, “Roman okumaya geç baþladým” diyor. Sonra, ablasýnýn “sandýðýndaki” romanlara geçip, sandýktaki roman­larýn, okunmuþ ilk romanlar olduðundan bahis açýyor. Ataç’ýn hangi kitaplarý okuduðunu tahmin etmek çok da zor deðil: “Pardiyanlar’ý bi­tirdim. Monte-Cristo’yu yarýladým; ondan Joseph Balsamo’ya, Simone ile Marie’ye geçecektim; hele Sabýkalý’yý ablam pek övüyordu.” diyor…

Sanýrým her edebiyatsever için sandýkta­ okunmuþ ilk romanlar vardýr diye düþündüm. En azýndan biz 80 kuþaðý okurseverlerinin hatýra sandýklarýný açtýðýnda böylesi romanlarý olduðunu hissettim. Evet, zaman kaymasýnda ve elbette bir sevinç içinde, Beþiktaþ, Akaretler’deki öðrenci evimize geri dönüveriyorum ben de. Sanýrým bir sandýk deðil de benim de üzerine uzanýp dinlendiðim, uyuduðum çekyatýmýn altýnda böyle romanlar vardý. Bugün de çekyatýn altýnda romanlarým var ama aradýðým bir kitap yok. Çekyatýn duvara yanaþmýþ kýsmýnda okuyabileceðim birkaç kitap, beþ farklý tat ve kokuda elektronik sigara likitleri, ne olur ne olmaz diye bir paket camel, çakmak, motosiklet ile arabanýn anahtarý, flash belleðim, not defterim, bir kurþun kalem ve telefonum…

Ýstanbul’a ilk taþýnýp evlenip yerleþik hayata geçtiðim evimin odasýnda okumak için can attýðým romanlarým neredeydi diye düþündüm. Ýlk taþýndýðým zamanlar bu kitaplar saðda solda, örnekse tuvalet dolabýnýn üstünde, balkonda, yatak odasýnda dururdu. Ýlk yýllarýmda anacýðým da bizimle geçici olarak yaþadý. Bazen ne olduðunu merak ettiði romanlarýmý açýp okumaya çalýþýyordu. Annem bir romana baþlamadan önce her zaman kitabýn son sayfasýný okuyor; sonu kötü biten bir roman okuduðunu hissetmiþse kitaba bir daha dönüp bakmýyordu. Ser verip sýr vermeyen romanlar da var elbette. Sonu iyi mi kötü mü; annem okusun mu okumasýn mý bir bocalayýþ alýp baþýný giderdi ve ben bunu bugün bile hatýrlýyorum… Eþimin þahsi dolabýnda üniversitede de öðrenciyken gah ödev olarak verilmiþ, gah kendisinin merak ettiði romanlarý vardý. Örneðin, ciltlenmiþ Yaban kitabýný dün gibi hatýrlarým! Yaban’ýn baskýsý mý tükenmiþti; þurda burda aranmýþ, Kayseri’deki kitabevinin birinde güçlükle bulunmuþ ve nihayetinde kitap Ýstanbul’daki yeni yaþam alanýnda yerini almýþtý.

Yine çocukluk çaðlarýmda abimin kitaplýðýnda Tolstoy’un eserlerini hatýrlýyorum. Ýnce bir kâðýda basýlmýþ, tek cilt haline getirilmiþ “Harp ve Sulh…” kitabý… Sanýrým o zamanlar hiç kimse “Savaþ ve Barýþ” demiyormuþ. Hâlâ beni þaþýrtan Camus’un Yabancý’sýnýn Ýmam hatip okuyan abimin kitaplýðýnda ne iþi vardý? Gelecekte müftü ya da öðretmen olacak abimin Batý romanlarýný neden merek ettiðini düþünmüþtüm. Bugün ne “Harp ve Sulh” (Savaþ ve Barýþ) ilgimi çekiyor, ne de Yabancý.. Ýlgimi çeken romanlar, bilgisayarýmýn hemen yanýbaþýndaki çekyatýmýn altýnda özenle dizdiðim ve üzeri örtülü olanlardýr. Yine çocukken ablamýn evde iki romaný bir arada okuduðunu hatýrlýyorum. Bu kitaplarý kimden, nasýl bulurdu bilemiyorum ama kapaklarýndaki o renkli illüstrasyonlarýnda uzun, kývrýk kirpikli, iri gözlü, gümrah saçlý kadýnlar, elmacýk kemikleri çýkýk, saçlarý kumral ve dalgalý, göz­leri açýk renk genç adamlar olurdu. Genç adamlarla genç hanýmlar uzun uzadýya bakýþýr gibi resm ediliyordu… Belki de romanlara ilgim bu rüküþ kapaklar sebebiyle olmuþ olabilir. Colette, his yumaðý, duyarlý o eserinde Claudine’in Evi’nde, “uzun saçlý” abla­sýnýn romanlarla iliþkisini ayný coþkuyla þöyle dile getirir: “Þiirler de okurdu, ama daha nadiren. Temps gazetesinin kesil­miþ, dikilmiþ tefrikalarý, La Revue des Deux Mondes’un, Recue Bleue’nün koleksiyonlarý, Journal des Dames et des Demoiselles’inkiler. (…) Romanlar yastýklarý doldurur, nakýþ sepetini þiþirir, yaðmur altýnda unutulup bahçede erirlerdi. Uzun saçlý ablam artýk, konuþmaz, pek az yemek yer, evde bizimle karþýlaþýnca hayret eder, zil çalacak olsa sýçrayarak uyanýrdý.” (Vedia Tataraðasý’nýn çevi­risi.)

Gerçekten de öyle deðil midir? Bir kez büyülerine kapýldýðýnýzda, romanla­rýn yaþamý, bizim durgun, tekdüze günlerimizi silip süpürdüðüne þahit oldunuz mu hiç? Yani romanlara sevdalandýðýmýz o yýllarda bende etkisi tam olarak böyleydi diyebilirim ama önce hangisiydi? “Büyüklere mahsus” romanlardan ilk okuduðum bir aþk romaný­ydý! “Yýllarýn Ardýndan” Hürriyet gazetesinin bilmem kaçýncý sayfa­sýnda her gün yayýmlanmýþ sonradan… Gazetede þöyle bir sunuþ: “Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand”. Yani “Yazan” deðil de niyeyse “Nakleden”. O zamanlar ki aklýmla bu “nakleden” kelimesine ken­dimce anlamlar verdiðimi hatýrlýyorum. Hani birileri romandaki aþký sahiden yaþamýþ da Muazzez Tahsin de bunu gazete okurlarýna anlatan bir yazar olarak sanýrdým. Meðerse “nakleden” uyarlayan anlamýna geliyormuþ ve Muazzez Tahsin bazý eserlerini Fransýz edebiyatýnýn pembe romanlarýndan uyarlýyormuþ. “Yýllarýn Ardýndan” bugün tek satýrýný hatýrlamadýðým bir roman olarak duruyor bugün. Geçenlerde katýldýðým mezatta o kitabý görür görmez hemen satýn aldým. Bugün onu tekrar okur muyum, okumaz mýyým doðrusu bilemiyorum. Ama satýn aldým. Dursun o da çekyatýn altýnda… Ýtiraf edeyim ki, çekyataltýndaki romanlar içinde en eskisi hangisiydi benim için oturup tek tek bakýndým. Ziya Osman Saba’nýn bir dizesine gözüm iliþti:

“Kaybolmuþ baharýma beni götür hâtýra…”

Bir zamanlar sosyal medyanýn adýnýn anýlmadýðý, sadece televizyon ve gazetelerin hüküm sürdüðü bu ülkede bazý gazetelerin çeviri romanlara yüz çevirmediðine þahit oldum.. Ben de o dönemleri yaþayan bir okursever olarak çoðu romanla gazeteler aracýlýðýyla tanýþmaya çalýþýyordum. Okuma oburluðum yüzünden daha eski gazetelerde anlatýlan kitaplar var mý diye arþivlerden tarama iþine giriþtim. Taramalarýmda “akþam gazeteleri” olduðuna denk geldim. Yine bu akþam gazetelerinin birinde, Hatice Suat Derviþ’in adýný asla unutamayacaðým bir roma­nýnýn yazýdizisine baþladýðýný gördüm. Ýsmi sanýyorum: “Aksaray’dan Bir Perihan”dý. “Aksaray’dan Bir Perihan”ý uzun bir süre sonra, Oðlak Yayýncýlýk’ýn gönüldenliðiyle kitaplaþtýrdýðýný gördüm. Ama bu da ilgimi devþirmemiþti. Ben, Colette’in ablasýnýn yaptýðý gibi, bunlarý 1 terabaytlýk harici belleðimin içinde arþivlemiþ bir daha dönüp bakmamýþtým. Ancak ne yazýk ki sadece kitap ve gazete arþivlerimin olduðu o harici belleðimi iþ yerinde baþka bir bölüme taþýndýðýmýz gün çok sevdiðim birine almýþ olduðum hediye eþyalarla birlikte kaybettim… Bugün o arþivlerden evdeki bilgisayarýmýn diskinde çok azý duruyor. Böyle durumlarda da insan bu eserlerin ciltlenmiþ olarak kitaplýðýnda durmasýný istiyor. Demin adýný andýðým Colette gibi ben de onlarý, eski kitap­larý hayalinde özleyiþle yaþatmak isterdim.

Colette: “Bu kadar sene sonra, bu kitaplarla örülmüþ odayý görmem için gözlerimi kapamam kâfi. Vaktiyle onlarý karanlýkta da ayýrt edebiliyordum. Gece, bu kitaplardan birini seçmek için lambayý almazdým. Parmaklarýmý piyano çalar gibi rafýn üzerinde gezdirmem kâfi idi. Yýrtýlmýþ, kaybolmuþ ve çalýnmýþ olduklarý halde onlarý hâlâ sýrasýyla sayabiliyorum. Hemen hepsi doðduðumu görmüþtü.” diyor.

Baþka evlerin kitaplarý da yerli yerindedir herhalde. Benim için ilk okuduðumda Cevdet Kudret’in “Dilek” þiirindeki o son dörtlüðü unutulmazlar arasýndadýr.
Kudret:

“Nerde, hangi þehirde olursa olsun,

Etajerim, kitaplarým olsun,

Beni parasýz pulsuz seven karým olsun,

Yeter de artar bile!” diyor… Ne hazin, ne yalýn bir ifade…

Sonra M. Turhan Tan’ýn Cinci Hoca’yla Safiye Sultan’ý, Server Bedi’nin Selma ve Gölgesi ve Saffet Nezihî’nin “Zavallý Necdet”ini de unutmak mümkün deðil. Bu romanlarý okumak için sabýrsýzlandýðýmý hatýrlýyorum. Niye sabýrsýzlanmýþtým bilmiyorum ama o dönem roman okuma furyasýnda sessiz çoðunluðun arasýnda sessiz bir okursever olmamak için eski romanlarý okuma isteðim herhalde… Yýl­lar geçse de ara sýra da olsa bu kitaplarý tekrar okuyup baþkaca meraklýlarýna hediye etmiþliðim oldu. Hatta bir dönem bir týr dolusu kitaplýðýmý baþkalarý okusun diye okul kütüphanelerine hediye etmiþtim…

Bugün o kitaplardan üzerimde etkisi olanlarý hemen hatýrlarým. Bir yerde kapaðýný görsem hemen yine satýn alýrým. Bir gün boyunca bu kitaplarýn sayfalarý arasýnda dalýp giderim. Örneðin Cinci Hoca’da “Deli Ýbrahim” dönemi olanca cinnetiyle ben de yaþarým. Safiye Sultan, romanýn sonunda Venedik’i, özyurdunu hatýrlaya hatýrlaya, özlemler içinde can verdiðine bir kez daha þahit olurum. Gerçi, Deli Ýbrahim’in deliliðinin yakýþtýrma olduðunu sezerdim, yine Safiye Sultan’ýn Venedik’le en küçük bir iliþkisi olmadýðýný da bilirdim bilmesine de bu kimin umurundaydý ki… Zira bunlar zaten sonradan öðrenilmiþ þeylerdi benim için. Benim ilk romanlarým, ilk okumalarýmýn coþkusuna gölge düþürmedi ve hiç bir zaman da düþürmeyecek deyip konuyu da burada noktalayayým..

Kalýn saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çekyataltý Romanlar II
Ver Elini Gidelim
Sevgin Yüreðimde Mihenk Taþý
Olup Bitenler
Gel - Git Zaman
Kendi (M) ile Tanýþmak…

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul’u Düþünmek
O Kelime!
Ýþlenmemiþ Cevherler Ülkesi: Türkiye
Gülmek Ýçin Krala Aðlamak Ýçin Filozofa Gitmek
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düþündürdükleri
Ýki Burçlu Bir Kale: Zaman!
"Bu Dünya Ýþi Oyundur Oyun"
Hallerinden Memnun Cevherlerimiz
Üç Elma, Üç Yýldýrým
Duanýn Gizemli Yolculuðu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.