Bu öykü, 16.02.2017 tarihinde günün yazýsý seçilmiþtir.
Ayyyy ay geçen gün gittim kuaförüme bir fön çektirdim, peþine saçlarýmý boyattým, manikür pedikür, ardýnda da bir cilt bakýmý. Kuaför de kuaför ama sosyete kuaförü Nejat, Necat da asýl adý ben hep Nejat derim, hatta bazen Neco bile derim. Hiç kýzmaz darýlmaz bana. Ay nasýl darýlsýn ki dünyanýn parasýný dökerim her seferinde. Bu sefer, çok uðraþtý, Allah seni inandýrsýn otuz bin lirayý döktüm geldim Neco'nun kucaðýna. Zaten yirmi beþ bin lirasý bahþiþ de siz yine de kimselere söylemeyin, aman duymasýn kimse. Yok kýz yok, vallahi zenginlikten deðil billahi lüküslükten deðil. Arkadaþým sevmiyorum parayý hakikaten sevmiyorum. Yoksa þeyimde deðil. Ay þeyimde derken, iþte yanlýþ anlamayýn þeyin yerine gelmesi gereken o kelimeyi bulamadým, umurumda deðil diyecektim. Burada þeyim umurum oluyor yani...








Kýz inanmýyor musun bana? Hakikaten sevmiyorum ben bu parayý yaaaaa! Geçen gittim, baktým banka hesabýma ooooh bir dolu para göndermiþler, yatýrmýþlar hesabýma, çalýþtýðým, mankenlik yaptýðým ajanslar, dizilerde rol aldýðým bölümlerin paralarý bir de... Onlarda bilirler benim parayý sevmediðimi... Yeter da yeter, bu kadar para gönderiyorsunuz bu manken Damla ablanýza, O da dayanamýyor harcýyor. Burada ki (O) ben deniz oluyorum az buçuk. Durur mu ben de para? Hemen gittim bir son model BMV araba aldým. Yok arkadaþ yok para beni bozuyor ya, mezara mý götüreceðim, hemen harcarým. Altý ay önce aldýðým geçen senenin BMV sini de bir gariban manken arkadaþýma hediye ederim artýk, hediye ederim dediysem, parasýný aldýktan sonra tabi, hediyesi yüz bin dolar olur caným, ben öyle aç gözlü bir insan olsam üüüüüf nelerim nelerim olurdu þimdiye kadar. Yatlar, katlar, kürkler, kotralar, uçaklar, hatta uçak gemileri... ''Duyamadým uçak gemisini þahýslara vermiyorlar mý dediniz?'' Olsun caným olsun, ben de sadece gemisi olmayan uçak alýrým da dudaðýnýz uçuklar... Bana da yakýþýr her türlü uçaklar...








Bir kaç gün önce, manken arkadaþlarýmdan birisi aramaz mý? Pazar günü, hem de evdeyim. Evdeyim dediysem iþte bahçede ki olimpik havuzda yahu anlayýn, mahzun mahzun viskimi yudumluyorum. Olimpik dediðime bakmayýn, yarý olimpik. Benim gibi gariban bir manken nereden yaptýrsýn, tam olimpik yüzme havuzunu hem de evinin bahçesine... Neyse uzatmayalým arkadaþým ''Hadi gel öðlen yemeðine Ýspanya'ya Madrid'e gidelim. Oradan da dönüþte bir Roma ile Atina yaparýz. '' dedi... Bir kaç gündür de hesabým da baktým anormal para birikmiþ. Durur mu orada o para? O arkadaþým da bilir benim parayý sevmediðimi haspa ''Hadi kýz gidelim de bir öðlen yemeði yeyip döneriz. Madrid dediðin, Roma, Atina dediðin yer ne ki üç beþ kuþ uçuþu mesafesi, su yolu adeta bize.'' Benim hesabýmda para olacak, ben de o parayý tutacaðým, biriktireceðim, yastýk altý yapacaðým, yok dövizdi, yok borsaydý uðraþacaðým. Yemezleeeeer !








Þimdi önümüz bahar yaz. Yüklü teklifler var. Eeee, bilirler benim ne kadar sýký bir manken olduðumu, ne iyi oyuncu olduðumu, alnýmýn ne kadar terlediðini bunu yanýnda ký.....mýn da terlediðini. Dolar ile euro ile anlaþma yapacaklarmýþ. Yok anam yok, ben milliyetçi adamým, ay pardon adamým mý dedim? Düzeltiyorum ben milliyetçi kadýným. O günkü dolar veya euro kurundan bana kapý gibi Türk Parasý versinler anam babam. Hem ne dedi bizim baþkan, ''Dolarýnýzý yuronuzu Törkiþ Lira yapýn gerisini merak etmeyin.'' Tabi kýz kapý gibi liramýz var. Ne dediniz ''Daha baþkan olmadý mý?'' ay kýz ne bileyim iþte ben de sanki olmuþ gibi zannettiydim... Baþkanýmýzda olursa iyi baþkan olur, iyi baþkan ama, boy, pos, endam desen endam, her bir güzelliði kendinde toplamýþ maþallah. Cephe de savaþ zamaný düþmana göster göster geri çek, o bile yeter, altlarýna yapar da düþman, kokularý ta bizim tarafa kadar gelir...








Geçen gün dilencinin biri önümü kesti kýz. O da biliyor benim parayý sevmediðimi. Çýkarýp da eline bir ellilik toka edeyim de sevinsin þu gariban dedim. Elimi cebime attým o da ne, cebim de ne kaðýt ne de bozukluk namýna metelik yok. Amca dedim kusura bakma, bozukluðum yok, pos makinen varsa kredi kartýmý vereyim de bir yüz lira çekiver oradan. Dilenci amca yüzüme bir baktý manalý manalý... Ýnan amca yanýmda metelik yok. Ne dediysem anlatamadým amcaya üzerimde para olmadýðýný. Amca sakýn yanlýþ anlama, hem vallahi hem billahi pos makinen olsa hemen elli lira çekecektim sana sadaka olarak, hatta yok yok yüz lira bile çekerdim. Ne yapacaðým ben parayý, bana para mara lazým deðil ki... ''Tamam amca tamam, o bastonu niye üstüme kaldýrýp da geliyorsun ki dalga filan geçtiðim yok inan, inan buna.'' Dedim ve hemen kaçtým oradan arkama bile bakmadan...








Ayný ajansta beraber çalýþtýðýmýz bir arkadaþýmýn lüks bir gece kulübünde doðum günü kutlamasý vardý. Çaðýrmýþ arkadaþým beni de gitmesen olmaz, hediye almasan hiç olmaz. Önce gideyim de þuna son model bir araba alayým dedim yaþ günü hediyesi, sonra düþündüm olmaz, olmaz paket yaptýramam ben onu ayýp olur arkadaþýma. Girdim bir ayakkabý maðazasýna, üstü pýrlantalý bir ayakkabý gördüm. Fiyatý da on bin dolar. Kýzdým baþtan on bin dolara ayakkabý mý olur? Ýnsan þunun üzerine Türk Parasý ile kýrk bin lira yazar yuvarlak hesap, biz de veririz limitsiz kredi kartýmýzý, arkadaþýmýza hediyesini gönül rahatlýðý ile alýr götürürüz. Gittim patronlarýna ''Çevir kardeþim dedim þunu bizim kapý gibi Türk Parasýna, biz milliyetçiyiz, burasý da Türkiye.'' Allah var patronlarý da çok iyi adammýþ, hemen çevirdi Türk Lirasýna ''Kýrk bin lira versen de yeter abla.'' dedi... Bu da anladý benim parayý sevmediðimi galiba, ''Tamam kýz tamam al çek þu limitsiz karttan.'' dedim. Bu insanlara þaþýyorum vallahi de billahi... Nereden anlýyorlar hemen de benim parayý sevmediðimi. Sevmiyorum kýz, sevmiyorum ben bu parayý... Sade Türk Parasýný deðil, Brezilya Kruzeirosunu da, Meksika Pesosunu da, Hindistan Rupisini de, Rus Rublesini de özet ile hiç birini sevmiyorum, sevmiyorum kýz...