Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Akýl; (Us) insaný hayvandan ayýran temel yapýdýr. Ayný zamanda bu düþündedir de. Ancak akýl insanda doðuþtan var olan bir özellik deðil. Sadece aklýn oluþmasýný saðlayan milyarlaca hücre beyinde hazýrdýr. Beyin geliþimi tamamlanmasýyla hücreler harekete geçerek, usun oluþmasýnda temel göreve sahiptirler. Filozof Bacon'un belirttiði gibi, “Ýnsanýn doðasýnda akýldan çok delilik vardýr” der. Delilikse, diðer ifadeyle hayvani özellik demektir. Ýnsan doðduktan en az yedi yaþýna kadar akýlsýzlýðýyla, iþlenmemiþ madene benzer. Özellikle bu yaþa kadar çocuklar anne baþta olmak üzere, baba ve çevresindeki hareketlere bakarak yaþamýný yorumsuz içgüdüsel sürdürür. Her þey doðal tepkime þeklindedir. Beyin geliþimi tamamlandýktan sonra, insanýn sürekli doðal tepkimeyle yaþamasý düþünülemez. Çünkü doðal tepkime, insan beyinindeki hücrelere her zaman yeterli cevabý verememekte. Bu yüzden insan; ya insanileþmek zorunda veya hayvanlar seviyesindeki yaþama döner. Ýkisinin arasý zaten deliliktir. Ýþte Hayvan ile insan arasýndaki bu önemli çizgi, þu özellikle birbirinden ayrýlýyor. Ýnsan beyin yapýsý aklýn alamayacaðý derecede derinlikli, çok fonksiyonlu üstünlüðe sahip olduðundan, insaný sürekli bilinçli olmaya sürükler. Bu hazine derinliði canlý hayvan türlerinin hiçbirinde bulunmaz. Ýnsan beyin hücre zenginliðinden kaynaklý, hep ileriye doðru sýçrama yaparak, insanlaþma özelliðini öncü ve aktif duruma getirir. Fakat beyindeki sýçrayýþlar her insanýn anatomik ve psikolojik yapýsýna göre farklý gerçekleþip, bazýlarý akýllý insan konumuna gelirken, bazýlarý yarý insan veya yarým akýllý aþamada kalýrlar. Beyin hücrelerindeki sýçrayýþ, çocukluk evresinin tamamlanmasýyla bu hareketi gösterir. Hücrelerin en somut iþaretleri bak, git, sor ve incele biçimindedir. Bu tepkimeleri doðru, istekli yönlendiren kiþiler zeki ve akýllý insanlardýr. Yanlýþ ve yarým yönlendirenler akýl yoksunudur. Hücresel tepkime ya da sinyallerin doðru yönlendirilmesinin formülü ise, sorgulama ve analitik davranmaktýr. Fakat çoðu kiþi beyinden gelen bu uyarýlarla analitik davranmak yerine, kendisini yormayan basit egoist duygularla cevap olmaya çalýþýr. Ýnsanlarýn bugüne kadarki pratiklerinden anlaþýlacaðý gibi, çoðunluk sorgulayýcý analitik yaþamak yerine, içgüdüsel basit egoyla hareket etmektedirler. Analitik davranmayan toplumlarda bireyler, ya hayvanidir veya yarým akýllý delilerdir. Toplum ve bireylerde aklýn oluþup oluþmadýðýný, bu noktadan rahatlýkla anlamak mümkündür. Her birey, grup, toplum ve devlet yönetimleri, kendilerine göre bir akýl oluþum yöntemi bulmuþ olsalar da, bunlarýn çoðu derince sorgulanmaya muhtaç. Çünkü insanýn doðal hücresel beyin yapýsý sürekli ne, nedir, neden nasýl, niçin? Gibi aklýn almayacaðý kadar sorusal emir kipiyle doludur. Nöronsal emir kipleri her zaman bilimselliðe dayandýðýndan, bunu zahmetli ve uðraþtýrýcý gören hantal, tembel ve asalak kiþilikler, sürekli içgüdüsel egoya göre tercihte bulunurlar. Bunu o kadar fazla öne çýkarýrlar ki, gerçek tüm doðrularý kýymetsizleþtirmekte hiçbir sakýnca görmezler. Ve utanmadan bunun adýný akýlcýlýk ya da en iyi düþünce koyarlar. Evrensel deðerler gereði, her ne kadar bireysel özgürlükler ve tercihleri sorgulamak doðru olmasa da, bunun her durumda geçerli olmadýðý bilinmesi gerekiyor. Çünkü insan doðasý toplumsallýða göre gen haritasý programlanmýþtýr. Yapabildiði kadar toplumsalcý evrensel deðerleri öðrenmek gibi bir mecburiyeti var insanýn. Bu da bilimsel sorgu ve analitik düþünceyle gerçekleþen bir durumdur. Aklýn veya düþüncenin oluþumuyla ilgili böyle bir gerçeklik olduðu halde, çoðu birey, toplum ve devlet yönetimleri somut bilimsellik yerine, daha çok bilim dýþý egoist duygulara hitap eden dini vb. soyut söylencelerle yetinirler. Birey ve topluluklarý buna sürükleyen iki önemli sebep vardýr. Birincisi kiþilerin fiziki hantal yapýlarý, ikinci nokta çevre ve yaþanýlan toplumsal sistemin gerici yönlendirmesinden kaynaklanýr. Beyin hücreleri her insana insan gibi yaþa diye çeþitli sinyaller verirken, düþünsel ve fiziksel açýdan hantal kiþilikler buna uymazlar. Uyabilmesi için sorgulama mekanizmasýna ehemmiyet verecek iradeye sahip olmasý gerekir. Bu da bilimsel emek ve çaba demektir. O yüzden uyuþuk asalak karakterdeki kiþilikler, her þeyin hazýr eline gelmesinde yardýmcý olduðunu düþündüðü, din ve çeþitli hileci yöntemler tercih edilir. Soyut tercih ve hilelerle aklýn oluþtuðunu ileri süren cambazlar, bu sayede önemli maddi çýkar elde edebiliyorlar. Ancak bunun temelindeki çirkeflik, insanlarýn duygu ve emekleri sömürülmeden mümkün olmayýþýdýr. Çevre, hayvan, doða ve insan haklarý çiðnenerek elde edilen ihtiyaç dýþý varlýklar, insanýn aptallýðýný gösteren en büyük akýlsýzlýk kanýttýr. Ve þu nokta bilinmelidir ki, istisnalarýn dýþýnda, dünya topluluklarýnýn çoðunda hýrsýzlýklar son bulmadýðýna göre, insanlarda henüz gerçek akýl oluþmamýþ demektir. Aklý oluþmayan insan ya tamamen hayvanidir veya yarým akýllý delidir. Bu karakterdekilerin en çarpýcý özellikleri hiçbir þeyde sýnýr ve kural tanýmayýp, sorgusuz sualsiz her þeye özenen maymun iþtahlý olmalarý. Diðer taraftan akýllý olmanýn temel özellikleriyse sabýr, mütevazi, dost canlýsý, insana, hayvana ve doðaya deðer verip sorgulayýcý kiþiliktir. Ayný zamanda mümkün olan kaynaklarla ölçülü yaþarken lüks, özentili ve gereksiz araçlardan uzak durandýr. Ýfade edilmeye çalýþýlan akýlcý karaktere uygun dünyada parmakla sayýlacak kadar az insan vardýr. O zaman þu önemli noktalarý belirtilmek durumundayýz. Ýnsanlarýn büyük çoðunluðu yarým akýlcýlýkla aptallar sürüsünü oluþturuyorlar. Bunun yanýnda insaný, insaniyete dönüþtüren akýl gücü çok az kiþide mevcut olup, sayýsal açýdan azýnlýkta kalmasýyla, akýlsýzlarýn iþi daha da kolaylaþmakta. Böylece aklýn oluþumunda sihirli anahtar olarak “Sorgulama” en temel ilke þeklinde karþýmýza çýkýyor. Büyük, küçük, kutsal olan olmayan her þey sorgulanmadan, akýllý olunduðunu söylemek ukalalýk veya deliliktir. Doðada yaþamý sorgulamayan iki canlý vardýr. Bunlardan birisi hayvanlar, diðeri basit çýkarlarý için sorgulamanda sürekli birilerinin arkasýndan giden yarým akýllý delilerdir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |