Sýska mý sýska, uzunca bir delikanlýydý Ertan. Kentin en zengin ailesinin tek evladý ve tek varisiydi. Ne yazýk ki geri zekalýydý Ertan. Ailesi çok çabalamýþ oðullarýný derleyip toparlayacak bir kýz bulup evlendirmek için. Ne yazýk ki böyle birini bulamamýþlardý.
     Ertan dünyadan habersiz, aðzýna aldýðý bir parça üstüpüyü sakýz gibi çiðneyerek, ha bire gezerdi.Kapý üzerinde unutulmuþ bir anahtar gördü mü hemen kapýyý kilitler, dükkan sahibinin gelmesini beklerdi.. Dükkan sahibi döndüðünde anahtarý verirken ateþine bakmayý ihmal etmez ve sorardý, deli misin yoksa hasta mýsýn, ateþin mi var diye. Dükkan sahibinin yanýndan ayrýlýrken de ha ayý ha derdi.
     Kente yeni taþýnmýþtým. Dükkanýmýn kapýsýný açtýðýmda anhtarý üstünde unutmuþum. Biraz sonra ince yapýlý uzunca boylu biri geldi. Anahtarý kapýdan aldý, tam hey ne yapýyorsun sen diye seslenecektim ki kapýyý açtý. Ýçeri girdi. Elindeki anahtarý uzattý. Anahtarý elinden alýrken diðer elini sert bir þekilde alnýma doðru uzattý. Benden en az on beþ santim uzun olan adamýn hareketine reflekslerimin etkisiyle sert bir þekilde karþýlýk verdim. Alnýma uzanan eli bileðinden yakalayarak yana ittim. Adamýn caný yanmýþtý. Ha ayý ha diyerek can havliyle kendisini sokaða attý. Karþý komþum olanlarý görmüþtü. Hýzla uzaklaþan kiþiye Ertan diye seslendi. Erten geriye bakarak beni iþaret etti.
     Ha ayý ha dedi ve tuzlayayým da kokma anlamýnda iþaretler yaptý. Komþumun ýsrarýyla geri döndü. Üçümüz de koltuklara oturduk. Çay ocaðýndan getirttiðim çaylarla tanýþmamýzý kutladýk. Ertan’la arkadaþ olmuþtuk artýk. Sýk, sýk yanýma uðrar, nice ýsrardan sonra çayýmý içmeyi kabullenirdi. Bazen anahtarý kapýda unuttuðum olurdu. Anahtara kesinlikle ellemez, sadece anahtarý gösterir ve ha ayý ha demeden de edemezdi.
     Ertan’ýn anahtar tutkusu ve üstüpü çiðneme tutkusunun yanýnda, sinema tutkusu da ünlüydü. Aðzýnda ki üstüpüyü sakýz gibi çiðnerken, en öndeki sýralarýn ikincisine oturur, ayaklarýný önündeki birinci sýranýn arkalýðýna uzatarak boylu boyunca uzanarak filmi seyrederdi. Antrakta dahi bozmazdý bu oturuþunu.
     Kente Ýbrahim adýnda genç bir polis atanmýþtý. Komiseriyle birlikte sinemadaki asayiþi kontrol ediyorlardý. Komiser Ertan’ý çok yakýndan tanýdýðý halde, gýr gýr olsun diye, polis Ýbrahim’e
     Baksana þu adamýn oturuþuna. Hemen git onu uyar der. Polis Ýbrahim hemen Ertan’ýn yanýna gider ve onu hýþýmla dürter.
     Þiþt hemþerim ne biçim oturuþ bu böyle. Þöyle bir doðrulda adam gibi seyret der. Ertan geriye doðru bakar ve polis Ýbrahim’e
     Ha ayý ha derPolis Ýbrahim bakar ki karþýsýnda aðzýnda üstüpü çiðneyen bir deli var, hemen komserin yanýna döner ve
     Ama komiserim o adam deli der. Komiser gülerek
     Tamam ,tamam anlaþýldý der.
     Yýllar sonra, ayrýldýðým kente dost ziyaretine gittiðimde Ertan’ý sordum
     Ölüsünü Saburhanede bir çukurda buldular yanýtýný aldým. Dükkanýmýn sessiz, sakin ve özverili bekçisinin hayatýný bir hela çukurunda noktalamasý çok üzmüþtü beni. Aklýma geldikçe rahmetle anarým Ertan’ý



                         ÖZCAN NEVRES